Çelik: CHP Hukuku Hiçe Saymadan Formül Getirsin, Bakalım
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması tartışmaları ile ilgili, “Anayasa ve yasalar çerçevesinde, hukuku hiçe saymadan, keyfiliğe düşmeden CHP formül geliştirsin.
Bu formülü görelim bakalım. Neye göre, neye istinaden böyle bir şey yapacaksınız.” dedi.
Hüseyin Çelik, düzenlediği basın toplantısında CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakkındaki yolsuzluk iddialarını yanıtladı. Çelik, “Ben Gaziantep’e gittim de kötü mü oldu? Senin partini sandığa gömdük. Van’da da senin partini arkadaşlarımla birlikte sandığa gömdük. Ben Van’a, depremde de gittim, musibette de gittim, düğünlerde de gittim, başsağlığında da gidiyorum.” dedi.
Kılıçdaroğlu’na bir de çağrıda bulunan Çelik, “İkimiz Van’da birer miting düzenleyelim. Ben Genel Başkan falan değilim. Eğer ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun 10 katı büyüklüğünde bir miting yapamazsam, kamuoyu önünde Kılıçdaroğlu’ndan özür dilerim.” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU İYİ BİR STAND UP'ÇI OLABİLİR”Kılıçdaroğlu’nu dünkü grup toplantısında seyrettiğini söyleyen Çelik, “Bazı insanlar güldüreyim derken gülünç oluyorlar. Doğrusu Cem Yılmaz, Ata Demirer beni bağışlasınlar. Onlar işlerini hakkı ile yapıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nu dün grup toplantısında seyrettim. İyi bir stand-upçı olabilir. Oraya gelen insanları güldüreyim derken başka insanların haysiyet ve kişilikleri ile nasıl oynarsınız?” diye sordu. "İDEOLOJİK KAMPA DÖNÜŞTÜRÜLEN KÖY ENSTİTÜLERİNİ KAPATAN RAHMETLİ MENDERES VE İLERİ’Yİ RAHMETLE ANIYORUM" CHP’nin köy enstitülerini tüm dünyaya medeniyetin iftihar kaynağı bir müessese olarak takdim ettiğini hatırlatan Çelik, “Köy enstitüsüne gitmek için mutlaka köy çocuğu olmak gerekiyor. Öğretmen olunca mutlaka köye gideceksin. Bu, köylüysen köylü kal, demektir.” dedi.
CHP’nin, köy enstitülerini ideolojik bir kampa dönüştürdüğünü ifade eden Çelik, “Köy enstitülerinin kuruluşunda elbette bu ülkeye hizmetleri olmuştur. Ancak ideolojik bir yuva, bir kamp haline geldiği için köy enstitülerini tarihe gömen, kapatan dönemin Başbakanı merhum Menderes’i, dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’yi de rahmetle anıyorum.” şeklinde konuştu.
“ANAYASA VE YASALAR ÇERÇEVESİNDE, HUKUKU HİÇE SAYMADAN, KEYFİLİĞE DÜŞMEDEN CHP FORMÜL GETİRSİN, BAKALIM”Açıklamalarının ardından Çelik, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması konusunda Meclis’te bir düzenleme yapılacağı yönünde haberler çıktığının belirtilerek, “AK Parti’nin bu konudaki tutumu ne olacak?” şeklindeki bir soru üzerine Çelik, “Bu konu gündeme geldiği günden beri, 'CHP’ye formülü yazın getirin' diyoruz. CHP’nin getirdiği bir formül yok. A, B, C şahsı üzerinde durmuyorum. Bir iki gazeteci arkadaşımız, bir general, bir profesör… Bunları siz listenizden aday yapacaksınız, milletvekilliğini hapishaneden adam çıkarma aracı haline getireceksiniz. Peki, bu masum diğer vatandaşın günahı ne? Şu anda Silivri’de tutuklu olan diğer insanların kabahati ne? Anayasa ve yasalar çerçevesinde, hukuku hiçe saymadan, keyfiliğe düşmeden CHP formül geliştirsin. Bu formülü görelim bakalım. Neye göre, neye istinaden böyle bir şey yapacaksınız?” cevabını verdi. “SAVCILAR NEYİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORLAR”27 Nisan e-muhtırası ile ilgili yasal sürecin başlatılması gerektiği yönündeki açıklamalarla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Çelik, “Bildiriden kısa bir süre sonra, Sayın Büyükanıt ile başbaşa bir görüşme gerçekleştirdim. O zaman Büyükanıt, bunun bir muhtıra olmadığını, TSK’nın hassasiyetinin kamuoyu ile paylaşıldığını söylemişti bana. Birisi 'bu muhtıradır' diyor, diğeri 'değildir' diyor. Hükümet bunu bir muhtıra olarak algıladı ve gerekli cevabı verdi. O muhtıra bir paçavraya dönüştü. Hükümetin verdiği cevap ile o muhtıra ise bile bir kâğıt parçasına dönüştü.” dedi.
TBMM’de oluşturulan araştırma komisyonunu hatırlatan Çelik, “Bütün darbeler, muhtıralar incelenecek. Ciddi bir araştırma yapılacak, rapor hazırlanacaktır. Bu rapor bizi de kamuoyunu da aydınlatacaktır ve icra organının da yol haritası olacaktır. Yargıya çok büyük bir hazırlık yapılmış olunacak belki bununla.” şeklinde konuştu.
Müşteki olduklarında, dava açtıklarında iktidar yargıyı etkiliyor eleştirilerine maruz kaldıklarını dile getiren Çelik, “Şu anda sivil toplum gayet iyi çalışıyor. Savcılar neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Hangi konuda kimlerle ilgili inceleme soruşturma başlatacakları yargının işi, savcıların işidir.” dedi.
“BEN OLSAM TAVRIM O ŞEKİLDE OLMAZDI”Başka bir gazetecinin, “Geçtiğimiz hafta bir karşılama töreninde İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in bir vatandaşla diyalogu yansıdı. Değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Çelik, “Bu kamuoyunda çok tartışıldı. Her insanın farklı bir tarzı vardı. Ben olsam orada, vatandaşın böyle bir şey söylemesi üzerine tavrım o şekilde olmazdı, demekle yetinmek isterim.” ifadelerini kullandı.
Hüseyin Çelik, düzenlediği basın toplantısında CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakkındaki yolsuzluk iddialarını yanıtladı. Çelik, “Ben Gaziantep’e gittim de kötü mü oldu? Senin partini sandığa gömdük. Van’da da senin partini arkadaşlarımla birlikte sandığa gömdük. Ben Van’a, depremde de gittim, musibette de gittim, düğünlerde de gittim, başsağlığında da gidiyorum.” dedi.
Kılıçdaroğlu’na bir de çağrıda bulunan Çelik, “İkimiz Van’da birer miting düzenleyelim. Ben Genel Başkan falan değilim. Eğer ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun 10 katı büyüklüğünde bir miting yapamazsam, kamuoyu önünde Kılıçdaroğlu’ndan özür dilerim.” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU İYİ BİR STAND UP'ÇI OLABİLİR”Kılıçdaroğlu’nu dünkü grup toplantısında seyrettiğini söyleyen Çelik, “Bazı insanlar güldüreyim derken gülünç oluyorlar. Doğrusu Cem Yılmaz, Ata Demirer beni bağışlasınlar. Onlar işlerini hakkı ile yapıyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu’nu dün grup toplantısında seyrettim. İyi bir stand-upçı olabilir. Oraya gelen insanları güldüreyim derken başka insanların haysiyet ve kişilikleri ile nasıl oynarsınız?” diye sordu. "İDEOLOJİK KAMPA DÖNÜŞTÜRÜLEN KÖY ENSTİTÜLERİNİ KAPATAN RAHMETLİ MENDERES VE İLERİ’Yİ RAHMETLE ANIYORUM" CHP’nin köy enstitülerini tüm dünyaya medeniyetin iftihar kaynağı bir müessese olarak takdim ettiğini hatırlatan Çelik, “Köy enstitüsüne gitmek için mutlaka köy çocuğu olmak gerekiyor. Öğretmen olunca mutlaka köye gideceksin. Bu, köylüysen köylü kal, demektir.” dedi.
CHP’nin, köy enstitülerini ideolojik bir kampa dönüştürdüğünü ifade eden Çelik, “Köy enstitülerinin kuruluşunda elbette bu ülkeye hizmetleri olmuştur. Ancak ideolojik bir yuva, bir kamp haline geldiği için köy enstitülerini tarihe gömen, kapatan dönemin Başbakanı merhum Menderes’i, dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’yi de rahmetle anıyorum.” şeklinde konuştu.
“ANAYASA VE YASALAR ÇERÇEVESİNDE, HUKUKU HİÇE SAYMADAN, KEYFİLİĞE DÜŞMEDEN CHP FORMÜL GETİRSİN, BAKALIM”Açıklamalarının ardından Çelik, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması konusunda Meclis’te bir düzenleme yapılacağı yönünde haberler çıktığının belirtilerek, “AK Parti’nin bu konudaki tutumu ne olacak?” şeklindeki bir soru üzerine Çelik, “Bu konu gündeme geldiği günden beri, 'CHP’ye formülü yazın getirin' diyoruz. CHP’nin getirdiği bir formül yok. A, B, C şahsı üzerinde durmuyorum. Bir iki gazeteci arkadaşımız, bir general, bir profesör… Bunları siz listenizden aday yapacaksınız, milletvekilliğini hapishaneden adam çıkarma aracı haline getireceksiniz. Peki, bu masum diğer vatandaşın günahı ne? Şu anda Silivri’de tutuklu olan diğer insanların kabahati ne? Anayasa ve yasalar çerçevesinde, hukuku hiçe saymadan, keyfiliğe düşmeden CHP formül geliştirsin. Bu formülü görelim bakalım. Neye göre, neye istinaden böyle bir şey yapacaksınız?” cevabını verdi. “SAVCILAR NEYİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORLAR”27 Nisan e-muhtırası ile ilgili yasal sürecin başlatılması gerektiği yönündeki açıklamalarla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Çelik, “Bildiriden kısa bir süre sonra, Sayın Büyükanıt ile başbaşa bir görüşme gerçekleştirdim. O zaman Büyükanıt, bunun bir muhtıra olmadığını, TSK’nın hassasiyetinin kamuoyu ile paylaşıldığını söylemişti bana. Birisi 'bu muhtıradır' diyor, diğeri 'değildir' diyor. Hükümet bunu bir muhtıra olarak algıladı ve gerekli cevabı verdi. O muhtıra bir paçavraya dönüştü. Hükümetin verdiği cevap ile o muhtıra ise bile bir kâğıt parçasına dönüştü.” dedi.
TBMM’de oluşturulan araştırma komisyonunu hatırlatan Çelik, “Bütün darbeler, muhtıralar incelenecek. Ciddi bir araştırma yapılacak, rapor hazırlanacaktır. Bu rapor bizi de kamuoyunu da aydınlatacaktır ve icra organının da yol haritası olacaktır. Yargıya çok büyük bir hazırlık yapılmış olunacak belki bununla.” şeklinde konuştu.
Müşteki olduklarında, dava açtıklarında iktidar yargıyı etkiliyor eleştirilerine maruz kaldıklarını dile getiren Çelik, “Şu anda sivil toplum gayet iyi çalışıyor. Savcılar neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Hangi konuda kimlerle ilgili inceleme soruşturma başlatacakları yargının işi, savcıların işidir.” dedi.
“BEN OLSAM TAVRIM O ŞEKİLDE OLMAZDI”Başka bir gazetecinin, “Geçtiğimiz hafta bir karşılama töreninde İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in bir vatandaşla diyalogu yansıdı. Değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine Çelik, “Bu kamuoyunda çok tartışıldı. Her insanın farklı bir tarzı vardı. Ben olsam orada, vatandaşın böyle bir şey söylemesi üzerine tavrım o şekilde olmazdı, demekle yetinmek isterim.” ifadelerini kullandı.