Merkez Bankası Baş Ekonomisti Hakan Kara'dan Açıklama
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Baş Ekonomisti Hakan Kara, ''TCMB, yeni politika çerçevesinde döviz kurundaki aşırı hareketlere kayıtsız kalmamaktadır'' dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği, TCMB'nin global kriz sonrası oluşan olağandışı konjonktürde izlediği yeni para politikasını, bu politikanın belirleyici unsurlarını ve geleceğini ele alan ''Yeni Para Politikasını Anlamak-II'' başlıklı panelde konuşan Merkez Bankası Baş Ekonomisti Hakan Kara, yeni bir politika çerçevesi oluşturulması konusunda şunları anlattı:
''Kriz sonrası merkez bankacılığının değişen anlayışı, finansal istikrara yönelik farkındalığın artması, krizi önlemek temizlemekten daha az maliyetli. Konjonktürel etkiler, olağanüstü bol likidite, dalgalı risk iştahı, sermaye akımlarında oynaklık artışı... Türkiye'ye özgü nedenler; açık ekonomi, düşük tasarruf oranı, yapısal cari açık. Sermaye akımlarındaki oynaklığa duyarlılık...''
Kara, Türkiye gibi dışa açık ekonomilerde makroekonomik ve finansal istikrara dair risklerin yakın tarihte daha küresel gelişmelerden kaynaklandığını söyleyerek, ''Özellikle son yıllarda kırılgan küresel iktisadi görünüme bağlı olarak aşırı oynak seyreden sermaye akımları makro finansal riskleri besleyen temel unsurlardır. Dolayısıyla TCMB'nin makroekonomik ve finansal istikrar vurgusunda, sermaye akımlarındaki oynaklığın yurt içi piyasalar üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlanması ön plana çıkmıştır'' dedi.
Sermaye akımlarının makroekonomi üzerindeki yansımalarının temelde döviz kuru ve krediler üzerinde görüldüğünü belirten Kara, ''Gerek hızlı büyümesi gerekse yerli para biriminde gözlenen aşırı değerlenme ekonomide kaynak dağılımını bozmakta ve iç talebin toplam gelirden daha hızlı büyümesine yol açarak makroekonomik istikrarı olumsuz etkilemektedir'' şeklinde konuştu.
Kara, finansal istikrar ve döviz kuruna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
''Döviz kurundaki aşırı değerlenme başta bilanço kanalı olmak üzere birçok kanaldan sistematik riski artırarak makroekonomik ve finansal istikrarı bozabilmektedir. Türkiye gibi yükselen ekonomilerde yerli para birimlerinin hızlı değerlenmesinden olumlu etkilenen firma bilançoları kredi büyümesini ivmelendirici etki yapabilmektedir. Yerli paranın aşırı değer kaybetmesi de belirsizlik ve bilanço kanalından finansal istikrarı olumsuz etkilemektedir. TCMB, yeni politika çerçevesinde döviz kurundaki aşırı hareketlere kayıtsız kalmamaktadır.''
Kara, finansal istikrarın gözetilmeye başlanması, küresel krizden alınan dersler, sermaye girişlerinin hızlandığı dönemlerde kısa vadeli faizlerin etkinliğinin azalması ve net kredi kullanımı ile cari denge arasındaki güçlü ilişki nedeniyle Merkez Bankası'nın kredilere yaptığı vurguyu artırdığı söyledi.
-''Fiyat istikrarı ve finansal istikrar birbirini tamamlayıcı amaçlardır''-
Sermaye akımlarındaki oynaklığın yurt içi piyasalar üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla rezerv opsiyon mekanizmasını uygulamaya başladıklarını ifade eden Kara, ''ROM, bankalara kendi istekleriyle Türk Lirası zorunlu karşılıkların belirli bir oranının döviz ve altın olarak tutulabilmesi imkanını sağlıyor. Para politikasının hareket alanını genişletiyor'' dedi.
Kara, yeni politikanın makroekonomik sonuçlarını şöyle anlattı:
''Fiyat istikrarı ve finansal istikrar birbirini tamamlayıcı amaçlardır. Krediler ve döviz kurundaki aşırı hareketlerin sınırlanması hem finansal istikrara hem de fiyat istikrarına katkıda bulunmaktadır. Son iki yılda uygulanan politikalar orta vadede ekonominin dengelenmesine önemli katkıda bulunarak finansal ve makroekonomik riskleri azaltmıştır.''
Kaynak: AA
''Kriz sonrası merkez bankacılığının değişen anlayışı, finansal istikrara yönelik farkındalığın artması, krizi önlemek temizlemekten daha az maliyetli. Konjonktürel etkiler, olağanüstü bol likidite, dalgalı risk iştahı, sermaye akımlarında oynaklık artışı... Türkiye'ye özgü nedenler; açık ekonomi, düşük tasarruf oranı, yapısal cari açık. Sermaye akımlarındaki oynaklığa duyarlılık...''
Kara, Türkiye gibi dışa açık ekonomilerde makroekonomik ve finansal istikrara dair risklerin yakın tarihte daha küresel gelişmelerden kaynaklandığını söyleyerek, ''Özellikle son yıllarda kırılgan küresel iktisadi görünüme bağlı olarak aşırı oynak seyreden sermaye akımları makro finansal riskleri besleyen temel unsurlardır. Dolayısıyla TCMB'nin makroekonomik ve finansal istikrar vurgusunda, sermaye akımlarındaki oynaklığın yurt içi piyasalar üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlanması ön plana çıkmıştır'' dedi.
Sermaye akımlarının makroekonomi üzerindeki yansımalarının temelde döviz kuru ve krediler üzerinde görüldüğünü belirten Kara, ''Gerek hızlı büyümesi gerekse yerli para biriminde gözlenen aşırı değerlenme ekonomide kaynak dağılımını bozmakta ve iç talebin toplam gelirden daha hızlı büyümesine yol açarak makroekonomik istikrarı olumsuz etkilemektedir'' şeklinde konuştu.
Kara, finansal istikrar ve döviz kuruna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
''Döviz kurundaki aşırı değerlenme başta bilanço kanalı olmak üzere birçok kanaldan sistematik riski artırarak makroekonomik ve finansal istikrarı bozabilmektedir. Türkiye gibi yükselen ekonomilerde yerli para birimlerinin hızlı değerlenmesinden olumlu etkilenen firma bilançoları kredi büyümesini ivmelendirici etki yapabilmektedir. Yerli paranın aşırı değer kaybetmesi de belirsizlik ve bilanço kanalından finansal istikrarı olumsuz etkilemektedir. TCMB, yeni politika çerçevesinde döviz kurundaki aşırı hareketlere kayıtsız kalmamaktadır.''
Kara, finansal istikrarın gözetilmeye başlanması, küresel krizden alınan dersler, sermaye girişlerinin hızlandığı dönemlerde kısa vadeli faizlerin etkinliğinin azalması ve net kredi kullanımı ile cari denge arasındaki güçlü ilişki nedeniyle Merkez Bankası'nın kredilere yaptığı vurguyu artırdığı söyledi.
-''Fiyat istikrarı ve finansal istikrar birbirini tamamlayıcı amaçlardır''-
Sermaye akımlarındaki oynaklığın yurt içi piyasalar üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla rezerv opsiyon mekanizmasını uygulamaya başladıklarını ifade eden Kara, ''ROM, bankalara kendi istekleriyle Türk Lirası zorunlu karşılıkların belirli bir oranının döviz ve altın olarak tutulabilmesi imkanını sağlıyor. Para politikasının hareket alanını genişletiyor'' dedi.
Kara, yeni politikanın makroekonomik sonuçlarını şöyle anlattı:
''Fiyat istikrarı ve finansal istikrar birbirini tamamlayıcı amaçlardır. Krediler ve döviz kurundaki aşırı hareketlerin sınırlanması hem finansal istikrara hem de fiyat istikrarına katkıda bulunmaktadır. Son iki yılda uygulanan politikalar orta vadede ekonominin dengelenmesine önemli katkıda bulunarak finansal ve makroekonomik riskleri azaltmıştır.''