İng Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren'den Açıklama
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, Merkez Bankası'nın yeni yaklaşımının, geleneksel enflasyon hedeflemesinin artık geçerliliğinin kalmadığına işaret ettiğini belirtti.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın bugün gerçekleştirdiği ''2013 Yılında Para ve Kur Politikası'' sunuma ilişkin değerlendirmede bulunan Dağdeviren, 2013 Para ve Kur Politikasında sunumunda bir sürpriz olduğunu söyleyemeyeceklerini ancak önemli açıklamaların varlığına değindi.
Dağdeviren, para politikasında finansal istikrarı da gözeten çok araçlı yeni yaklaşımın ilk defa bu kadar açık ve net bir şekilde metne yansıdığını gördüklerini vurgulayarak, ''Bu da büyük olasılıkla Merkez Bankası'nın artık yeni oluşturduğu çerçeveden memnun olması ve inşa sürecinin büyük oranda tamamlanmış olması ile ilgili olabilir. Yeni çerçevede fiyat istikrarı öncelikli hedef olmaya devam etse de 2009 global kriz Sonrası süreçte geleneksel enflasyon hedeflemesinin artık geçerliliğinin kalmadığına işaret ediliyor'' dedi.
2013 yıl Sonunda enflasyonun yüzde 5 hedefine çok yaklaşmasını hedeflediklerini belirten TCMB'nin bu amacına ulaşırken kredi büyümesi ve Türk Lirası'nın reel değeri oynaklığını da azaltarak finansal istikrar kanalıyla da enflasyonla mücadele gücünü artırmayı düşündüğünü belirten Dağdeviren, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Dolayısıyla küresel belirsizliklerin devam ettiği, sermaye akımlarının oynaklığını koruduğu bir dönemde para politikasının esnekliğinin korunması olasılığı hala çok yüksek. Merkez Bankası'nın yapısal araçlar olarak tanımladığı vadeye göre zorunlu karşılık uygulaması, bir otomatik istikrar mekanizması olarak çalışmasını öngördüğü bankaların TCMB'de TL zorunlu karşılığı YP veya altın rezerv tutma esnekliği olan Rezerv Opsiyon Mekanizması ve yeni oluşturduğu kaldıraç düzeyine bağlı ek zorunlu karşılık uygulaması önümüzdeki dönemde Türkiye'nin kredi değerliliğinin artmasına destek olabilir.
2013 genel olarak TCMB'nin piyasaya müdahale ihtiyacının daha az olacağı bir yıl olabilir gibi görünüyor, burada Son faiz kararında gördüğümüz gibi sermaye akımlarının güçlenmesi beklentisinin temel belirleyici olacağı açık. Sonuç olarak faiz ve kurda istikrarın daha fazla sağlandığı bir yıla girdiğimizi söylemek sanırım yanıltıcı olmaz, buna paralel olarak ekonomik büyümenin de ivmelenmesi bekleniyor. Ancak ilk çeyrekte özellikle Atlantik'in iki yakasındaki gelişmeleri yakından izlemek gerekiyor.''
Muhabir: Murat Birinci
Yayıncı: Affan Kulunyar
Kaynak: AA
Dağdeviren, para politikasında finansal istikrarı da gözeten çok araçlı yeni yaklaşımın ilk defa bu kadar açık ve net bir şekilde metne yansıdığını gördüklerini vurgulayarak, ''Bu da büyük olasılıkla Merkez Bankası'nın artık yeni oluşturduğu çerçeveden memnun olması ve inşa sürecinin büyük oranda tamamlanmış olması ile ilgili olabilir. Yeni çerçevede fiyat istikrarı öncelikli hedef olmaya devam etse de 2009 global kriz Sonrası süreçte geleneksel enflasyon hedeflemesinin artık geçerliliğinin kalmadığına işaret ediliyor'' dedi.
2013 yıl Sonunda enflasyonun yüzde 5 hedefine çok yaklaşmasını hedeflediklerini belirten TCMB'nin bu amacına ulaşırken kredi büyümesi ve Türk Lirası'nın reel değeri oynaklığını da azaltarak finansal istikrar kanalıyla da enflasyonla mücadele gücünü artırmayı düşündüğünü belirten Dağdeviren, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Dolayısıyla küresel belirsizliklerin devam ettiği, sermaye akımlarının oynaklığını koruduğu bir dönemde para politikasının esnekliğinin korunması olasılığı hala çok yüksek. Merkez Bankası'nın yapısal araçlar olarak tanımladığı vadeye göre zorunlu karşılık uygulaması, bir otomatik istikrar mekanizması olarak çalışmasını öngördüğü bankaların TCMB'de TL zorunlu karşılığı YP veya altın rezerv tutma esnekliği olan Rezerv Opsiyon Mekanizması ve yeni oluşturduğu kaldıraç düzeyine bağlı ek zorunlu karşılık uygulaması önümüzdeki dönemde Türkiye'nin kredi değerliliğinin artmasına destek olabilir.
2013 genel olarak TCMB'nin piyasaya müdahale ihtiyacının daha az olacağı bir yıl olabilir gibi görünüyor, burada Son faiz kararında gördüğümüz gibi sermaye akımlarının güçlenmesi beklentisinin temel belirleyici olacağı açık. Sonuç olarak faiz ve kurda istikrarın daha fazla sağlandığı bir yıla girdiğimizi söylemek sanırım yanıltıcı olmaz, buna paralel olarak ekonomik büyümenin de ivmelenmesi bekleniyor. Ancak ilk çeyrekte özellikle Atlantik'in iki yakasındaki gelişmeleri yakından izlemek gerekiyor.''
Muhabir: Murat Birinci
Yayıncı: Affan Kulunyar