Baba Mesleğini 50 Yıldır Gururla Sürdürüyor

Osman Usta, sanatını icra ederken, yumuşak olduğu için kolay şekil alan kestane ağacının dallarını kullanıyor. Kestane ağacının dallarını kesip yontarak kabuklarından çay sepeti, sandalye, ekmek sepeti, beşik, süs eşyaları yapıyor. Eserlerinin doğal olması adına titizlik göstererek hiçbir metal aksama yer vermiyor. Yaptığı eşyaları satarak geçimini sürdüren Osman Usta 'nın sepetleri 20-25 liraya, sandalyeleri 25-30 liraya, beşikleri ise 600 liraya alıcı buluyor. Osman Zenginbal, bugüne kadar binlerce çay sepeti, sandalye ve büyüklü-küçüklü süs eşyalarının yanı sıra 600 'den fazla da beşik yapmış. Çaylıklarda binbir zorluklarla kesilen çaylar, alım yerlerine onun sepetleriyle taşınırken, 600 'den fazla bebek ise onun göz nuru dökerek yaptığı beşiklerde ninniler eşliğinde büyümüş.

Osman Usta, babası Ahmet Hamdi Usta 'dan öğrendiği “ahşap örücülüğü” mesleğini kendisine bırakılan en güzel miras olarak değerlendirip bu işi gururla yaptığını söylüyor. İşini icra ederken hiç bir stres yaşamadığını, hatta gündelik yaşamın getirdiği sıkıntı ve problemleri de bu işi yaparken unutup geçiştirebildiğini ifade ediyor. Osman Usta 'nın yaptığı eşyalar Ardeşen halkının iş hayatını kolaylaştırmakla kalmıyor, her yıl Ankara 'da yapılan “Rize günleri” stantlarında yerini alarak Ardeşen kültürünün farklı bir kesitini de başkente taşıyor.

Osman Usta'nın yaptığı tahta arabalar ise sadece çocukların sevinç kaynağı değil aynı zamanda büyüklerin de eğlence kaynağı oluyor. Çünkü her yıl Ardeşen'e bağlı Tunca Beldesi'nde yapılan 'Tahta Araba Şenlikleri 'nde onun el emeği arabaları yarışlarda kıvrımlı Tunca yollarının tozunu atıyor.