15 Sanıklı Ağrı Kck Davası Erzurum’da Başladı
Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2010-2011 yıllarında KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınan 15 sanıklı, 10’u tutuklu aralarında BDP eski Doğubayazıt ilçe başkanı ve parti meclisi üyelerinin de yargılandığı ‘KCK Ağrı-Doğubayazıt’ davası başladı.
Bugün başlayan duruşmaya tutuklu sanıklar Doğubayazıt BDP’li eski Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Babayiğit, BDP’li parti yöneticileri Muhlis Altun, Ajda İnci, Beritan Doğan, Talat Aktaş, Aydın Alkan, Dalya Kaya, Burhan Karatay, Adil Çoban Metin Yaşik ile, tutuksuz sanıklar Dicle Haber Ajansı Muhabiri Ararat Aras, Yaşar Karadeniz, Makbule Andiç, Ferhat Tanrıkulu katıldı.
Duruşmayı BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ile BDP’li Belediye Başkanı Dr. Canan Korkmaz da izledi.
TMK 10. madde kapsamında Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede üç sanık hakkında ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, kamu görevlisini görevinden dolayı tasarlayarak bombalamak suretiyle öldürmeye teşebbüs’, ağırlaştırılmış müebbet hapis, TCK 314-2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamında ‘Silahlı Terör Örgütü Üyesi olmak’ suçlarından 20 ila 30 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle dava açıldı. Tutuklu sanıklar arasında bulunan Doğubayazıt eski Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Babayiğit hakkında ise TCK 302 ve TCK 82-1 maddeleri kapsamında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hapis cezası istedi.
Tutuklu sanıklardan BDP’li Doğubayazıt eski Belediye Başkanı Muhlis Altun’un ‘Kürtçe’ savunma talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, “Muhatabınız benim, benimle konuşmanızı Türkçe yapın, sorgu ve savcılık aşamasında gayet güzel Türkçe konuşmuşsunuz” diyerek uyardı.
Muhlis Altun, “Öncelikle bizim burada izin verilmeyen anadilde Kürtçe savunma talebimizin kesinlikle örgütle hiçbir alakası yoktur. Ben de şunu belirtmek istiyorum. Anadilde ‘Kürtçe’ savunmak istiyorum. Bu operasyonun KCK operasyonlarındaki ‘Kürtçe’ konuşma talebelerinin sanki örgütün talimatıymış gibi gösterilmesini kabul etmiyorum. Telefon görüşmeleri, polisin yaptığı operasyonlar önümüze büyütülmüş bir operasyon olarak getirilerek hukuk dışı uygulamalara dikkat çekmek istiyorum. Ben ailemin yanında herhangi bir eğitim görmedim. Kendi kendimi yetiştirdim. Atatürk’ün ifade ettiği gibi her insan gibi siyaset yapma hakkımız var. BDP’nin birçok faaliyetine katıldım. KCK’nın örgütle bir bağlantısı olduğuna yönelik bir belge varsa o halde kimliği ortaya çıkarın. Bu yaşıma kadar işkencelerle, baskı altında, hayatımı sürdüren bir bayan olarak cinsel tacizlere varana kadar, işkence görmüş bir insanım. Bütün özgürlüklerimle birlikte bana verilen haklarımı istiyorum. Anadilim ‘Kürtçe’yi konuşmak istiyorum. KCK’nın Ağrı sorumlusu olarak gösteriliyorum. Şunu ifade etmek istiyorum bakınız, KCK’nın Ağrı sorumlusu Murat Karayılan’dır. Ben KCK Ağrı sorumlusu değilim. Bunu çocuklara bile sorsanız, ‘Murat Karayılan’ olarak biliniyor, tanınıyor” dedi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya’nın, “KCK’nın varlığını kabulleniyor musunuz” sorusuna ise Ajda İnci, “Kabullenmeyen mi var” diye cevap verdi.
Öte yandan Ajda İnci söz isteyerek, “Burada bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Benim ismim Ajda İnci değil. Şu anda Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne müracaat ettim. Gerçek ismim Rojda İnci’dir” dedi.
“ŞÜPHELİLERE GEBELİK TESTİ UYGULANMIŞTIR” SAVUNMASI
Tutuklu sanık avukatı Müşir Deliduman ise, “İddianamedeki suçlamaları, hukuksal anlamda yapılandırılmış bir iddianame değildir. Türkiye’deki Kürtler de, Türklerle eşit şartlarda yaşamak istiyor. Bu da tamamen doğal ve hatta anadilde ‘Kürtçe’ savunma yapmaları kadar doğal bir şey olamaz. Bu iddianamede bayan şüphelilere yönelik gebelik testi dahi uygulanmıştır. Bu tamamen hukuk dışıdır. Bu tamamen hukuk dışı bir eleştiridir. Cenazelere gidilir, ağlanır, halay çekmek, çatlayana kadar halay çekilir. Bu etkinliklerin örgüt üyeliği suçuyla bağlantısı yoktur” dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya, diğer sanıkların dinlenilmesi için ara verildi.
Kaynak: İHA
Duruşmayı BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ile BDP’li Belediye Başkanı Dr. Canan Korkmaz da izledi.
TMK 10. madde kapsamında Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede üç sanık hakkında ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, kamu görevlisini görevinden dolayı tasarlayarak bombalamak suretiyle öldürmeye teşebbüs’, ağırlaştırılmış müebbet hapis, TCK 314-2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasası kapsamında ‘Silahlı Terör Örgütü Üyesi olmak’ suçlarından 20 ila 30 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle dava açıldı. Tutuklu sanıklar arasında bulunan Doğubayazıt eski Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Babayiğit hakkında ise TCK 302 ve TCK 82-1 maddeleri kapsamında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ hapis cezası istedi.
Tutuklu sanıklardan BDP’li Doğubayazıt eski Belediye Başkanı Muhlis Altun’un ‘Kürtçe’ savunma talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, “Muhatabınız benim, benimle konuşmanızı Türkçe yapın, sorgu ve savcılık aşamasında gayet güzel Türkçe konuşmuşsunuz” diyerek uyardı.
Muhlis Altun, “Öncelikle bizim burada izin verilmeyen anadilde Kürtçe savunma talebimizin kesinlikle örgütle hiçbir alakası yoktur. Ben de şunu belirtmek istiyorum. Anadilde ‘Kürtçe’ savunmak istiyorum. Bu operasyonun KCK operasyonlarındaki ‘Kürtçe’ konuşma talebelerinin sanki örgütün talimatıymış gibi gösterilmesini kabul etmiyorum. Telefon görüşmeleri, polisin yaptığı operasyonlar önümüze büyütülmüş bir operasyon olarak getirilerek hukuk dışı uygulamalara dikkat çekmek istiyorum. Ben ailemin yanında herhangi bir eğitim görmedim. Kendi kendimi yetiştirdim. Atatürk’ün ifade ettiği gibi her insan gibi siyaset yapma hakkımız var. BDP’nin birçok faaliyetine katıldım. KCK’nın örgütle bir bağlantısı olduğuna yönelik bir belge varsa o halde kimliği ortaya çıkarın. Bu yaşıma kadar işkencelerle, baskı altında, hayatımı sürdüren bir bayan olarak cinsel tacizlere varana kadar, işkence görmüş bir insanım. Bütün özgürlüklerimle birlikte bana verilen haklarımı istiyorum. Anadilim ‘Kürtçe’yi konuşmak istiyorum. KCK’nın Ağrı sorumlusu olarak gösteriliyorum. Şunu ifade etmek istiyorum bakınız, KCK’nın Ağrı sorumlusu Murat Karayılan’dır. Ben KCK Ağrı sorumlusu değilim. Bunu çocuklara bile sorsanız, ‘Murat Karayılan’ olarak biliniyor, tanınıyor” dedi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya’nın, “KCK’nın varlığını kabulleniyor musunuz” sorusuna ise Ajda İnci, “Kabullenmeyen mi var” diye cevap verdi.
Öte yandan Ajda İnci söz isteyerek, “Burada bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Benim ismim Ajda İnci değil. Şu anda Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne müracaat ettim. Gerçek ismim Rojda İnci’dir” dedi.
“ŞÜPHELİLERE GEBELİK TESTİ UYGULANMIŞTIR” SAVUNMASI
Tutuklu sanık avukatı Müşir Deliduman ise, “İddianamedeki suçlamaları, hukuksal anlamda yapılandırılmış bir iddianame değildir. Türkiye’deki Kürtler de, Türklerle eşit şartlarda yaşamak istiyor. Bu da tamamen doğal ve hatta anadilde ‘Kürtçe’ savunma yapmaları kadar doğal bir şey olamaz. Bu iddianamede bayan şüphelilere yönelik gebelik testi dahi uygulanmıştır. Bu tamamen hukuk dışıdır. Bu tamamen hukuk dışı bir eleştiridir. Cenazelere gidilir, ağlanır, halay çekmek, çatlayana kadar halay çekilir. Bu etkinliklerin örgüt üyeliği suçuyla bağlantısı yoktur” dedi.
Mahkeme heyeti, duruşmaya, diğer sanıkların dinlenilmesi için ara verildi.