Siyaset Akademisinde 11’inci Dönem Başladı
AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nın düzenlediği siyaset akademisinin 11’inci dönemi başladı.
Siyaset akademisinin ilk dersini Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi (ANAR) Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu verdi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki siyaset akademisinin açılış konuşmasını yapan AK Parti İl Ar-Ge Başkanı Öznur Yağcı, “Bugüne kadar 3 bini aşkın vatandaşımızın katıldığı siyaset akademisi Türkiye genelinde 50 bin vatandaşımızla buluştu” dedi.
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ise siyaset akademisinde önemli bir başlangıç yaptıklarını söyledi.
Siyasetin bilgi temelli yapılması son derece önemli olduğunun altını çizen Yalçın, "Siyaseti bilgi temelli yapmadığımızda eski siyaset dediğimiz popülist yaklaşımları, halkı günü birlik gündemlerle meşgul etmenin, oy karşılığı ile icraat yapmanın çok sayıda örneğini görmüş oluyorsunuz. Ama bilgi temelli siyasette, halkın her şeyi bildiği, şeffaf, hesap verebilir bir yönetim anlayışının mutlaka kamuoyu tarafından beklendiğini de herkesin hesap etmesi gerekir. Siyasete girmek isteyen kişiler kamuoyunun bu bilinçle siyaseti izlediğinin farkında olması gerekir" şeklinde konuştu.
Bu seneki siyaset akademisinin ana konusunun yerel yönetimler olduğunu hatırlatan Yalçın şöyle devam etti: "Yerel yönetimler yasası Türkiye'nin gündeminde. Cumhurbaşkanımız da kısa bir süre önce bu yasayı onayladı. Muhtemelen bu derslerde bu yasanın bütün ayrıntısına girilecek. Ayrıca dünyadaki yerel yönetim anlayışlarını da mukayeseli olarak burada anlatılacak. Dünyada çok başarılı şehirlerle ilgili örnekler anlatılacak. Dünyada en iyi entegreli ulaşım sistemine, en iyi parklarına, en yaşanabilir şehirler ile ilgili örnekler burada verilecek. İçinde yaşadığınız coğrafyayı oralarla mukayese edip, şehir yönetimini evrensel ölçülerin ne olduğunu da değerlendirme imkânı bulacaksınız. Toplumların gelişimi kentleşme ile mümkün olduğunu unutmamalıyız. Kentleşemeyen toplumların kesinlikle kalkınamadığını bilelim. Yeni Büyükşehir Kanunu ile birçok köy mahalleye dönüşüyor. Türkiye tam bir kentlilik dönüşümü ile karşı karşıya. Siyaset akademisi için bence tam da zamanı." Sedat Yalçın, ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye genelinde siyaset akademisinde ilk 5'e girenlere yurt dışı gezisi armağan edileceğinin müjdesini verdiğini de açıkladı.
Ankara sosyal araştırmalar Merkezi (ANAR) Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu ise ‘siyasi iletişim, seçimler ve Türkiye’ konusunu anlattı. Uslu, “Çok çalışkan olmak seçmenin size sadık olmasına yetmeyebiliyor. Çok iş yap seçmen senin arkanda durur denklemi yavaş yavaş yıkılıyor. Bazen seçmen hiçbir iş yapmayan partiye de oy verebiliyor. Buna en güzel örnek 2002 seçimlerindeki AK Parti’dir” dedi.
Siyasiler açısından tanınmışlığın bazen işe yaramadığına dikkat çeken Uslu, “Çok iş yapmak ve yaptıklarını iyi duyurmak başarıyı getirmeyebilir. Bazen aşırı iletişim ters tepkiler doğurabilir. Her tarafa resmini koy, tv kanallarına beyanatım olsun demek tanınmışlık getirebilir ama aynı zamanda takdir getirmeyebilir” şeklinde konuştu.
“SİYASETÇİ FARKLI AÇIDAN BAKMALI” ‘Seçmeni mutlu edersen sana sadık olur’ diye bir şey olduğunu ve bunun artık çalışmadığını ifade eden ANAR Genel Müdürü Uslu, şöyle devam etti: “Seçmenin değişimi sağlayan iki faktör var. Bunlar siyasal ve siyaset dışı faktörler. Siyasetçi farklı bir açıdan bakarsa her zaman kazanır. Klişelerden uzak durmanız ve farklı açıdan bakmanız gerekiyor. Önceden hem devlette hem de özel sektörde yap- sat diye bir kavram vardı. Artık bu değişerek yerini ‘Hisset ve cevapla” kavramına bıraktı. Böyle olunca başka bir kavram karşımıza çıktı. O da siyasi pazarlama… Pazarlamanın doğrusu pazar analizi, ürün geliştirme, kurumsal dönüşüm, ürünü tamamlama, iletişim, seçim ve icraattır. Pazar analizini Türkiye’de en iyi yapan AK Parti’dir. Daha sonra ürün geliştirme başlıyor. Burada da CHP zaman zaman doğru ürünü buluyor ama kendini geliştiremiyor. Kendini geliştirmeyi ve dönüşümünü sağlamayı başaran parti AK Parti’dir. Toplum bunu söyledi, AK Parti algıladı ve dönüşümü sağladı.” Siyasette kavramların artık değiştiğini dile getiren Uslu, “Vatandaş, hemşehri, seçmen gibi kavramlar artık kalktı ve yerini paydaş kelimesi aldı. Önceden ürünü ürettikten sonra iletişim yapılıyordu artık ürünü üretmeden iletişim yapmak zorundasınız. Artık iletişimin amacı kendini anlatmak olmalı. işi değil, kişiyi anlatın. Günümüzde kamuoyu araştırmaların amacı seçmen eğilimlerini önceden tespit edebilmektir. Ayrıca liderlik iletişimin gayesi markalaşmak olmalı, şahsi şöhret değil” diye konuştu.
Kaynak: İHA
AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ise siyaset akademisinde önemli bir başlangıç yaptıklarını söyledi.
Siyasetin bilgi temelli yapılması son derece önemli olduğunun altını çizen Yalçın, "Siyaseti bilgi temelli yapmadığımızda eski siyaset dediğimiz popülist yaklaşımları, halkı günü birlik gündemlerle meşgul etmenin, oy karşılığı ile icraat yapmanın çok sayıda örneğini görmüş oluyorsunuz. Ama bilgi temelli siyasette, halkın her şeyi bildiği, şeffaf, hesap verebilir bir yönetim anlayışının mutlaka kamuoyu tarafından beklendiğini de herkesin hesap etmesi gerekir. Siyasete girmek isteyen kişiler kamuoyunun bu bilinçle siyaseti izlediğinin farkında olması gerekir" şeklinde konuştu.
Bu seneki siyaset akademisinin ana konusunun yerel yönetimler olduğunu hatırlatan Yalçın şöyle devam etti: "Yerel yönetimler yasası Türkiye'nin gündeminde. Cumhurbaşkanımız da kısa bir süre önce bu yasayı onayladı. Muhtemelen bu derslerde bu yasanın bütün ayrıntısına girilecek. Ayrıca dünyadaki yerel yönetim anlayışlarını da mukayeseli olarak burada anlatılacak. Dünyada çok başarılı şehirlerle ilgili örnekler anlatılacak. Dünyada en iyi entegreli ulaşım sistemine, en iyi parklarına, en yaşanabilir şehirler ile ilgili örnekler burada verilecek. İçinde yaşadığınız coğrafyayı oralarla mukayese edip, şehir yönetimini evrensel ölçülerin ne olduğunu da değerlendirme imkânı bulacaksınız. Toplumların gelişimi kentleşme ile mümkün olduğunu unutmamalıyız. Kentleşemeyen toplumların kesinlikle kalkınamadığını bilelim. Yeni Büyükşehir Kanunu ile birçok köy mahalleye dönüşüyor. Türkiye tam bir kentlilik dönüşümü ile karşı karşıya. Siyaset akademisi için bence tam da zamanı." Sedat Yalçın, ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye genelinde siyaset akademisinde ilk 5'e girenlere yurt dışı gezisi armağan edileceğinin müjdesini verdiğini de açıkladı.
Ankara sosyal araştırmalar Merkezi (ANAR) Genel Müdürü Dr. İbrahim Uslu ise ‘siyasi iletişim, seçimler ve Türkiye’ konusunu anlattı. Uslu, “Çok çalışkan olmak seçmenin size sadık olmasına yetmeyebiliyor. Çok iş yap seçmen senin arkanda durur denklemi yavaş yavaş yıkılıyor. Bazen seçmen hiçbir iş yapmayan partiye de oy verebiliyor. Buna en güzel örnek 2002 seçimlerindeki AK Parti’dir” dedi.
Siyasiler açısından tanınmışlığın bazen işe yaramadığına dikkat çeken Uslu, “Çok iş yapmak ve yaptıklarını iyi duyurmak başarıyı getirmeyebilir. Bazen aşırı iletişim ters tepkiler doğurabilir. Her tarafa resmini koy, tv kanallarına beyanatım olsun demek tanınmışlık getirebilir ama aynı zamanda takdir getirmeyebilir” şeklinde konuştu.
“SİYASETÇİ FARKLI AÇIDAN BAKMALI” ‘Seçmeni mutlu edersen sana sadık olur’ diye bir şey olduğunu ve bunun artık çalışmadığını ifade eden ANAR Genel Müdürü Uslu, şöyle devam etti: “Seçmenin değişimi sağlayan iki faktör var. Bunlar siyasal ve siyaset dışı faktörler. Siyasetçi farklı bir açıdan bakarsa her zaman kazanır. Klişelerden uzak durmanız ve farklı açıdan bakmanız gerekiyor. Önceden hem devlette hem de özel sektörde yap- sat diye bir kavram vardı. Artık bu değişerek yerini ‘Hisset ve cevapla” kavramına bıraktı. Böyle olunca başka bir kavram karşımıza çıktı. O da siyasi pazarlama… Pazarlamanın doğrusu pazar analizi, ürün geliştirme, kurumsal dönüşüm, ürünü tamamlama, iletişim, seçim ve icraattır. Pazar analizini Türkiye’de en iyi yapan AK Parti’dir. Daha sonra ürün geliştirme başlıyor. Burada da CHP zaman zaman doğru ürünü buluyor ama kendini geliştiremiyor. Kendini geliştirmeyi ve dönüşümünü sağlamayı başaran parti AK Parti’dir. Toplum bunu söyledi, AK Parti algıladı ve dönüşümü sağladı.” Siyasette kavramların artık değiştiğini dile getiren Uslu, “Vatandaş, hemşehri, seçmen gibi kavramlar artık kalktı ve yerini paydaş kelimesi aldı. Önceden ürünü ürettikten sonra iletişim yapılıyordu artık ürünü üretmeden iletişim yapmak zorundasınız. Artık iletişimin amacı kendini anlatmak olmalı. işi değil, kişiyi anlatın. Günümüzde kamuoyu araştırmaların amacı seçmen eğilimlerini önceden tespit edebilmektir. Ayrıca liderlik iletişimin gayesi markalaşmak olmalı, şahsi şöhret değil” diye konuştu.