Nevşehir’de AK Parti Siyaset Akademisi Dersleri Devam Ediyor
Nevşehir’de AK Parti Siyaset Akademisi dersleri devam ediyor.
Siyaset Akademisi 'nde 3.haftanın ilk dersini, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç verdi. Deneyim-Paylaşım dersine giren Denemeç, hem gündemi değerlendirdi hem de siyasi deneyimlerini akademiye katılanlarla paylaştı.
Konuşmasına siyasetin hayatın her alanında var olduğunu vurgulayarak başlayan Reha Denemeç, siyaseti anlayabilmek için farklı bilim dalları olduğunu hatırlattı. Denemeç, doğal hayatta yaşanan birçok olayın siyaseti doğrudan etkilediğini söyledi.
Katılımcılara dünya siyasi tarihinden ve Türkiye 'nin yakın tarihinden örnekler vererek sözlerini sürdüren Reha Denemeç, olayları kendi dönemleri içinde değerlendirmek gerektiğine dikkat çekerek, bugünün şartlarına bakarak yüzyıllar öncesinin yargılanamayacağını dile getirdi Reha Denemeç, 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AK Parti'nin, 14 ay gibi kısa bir süre sonra tek başına iktidara geldiğini hatırlatarak, “AK Parti, kurulmasından çok kısa süre sonra iktidara geldi. Bu arada diğer partiler ve bazı kesimler, AK Parti'nin 5 yılı bile dolduramayacağını iddia ediyordu. Ama Başbakanımızın ve teşkilatlarımızın büyük çabaları sayesinde AK Parti, 10. yılını geride bıraktı ve 3. kez tek başına iktidarda. AK Parti kurulduğunda Başbakanımız AK Parti'nin ülke siyasetinin merkezine oturacağını, partimizin bir dünya markası olacağını ve artık Türkiye'de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemişti. Bugün görüyoruz ki, o günkü hedeflerin hepsi gerçekleştirildi.” şeklinde konuştu.
Denemeç, 2008 yılında AK Parti hakkında açılan kapatma davasının ekonomik büyümeye zarar verdiğini savunarak, 'Kapatma davasının ekonomiye çok kötü etkisi oldu. 2009 yılında da Türkiye yüzde 4,5 küçüldü. 2008 yılında da ancak yüzde 3 büyüyebildi. O yüzde 3 büyüme, kapatma davası olmasaydı yüzde 5'ten aşağı olmazdı. Türkiye'nin zararı asgari yüzde 5 oldu ' dedi.
2010 ve 2011 yıllarında Türkiye 'de iki dönüm noktasının yaşandığına işaret eden Denemeç, şöyle devam etti: “Bu dönüm noktalarından birincisi 12 Eylül Referandumu 'nda Anayasa 'nın 26. maddesinin değişmesidir. Diğeri ise 12 Haziran Genel Seçimleri. Birinde vesayet sisteminin son kalesi yargı kabuk değiştirdi. Yargı normal haline geldi. Sonra 12 Haziran seçimlerinde bu tescillendi. Avrupa ekonomisinin artık yukarıya doğru gitme gibi bir şansı yok. Aşağıya doğru gitme eğiliminde. Ama bu konuda Türkiye 'nin şansı var. Çünkü dinamik bir ekonomisi ve genç nüfusu var. Avrupa nüfusunun yaşlı olması da onlar için bir engel. Avrupa 'da yaş ortalaması 40 'ın üzerinde. AK Parti göreve geldiğinde Türkiye 'nin yaş ortalaması 26 iken şimdi 29 oldu. Başbakan bunun için '3 çocuk yapın ' diyor. Eğer biz bu nüfusu muhafaza edemezsek Avrupa 'nın düştüğü duruma düşeriz” Akademideki derslerde 2.dersin konuğu Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yönetim Danışmanı Tarkan Zengin oldu. Zengin sunumunda siyaset iletişimin kavramsal boyutu, siyasal taraftar kazanma yolları, Türkiye'de değişen seçmen eğilimleri, günümüzün siyaset tarzı ve siyaset yapan insanlarda bulunması gereken vasıflar konularındaki bilgi ve birikimlerini katılımcılarla paylaştı. Tarkan Zengin, eğitimde yaptığı konuşmada, gönül kazanmanın siyasette başarının temel anahtarı olduğunu belirtti.
İnsanların yüzde 80'ninin duygusal nedenlerden dolayı oy kullandığını kaydeden Zengin, bu nedenle vatandaşa değer verilmesi gerektiğinin üzerinde durdu.
Vatandaşın sevinçli ve hüzünlü günlerinde yanlarında olunmasının çok önemli olduğunu dile getiren Zengin şunları söyledi; 'Siyasetçi, insanlara değer vererek onlarla bir arada olmaya gayret etmeli. Sevinçli günlerinde bir tebessüm etmek ya da acılı zamanlarında kendilerine uzanacak bir el, siyasetçiyi vatandaşın gözünde çok kıymetlenir. Yine vatandaşı dinlemek ona kulak vermek de çok önemlidir. Bu saydığımız iki şey beraberinde güveni de getirir. İnsanlarımızın geneli, kendilerine yakın olan, dertleriyle dertlenen, sevincini ve üzüntüsünü paylaşana destek verir. Her şeyin başı insanların gönlünü kazanmaktır. Davranışlarımız içten olmalı, yapmacık olmamalı. ' Program sonunda Yönetmen Sinan Çetin tarafından Cumhuriyetin ilanından sonra batılılaşma adına yapılan dayatmalara karşı hazırlanan “Mutlu ol! Bu bir emirdir!” isimli kısa film izlendi.