Kktc'de Geçitköy Barajı'nın Temeli Atıldı

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye'den gelecek su ve elektriğin, ada için bulunmaz bir nimet olacağını vurgulayarak, kıymetinin iyi bilinmesini ve Rum komşuların kendilerine ve Türkiye'ye dostça yaklaşmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye'den gelecek su projesinin kıymet ve anlamı bilinirse aynı zamanda bir "Barış Projesi" ve suyun da bir "Barış Suyu" olduğunu vurguladı.

Eroğlu, 21. yüzyılda suyun kazanacağı öneme paralel bir proje olan projenin, Kıbrıs'ta ortak devlet kurulursa iki kurucu devlet arasındaki ilişkilerin gelişmesini; ortak devlet olmazsa da iki komşu devletin yakınlaşmasını ve işbirliğini sağlayacağını ifade ederek, ikisine de hazır olduklarını söyledi.

"Asrın Projesi'nde 2. dev adım" diye nitelenen Geçitköy Barajı'nın temeli Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, Türkiye'nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu'nun katılımıyla atıldı.

1986'DA ÖZAL'LA İMZALANAN PROTOKOL
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye'nin KKTC'yi tanıdığı, başka ülkelerin ise baskılar sonucu tanıma kararını geri aldığı dönemin ardından, KKTC'nin kuruluşunun üçüncü yılında, 1986 yılında dönemin Türkiye Başbakanı Turgut Özal'la birlikte iki ülke arasında işbirliği protokolü imzaladıklarını hatırlattı. "Dostlarımız sinmek durumunda kalırken düşmanlarımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortadan kalksın diye yapmadıkları şey bırakmıyorlar. Ve Anavatan Türkiye Başbakanı Dünya'nın dikkatine Türkiye'nin tutumunu ve kararlılığını daha iyi getirebilsin diye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti ile resmi bir antlaşma yapıyor" diyen Eroğlu, KKTC'nin her alanda gelişmesi için imzaladıkları protokolde 18 gölet yapımının da yer aldığını anlattı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, 3'ü yeraltı sularını zenginleştirme, 15'i desulama amaçlı bu göletlerden Geçitköy Göleti'nin temelini 1989'da attıklarını ve 1990'da bitirdiklerini, o günleri çok iyi hatırladığını ifade ederek, "Ve şunu samimiyetle söylüyorum ki daha o günlerden başlayarak bir gün suyun buralara akacağını hayal ediyor, bunu düşünmekten, hayal etmekten susuzluğun acısını bilen bir köy çocuğu, bir Kıbrıs insanı olarak büyük bir mutluluk duyuyordum" dedi.

GEÇİTKÖY 2. BÜYÜK GÖLET. BUGÜN KAPASİTESİ 26 MİLYON METREKÜP
Geçitköy'ün 1974 sonrasında inşa edilen 18 göletten Gemikonağı'ndan sonra ikinci büyük gölet olduğunu ve yaklaşık 1.8 milyon metreküp su toplama kapasitesi bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün ise kapasitenin 14 kat büyüyerek, 26 milyon metre küpe çıkacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, tüm göletlerin bugünkü kapasitesi 10 milyon metreküp civarındayken Geçitköy'de tutulacak su miktarının 26 milyon metreküp olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'den gelecek su miktarının ise yılda 75 milyon metreküp olacağını hatırlattı.

"GÖLETİMİZ KOSKOCAMAN BİR BARAJ OLUYOR"
Üniversitelerde ve turizmde sağlanacak gelişmelerle önümüzdeki 10-15 yılda bunun yarısının içme ve kullanma suyu olarak kullanılacağını; sulu ziraat alanlarının da yaklaşık 37 bin dönüm artacağını anlatan Eroğlu, "Bu müthiş bir potansiyel, inanılmaz bir sıçrama yapma olanağı demektir. Değerli kardeşlerim, bugün mutluyuz, heyecanlıyız, gururluyuz... Göletimiz, koskocaman bir baraj oluyor" diye konuştu.

"TARİHE KOSKOCAMAN BİR NOT" Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Geçitköy Barajı'nın, Anavatan Türkiye ile KKTC'nin ayrılmaz birlikteliğine çok anlamlı bir halka eklediğini dile getirerek, 30 Mart 2012 tarihine iki ülke ilişkilerinin yeni bir doruk noktası olacak şekilde atılacak baraj temeliyle tarihe silinmeyecek, göz ardı edilemeyecek koskocaman bir not düştüklerini söyledi.

7 Mart 2011'de Türkiye'de Alaköprü'de atılan temel için asrın projesi yakıştırmasının çok doğru bir tanımlama olduğunu, çünkü 21'inci yüzyılın suyun stratejik öneminin giderek artacağı bir yüz yıl olacağını ve ilk kez böylesi bir teknolojiyle suyun deniz altından başka bir noktaya taşındığını anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ne mutlu bizlere ki insanlık, bölgemiz ve dünyamız için yepyeni ufuklar açacak böylesi bir projeye bizler imza atıyoruz. Ne mutlu bize ki ulus olarak Dünya'da bir ilke imza atıyor ve deniz altından geçecek borular için asma yöntemini kullanıyoruz. Asrın Projesi adım adım ilerliyor.

Eminim ki günün birinde tarihçiler bu günü Kıbrıs'ın birçok açıdan dönüşüm yaşaması bakımından önemli mihenk taşlarından birinin temelinin atıldığı zaman noktası olarak saptayacaklardır." Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 36 yıllık siyasi yaşamında en büyük özleminin ve hayalinin, halkının refah, mutluluk ve güven içinde yaşaması, Anavatan Türkiye ile ilişkilerinin hiç kopmaması, hep en sıcak şekilde devam etmesi olduğunu belirterek, 1960 öncesinde Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği'nin ilk kez resmen talep ettiği Türkiye'den Kıbrıs'a su getirilmesinin, politikaya girdikten sonra hep aklının bir köşesinde yer aldığını anlattı.

Eroğlu, Türkiye'nin 10 Başbakanı ve 6 Cumhurbaşkanı ile çalışma bahtiyarlığına eriştiğini ifade edere o günleri çok iyi hatırladığını ifade ek, "Herkesle bu projeyi konuştum, herkes olaya heyecanla yaklaştı. Şu veya bu projeler yapıldı, denemelere girişildi. Ben parti başkanı ve Başbakan olarak bu konunun hep üzerinde durdum" dedi.

"PROJENİN MİMARI ERDOĞAN'DIR"
2009 Milletvekilliği seçimlerinde de 2010 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Anavatan Türkiye'den KKTC'ye su ve elektrik enerjisi getirilmesi için çalışacağını, konunun üzerinde önemle duracağını vurguladığını belirten Eroğlu, "Ama şu açık ki bu son projenin mimarı hiç kuşkusuz Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.

Eroğan'ın daha İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden Kıbrıs'a su götürülmesi konusunu kafasında projelendirmeye başladığını ve günü gelince gereken direktifleri verdiğini, çalışmaların yapıldığını ve projenin artık adım adım hızla ilerlediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Erdoğan'a, önceki Devlet Bakanı Cemil Çiçek'e, Kıbrıs İşlerinden Sorulu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'a, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Türkiye Hükümeti'ne ve her zaman yanlarında olan Anavatan'daki kardeşlerineteşekkür etti. "DOĞUM GÜNÜMDE..." Cumhurbaşkanı Eroğlu, Alaköprü'de geçen yıl 7 Mart'ta ilk dev adım atıldığını, şimdi Geçitköy'de ikinci devam adımın atıldığını kaydederek, Başbakan Erdoğan'ın, kendisinin doğum günü olan o gün projenin 1 yıl erken, 7 Mart 2014'te bitmesi talimatı verdiğini, gerekli paranın da hazır olduğunu söylediğini kaydederek, müteahhidin de sözüne şahit olduğunu anlattı. Eroğlu, "İnşallah 7 Mart 2014 saat 13.00'te bu baraja suyun aktığını hep birlikte göreceğiz ve o gün bizim ikinci bayramımız olacaktır" dedi.

Eroğlu, şunları söyledi: "İnşallah işler hep yolunda gidecek ve Allah'ın izni ile Sayın Başbakan Erdoğan'ın ilan ettiği üzere 7 Mart 2014'te, normalden bir yıl önce, yine benim bir doğum günümde her şey tamamlanarak su Anavatan'dan Kıbrıs'a akmaya başlayacak, beni, tüm halkımızı, tüm ulusumuzu sevince, gurura boğacaktır. Mehmetçik ve Mücahidin birlikte gerçekleştirdikleri 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtı Kıbrıs Türk halkına bir coğrafya yaratmış bu coğrafyada güven içinde hayatımızı sürdürmemizi mümkün kılmıştır.

Anavatan Türkiye'nin büyük desteği halkımızın çalışkanlığı Rum'un tüm engelleme girişimlerine karşın devam eden azmi sayesinde ekonomik ve sosyal olarak büyük gelişme gösterdik. Daha ileri gitmek daha da gelişmek için ise çalışıyoruz. İşte bu su projesi bugüne kadar kurduğumuz tüm hayalleri, tüm projeleri inanılmaz derecede olumlu yönde etkileyecek potansiyele sahip görünüyor. Yeter ki çalışmaya, bu su potansiyelini en iyi nasıl değerlendirebiliriz arayışına devam edelim...."

NEDEN ASRIN PROJESİ?
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türk mühendis ve müteahhitlerinin artık dünyanın en ilerileri arasında yer aldığını, su projesinin de teknolojik açı kadar anlamı ve içeriği bakımından da asrın projesi olduğu inancı taşıdığını dile getirerek, nedenlerini şöyle açıkladı: "Çünkü bu proje, 21'nci yüzyılda suyun kazanacağı öneme paralel bir projedir. Bu proje Kıbrıs'ta bir ortaklık olursa o günleri çok iyi hatırladığını ifade eiki kurucu Devlet arasındaki ilişkilerin gelişmesine, işbirliği olanaklarının artmasına büyük katkı sağlayacak niteliktedir. Yok eğer olmaz herkes kendi yoluna devam ederse de bu proje iki komşu devleti birbirine yakınlaştırma, işbirliği yapmalarını sağlama açısından büyük önem taşıyacaktır. Biz ikisine de hazırız.
Unutmayalım ki bir zamanlar kimse Güney Kıbrıs'ın bizden elektrik enerjisi alacağını düşünemezdi ama aldılar, alıyorlar...

"BULUNMAZ NİMET... RUM KOMŞULAR DOSTÇA YAKLAŞMALI"
Ben inanıyorum ki Anavatan Türkiye'den buraya gelecek su ve elektrik enerjisi Kıbrıs Adası için bulunmaz bir nimet olacaktır. Bunun kıymeti iyi bilinmeli ve Rum komşularımız artık bize ve Anavatan Türkiye'ye dostça yaklaşmalıdır. Yani bu proje aynı zamanda bir Barış Projesidir, bu su aynı zamanda bir Barış Suyudur... Eğer kıymeti ve anlamı bilinirse..."

KIBRIS SORUNU
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuşmasında Kıbrıs müzakerelerine de değindi ve kalıcı, kapsamlı, adil, yaşayabilir, Kıbrıs'taki gerçeklere dayalı bir antlaşma yapma iradesine sahip olduklarını ortaya koyduklarını, şimdi topun BM'de olduğunu söyledi. BM'nin yanı sıra Kıbrıs'la ilgilenen diğer devletlere ve AB'ye de büyük görevler düştüğünü vurgulayan Eroğlu, "İnşallah daha fazla Rum tarafının oyalama taktiklerine boyun eğmezler. Eğerlerse yazık ederler; Halkımız tarafından kendilerine duyulan güven daha da azalır" ifadelerini kullandı.

"SU GİBİ AZİZ OL"
Cumhurbaşkanı Eroğlu, "su gibi aziz ol" sözüne atıfta bulunarak suyun güç ve kudret olduğunu; araştırmalara göre her yıl dünya nüfusu 93 milyon artarken 2025'ten itibaren dünyanın üçte ikisinin susuzluk çekeceğinin belirlendiğini ama Kıbrıs Türk halkının bu projeyle geleceğini garantiye aldığını kaydetti.Eroğlu, emtia haline gelen suyun yerine konulabilecek başka bir şey olmadığını anlattı.

"NE İSTEDİKSE VERDİ... ŞİMDİ DE SU..."
"Demek ki su hayat demektir" diyen Eroğlu, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "Anavatan'dan ne istedikse bize verildi, kan istedik kan, ekmek istedik, ekmek, can istedik can verildi" sözünü hatırlatarak konuşmasını "Şimdi de bize su veriliyor. Yani hayat veriliyor, yeni bir hayat veriliyor... Ey Kıbrıs Türkü, ey sevgili kardeşlerim, bunun kıymetini iyi bilelim... Verilen su bizim için hayattır... Ve bunun bedeli yoktur. Çünkü biz kardeşiz. Biz gerektiği gün bir birimiz için hayat veririz, can veririz,kan veririz. Kimse bu kardeşliği ve dostluğu bozamaz" diyerek tamamladı.

KÜÇÜK: "İKİNCİ BAYRAM SUYLA..."
Başbakan İrsen Küçük, Kıbrıs Türkü'nün bayram yaşadığını, böyle bir mutluluğa kavuşmanın önemli olduğunu, ikinci büyük bayramın da Anadolu'dan gelecek suyla yaşanacağını söyledi.

Küçük, asrın projesiyle Kıbrıs Türk halkının Anadolu halkına yeni bir bağla bağlandığını kaydederek, atılacak temelle mutlu sona bir adım daha yaklaşacaklarını vurguladı.

Başbakan Küçük, suyun önemine işaret ederek su olmayan yerde hayat, bereket, medeniyet, kalkınma olamayacağını kaydetti ve KKTC'de kalkınmada öncelikli sektör kabul ettikleri turizm ve eğitim sektörleri için her halukârda suya ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.

Yar o günleri çok iyi hatırladığını ifade eı kurak Akdeniz ikliminde Kıbrıs'ın sık sık kuraklıkla karşı karşıya kaldığını belirten Başbakan İrsen Küçük, Türkiye'den gelecek suyun hem içme hem de sulama amacıyla kullanılacağını; sulu ziraatın gelişeceğini ifade etti.

Tarım, hayvancılık, turizmle uğraşan insanlar için suyun önemini vurgulayan Küçük, Anadolu halkına teşekkür etti.

Su yüzünden dünyada birçok kavga çıktığına işaret eden Başbakan İrsen Küçük, projenin esas sahibi olan Türkiye Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nü kutladı.

Barajın 26 milyon metreküp, Türkiye'den gelecek suyun 75 milyon metreküp olacağını kaydeden İrsen Küçük, Türkiye DSİ'de görev yaptığı zamanlarda su paylaşımı yüzünden yaşanan sıkıntılardan örnekler vererek, Türk çiftçisinin bu suyun Kıbrıs'a gelmesine izin vermesine teşekkür etti.

"2 yıl sonra suyun akışını hep birlikte kutlayacağız" diyen Başbakan Küçük, bu kararı verenlere teşekkür etti ve projenin hayırlı olmasını diledi. ATALAY Türkiye'nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'den KKTC'ye boruyla su getirme projesinin tören alanının coşku verici olduğunu ve burada bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, tören alanını bayram alanına çevirenlere ve katılanlara teşekkür etti; "Bayramınız kutlu olsun" dedi.

Atalay, Kıbrıs Türkü'nün özgürlük mücadelesinin önemli aşamasında böyle bir temel atma töreninde bulunmaktan onur duyduğunu belirterek, "Bu proje yürüyor. Türkiye'de Anamur tarafındaki Alaköprü barajı şu anda inşaatı hızla devam ediyor. Boru hattının yani Türkiye'den Kıbrıs'a denizden geçecek boru hattının ihalesi yapıldı ve kesinleşti. Yakında yüklenici firmalar işlerine başlayacaklar. İşte burası bugün başlatılmış, temelini atmış oluyoruz. İnşallah diğer kısımların projeleri de tamamlanacak" dedi.

Suyun dağıtım projesi üzerinde de hızla çalışma yapıldığını ve tamamlanacağını kaydeden Atalay, yarım asırdır süren Kıbrıs sorununda adil ve kalıcı bir çözüm hedefine ulaşılması için son derece kritik bir aşamaya gelindiğini de söyledi.

1 Temmuza kadar çözüme ulaşılması ve AB dönem başkanlığının Kıbrıslı Türklerin de ortak olduğu bir devlet tarafından devralınması beklentilerini koruduklarını kaydeden Beşir Atalay, "Ancak yapılan açıklamalar Rum tarafının bir takvim dayatılmaması söylemleri altında kısa vadede bir çözüme hazır olunmadığını göstermektedir. Türk kesimi ise BM parametreleri bazında iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözümü kabul ettiğini Annan Planı'nda da göstermiştir, bu tutumun bugün desürdürmektedir" dedi.

"DAHA ÇOK BEKLERLER"
Atalay, Kıbrıs Rum kesiminin, Kıbrıslı Türklerin izolasyonlar yüzünden, azınlık statüsünü kabul etmesini bekliyorsa daha çok bekleyeceğini vurgulayarak Kıbrıslı Türkler için yaşamın devam ettiğini, bunun gereği olarak da güçlü bir ekonomi, sağlam bir sosyal yapı için gereken her şeyin yapıldığını, yapılmaya devam edileceğini söyledi.

Türkiye'nin her türlü siyasi ve ekonomik desteği vermeye hazır olduğunu belirten Atalay, b o günleri çok iyi hatırladığını ifade eugünkü törenin de bunun en önemli göstergesi olduğunu, en ileri adımların atıldığını ve atılacağını kaydetti.

"RUM KESİMİ TÜRKİYE'NİN DOĞAL KOMŞUSU OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA HATIRLATILDI"
Beşir Atalay, Kıbrıslı Türklerle Anavatan arasındaki bağların perçinlendiğini belirterek, bu projeyle Kıbrıs Rum kesimine, her ne kadar kendini Türkiye'den uzak görse de, doğal komşusunun Türkiye olduğunun bir kez daha hatırlatıldığını ifade etti.

"Kıbrıs Rum kesimi artık adadan Kıbrıs Türkünün varlığını ortadan kaldırarak bir gelecek tasarlamak yerine, ayaklarını yere basarak, aklını başına alarak Türkiye'yle ekonomik ilişkilerini geliştirmiş, Kıbrıs Türkleriyle ortak yönettikleri bir federal devletin kendilerinin çıkarına olacağını da görmelidir. O zaman ada etrafındaki doğal imkanlardan da daha etkili yararlanacaklardır" diyen Atalay, Kıbrıslı Türklere de bazı mesajlar vermek istediğini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yıllardır hayalini kurduğunuz, asrın projesi diye nitelenen Türkiye'den denizden su getirme projesi önemli bir aşamaya gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs'ın her türlü eksikliğini gidermeye, yetişemediğiniz noktalarda sizlere destek olmaya çalışmaktadır. Bu işbirliği gerek uluslararası platformlarda Kıbrıs Türkü'nün haklı davasını savunma konusunda, gerekse yaşam kalitesini daha da artırmak yönünde içeride sürmektedir. Bugün temeli atılan proje, 1974 Barış Harekatı'ndan sonra yapılan en önemliiş, atılan en önemli adımdır.Suyun adaya gelmesiyle Kuzey Kıbrıs toprağının değeri başta olmak üzere üretim ve refah seviyesi daha da artıracaktır. Sizlere sunulan bu kaynağın verimli yönetileceğinden ve kullanılacağından eminiz."

"MÜZAKERELER... HAYAT BEKLEMEZ..."
Türkiye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kıbrıs sorunu müzakerelerinin sonuçlanmasını beklemenin doğal bir davranış olduğunu ancak hayatın beklemediğini kaydederek, "Allahın verdiği ömür sürelidir. Çocuklarımız çocuk olarak kalmaz, büyürler. Çözümü beklerken hayatı ihmal edemeyiz, etmemeliyiz. Devlet yönetimini, ekonomiyi ve sosyal yapıyı güçlendirerek yola devam etmek bir zorunluluktur. Güçlü bir yapı çözüm olunca da, çözümün uzaması, başka çözümlerin ortaya çıkması durumunda da sizi güçlü kılacaktır.Bu bilinçle hareket ederek, daha güçlü, daha refah içinde ve daha mutlu olursunuz. Sizin mutlu olmanız da bizi de mutlu eder" diye konuştu.
KKTC'nin, belirsizlik ve uygulanan ambargolara rağmen başlangıçla kıyaslanınca daha iyi bir noktaya geldiğini, kişi başı 16 bin dolar milli gelirle orta gelirli ülkelerin üst sıralarında yer aldığını belirten Atalay, satın alma gücü kişi başı 20 bin doların üzerine çıktığını anlattı.

"POTANSİYEL TAM KULLANILAMIYOR... DEĞİŞİMLER BAŞARILMALI"
Atalay, KKTC'de kendini kanıtlamış, işleyen demokratik yönetimin hüküm sürdüğünü kaydederek, bu gelişmişlik seviyesine rağmen KKTC'nin var olan potansiyelini tam kullandığının söylenemeyeceğini; bunun için ekonomide, sosyal alanda ilave adımlar atılmasına ihtiyaç bulunduğunu, bu adımlar için ise daha yüksek hedeflere odaklanarak bazı değişimlerin başarılmas bı ge o günleri çok iyi hatırladığını ifade erektiğini söyledi.

"KORUMACI KÜLTÜR EVRENSELİ YAKALAMAYA ENGEL OLMAMALI"
Beşir Atalay, adaların korumacı kültüre sahip olduğunu bilmekle birlikte bunun evrenseli yakalamaya engel olmaması gerektiğini ifade etti ve "Dünyada hiçbir ülke sadece kendi sermaye ve kurumsal birikimiyle bir yere gelemez. Daha ileri gitmek için dünyada birikim oluşturmuş sermayeden ve iş yapma yöntemlerinden de yararlanmak gerekir. Bunu yapmadığı ve yapamadığı taktirde gelişmenin hızı düşük kalır ve göreceli olarak geride kalır" dedi.

"KAMU ÖZELDEN DAHA İYİ MAL VE HİZMET ÜRETEMİYOR"
Dünyadaki birikmiş bilgi ve tecrübelerinden yararlanmanın eksiklik olmadığını belirten Başbakan Yardımcısı Atalay, dünyada artık kamu yönetimlerinin payını zaman içinde azalttığını ve temel düzenleme, denetleme alanlarına çekildiğini; bugün artık dünyada kamunun özel sektörden daha iyi mal ve hizmet üretemediğinin de genel kabul gördüğünü söyledi.

Beşir Atalay, rekabet gücünün artırılması için en ucuza ve en kaliteli üretimle ekonomik avantaj sağlamak gerektiğini, dünyanın bu gerçeğinin dışında kalmanın, varlık ve gücün sürdürülebilirliğini zora soktuğunu anlattı.

"ÖZEL SEKTÖR GÜÇLENİYOR, EKONOMİ RAYINA OTURUYOR"
Türkiye Başbakan Yardımcısı Atalay, TC-KKTC ekonomik programının çok verimli şekilde yürüdüğünü; KKTC'nin kalkınması için her desteği vermeye devam edeceklerini yineledi. Özellikle yeni 3 yıllık program çalışmalarının şu anda devam ettiğini, ilk 3 yıllık programın sonuçlarının çok olumlu olduğunu ifade eden Beşir Atalay, "Kuzey Kıbrıs'ta özel sektör güçleniyor, ekonomi rayına oturuyor. Ben KKTC Meclisi'ni de tebrik ediyorum. Çok önemli yasaları, özellikle geçen haftaki özelleştirmeyle ilgili yasayıçıkarmışlardır. Bütün bunlar ekonominin rayına oturmasında, ekonomik programın daha etkili yürümesinde çok önemlidir. Ben bu iradeyle bu ciddi tutumla KKTC ekonomisinin dünyayla rekabet eder seviyede yürüdüğünü ve yürüyeceğini görüyorum" ifadelerini kullandı.

Beşir Atalay, tarihi anlam taşıdığını belirttiği Türkiye'den KKTC'ye su projesinin, iki ülkeyi birbirine bağlayan en önemli projelerden biri olduğunu ifade ederek, "Bunun bilincindeyiz. Bu temeli bu bilinçle atıyoruz" dedi.

"KUZEY KIBRIS FİRMALARI DA YARIŞIN İÇİNDE"
Atalay, 2014 ilkbaharında projenin bütün safhalarının biteceğini ve açılışını yapacaklarını dile getirerek, çalışacak yüklenici firmalara başarı diledi. TC-KKTC firmalarının bu projeyi ortak yürütecek olmasından duyduğu mutluluğu da ifade ederek, "Biz gerek özelleştirmelerde, gerek ihalelerde Kuzey Kıbrıs'ın firmalarının daha çok yarışın içinde yer almasından büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.

VEYSEL EROĞLU: "PROJE FİKRİ İSTANBUL BELEDİYESİ'NDEYKEN BAŞLADI"
Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, projenin mimarı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başladığı konuşmasında, geçmişten beri su sıkıntısı yaşayan Kıbrıs'ta bu projenin asırlık bir proje olduğunu söyledi.

Veysel Eroğlu, projenin nasıl doğduğunu anlatırken, Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı iken kendisinin de e o günleri çok iyi hatırladığını ifade eİSKİ müdürü olduğunu, İstanbul'da su sıkıntısı yaşandığını ama 8 ayda İstanbul'un su meselesini kökünden çözdüklerini kaydeden Veysel Eroğlu, İstanbul'da 22 kilometrelik boru hattıyla adalara su götürdüklerinde Kıbrıs'taki bakanın da su getirilmesini istediğinde "Bize yetki verseler bizim için çok kolay" dediğini ve konuyu Erdoğan'a aktardığında"inşallah vakti geldiğinde neden olmasın" yanıtı aldığını; hükümete gelince de bu projenin başlatıldığını anlattı.

Başbakan Erdoğan'ın ekim ayında "Kıbrıs'a verdiğin sözü unuttun mu?" diye sorduğunda unutmadığını ve çalışmaların başlatıldığını kaydeden Veysel Eroğlu, çalışma sırasında denizde 1450 metre derinlikte vadiler olduğunu görünce boruları denizin 250 metre altında askıda götürme kararı aldıklarını anlattı ve "Azmin önünde hiçbir şey duramaz yeter ki niyet ve iyi niyet olsun" dedi.

Veysel Eroğlu, dünyada ilk kez uygulanan modern bir teknolojiyle uygulanacak proje için Alaköprü'den alınacak suyun büyük depoya aktarılacağını; dev borunun da denizin 250 metre altından Kıbrıs'a ulaşacağını ifade ederek, burada da Geçitköy barajına gelecek suyun bütün Kıbrıs'a barış suyu olarak akacağını anlattı.

7 Mart 2014'te projeyi bitirmek için üç vardiya çalıştıklarını vurgulayan Veysel Eroğlu, 65 metre yükseklikteki dev barajın ardından üçüncü adımın Türkiye'nin kara tarafında isale hattı; sonra da deniz geçişi ihalesinin yapıldığını, mukavelesini imzaladıklarını ve yakında temelini atacaklarını müjdeledi.

Eroğlu, Güzelyurt'taki dağıtım merkezinin de yapılacağını ve projenin zamanında tamamlanacağını; yılda 75 milyon metreküp su akacağını; bunun yarısının içme, kullanma ve sanayi su ihtiyacı için; yarısının ise tarımda sulama suyu olarak kullanılacağını ifade etti.

"Ben de şahsen bu projeye çok büyük önem veriyorum. Benim de bu güzel Yavruvatan'a karşı gönül bağım var" diyen Veysel Eroğlu, Afyon lisesinde öğrenciyken miting düzenleyerek Kıbrıslı Türklere destek verdiklerini; "Kıbrıs bizim canımız, feda olsun canımız" sloganıyla bütün Afyonkarahisar'ı çınlattıklarını söyledi.

Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yedek subay olduğunu ve askerliğinin uzadığını; bunun kendisi için büyük şeref olduğunu ifade eden Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yeşil adayı cennet gibi yapacaklarını; orman teşkilatlarının da seferberliğe başlayacağını; KKTC'deki vatandaşlara gelir getirici zeytin, keçiboynuzu, bal ormanlarına kadar birçok çalışma hazırlayacaklarını kaydederek projenin 1 milyar 100 milyon TL olacağını vurguladı. Türkiye'nin bunu başaracak gücü olduğunu; krediye biletevessül etmediklerini; kısa sürede öz kaynaklarla bunu yapacaklarını belirten Eroğlu, Türkiye'nin de KKTC'nin de yıldızının parlak olduğunu söyledi.