Özel Hastanelerde Avuç İçi Damar İzi Uygulaması 1 Temmuz'da Başlıyor

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, "Bazı özel hastanelerde hasta gitmeden TC kimlik numarası ile sanki muayene olmuş gibi işlem yapılıyor.

Özel Hastanelerde Avuç İçi Damar İzi Uygulaması 1 Temmuz'da Başlıyor
Biz bunun önüne geçmek zorundayız. İlk olarak özel hastanelerde avuç içi damar izi uygulamasına 1 Temmuz itibariyle geçiyoruz ' dedi. Samsun, Amasya, Trabzon, Rize, Giresun, Ordu ve Çorum illerinin SGK Müdürleri ile Samsun'da bir kurum içi sorunları öğrenmek amacıyla toplantı yapan SGK Başkanı Fatih Acar, toplantı öncesinde düzenlediği basın toplantısında 1 Temmuz itibariyle özel hastanelerde avuç içi damar izi uygulamasına geçileceğini söyledi.

2012 yılında sağlıkta suiistimalleri büyük ölçüde önleyeceklerini belirten Acar, 'Özel hastanelerle ilgili bir sözleşme yeniledik, yaklaşık 3 yıldır sözleşmeler yenilenmiyordu. Bu sözleşmedeçok önemli düzenlemeler getirdik. Getirdiğimiz bu düzenlemelerin bir kısmı hastanelerin lehine olduğu gibi, vatandaşımızın da lehine olan düzenlemeler de var. Özel hastaneler hastaya belge vermek zorunda. 100 liranın üzerinde bir muayene bedeli veya ameliyat bedeli tahsil ediliyorsa mutlaka ayrıntılı belge vermek zorundalar. Fakat burada bir geçiş süreci öngörüldü, 1 Mart tarihinden itibaren bu uygulama başlayacak. 100 liranın altında olsa bile hasta belge istediği zaman özel hastaneler mutlaka belgevermek zorunda. O belgede SGK'nın hasta için ödediği bedel yer alacak, özel hastanelerin tahsil edecekleri tutar yer alacak ki, o tutar yüzde 70'i hiçbir şekilde geçemez. Diyelim ki, SGK'nın sizin için ödediği rakam 100 lira, hastanenin sizden tahsil edeceği tutar 70 lirayı hiçbir şekilde geçemez. Hastane sizden en fazla 70 lira alabilir. Hasta muayene kotaları getirdik. Önceden bir doktor günde istediği kadar hastaya bakabiliyordu, şimdi bir hastaya en az 10 dakika zaman ayıracak, bir doktor günde 60hastaya bakabilir. Hasta hakları açısından bu önemlidir. Hastaneye giden vatandaşımızın güzel bir şekilde muayene edilmesi gerekiyor. Özellikle avuç içi damar izi denilen uygulama, TC kimlik numaraları ile siz hastaneye gitmeden hastane sizin adınıza siz sanki muayene olmuşsunuz gibi fatura edebiliyordu, bu suiistimale yol açan konuda da 1 Temmuz tarihine kadar hastanelere bu teknik alt yapıyı kurma zorunluluğu getirdik. Bununla ilgili yasal bir maddemiz yoktu, Plan Bütçe Komisyonu'ndan geçen İntibakYasası'nın içerisine bunu da koydurmak suretiyle artık kurum olarak avuç içi damar izi uygulamasına başlamamıza hiçbir engel kalmadı. Biometrik kimlik doğrulama ile ilgili yasal alt yapı çalışması da tamamlanmış olacak. 1 Temmuz'da özel hastaneler başta olmak üzere bu sisteme geçecek ' diye konuştu.

'1 TEMMUZ'DA UYGULAMAYA GEÇİYORUZ '

Bu uygulamanın ilk olarak neden özel hastanelerden başlandığı sorusuna cevap veren SGK Başkanı Fatih Acar, 'Biz kamu hastanelerine global bütçe uyguluyoruz. Vereceğimiz rakam belli, 2012 yılında 16 milyar lira bir bütçe ayırmışız. Vereceğimiz rakam belli olduğu için bu bütçeden dolayı o hastaneye 100 kişide gitse o rakamı veriyoruz, 150 kişi de gitse o rakamı veriyoruz. Orada suiistimal yapılma ihtimali biraz daha az. Ama özel hastanelerde tahakkuk eden faturaları yüzde 5 örnekleme yöntemi ileinceleyerek ödüyoruz. Dolayısıyla özel hastanelerde global bütçe uygulaması olmadığından ilk olarak özel hastanelerde avuç içi damar izi uygulamasına geçiyoruz 1 Temmuz itibariyle. Hedefimiz 2012 yılı sonuna kadar üniversite hastanelerinde de bu işi tamamlamak, daha sonra da devlet hastanelerini düşünüyoruz. Onunla ilgili teknik çalışmalarımızı yaptık, 18 milyonda bir hata oranı var. Hak sahipliğini orada görmüş olacağız. Sizin avuç içi damar iziniz sadece bir tane var. Başka hiç kimsenin damar izi sizeuymuyor. Siz hastaneye gittiğinizde avuç içinizi okutuyorsunuz, 'siz misiniz, değil misiniz' kimliğiniz tespit edildikten sonra muayene işlemi başlıyor. Şuanda bazı hastanelerimizde, tabii hepsinde değil ama siz gitmeden de sizin TC kimlik numaranız üzerinden gitmiş gibi işlem yapılabiliyor. Biz bunun önüne geçmek zorundayız ' şeklinde konuştu

MART AYINDAN İTİBAREN DENETİMLER BAŞLAYACAK
Gereksiz hasta talebi oluşturmanın suç olduğunu açıklayan Fatih Acar, bu konuyla ilgili yapılacak çalışmaları şu sözlerle ifade etti: 'Bütün hastanelerle ilgili risk odaklı denetim modellemesine geçtik, 1 Mart'tan itibaren mutlaka bu denetimlere başlayacağız. Özel hastanelerimiz, üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri yapılan sağlık harcamalarının doğru olup olmadığı, bu konuda herhangi bir suiistimal olup olmadığı konusunda kesinlikle sistemli bir şekilde denetlenecekler. 2012 yılında suiistimalin çok büyük oranda ortadan kaldırıldığı bir dönemi hep birlikte yaşayacağız. Bütün özel hastaneleri zan altında bırakmıyoruz ama zamanzaman hep duyuyoruz. Bir takım araçlar kiralanarak köylerden, ilçelerden hastalar toplanarak özel hastanelere götürüldüğü, gereksiz talep oluşturulduğu yönünde zaman zaman şikayetler alıyoruz. Bu sadece burada değil, bütün Türkiye ile ilgili. Bu şikayetler bizi kurum olarak yakından ilgilendiriyor. Gereksiz yere hasta talebi oluşturmak suçtur. Bunları yapan varsa gereği neyse yapılır. '

'VATANDAŞLARIMIZA DA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR '

Fatih Acar, gereksiz yere MR, tomografi çekilmesinin önüne geçmek üzere 2012 yılında yapacakları çalışmaları ise şöyle anlattı: 'Bir kişi 'se avuç içi damar izi denilen uygulama, TC kimlik numaraları ile sşu hastaneye gittim, MR çektirdim, ben bunu beğenmedim şuna da çektireyim' bunlar olmaz. Bunların her birisi kuruma fatura ediliyorsa, biz de bu gereksiz harcamaların önünü almak durumundayız. Sağlıkta bu işin sürdürülebilirliği önemli, bir işi sürdüremezseniz bunun bir anlamı yoktur. Sağlık teminat paketi açısından bakıldığı zaman Türkiye dünyanın birçok ülkesinin çok çok üzerinde vatandaşlarına sağlık hizmetleri sunan birülke. Bunun da sürdürülebilir olması gerekiyor. Vatandaşlarımıza da önemli görevler düşüyor. Devlet hepimizin devleti, gereksiz harcamaya sebep olacak uygulamalardan vatandaşlarımızın da kaçması gerekiyor. Bu tip uygulamalar kuruma çok önemli bir finansman yükü getiriyor. Vatandaşlarımızın da kendilerine sunulan sağlık imkanlarının daha derli toplu hale gelmesi, daha anlamlı hale gelmesi bakımından dikkat etmeleri gerekiyor. Bizim sağlık harcamamız 2012 yılında 43.3 milyar lira. Dolayısıyla giderlerimiziçinde çok önemli bir paya sahip. Bu giderlerimizin sağlıklı olması için bizim kurum olarak yapacağımız çalışmaların yanında vatandaşımızın da göstereceği hassasiyetler önemlidir. '

KAYIT DIŞI EKONOMİ İLE MÜCADELE

Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede gelinen noktayı açıklayan SGK Başkanı Fatih Acar, 'Kayıt dışı ekonomi konusu Türkiye'nin en önemli konularından birisi. SGK'yı da çok yakından ilgilendiriyor. 2012 yılına bakıldığı zaman SGK açısından bizim toplam gelir hedefimiz 133.2 milyar lira. Gider hedefimiz 158.7 milyar lira. Yani bütün Türkiye bütçesinin yaklaşık yüzde 40'ına yakın bütçesel büyüklüğümüz var. 2012 yılında da özellikle gelirlerin artırılması anlamında kayıt dışı ekonomi ile mücadele çok önem arzediyor. Burada açık olarak öngörülen rakam 25.4 milyar lira, pirim gelirlerimiz 97.2 milyar lira, sağlık giderlerimiz 43.3 milyar lira. Burada özellikle pirim gelirlerimiz açısından 97.2 milyar liralık bir öngörümüz var. Gerek bu hedefin gerçekleştirilmesi gerekse bu hedefin biraz daha üzerine çıkılması anlamında SGK olarak 2012 yılında çok önemli çalışmaları yapacağız. Kayıt dışı ekonomi dediğimizde ekonomik faaliyetlerin kayıt altına alınarak vergi toplanması ve ekonomik büyüklüğün vergi, istihdam vemilli gelir boyutlarıyla kavranmasına yönelik tüm faaliyetler, sadece vergi değil, pirim gelirlerinin toplanması da bu faaliyetler çerçevesinde değerlendirilebilir. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele stratejisi eylem planı 2008-2012 yılları arasında çıktı. Son olarak 2010-2013 eylem planı çıktı. Burada da 47 eylemden 10 tane eylem SGK'yı yakından ilgilendiriyor. Biz bu 10 eylemin gerçekleştirilmesi için 2012 yılında kapsamlı bir çalışma yapacağız. Kayıt dışı ile ekonomi ile mücadelede son 5 yıla bakıldığızaman TUİK verilerine göre kayıt dışı oranı 45.4'ten 2011 yılında 40.7'ye gerilemiş. Bu gerilemede SGK'nın yaptığı çalışmaların çok önemli bir payı olduğunu düşünüyorum. 2008 yılından itibaren bütün arkadaşlarımızla birlikte çalışmalarımız buraya yoğunlaşmış durumda. 20'ye yakın kamu kurum ve kuruluşundan aldığımız bilgilerin 81 ilde kurduğumuz KADİM servislerinde değerlendirilmesi, denetim elemanlarımızın yaptığ'se avuç içi damar izi denilen uygulama, TC kimlik numaraları ile sı çalışmalar, Alo 170 Kayıt DışıHattı'na gelen ihbarların değerlendirilmesine bakıldığı zaman yaklaşık 1 milyon 63 bin tescilsiz kişi ve 72 bin 102 adet işyerinin kayıt altına alındığını söyleyebiliriz. 2008 yılından itibaren yaklaşık 1 milyonun üzerinde kişi kayıt altına alınmış. 2012 yılında da bu çalışmalarımızı aynı heyecanla sürdüreceğiz ' dedi.

GELİR TESTİ UYGULAMASI

Gelir testi uygulaması ile ilgili bilgi veren Fatih Acar, '1 Ocak 2012 tarihinden itibaren gelir testi uygulamasına geçilmişti. Artık herkes Genel Sağlık Sigortası şemsiyesi altına alınmıştı. Bu anlamda nem yeşil kartlıları ilgilendiren hem de sistem dışında olan, yani 4-A, 4-B, 4-C ve bunların bakmakla yükümlü kişiler dışında kalan 1 milyon 700 bin kişi ile ilgili gelir testi uygulamaları başlamıştı. Bu çerçevede bugün geldiğimiz noktada toplam 2 milyon 949 bin 205 kişinin gelir testi için müracaattabulunduğunu ve bunlardan 2 milyon 82 bin 768 kişinin gelirinin asgari ücretin 1/3'ten az olması nedeniyle primlerinin devlet tarafından ödeneceğini, 757 bin 519 kişinin gelirlerinin asgari ücretin 1/3 ile asgari ücret arasında olduğu ve 35.50 lira prim ödemek zorunda olduklarını, 88 bin 491 kişinin gelirinin 886 lira ile bin 773 lira arasında olduğunu ve 106 lira prim ödemek zorunda kaldığını, 20 bin 427 kişinin de gelirinin asgari ücretin 2 katından fazla olduğu ve bun nedenle 212 lira prim ödemek zorundakaldığını söyleyebiliriz. Yeşil kartlılar açısından bu süreç vize süresi dolmayanlar bakımından devam ediyor. Dolayısıyla vize süresi dolduğu tarihten itibaren 1 ay içinde mutlaka gelir testini yaptırmaları zorunluluk arz ediyor. Yaptırmamaları durumunda gelirleri asgari ücretin 2 katından daha fazla kabul edilerek prim ödemek zorunda kalabilirler ' diye konuştu

YAPILANDIRMA ÇALIŞMALARI
Yapılandırma sonuçlarını paylaşan Acar, '6011 sayılı Kanun çerçevesinde uygulanan yapılandırma kapsamında toplam SGK'ya 2 milyon 339 bin 323 kişi başvurmuş, toplam 30.6 milyar lira tahsil edilecek tutar, bu tutarın 8.3 milyar lirasını tahsil ettik. Bunların önemli bir kısmının vadeleri gelmediği için bu anlamda da çalışmaları sürüyor. Bu kapsamdaki borçlularımıza söyleyeceğimiz şey şudur; 2 taksitten daha fazla taksitin ödenmemesi durumunda yapılandırma bozuluyor. Bu borçlularımız 1 takvim yılı içinde 2kes taksitlerini ödememişlerse 3. taksitlerini mutlaka geçmiş taksitleri ile beraber ödemek zorundalar. Aksi taksitinde yapılandırmaları bozuluyor, bu haktan yararlanma imkanları ortadan kalkıyor ' şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA