Allah Bir Daha O Günleri Göstermesin

Demokrat Partisi (DP) Bitlis İl Başkanı Ziya Yoldaş, 28 Şubat muhtırası döneminde birçok kişinin haksızlığa uğradığını ve istenilmeyen birçok durumun yaşandığını belirterek, “Allah bir daha kimseye o günleri göstermesin.” dedi.


Demokrat Partisi (DP) Bitlis İl Başkanı Ziya Yoldaş, ailesinin ve kendisinin 28 Şubat muhtırasında ve devamında çektiği zorlukları ve uğradığı haksızlıkları kamuoyu ile paylaşmak üzere Bitlis İl Başkanlığında basın açıklaması yaptı. 28 Şubat muhtırasının kendileri için unutulması güç tarihlerden biri olduğu anlatan Başkan Yoldaş, kendilerinin Demokrat Partili bir aile olarak '27 Mayıs darbesi ', '12 Mart muhtırası ', '12 Eylül ihtilali ' ve '28 Şubat muhtırasını ' bizzat yaşayarak mağdur edildiklerini söyledi. 27 Mayıs darbesinden sonra dönemin Mutki Belediye Başkanlarından merhum amcası Gülmehmet Yoldaş 'ın ve babası Sabri Yoldaş 'ın aylarca suçsuz yere cezaevlerinde tutulduğunu dile getiren Yoldaş, baskı ve zulümlerin Demokrat Parti yerine kurulan Adalet Partisi'nin iktidara gelene kadar uzun yıllar devam ettiğini anlattı.


'12 Eylül ihtilali 'nde amcası Gülmehmet Yoldaş 'ın yine Belediye Başkanı olduğunu kaydeden Yoldaş, öğrenciyken yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı: “Jandarmalar gece yarısı evimize amcamı almaya geldiler. Birkaç gün öncesinde amcam iş için il dışına çıkmıştı, evde yoktu ve uzun süre eve gelemedi, taki ortalık sakinleşene kadar. İhtilalde ben ortaokul öğrencisiydim. Okul açıldığında bizimle zıt siyasi görüşte olan öğretmenler bile o kadar kötü davranıyorlardı ki. Herhangi bir bahaneyle dayak yiye yiye bir hal oldum. Bu öğretmenlerin birden bire ne diye böyle kötü davrandıklarına, neden durmadan beni dövdüklerine anlam veremiyordum. Aileme de söyleyemiyordum üzülmesinler diye. Ama daha sonra neden o dayakları yediğimi anladım. '

'12 Eylül 1980 ihtilali 'nde Milli Eğitim Müdürü, okul müdürü, öğretmen gibi kamu hizmeti gören akrabalarının tümünün özellikle Yozgat, Tokat ve diğer yerlere makamları ellerinden alınarak sürgün edildiklerini aktaran Yoldaş, şunları söyledi: 'Özellikle Tokat ve Yozgat'a sürülmelerindeki amaç, oradaki insanlarımızın milliyetçilik yönlerinin daha ağır basmasıydı. Oradaki halk ile sürgün edilen akrabalarımızı birbirine kırdırmaktı hedefleri. Düşünün, bu zihniyetteki o hainler ne Yozgat, ne Tokat halkını ne de bizleri hiç sevmiyorlarmış. Ama bu bozuk zihniyetlilerin hesapları tutmadı. Çünkü Yozgat ve Tokat'taki insanlarımız, kendileri ne kadar Müslümanlarsa, ne kadar bayrağını, milletini ve ülkesini seviyorlarsa, oraya sürgün giden akrabalarımızın da aynı onlar gibi Müslüman, ülkesini, bayrağını ve milletini sevdiklerini gördüler. Yıllarca kardeşçe yaşadılar. Halen kardeşçe oradaki dostlarıyla görüşüyorlar.”

'28 Şubat Muhtırası 'nda kendisinin Doğru Yol Partisi İlçe Başkanı olduğunu hatırlatan Yoldaş şöyle devam etti: “Bir çalışma grubu kurmuşlardı. İsmi de yanılmıyorsam Batı Çalışma Grubu idi. Grupta görev verilen bazı arkadaşlarım vardı. Sürekli beni uyararak, her yönüyle kendime dikkat etmemi istiyorlardı. Sınıf öğretmeni olan ve başörtülü olan eşimi kollamakta büyük sıkıntılar çektiklerini dile getiriyorlardı. Zarar göreceksiniz diye sıkıntılarını dile getiriyorlardı. Netice itibariyle 12 Eylül ihtilali ve 28 Şubat muhtırasının mağduriyetini bizzat yaşamış, siyasetçi bir Türk vatandaşı olarak sadece 28 Şubat muhtırasında ülkemizin yaklaşık 300 milyar dolar zarara uğramasından, ülke olarak yaşadığımız kriz ve psikolojik baskıdan, kısacası ülkemizin uğradığı maddi ve manevi zararlardan dolayı çok üzgünüm. Allah ülkemize halkımıza bir daha böyle kötü günleri göstermesin. Bu güne kadar 28 Şubat aktörlerinin, yargılanıp yaptıklarının bedelini ödemeleri gerekiyordu. Çünkü medya kayıtları ve bütün deliller ortadadır. Böyle olmayınca da 'Acaba mevcut hükümet 28 Şubat'ın iktidarı mı?' sorusu kafaları kurcalıyor. Bunu zaman ve gelişmeler gösterecek.”

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat gibi bütün darbe ve muhtıraların hep partisinin iktidarı dönemlerinde yapıldığına dikkat çeken Başkan Yoldaş, “Demek ki, iç ve dış şer odaklarının menfaatlerini, oyunlarını biz hep bozmuşuz ki daima bizimle uğraşmışlar. 27 Mayıs darbesinde idam edilen, demokrasi şehitleri, Genel Başkanımız ve Başbakanımız merhum Adnan Menderes'i, Bakanlarımız Fatin Rüştü Zorlu'yu, Hasan Polatkan ile merhum Cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal'ı demokrasi davasına gönül ve emek vermiş, hakkın rahmetine kavuşmuş nice isimsiz kahramanları rahmetle anıyoruz. Ayrıca demokrasi davamıza gönül ve emek vermiş bütün partili hanımefendi, beyefendi büyüklerimizi şükranla anıyorum. Darbelerin, muhtıraların ve idamların yok edemediği davamızın yeniden şahlanışı için destek ve dualarını bekliyoruz.” şeklinde sözlerini tamamladı.