Kamalak: Ailede Miras Kavgası Varsa, Partiyi İlgilendirmez

SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, partisinin il divan kurulu toplantısına katılmak için Erzurum 'a geldi. Parti binasında düzenlediği basın toplantısında Erbakan ailesinde miras kavgası yaşandığı şeklindeki haberlere ilişkin açıklamalarda bulundu. İddiaları basından takip ettiğini ve başka bir bilgisi olmadığını vurgulayan Kamalak, bu meselenin partiyi ilgilendirmediğinin altını çizdi.

2010 yılında iki büyük deprem yaşadıklarını ifade eden Kamalak, 'Bir Numan bey olayı yaşadık. 55 il teşkilatımız, 400 civarında ilçe teşkilatımız, 500 civarında merkez delegemiz, 80 civarında belediye başkanımız istifa etti. Sonra Numan Bey 'in yolundan gitmediler. Sis dağılınca gördüler ki, durum öyle değil. İkincisi ise Erbakan'ın vefatıdır. Neticede seçim geldi çattı. Zaten noksanlarımızı tamamlayamadık ama seçimden sonra tüm teşkilatımız tam anlamıyla seferberliğe girdi. Şu an gittiğimiz yerlerde teşkilatlarımız canla başla çalışıyor. Saadet Partisi'nde bir yükselme var. Tıpkı 1990'lı yıllarda Refah Partisi'nin yolunu kesmek için manşetlere taşınan haberlerin bir benzeri şimdi Saadet Partisi'nin yolunu kesmek için kullanılıyor. Ailede varsa miras kavgası, partiyi ilgilendirmez. Aile içinde bazı şeyler olabilir, onu bilemiyorum. Ben de o hususları basından takip ediyorum. Aile içinden de bize bu konuda bir talep gelmedi. Ailenin iç işlerine karışmak da nezaket anlayışımıza ters düşer. Aile ayrı, parti ayrıdır.'' değerlendirmesinde bulundu.

'EĞİTİM SİSTEMİNİN SÜRESİ GİBİ İÇERİĞİ DE ÖNEMLİDİR '

Konuşmasında eğitim sisteminde yapılması planlanan 4+4+4 meselesine de değinen Kamalak, kendilerinin 4+4+3 olarak daha önce açıklamada bulunduğunu ifade ederek şöyle dedi:

'Sanırım bizimle aynı olmamak için sonunu da 4 olarak değiştirdiler. Eğitim sisteminin süresi gibi içeriği de önemlidir. Bu çerçevenin içine bu milletin ruh kökünü koyalım, tarihi değerlerini yerleştirelim, bu milleti millet yapan unsurları oraya ekleyelim. Dinin temeli Kuran-ı Kerim 'dir. Gelin, birinci sınıftan itibaren Kuran-ı Kerim'i seçmeli ders olarak okutalım. İsteyen Müslüman aileler için temel kitabını öz evladına okutmaktan daha tabii ne olabilir? İkinci olarak diyoruz ki, bu ülke tarihi boyunca milyonlarca şehit verdi. O şehitler dedelerinizdi. O mezar taşlarını okuyabiliyor musunuz? Okumak hakkınız değil mi? Şu halde Osmanlıca'yı da koyalım bu çerçevenin içine. Bir sütun daha dikelim oraya diyoruz. Nedir o? Şu an batının sahiplendiği temel bilgiler var ya, İslam alimlerinin buluşudur. Sıfır sayısını, cebiri Müslümanlar buldu. Yani mallarımızı gasp etmişler, sonra zenginlikleriyle övünüyorlar. Halbuki malın asıl sahibi biziz. Bilimler tarihini de koyalım bu çerçevenin içine.''