'Sivas Katliamının Zaman Aşımına Uğraması Kara Bir Leke'
Kocaeli Barosu Başkanı Tamer Solakoğlu, Sivas Katliamı Davasının 19 yıl sonra zaman aşımına uğramasını ‘hukuk tarihine geçen kara bir leke’ olarak değerlendirdi.
Solakoğlu, bu gibi acıların bir daha yaşanmaması için tüm kesimlerin birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi.
Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki ek davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi.
Tamer Solakoğlu, Sivas Katliamı Davası'nda verilen zaman aşımı kararın hukuk devleti açısından en hafif deyimi ile üzüntü verici olduğunu, toplum vicdanını yaralayıcı, hukuka ve adalete güven duygusunu yok edici bir karar olduğunu söyledi.
Sanıklarca işlenen suçun, bir insanlık suçu, TCK 'nun 77. Maddesine göre 'İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar 'dan olduğunu belirten Solakoğlu, “Mahkemece verilen kararı mevcut ve uygulanması gereken kanun maddelerinin arkasına sığınarak açıklamak çağdaş hukuk devletinde kabul görmez.” dedi.
Sivas Katliamı Davası 'nın bu şekilde sonuçlanmasının Türkiye hukuk tarihine kara bir leke olarak kazındığını ifade eden Solakoğlu, bu kara lekenin temizlenmesinde, hukukçular başta olmak üzere, devlet adına görev yapanların ve toplumun tüm bireylerinin büyük sorumluluklar yüklendiğini dile getirdi.
Sivas Katliamı ve benzer olayların toplumun farklı inanç ve düşünce gruplarını birbirlerine düşürerek ülkeyi büyük acılara sürüklediğini kaydeden Kocaeli Barosu Başkanı, bu acılardan ders çıkarılması gerektiğini önemle vurguladı. Solakoğlu, hukuksuzluğa karşı siyasi partilerden, yasama yürütme ve yargı organlarına kadar herkesin birlikte olması gerektiğini belirterek, “Gerçek hukuk devletinin tesis edilmesi için başta siyasi partiler olmak üzere, yasama, yürütme ve yargı organları ve sivil toplum örgütlerini hiçbir ön koşul ileri sürmeden bir kez daha göreve çağırıyoruz. Toplumsal huzur ve güven ancak hukuk devletine ulaşmamızla mümkündür. Aksi takdirde Sivas katliamı gibi daha çok acılar yaşarız.” Şeklinde konuştu.
Sivas'ta, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne ilişkin ana davadan dosyaları ayrılan 7 sanık hakkındaki ek davanın, 2 sanık yönünden ölmeleri, 5 sanık yönünden ise zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildi.
Tamer Solakoğlu, Sivas Katliamı Davası'nda verilen zaman aşımı kararın hukuk devleti açısından en hafif deyimi ile üzüntü verici olduğunu, toplum vicdanını yaralayıcı, hukuka ve adalete güven duygusunu yok edici bir karar olduğunu söyledi.
Sanıklarca işlenen suçun, bir insanlık suçu, TCK 'nun 77. Maddesine göre 'İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar 'dan olduğunu belirten Solakoğlu, “Mahkemece verilen kararı mevcut ve uygulanması gereken kanun maddelerinin arkasına sığınarak açıklamak çağdaş hukuk devletinde kabul görmez.” dedi.
Sivas Katliamı Davası 'nın bu şekilde sonuçlanmasının Türkiye hukuk tarihine kara bir leke olarak kazındığını ifade eden Solakoğlu, bu kara lekenin temizlenmesinde, hukukçular başta olmak üzere, devlet adına görev yapanların ve toplumun tüm bireylerinin büyük sorumluluklar yüklendiğini dile getirdi.
Sivas Katliamı ve benzer olayların toplumun farklı inanç ve düşünce gruplarını birbirlerine düşürerek ülkeyi büyük acılara sürüklediğini kaydeden Kocaeli Barosu Başkanı, bu acılardan ders çıkarılması gerektiğini önemle vurguladı. Solakoğlu, hukuksuzluğa karşı siyasi partilerden, yasama yürütme ve yargı organlarına kadar herkesin birlikte olması gerektiğini belirterek, “Gerçek hukuk devletinin tesis edilmesi için başta siyasi partiler olmak üzere, yasama, yürütme ve yargı organları ve sivil toplum örgütlerini hiçbir ön koşul ileri sürmeden bir kez daha göreve çağırıyoruz. Toplumsal huzur ve güven ancak hukuk devletine ulaşmamızla mümkündür. Aksi takdirde Sivas katliamı gibi daha çok acılar yaşarız.” Şeklinde konuştu.