Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Trabzon’da
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi eksenli bir kentsel dönüşüm yaptıklarını belirterek “Türkiye’nin büyük şehirlerinde kasaba ve kentlerindeki salaş, kaçak ve depreme dayanıksız yapıları coğrafyamızdan söküp atmak bizim görevimiz, namus borcumuzdur” dedi.
Panelin açılışında konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Semih Peker, yaşam alanları seçilirken doğayla savaşmak, doğayı karşımıza almak veya doğaya kafa tutmak yerine doğayla uyumlu, jeolojik alt yapısı olan mühendislik projeleri üretmek zorunda olduğumuzu söyledi.
Peker, “Yoksa ölmeye, acı çekmeye, havanda su dövmeye devam ederiz. Biz bunları ne yazık ki bu ülkede gördük. Artık bunlara dur demeliyiz. Yeter, demeliyiz. Bunlara dur diyen, yeter diyen bir bakana da çok şükür sahibiz” diye konuştu.
‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un radikal bir kanun olduğunu kaydeden Peker “Vatandaşın hem canını hem de malını korumaya yönelik bir kanundur. Buna göre deprem riski taşıyan bölgelerdeki binalar incelenecek ve deprem esnasında yıkılma ihtimali bulunanlar derhal yıkılacak, heyelan bölgelerinde bulunan evler boşaltılıp derhal yıkılacak, sel ve taşkın sahası içindeki evler tespit edilip derhal yıkılacak. Belediye başkanlarımızı da şehrinizin, ilçenizin, beldenizin jeolojik risklerine göre ki bölgemizde yaşanan en önemli afetler heyelan, sel, taşkınlar ve kaya düşmeleridir. Kentsel dönüşüm için altlık çalışmalarınızı ve projelerinizi yaptırıp sayın bakanımıza sunmamız ivedilik arz etmektedir. Bu bağlamda belediyelerimize büyük görev düşmektedir. Sayın Erdoğan Bayraktar’ın bakanlığını yerel yöneticilerimiz fırsata çevirmelidir” ifadelerini kullandı.
Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ise Van’da yaşanan depremin son örnek olmasını temenni ederek “Tedbirler iyi alınacak olursa depremler inşallah bir felakete dönüşmemiş olacak” şeklinde konuştu.
Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık ise başta deprem olmak üzere tabi afetlere hazırlıklı olmamız gerektiğini ifade ederek “Başta şehir yapılanmalarımız olmak üzere yaşamlarımızı buna göre dizayn etmemiz gerekmektedir. Nitekim devletimiz hükümetimiz geçmişte yaşadığımız afetlerden ders alarak bu zararları en aza indirebilmek için krizi en iyi şekilde yönetebilmek için afet öncesi afet sırası ve afet sonrası alınması gereken tedbirleri koordine etmek için çok ciddi bir yapılanmaya gitmiştir” dedi.
Bakan Erdoğan Bayraktar ise Türkiye’nin yüzde 92’sinin birinci ve ikinci deprem kuşağında bulunduğunu hatırlatarak “75 milyonluk büyük bir ülkeyiz, coğrafyamız, parselimiz zor bir bölge. Van Depremi’ne, binalar, yapılar bakımından oluşturduğu travma sebebiyle çok daha ciddi bakmak zorundayız. Bu deprem olgusu sadece deprem değil afet olgusu, sel, çığ var. Bunun için bizim Türkiye’deki yaklaşık 20 milyon konut stokuna iyi bakmamız lazım. Türkiye’deki enerjinin yarısı binalarda tüketiliyor. Biz eğer enerjiyi savurmayan binalar yapabilirsek yüzde 50 tasarruf yaparak yaklaşık 12,5 milyon dolar paramızı havaya savurmamış olacağız. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi eksenli bir kentsel dönüşüm var önümüzde. Türkiye’nin büyük şehirlerinde kasaba ve kentlerindeki salaş, kaçak ve depreme dayanıksız yapıları coğrafyamızdan söküp atmak bizim görevimiz, namus borcumuzdur” ifadelerini kullandı.
“BU KANUNUN KENARINA KÖŞESİNE CÜMLESİ BİTTİKTEN SONRA RANT KELİMESİNİ GETİRMEK EN BÜYÜK HAKSIZLIKTIR” Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’un mecliste olduğunu hatırlatan Bakan Erdoğan Bayraktar, konuşması şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin yüzde 77’si şehirlerde yaşıyor. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi yasası Meclis’te. Türkiye gelişme ve kalkınma noktasında mesafe alıyor, gelişiyor, kalkınıyor. Türkiye’de 248 noktada kentsel dönüşüm başlattık. Fakat şimdi bunu çok daha radikal bir şekilde yapmak durumundayız. Bir kanun eğer radikal olmazsa yani yaptırım gücünün üstünde olmazsa yol alamazsınız. Mülkiyet hakkı esastır ama can hakkı daha esastır. Can, olmadan malı neyleyeyim. Can güvenliğinin önüne koyduk bu yasayı o yüzden. Bu yasayla jeoloji mühendislerine çok iş düşecek, inşaat malzemesi üretenlere çok iş düşecek. Bu yasayla başarılı olursak bu yasayla yapılacak konut sayısı 7 milyon bunu özel sektör yapacak. İnşaatta kullanılan malzemelerin yüzde 99’unu biz Türkiye’de üretiyoruz inşaat malzeme, teknik müşavirlik, mühendislik disiplinleri gelişecek. Şehirlerimizi sadece kentsel dönüşüm, deprem dönüşüm, afet dönüşüm olarak düşünmemek lazım. Gerçekten mühendislik mesleğini kendi kaidesi üzerine oturtacak bir sistem bu. 1.3 senede Türkiye’de bir deprem oluyor, bu olacak. Türkiye’ye gelen fay Türkiye’yi kapsıyor, 24 bin 500 km uzunluğundaki bu fay üzerindeyiz. Marmara Türkiye ekonomisinin yüzde 60’ı. Bir büyük depremde ekonomimiz yüzde 20 civarında küçülecek. Onun için bizim şu anda afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi yasasını yapmak için elimizi, kolumuzu başımızı taşın altına koyduk, iyi niyetle samimiyetle bütün gücümüzle Türkiye’de hizmet etmek için, yasayı biz çıkardık taslak haline getirdik tüm partilere bunu takdim ettim. Ancak maalesef rant yasası, şunu yapacaklar dendi. Bu kanunun kenarına köşesine cümlesi bittikten sonra rant kelimesini getirmek en büyük haksızlıktır.” Yapılan konuşmaların ardından Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Semih Peker, Bakan Erdoğan Bayraktar’a hizmetlerinden ötürü bir plaket verdi.
Öte yandan panel çıkışında Bakan Erdoğan Bayraktar, basında çıkan zırhlı araç talebi olduğu yönündeki haberlerle ilgili sorulan soruları cevapsız bırakırken, kendisinden borçları için yardım isteyen köylü bir kadına ise bir miktar para verdi .