Yasa komisyondan geçti
Emekli maaşlarındaki eşitsizliği gideren intibak yasası Meclis Plan Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri ortadayken, süper emeklilikle ilgili yeni bir düzenleme yapmanın doğru olmadığını söyledi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, İntibak Yasa Tasarısı üzerinde söz alan muhalefet milletvekilleri, düzenlemenin “intibak' olmadığını ileri sürdü. Plan, Komisyon'da kabul edildi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, intibak düzenlemesinden, süper emekliler, Bağ-Kur'dan basamak satın alarak emekli olanlar için düzenleme yapılmadığını belirterek, bunun önemli bir eksiklik olduğunu söyledi. Türkiye'de emekli maaşlarının en az aylık bin 500 TL olması gerektiği savunan Çam, “Yapılan intibak değildir. İntibakın sadece emekli maaşına indirgenmesi de yanlıştır. Sıkıntı, emeklilerin insanca yaşama imkanına kavuşmasında maaşların tespitinde baz alınacak kriterlerin belirlenmesidir. 12 bin esnaf ve sanatkar kapsama alınmış, ama parası ve gücü yetmeyenler ise bundan faydalanmamıştır. Çalıştıkça aylığın düşmesi durumu mevcuttur. Bu da kayıtdışı çalışmayı özendiriyor” dedi.
Çam, 2000 yılı öncesinde emekli olan 2 milyon 743 bin kişiden 1 milyon 913 bin kişi düzenlemeden yararlanacağını, 800 bin kişinin ise bundan yararlanmayacağını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Türkiye'de emeklilerin içinde bulunduğu yoksulluk durumunun, “AKP'nin 10 yıllık iktidarının nadide eserleri arasında yer aldığını” öne sürerek, 2000 yılından itibaren SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının hesaplanmasında değişiklik yapılırken, Emekli Sandığından emekli
olanlarda değişiklik yapılmadığını anlattı. Emekli aylıklarındaki farklılığın giderilmesinin yıllardır beklendiğine işaret eden Ayaydın, CHP'nin bu müzmin soruna seçimler öncesinde programında yer verdiğini, Hükümetin ise CHP sayesinde konuyu dikkate almak zorunda kaldığını savundu.
Tasarının konuya adil ve sağlıklı bir çözüm getirmediğini öne süren Ayaydın, “Emeklilere yüzde 2 maaş artışı getiren yasayla, top taca atılıyor. Ödemelerin 2013 yılında yapılması ise kabul edilebilir değil. Yine bir AKP klasiği ile karşı karşıyayız; çok söz edip, hiçbir şey yapılmıyor. Milyonlarca emekliyi aldatmaya tevessül ediyor” dedi.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, gecikmiş bir düzenleme olmasına karşılık beklentileri karşılamadığını ifade ederek, “Maalesef emekliler kandırılmıştır. Tasarı, emeklilerin yüzde 20'sini kapsıyor. Hükümet, bir şey yapıyor ama bunu yaparken de emeklilerin burnundan getiriyor. Çünkü ödemeler 2013 yılında yapılabilecek” diye konuştu.
Akçay, emekli maaşlarının tek bir sistemle hesaplanması gerektiğini belirtti.
“Fiyat fetişizminden uzaklaşalım”
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, iktidarın “bütçe olanakları sınırlı” anlayışını eleştirerek, “Bütçeyi böyle bağlayan iktidardır. Tasarı da emeklilere lütuf gibi gösteriliyor” dedi.
Düzenlemeyle yeni bir eşitsizlik yaratılmamasına özen gösterilmesi gereğine işaret eden Sarı, yeni ile eski sistem arasındaki uyarlamada bazı emeklilerin maaşlarında düşme ye da sabit kalma durumunun ortaya çıkabileceğini söyledi. Ücretleri sadece enflasyon kadar artırmak, ülkenin reel büyümesinden toplam kesimleri yararlandırmamak anlamına geldiğini anlatan Sarı, bunun gelir dağılımı adaletine katkı yapmadığını savundu.
“Lütfen bu fiyat fetişizminden uzaklaşalım” diyen Sarı, 2013 yılı sonrası için mali kural konulmasını önerdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, 10 milyon emekliye söz verildiğini ifade ederek, tasarıyla, aynı sıkıntının sürdüğünü, emeklilerin geçinmek için yine çalışmak zorunda bırakıldığını ileri sürdü. Düzenlemenin neden 2013 yılında yürürlüğe gireceğini soran Kurt, sorunun emeklilerden değil, mevzuat değişikliğinden kaynaklandığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, düzenlemenin adının “intibak” olmadığını savunarak, “Dağ fare doğurdu. Yıllarca emeklilere, 'intibak, intibak, intibak' diye umut verildi. Tüm emeklilerden özür diliyorum. İntibak yapacaksak adam gibi yapalım. Eşit prime, hangi kurumda olursa olsun eşit maaş verelim. Emekli maaşlarında 30 lira ile 200 lira arasında uyum yapılıyor. Kamuya yükü de 2,7 milyar lira...Ne adalet, ne hak, ne eşitlik demeyelim. Buna intibak değil, tamir yasası diyelim” dedi.
Türkiye'de “yaşa takıldığı için emekli olamayanlar gerçeği” bulunduğunu ifade eden Aslanoğlu, kimsenin bu insanlara iş vermediğini, bakanların bu kesimin sorunlarına duyarsız kaldığını söyledi.
Aslanoğlu, yurtdışında emekli olanların Türkiye'de iş yaptığında katkı payı kesilmediğini belirterek, “bu hak mıdır, adalet midir?” diye sordu.
Belediye başkanlarının emekli aylıklarında da farklılıklar olduğunu belirten Aslanoğlu, bunun çok hazin ve sosyal yara olduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Gümüş de Türkiye'de büyüyen ekonomiden emeklilere, çalışanlara en az pay verme rekoru kırıldığını ifade ederek, düzenlemenin daha titizlikle hazırlanması gerektiğini söyledi.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral ise düzenlemenin intibak değil, kısmi bir değişiklik getirdiğini ileri sürerek, “İntibak yapmak kolay değil. İktidar milletvekillerinin bu konuyla ilgili konuşmamasını nasıl yorumlamak lazım?” dedi.
“Bu bir intibak düzenlemesidir”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, görüş ve eleştirileri yanıtlarken, intibakın lütuf olmadığını belirterek, önemli bir düzenleme olduğunu vurguladı.
Düzenlemenin tüm emeklileri kapsamadığına işaret eden Çelik, şöyle konuştu:
“9 milyon 928 bin emekliye 92 milyar lira yıllık emekli aylığı ödeniyor. Emekli Sandığında gösterge ve katsayı uygulandığı için bu kapsama alınmalarını gerektiren bir durum yaşanmamıştır. Bağ-Kur'da da basamak sistemi uygulandığından bir farklılaşma oluşmadığı için kapsama girmiyor. Ancak 2000 yıllına dönük orada sistemle oynanmasından ötürü 12 bin 184 Bağ-Kur emeklisini ilgilendiren bir düzeltme ihtiyacı doğmuştur. Konu emekli aylıkları değildir. Tasarı, aynı gün, aynı primi ödemesine rağmen farklı tarihlerde emekli olanların maaşlarındaki farklılığı gidermeye dönüktür. Bir intibak düzenlemesidir. Yoksa emeklilere bir zam ya da tüm emeklilere dönük bir düzenleme değil. Yaptığımız düzenleme; 2000 öncesi emeklileri 2008 Ocak ayına taşımaktır. Burada yüzde 100 adaleti tesis edecek sihirli bir formül yok. 'En adil düzenleme nasıl olabilir' diye baktık. En doğrusu, en doğruya yakını bu olduğu için bu sistemi huzurlarınıza getirdik.”
Çelik, komisyonda konuyla ilgili yasa tekliflerin de bulunduğunu hatırlatarak, “Bu intibaktır. Ama tekliflerde, emeklilere zam öngörülüyor. Mali açıdan bunun sürdürülebilir yönü de bulunmuyor. Mali boyuttan bakarak, 'emeklilere şu kadar verelim' diye konu ele alınmadı. Teklifler uygulansa daha büyük eşitsizliklere, haksızlıklara yol açar”' dedi.
CHP'li Süleyman Çelebi'nin teklifinin 38, Ali İhsan Köktürk'ün teklifinin ise 11 milyar liralık yıllık ilave yük getirdiğini anlatan Çelik, “Bu ülkede yalnızca emekliler, çalışanlar, milletvekilleri yok; 75 milyon vatandaşımız var. Onların hukukunu korumak adına atılan adımların dengeli olması lazım. 'Zam verdim gitti, sen bir veriyorsan ben iki veririm' anlayışı, Türk siyasetinde çok geride kaldı. Sistemdeki arıza nerede, nerenin tamir edilmesi gerekiyor diyerek yaklaşılmıştır konuya” dedi.
“O kadar karmaşık bir sistem ki...”
Yüzde 75 olarak belirlenen katsayının nasıl belirlendiği sorusuna, “TÜFE çarpı gelişme hızının yüzde 100'ü” şeklinde olduğu yanıtını veren Çelik, “yüzde 75 denge oranıdır. Yeni eşitsizlikler oluşmaması için yüzde 75 bir denge rakamı olarak ortaya çıktı. 6 aydır bu işle meşgulüz. O kadar karmaşık sistem ki...Yüzde 100 adaleti yakalama azminde olsanız bile, bu mümkün değil. Sistemin yeniden bozulmasına neden olacak şekilde değil de sürdürülebilir rakamları ve oranları denge içinde yakaladık” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin süper emeklilerle ilgili düzenlemeyi daha önce iptal ettiğine işaret eden Çelik, “Süper emekliler intibaktan yararlanacak. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri ortadayken, süper emeklilerle ilgili yeni düzenleme yapmak doğru değil” görüşünü kaydetti.
Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemini 2000 yılından sonra sigortacılık mantığına oturttuğunu belirten Çelik, sistemin ana parametreleriyle oynanmaması gerektiğini anlattı. Çelik, “Biz 2050'ler için düzenleme yaptık, 65 yaşı getirdik. Bizler o zaman siyasette olacak mıyız, herhalde olmayacağız. 40 yıl sonrasına göre yapılan bir düzenlemeyi bugünden bozmaya çalışmak, onun ana parametreleriyle oynamak doğru değil. Türkiye gelecek yıllara dönük sosyal güvenlik açıklarını, uzun yıllara sari şekilde sürdürebilirliği sağlamak için reform yaptı” dedi.
Promosyon için yeni girişim
İntibakın Bağ-Kur'dan basamak satın alarak emekli olanlarla ilgisi olmadığını belirten Çelik, banka promosyonları konusunda yeni bir girişimde bulunacağını ifade etti. Çelik, sosyal güvenlik destek priminin 545 bin kişiden kesildiğini ve kurumun 1 milyar lira gelir elde ettiğini belirterek, bunun genç yaşta emeklilik popülizminin ortaya çıkardığı bir durum olduğunu söyledi.
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, intibak düzenlemesinden, süper emekliler, Bağ-Kur'dan basamak satın alarak emekli olanlar için düzenleme yapılmadığını belirterek, bunun önemli bir eksiklik olduğunu söyledi. Türkiye'de emekli maaşlarının en az aylık bin 500 TL olması gerektiği savunan Çam, “Yapılan intibak değildir. İntibakın sadece emekli maaşına indirgenmesi de yanlıştır. Sıkıntı, emeklilerin insanca yaşama imkanına kavuşmasında maaşların tespitinde baz alınacak kriterlerin belirlenmesidir. 12 bin esnaf ve sanatkar kapsama alınmış, ama parası ve gücü yetmeyenler ise bundan faydalanmamıştır. Çalıştıkça aylığın düşmesi durumu mevcuttur. Bu da kayıtdışı çalışmayı özendiriyor” dedi.
Çam, 2000 yılı öncesinde emekli olan 2 milyon 743 bin kişiden 1 milyon 913 bin kişi düzenlemeden yararlanacağını, 800 bin kişinin ise bundan yararlanmayacağını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, Türkiye'de emeklilerin içinde bulunduğu yoksulluk durumunun, “AKP'nin 10 yıllık iktidarının nadide eserleri arasında yer aldığını” öne sürerek, 2000 yılından itibaren SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarının hesaplanmasında değişiklik yapılırken, Emekli Sandığından emekli
olanlarda değişiklik yapılmadığını anlattı. Emekli aylıklarındaki farklılığın giderilmesinin yıllardır beklendiğine işaret eden Ayaydın, CHP'nin bu müzmin soruna seçimler öncesinde programında yer verdiğini, Hükümetin ise CHP sayesinde konuyu dikkate almak zorunda kaldığını savundu.
Tasarının konuya adil ve sağlıklı bir çözüm getirmediğini öne süren Ayaydın, “Emeklilere yüzde 2 maaş artışı getiren yasayla, top taca atılıyor. Ödemelerin 2013 yılında yapılması ise kabul edilebilir değil. Yine bir AKP klasiği ile karşı karşıyayız; çok söz edip, hiçbir şey yapılmıyor. Milyonlarca emekliyi aldatmaya tevessül ediyor” dedi.
MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, gecikmiş bir düzenleme olmasına karşılık beklentileri karşılamadığını ifade ederek, “Maalesef emekliler kandırılmıştır. Tasarı, emeklilerin yüzde 20'sini kapsıyor. Hükümet, bir şey yapıyor ama bunu yaparken de emeklilerin burnundan getiriyor. Çünkü ödemeler 2013 yılında yapılabilecek” diye konuştu.
Akçay, emekli maaşlarının tek bir sistemle hesaplanması gerektiğini belirtti.
“Fiyat fetişizminden uzaklaşalım”
CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı, iktidarın “bütçe olanakları sınırlı” anlayışını eleştirerek, “Bütçeyi böyle bağlayan iktidardır. Tasarı da emeklilere lütuf gibi gösteriliyor” dedi.
Düzenlemeyle yeni bir eşitsizlik yaratılmamasına özen gösterilmesi gereğine işaret eden Sarı, yeni ile eski sistem arasındaki uyarlamada bazı emeklilerin maaşlarında düşme ye da sabit kalma durumunun ortaya çıkabileceğini söyledi. Ücretleri sadece enflasyon kadar artırmak, ülkenin reel büyümesinden toplam kesimleri yararlandırmamak anlamına geldiğini anlatan Sarı, bunun gelir dağılımı adaletine katkı yapmadığını savundu.
“Lütfen bu fiyat fetişizminden uzaklaşalım” diyen Sarı, 2013 yılı sonrası için mali kural konulmasını önerdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, 10 milyon emekliye söz verildiğini ifade ederek, tasarıyla, aynı sıkıntının sürdüğünü, emeklilerin geçinmek için yine çalışmak zorunda bırakıldığını ileri sürdü. Düzenlemenin neden 2013 yılında yürürlüğe gireceğini soran Kurt, sorunun emeklilerden değil, mevzuat değişikliğinden kaynaklandığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, düzenlemenin adının “intibak” olmadığını savunarak, “Dağ fare doğurdu. Yıllarca emeklilere, 'intibak, intibak, intibak' diye umut verildi. Tüm emeklilerden özür diliyorum. İntibak yapacaksak adam gibi yapalım. Eşit prime, hangi kurumda olursa olsun eşit maaş verelim. Emekli maaşlarında 30 lira ile 200 lira arasında uyum yapılıyor. Kamuya yükü de 2,7 milyar lira...Ne adalet, ne hak, ne eşitlik demeyelim. Buna intibak değil, tamir yasası diyelim” dedi.
Türkiye'de “yaşa takıldığı için emekli olamayanlar gerçeği” bulunduğunu ifade eden Aslanoğlu, kimsenin bu insanlara iş vermediğini, bakanların bu kesimin sorunlarına duyarsız kaldığını söyledi.
Aslanoğlu, yurtdışında emekli olanların Türkiye'de iş yaptığında katkı payı kesilmediğini belirterek, “bu hak mıdır, adalet midir?” diye sordu.
Belediye başkanlarının emekli aylıklarında da farklılıklar olduğunu belirten Aslanoğlu, bunun çok hazin ve sosyal yara olduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Gümüş de Türkiye'de büyüyen ekonomiden emeklilere, çalışanlara en az pay verme rekoru kırıldığını ifade ederek, düzenlemenin daha titizlikle hazırlanması gerektiğini söyledi.
MHP Manisa Milletvekili Sümer Oral ise düzenlemenin intibak değil, kısmi bir değişiklik getirdiğini ileri sürerek, “İntibak yapmak kolay değil. İktidar milletvekillerinin bu konuyla ilgili konuşmamasını nasıl yorumlamak lazım?” dedi.
“Bu bir intibak düzenlemesidir”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, görüş ve eleştirileri yanıtlarken, intibakın lütuf olmadığını belirterek, önemli bir düzenleme olduğunu vurguladı.
Düzenlemenin tüm emeklileri kapsamadığına işaret eden Çelik, şöyle konuştu:
“9 milyon 928 bin emekliye 92 milyar lira yıllık emekli aylığı ödeniyor. Emekli Sandığında gösterge ve katsayı uygulandığı için bu kapsama alınmalarını gerektiren bir durum yaşanmamıştır. Bağ-Kur'da da basamak sistemi uygulandığından bir farklılaşma oluşmadığı için kapsama girmiyor. Ancak 2000 yıllına dönük orada sistemle oynanmasından ötürü 12 bin 184 Bağ-Kur emeklisini ilgilendiren bir düzeltme ihtiyacı doğmuştur. Konu emekli aylıkları değildir. Tasarı, aynı gün, aynı primi ödemesine rağmen farklı tarihlerde emekli olanların maaşlarındaki farklılığı gidermeye dönüktür. Bir intibak düzenlemesidir. Yoksa emeklilere bir zam ya da tüm emeklilere dönük bir düzenleme değil. Yaptığımız düzenleme; 2000 öncesi emeklileri 2008 Ocak ayına taşımaktır. Burada yüzde 100 adaleti tesis edecek sihirli bir formül yok. 'En adil düzenleme nasıl olabilir' diye baktık. En doğrusu, en doğruya yakını bu olduğu için bu sistemi huzurlarınıza getirdik.”
Çelik, komisyonda konuyla ilgili yasa tekliflerin de bulunduğunu hatırlatarak, “Bu intibaktır. Ama tekliflerde, emeklilere zam öngörülüyor. Mali açıdan bunun sürdürülebilir yönü de bulunmuyor. Mali boyuttan bakarak, 'emeklilere şu kadar verelim' diye konu ele alınmadı. Teklifler uygulansa daha büyük eşitsizliklere, haksızlıklara yol açar”' dedi.
CHP'li Süleyman Çelebi'nin teklifinin 38, Ali İhsan Köktürk'ün teklifinin ise 11 milyar liralık yıllık ilave yük getirdiğini anlatan Çelik, “Bu ülkede yalnızca emekliler, çalışanlar, milletvekilleri yok; 75 milyon vatandaşımız var. Onların hukukunu korumak adına atılan adımların dengeli olması lazım. 'Zam verdim gitti, sen bir veriyorsan ben iki veririm' anlayışı, Türk siyasetinde çok geride kaldı. Sistemdeki arıza nerede, nerenin tamir edilmesi gerekiyor diyerek yaklaşılmıştır konuya” dedi.
“O kadar karmaşık bir sistem ki...”
Yüzde 75 olarak belirlenen katsayının nasıl belirlendiği sorusuna, “TÜFE çarpı gelişme hızının yüzde 100'ü” şeklinde olduğu yanıtını veren Çelik, “yüzde 75 denge oranıdır. Yeni eşitsizlikler oluşmaması için yüzde 75 bir denge rakamı olarak ortaya çıktı. 6 aydır bu işle meşgulüz. O kadar karmaşık sistem ki...Yüzde 100 adaleti yakalama azminde olsanız bile, bu mümkün değil. Sistemin yeniden bozulmasına neden olacak şekilde değil de sürdürülebilir rakamları ve oranları denge içinde yakaladık” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin süper emeklilerle ilgili düzenlemeyi daha önce iptal ettiğine işaret eden Çelik, “Süper emekliler intibaktan yararlanacak. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri ortadayken, süper emeklilerle ilgili yeni düzenleme yapmak doğru değil” görüşünü kaydetti.
Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemini 2000 yılından sonra sigortacılık mantığına oturttuğunu belirten Çelik, sistemin ana parametreleriyle oynanmaması gerektiğini anlattı. Çelik, “Biz 2050'ler için düzenleme yaptık, 65 yaşı getirdik. Bizler o zaman siyasette olacak mıyız, herhalde olmayacağız. 40 yıl sonrasına göre yapılan bir düzenlemeyi bugünden bozmaya çalışmak, onun ana parametreleriyle oynamak doğru değil. Türkiye gelecek yıllara dönük sosyal güvenlik açıklarını, uzun yıllara sari şekilde sürdürebilirliği sağlamak için reform yaptı” dedi.
Promosyon için yeni girişim
İntibakın Bağ-Kur'dan basamak satın alarak emekli olanlarla ilgisi olmadığını belirten Çelik, banka promosyonları konusunda yeni bir girişimde bulunacağını ifade etti. Çelik, sosyal güvenlik destek priminin 545 bin kişiden kesildiğini ve kurumun 1 milyar lira gelir elde ettiğini belirterek, bunun genç yaşta emeklilik popülizminin ortaya çıkardığı bir durum olduğunu söyledi.