Ak Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş'tan yazılı açıklama
AK Parti Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş, "Hiç kimse hukuk dışı bir gerekçe ile insanın maddi ve manevi varlığına tecavüz edemez, hak ve özgürlüklerini kısıtlayamaz" dedi.
AK Partili Yurttaş, basın bürolarına gönderdiği yazılı açıklamayla kan davalarına son verilmesi konusunda çağrıda bulundu. Yurttaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ' Acımasız bir şekilde birbirini öldürmek kadar yanlış başka hiçbir şey yoktur. Hala insanın insanı acımadan öldürdüğü, sırf aynı kanı taşıdığı için masum insanların dahi katledildiği günümüzde, dini ve manevi eğitime ağırlık verilerek insanlara kan davasının dini boyutunun anlatılması gerekiyor. Devlet olarak alınan caydırıcı tüm tedbirlere rağmen kan davaları ile ilgili dehşet verici olaylar, günümüzde de kamuoyunu dehşete düşürmeye devam ediyor. Toplumsal olayları incelediğimizde kan davasından kaçarakİzmir'e yerleşen bir kişinin camide Kuran okurken ensesinden vurularak öldürülmesi, Hazro Belediye Başkanı'nın kan davası yüzünden belediyedeki görevini bile yerine getiremediğinin ortaya çıkması, Türkiye'nin kangrenleşmiş yaralarından olan kan davasının boyutlarını gözler önüne seriyor. Bu olaylar bile kan davasının nasıl vahşete dönüştüğünü bizlere izah etmek için yeterli. Kan davası akrabalık ilişkilerinin sıkı olduğu toplumlarda öç alma duygusundan kaynaklanan, misilleme biçimindeki karşılıklıcinayetlerle süren aile ve kabileler arası çatışmalara bilindiği üzere genel olarak kan davası deniliyor. Hak arama sürecinin bulunmadığı, anlaşmazlıkların tarafları hoşnut edecek biçimde çözümlenmediği, hak ve adalet duygularının tatmin edilmediği hukuk sistemlerinde, bireyin hak ve adaleti kendi başına gerçekleştirme girişiminin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. '
' MÜMİNLER BU TÜR DAVRANIŞLAR İÇİNE GİREMEZLER '
AK Parti Manisa Milletvekili Op. Dr. Muzaffer Yurttaş, kan davasının kökeniyle ilgili şu bilgileri aktardı: ' Kan davası, İslam öncesi Arap toplumunda en yaygın adetlerden birisiydi. Hak ve adaleti gerçekleştirecek bir hukuk ve toplum düzeninden yoksun olan cahiliye toplumunda kan davaları kabileler arası düşmanlık ve savaşların başlıca nedenleri arasında yer alıyordu. İslâm câhiliye dönemine ait birçok adetle birlikte kan davasını ortadan kaldırdı; getirdiği insan ve toplum anlayışı ile adalet düzeni ile toplumsal bir afet olan kan davasını ortaya çıkaran nedenleri yok etti. İslâm'a göre insan canı, malı,namusu, haysiyeti, tüm hak ve özgürlükleri ile dokunulmaz bir varlıktır. Hiç kimse hukuk dışı bir gerekçe ile insanın maddi ve manevi varlığına tecavüz edemez, hak ve özgürlüklerini kısıtlayamaz. Kaldı ki müminler bu tür davranışlar içine giremezler. Çünkü müminler, inançları gereği kardeştirler, birbirlerine karşı İslâm'ın öngördüğü kurallar dışında davranamazlar. Müminler bireysel ve toplumsal hayatlarında tam bir dayanışma ve yardımlaşma içinde bulunmak; İslâm'ın egemenliğini sağlamak yolunda ortaklaşaçaba harcamakla yükümlüdürler. '
' DİN, HİÇBİR ZAMAN CİNAYETİ EMRETMEZ '
Nedeni ne olursa olsun hiçbir neden o olayın sonucunu kan davasına götürmemeli şeklinde açıklamalarına devam eden Yurttaş, ' Kan davasının nedenlerine baktığımızda suç ile ceza arasındaki niteliksel eşitsizlik ve cezanın adalet duygusunu tatmin etmekten uzak olmasını,bir insanı haksız yere ve kasıtla öldüren bir kişinin bir-kaç yıl sonra ortalıkla dolaşması, intikam duygularını harekete geçirmesini, üstün otoritenin olmayışını, suçun şahsiliği prensibinin geçerli olmamasını, kişisel öç alma safhasınındevam etmesini ve suçluyu üstün güç, devlet otoritesi değil kişiler cezalandırmasını görüyoruz. Kan davasının dini boyutu anlatılmadan, meselenin sosyoekonomik analizlerle çözülmesi imkânsız! İslam kan davası gibi toplumsal bozuklukları haram kılmıştır. Kan davası gütmek kesinlikle caiz değildir. Peygamberimiz kan davasını bizzat kendisi kaldırarak, toplumu İslam öncesi cahiliyyenin adetlerinden temizlemiştir. Irz, iffet ve namus gibi ahlaki değerleri; dinle ilişkisi bulunmayan tamamen mahalli örf vegeleneklerin etkisiyle işlenen namus cinayetleri konusuyla ilişkili görmek yanlıştır. Din, hiçbir zaman cinayeti emretmez, hiçbir cinayeti onaylamaz, sebep ne olursa olsun cinayeti basit ve normal saymaz. Din, aslında namussuzluk ve iffetsizliği cinayet olarak görür. Bu cinayeti manevi tedbirler ve vicdani müeyyidelerle kökten engeller ' ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
' MÜMİNLER BU TÜR DAVRANIŞLAR İÇİNE GİREMEZLER '
AK Parti Manisa Milletvekili Op. Dr. Muzaffer Yurttaş, kan davasının kökeniyle ilgili şu bilgileri aktardı: ' Kan davası, İslam öncesi Arap toplumunda en yaygın adetlerden birisiydi. Hak ve adaleti gerçekleştirecek bir hukuk ve toplum düzeninden yoksun olan cahiliye toplumunda kan davaları kabileler arası düşmanlık ve savaşların başlıca nedenleri arasında yer alıyordu. İslâm câhiliye dönemine ait birçok adetle birlikte kan davasını ortadan kaldırdı; getirdiği insan ve toplum anlayışı ile adalet düzeni ile toplumsal bir afet olan kan davasını ortaya çıkaran nedenleri yok etti. İslâm'a göre insan canı, malı,namusu, haysiyeti, tüm hak ve özgürlükleri ile dokunulmaz bir varlıktır. Hiç kimse hukuk dışı bir gerekçe ile insanın maddi ve manevi varlığına tecavüz edemez, hak ve özgürlüklerini kısıtlayamaz. Kaldı ki müminler bu tür davranışlar içine giremezler. Çünkü müminler, inançları gereği kardeştirler, birbirlerine karşı İslâm'ın öngördüğü kurallar dışında davranamazlar. Müminler bireysel ve toplumsal hayatlarında tam bir dayanışma ve yardımlaşma içinde bulunmak; İslâm'ın egemenliğini sağlamak yolunda ortaklaşaçaba harcamakla yükümlüdürler. '
' DİN, HİÇBİR ZAMAN CİNAYETİ EMRETMEZ '
Nedeni ne olursa olsun hiçbir neden o olayın sonucunu kan davasına götürmemeli şeklinde açıklamalarına devam eden Yurttaş, ' Kan davasının nedenlerine baktığımızda suç ile ceza arasındaki niteliksel eşitsizlik ve cezanın adalet duygusunu tatmin etmekten uzak olmasını,bir insanı haksız yere ve kasıtla öldüren bir kişinin bir-kaç yıl sonra ortalıkla dolaşması, intikam duygularını harekete geçirmesini, üstün otoritenin olmayışını, suçun şahsiliği prensibinin geçerli olmamasını, kişisel öç alma safhasınındevam etmesini ve suçluyu üstün güç, devlet otoritesi değil kişiler cezalandırmasını görüyoruz. Kan davasının dini boyutu anlatılmadan, meselenin sosyoekonomik analizlerle çözülmesi imkânsız! İslam kan davası gibi toplumsal bozuklukları haram kılmıştır. Kan davası gütmek kesinlikle caiz değildir. Peygamberimiz kan davasını bizzat kendisi kaldırarak, toplumu İslam öncesi cahiliyyenin adetlerinden temizlemiştir. Irz, iffet ve namus gibi ahlaki değerleri; dinle ilişkisi bulunmayan tamamen mahalli örf vegeleneklerin etkisiyle işlenen namus cinayetleri konusuyla ilişkili görmek yanlıştır. Din, hiçbir zaman cinayeti emretmez, hiçbir cinayeti onaylamaz, sebep ne olursa olsun cinayeti basit ve normal saymaz. Din, aslında namussuzluk ve iffetsizliği cinayet olarak görür. Bu cinayeti manevi tedbirler ve vicdani müeyyidelerle kökten engeller ' ifadelerini kullandı.