Gazeteciler, Basının Geleceğinden Endişeli

Uludağ Üniversitesi’nde düzenlenen 'Yüz Yüze Söyleşiler'e konuk olan gazeteciler Ragıp Duran, Saygı Öztürk ve Fikri Akyüz, Türk basınının teknolojik olarak çok ilerlediğini, nitelik olarak ise gerilediğini belirtti.

Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlük A Salonu 'nda İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lale Karabıyık 'ın yönettiği panelde gazeteciler, basının dünü ve bugününü anlattı. Gazeteciler, basının gerçekleri yazmaktan uzaklaştığını, yazanların da çeşitli baskılar altında olduğunu iddia etti. Gazeteci Ragıp Duran, basının eskiden toplumun içinde olduğunu belirterek, “Ancak 1980 'den sonra plazalarla başlayan 'medya ' döneminde her şey altüst oldu. O gün bugündür 'villa-medya-layla ' üçgeninde gazetecilik gündemde.” dedi.

Gazeteciliğin zanaatkâr niteliğinden çıkıp dev bir sanayi haline geldiğine işaret eden Duran, Türk basınının, gazeteci mahallesini 'Babıâli ' gibi iktidar merkezinin bulunduğu yere kurmakla en büyük yanlışı yaptığını savundu.

Ragıp Duran, şöyle devam etti: “Hiçbir ülkede basın mahallesi iktidara yakın kurulmamıştır. Bizde ise iktidarın kanatları arasında kendini güvende ve güçlü hissetmiştir. Basının, bir dönem hâki renkli apoletleri vardı, şimdi ise yeşil renkli apoletleri var. Kim lokomotifse, medya vagonlarını istediği yere çekiyor. Bu durumun düzeleceğine ilişkin de hiç iyimser değilim.”

Gazeteci Saygı Öztürk de patronların başka işler yapmasından dolayı gerçeklerin yazılamadığını, yazanlar için de gazeteciliğin tehlikeli hale geldiğini savundu. Öztürk, “Muhalif çizgide olan her gazeteci, içeri alınma korkusu yaşıyor. Ben her sabah kalktığımda, kapının önünde minibüs var mı diye pencereden dışarı bakarım. Hakkımda 150 'nin üzerinde açılmış dava var.” ifadesini kullandı.

Avukatlıktan gazeteciliğe geçtiğini hatırlatan Fikri Akyüz ise medyaya girerken çok umutlu olduğunu belirterek, “Vatanı kurtaracağımı umuyordum, şimdi kendimi kurtarmaya çalışıyorum.” şeklinde konuştu.

Gazeteciler daha sonra soruları cevapladı. Söyleşiyi izleyen Rektör Prof. Dr. Kamil Dilek, konuklara teşekkür ederek, geleneksel desenler işlenmiş çini tabaklar armağan etti.