Diyarbakır'da Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Semineri Başladı

Diyarbakır'da 'Önlemek bilmekten geçer' adlı Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme semineri başladı.

Diyarbakır'da Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Semineri Başladı
Diyarbakır Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan SODES kapsamında finans edilen ve Sümerpark Ortak Yaşam alanında düzenlenen Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme seminerine Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakır İl Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kurum müdürleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Davetlilere çocuğa karşı şiddet ve istismar konularının yer verildiği karikatürleştirilmiş broşürler dağıtılırken, Türkiye'dekisokakta yaşayan veya çalıştırılan çocuklara yönelik yeni hizmet modellerinin bulunduğu kitaplar verildi. Seminerin açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kentin birçok mahallesinde çocukların esrar kullandığını söyledi. Diyarbakır'ın birçok mahallesinde çocukların esrar içtiğini ifade eden Baydemir, 'Çocuklarımıza esrar satılıyor, veya sattırılıyor. Mutlaka bununla çok sert bir şekilde mücadele etmek durumundayız. Ben açık ve net söylüyorum Diyarbakır'da hiçbir esrar satıcısı saygındeğildir. Diyarbakır'da ikamet etme hakkı, ben kendi nazarımda söylüyorum yoktur. Ben bununla mücadele etmek için herkesle işbirliği yaparım. Çocukları kim örseler ? Kim ihmal ve istismar eder bu soruyu sorarsak, yanıtını ararsak, herkesin sorumlu olduğunu sorarsanız. Bunun yanıtı herkestir. Hiçbir kurum bu konuda kusursuz değildir ' dedi.

Mevzuat gereği 18 yaşın altındaki herkesin çocuk olduğunu fakat Diyarbakır'da bölgede büyüme yaşının çok altta olduğunu aktaran Baydemir, 'Sosyal, siyasal koşullar, ekonomik koçulardan dolayı çocuklarımız çocukluklarını yaşamamaktadır. Bir anne, baba için evladı nedir? Bir belediye başkanı, bir Vali, bir politikacı veya milletvekili içinde o kentin bütün çocukları öyledir. Öyle olmak zorunda. Aksi taktirde vicdandan, ahlaktan bana göre söz etme şansı yoktur. Bir baba olarak ifade etmem gerekirsePozantı'daki çocukların benim çocuklarımdan ne farkı var. Bu bilinçle yaklaşabilirsek, böylesi bir vahşetin bu ülkede, bu coğrafyada halen yaşanıyor olmasının müsebbihi kimler diye sorarsak açıkçası hiç kimse kendisini bu vahşetten sıyıramaz. Sıyıramaz, sıyırmamalıdır, yani sıyrılmasına müsaade etmemektedir. Mevzuat açısından Türkiye'nin tarafı olduğu tüm uluslar arası sözleşmelerden, çekinceler bermahal kaldırılmalıdır. Çekincesiz, şartsız, şurtsuz bir mevzuatı uluslar arası bir mevzuatı kendimevzuatımız haline bir kere getirmemiz gerekiyor. Buda yetmez aileden başlayıp, en üst seviyeye kadar bu süreci götürmemiz gerekiyor ' şeklinde konuştu.

'3 BİN 500'Ü AŞKIN ÇOCUK RİSK ALTINDA '

Bugün yapılan tüm alan araştırmalarına ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nün araştırmasının ilk verilere göre 3 bin 500'ü aşkın çocuğun risk altında olduğunu dile getiren Baydemir, 'Son yaptığımız alan araştırmasında 2010 yılı bin 600, dolayısıyla kontrol altına kontrol altına alma ve sayıda düşüşe tanıklık ediyoruz. Ama bir vakayı ayrı ayrı incelediğimizde yoksulluk, yoksulluk temel olarak karşımıza çıkıyor. Bütün anket çalışmaları veya verileri yüzde neredeyse 98'i bize işaret ediyor ki yoksulailelerinin çocuğu sokakta çalışıyor veya çalıştırılıyor. Belki yüzde 2 veya 3 istisnası vardır ve o istisnayla mücadele etmek çok daha kolaydır. ama geri kalanı ekonomik, yapının bir sonucu, bir eseridir. 15 yıl öncesine baktığımızda göç etmek zorunda kalan, ekonomik bağlarından kopan aileler bu travmayı yaşıyorlar. O halde biz kamu olarak objektif olarak bu tablodan biz sorumluyuz. Eğer anne ve baba çocuğunu okula gönderme imkanına sahip değilse ve kendi evi içersinde kendisinin en değerli varlığı olanevladına sevgi veremiyorsa yoksulluktan kaynaklı, ve kendisi travma yaşıyorsa, bunun travmasını da çocuğuna yansıtıyorsa kamu olarak biz bundan mesulüz ' ifadelerini kullandı

'ÇOCUKLARIN YERİ AİLELERİNİN YANIDIR '

Toplumsal olaylarda ön plana çıkan çocukların yerinin ailelerin ve okullarının yanı olduğunu kaydeden Başkan Baydemir, şöyle konuştu: 'Her fırsatta ifade ediyorum çocuğun yeri sokakta eyleme katılmak değildir, çocuğun yeri açlık söylüyorum panzere taş atmak değildir. Çocuğun yeri okuldur, okul bahçesidir, çocuk oyun gruplarıdır. Çocuğun elinde taş ve sopa değil kalem olmalıdır. Çok açık yüreklilikle söylüyorum ben bunu doğru bulmuyorum. Ama bununla birlikte eline taş alan çocuğa, eline sopa alan çocuğa kurşun, gaz sıkmak oda doğru değildir. Onu cezaevine koymak oda doğru değildir. İki yanlış bir doğru etmez. Pozantı çocuklarınınsürecini ele aldığımızda başlangıcından aileden, tecavüze kadar herkes suçludur. O halde nasıl çözeceğiz bu sorunu, çocuk nasıl sokağa çıkıp taş atmaktan vazgeçer. Ve hani kurşun sıkılmaz çocuğa ve daha ne çocuk cezaevine gönderilmez. Bütün bu süreci birlikte ele almak durumundayız. Birlikte ele almadığımızda olan çocuklara olacaktır. Çocuklar bugün çocuk ama bu çocuklar yarın büyüyecektir. Pozantı'daki çocuklar yarın büyüyecektir. Ve onların alacağı, besleyeceği kin, onların topluma karşı geliştireceğiöfke bugün harcanacak kaynağın bin, bir milyon katı toplumdan alınacaktır. O halde hepimizin kendi bulunduğumuz yerden şapkamızı çıkarıp, bir kez daha düşünmemiz gerekiyor. Bu manada devlete, hükümete ve onun yerel yönetimlerine büyük bir sorumluluk düşüyor. '

''DİYARBAKIR'DA MADDE BAĞIMLISI OLAN TEK BİR ÇOCUĞUMUZ KALMASIN '

Diyarbakır'da madde bağımlısı çocukların bulunduğunu vurgulayan Osman Baydemir, 'Bu bizim ortak paydamız olsun, öyle bir şey yapalım ki Diyarbakır'da madde bağımlısı olan tek bir çocuğumuz kalmasın bu mümkündür. Özellikle adli süreçlerde çocuk izleme merkezlerinin olmayışı çocuğun her defasında yaşamış olduğu travmayı bir başkasına anlatmasına ve bu olayı defalarca yaşamasına vesile oluyor. Bu son derece büyük bir haksızlıktır, bir kez bu anlatılmalıdır, kayıt altına alınmalıdır. O kayıtta basınasızmamalı yada sızdırılmamalıdır. Onu sadece bir kişi dinlemelidir ' diye konuştu. Diyarbakır'daki uyuşturucu kullanımına dikkat çeken Başkan Osman Baydemir, 'Benim yüreğim sızlıyor bugün Diyarbakır'ın birçok mahallesinde çocuklar esrar içiyor. Yada çocuklarımıza esrar satılıyor, yada sattırılıyor. Mutlaka bununla çok sert bir şekilde mücadele etmek durumundayız. Ben açık ve net söylüyorum Diyarbakır'da hiçbir esrar satıcısı saygın değildir. Diyarbakır'da ikamet etme hakkı, ben kendi nazarımda söylüyorumyoktur. Ben bununla mücadele etmek için herkesle işbirliği yaparım. Kim esrar satıyorsa bu kentte ben mücadele etmeye hazırım. Bunu ortadan kaldırma konusunda olağanüstü bir gayret sarf etmemiz lazım ama madde bağımlısı olan her çocuğunda bu madde bağımlılığından arındırılması sürecinde de hep yine iş birliğine, eylem birliğine hazır olduğumuz ifade etmek istiyorum ' dedi.

Başkan Baydemir konuşması sırasında çocuklara karşı şiddet ve istismar olaylarının karikatürleştirildiği broşürleri göstererek, 'Çokönemli ve aydınlatıcı bir bildiri hazırlamışlar. Ama bildirinin içerisinde konulmayan onlarca istismar alanı var. Cezaevine 12 -13 yaşında konulan bir çocuk, aydınlık geleceğini elinden aldığımızı unutmayalım. Nedeni ne olursa olsun ' diye konuştu. Daha sonra konuşan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak ise, Hepimizin bu konuda sorumluluk ve eksiklikleri hissetmeliyiz. Çocuklarımız sokakta soğukta sıcakta refüjde, çalışma alanında, toplumsal çatışmalarda veya birtakım bahçelerin izbe yerlerde uyuşturucumüptela edilmek istenirken, suça karıştırılmak istenirken biz neredeyiz. Biz yakından bunu hissetmeliyiz. Bu tedbirlerle nasıl önleyebileceğimi özümseyerek problemi temelden çözmeliyiz. Eğer bir sorun varsa toplumun her türlü katmanının bunda katkısı vardır. Hiçbirimizi kendimizi bu problemin dışında tutamayız ' dedi

'DİYARBAKIR'DA ÇOCUK İZLEME MERKEZİ AÇILACAK '

Çocuk İzleme Merkezini çok önemsediklerini belirten Vali Toprak ise şunları söyledi: 'Çok kısa bir zamanda Diyarbakır'da Çocuk Hastalıkları Hastanesinde alt katında modern bir yer dizayn ediyoruz. En kısa zamanda Çocuk İzleme Merkezi'ni açıyoruz. Sorunu olan çocuklarımızın travmaya konu olmuş sıkıntılarını çok özel bir şekilde dinlemek için onları rencide etmemek için merkezi açacağız. Çalışmaları başlattık. Merkezleri açalım, ama oraya gelecek çocuk da bulmayalım. ama maalesef toplum var oldukça birtakım problemler olacak, biz de yükümlüler içerisinde eksiklikleri ortadan kaldıracağız.Sokakta çalışan çocuk sayısı tüm kurumların gayretli çalışmasıyla az, sıyırmamalıdır, yani sıyrılmasına m bin 600'lere indi. Zaman zaman içimizi acıtan olaylar oluyor. Kimi zaman da bir ilçe cezaevinde var olduğu söylenen konu. Şüphesiz ki eğer orada bir sorun istismar olayı varsa, takip edilmelidir. O konuda Adalet Bakanlığı hükümetimiz açıklamaları oldu. Adli makamlar gerekli incelemeyi yapıyorlar. Eğer böyle birşeyler var ise bunun olmasını maruz görmek mümkün değildir. Toplumun tüm bireylerin bir eksiğiolabilir. Bu işlerde anne ve babanın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Kendi çocuğumuz evladımız gibi meseleye bakmamız gerekiyor.Ama ben orda kendi zihnim içerisinde eleştiride bulundum. Evet yani ne çocukları şiddet ortamında tutmayı maruz görebiliriz.Ne de ondan sonra giden yolda onların tedavi rehabitilasyon aşamasında olması gerekmesine rağmen başka alanlara gitmesini ve sonlarının kötü olmasına da müsaade edemeyiz Hayatımızın her bir zerresinde sonrasında gösterdiğimiz tepkiyi meselelerin oluşumyapısında da ortaya koyabilmeliyiz.''

''Eğer bunu ortaya koyabiliyorsak bir sorun da olmayacaktır.Ama ona rağmen var ise bunun da çocuk psikolojisinde düşünerek gerekli tedbirleri,ihtimamı ve özeni göstererek çocuklarımızın daha da sonlarının olumsuz ve gelecekten kopmalarını asla müsaade etmemeliyiz. Şu eylem planın temelinde de bu yatıyor.Evet sokağa çıktığımızda olumsuzlukları görebiliyoruz:bir duvarın dibine düşen çocukları görebiliyoruz.Eğitimden yoksun olanları zaman zaman görebiliyoruz.Şiddetortamına çekilenleri görebiliyoruz.Hep birlikte ortak bir gayretle çaba sarf etmemiz gerektiğinin bir delilidir.Ve bu eylem planının bu nokta da önemli bir çalışma olduğunu da düşünüyorum.Çocuklarımızı seviyoruz evet yani sıfır grubundan alalım. Hiç önemli değil her bir kişinin 0'dan 18 'e kadar istismara konu olacak promleme konu olacak.Şeyler geçirebilir.Yani akli melekeleri oluşsa oluşmasa hiç önemli değil.Ama istismara konu olması.Bir takım yanlış ortamlarda bulunması.Evet olabilir.Biz bu sorumlulukiçinde hep birlikte paylaştık. Sokakta çalışan çocuk sayısını 3 binden bin 600'lere indirdik. '
Kaynak: İHA