Bilecik Müftüsü Taş Açıklaması
Bilecik Müftüsü Necati Tayyar Taş, ''Tarihçilerin ifade ettiğine göre dünya, Kerbela gibi menfur bir katliamı hiç yaşamamış'' dedi.
Taş, Bilecik Din Görevlileri Yardımlaşma Derneği'nce düzenlenen ''Muharrem Ayını Anlamak'' konulu konferansta, Muharrem ayı gibi mübarek zaman dilimlerinin hatırlanması gerektiğini bildirdi.
Millet ve Müslüman ümmet olarak çoğu zaman önemli gün, gece ve ayların yeteri kadar değerlendirilemediğini savunan Taş, şöyle devam etti:
''Böylesine birbirinden mübarek gecelerimiz, gündüzlerimiz gelir geçer. Onların bizden haberi olur ama bizim onlardan haberimiz olmaz. Hayatımızı böyle devam ettiririz. Miladi yılın ilk ayı olan ocak ayı ile miladi yılın başı olan aralık ayını ocak ayına bağlayan zaman dilimi hakkındaki uyanıklığı ve takibi, maalesef Hicri yılbaşımız olan Muharrem'de gösteremiyoruz.''
-Kerbela her türlü belanın mevcut olduğu mahal demektir''
Taş, Kerbela'da yaşanan üzücü olayların yarasının hala taze olduğunu ve Kerbela'nın, ''her türlü belanın mevcut olduğu yer'' anlamına geldiğini söyledi.
Kerbela olayına tanık olanların susuz kaldığını, şehit olduğunu dile getiren Taş, şunları kaydetti:
''Hazreti Hüseyin, kucağındaki 3 yaşındaki oğlu Abdullah, susuzluktan çatlamak üzereyken 'Ne olur, bir yudum su verin bu sabiye' diye yalvarmasına rağmen, kucağındaki oğlu oklarla şehit ediliyor ve 73 şehidin hepsinin başı kesiliyor. Özellikle Hazreti Hüseyin'in mübarek naaşı üzerinde defalarca, onlarca at tepiştiriliyor. Tarihçilerin ifade ettiğine göre dünya, böyle menfur bir katliamı hiç yaşamamış. Hazreti Peygamber, bir gün kızı Fatıma'ya, 'Ya Fatıma, biliyor musun sana niye Fatıma dedim- Fatıma demek, kesilen, ayrılan, yasak edilen demektir. Senin zürriyetine de Cehennem yasak olduğu için adın Fatıma oldu. Senin izinden gidenlere de Cehennem haram olduğu için senin adın Fatıma oldu' demiştir.''
Bilecik Din Görevlileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Ali Kaya da bu etkinlikle Muharrem ayı ile Kerbela'nın önemini insanlara hissettirmeye çalıştıklarını belirterek, etkinliğin düzenlenmesine katkı sağlayanlara teşekkür etti.
Etkinlikte, Kur'an-ı Kerim'den ayetler okundu, din görevlileri tarafından tasavvuf musikisi konseri verildi, dualar edildi ve aşure ikramında bulunuldu.
Muhabir: Mesut Tankulu - Mehmet Candikmen
Yayıncı: Sedat Gök
Kaynak: AA
Millet ve Müslüman ümmet olarak çoğu zaman önemli gün, gece ve ayların yeteri kadar değerlendirilemediğini savunan Taş, şöyle devam etti:
''Böylesine birbirinden mübarek gecelerimiz, gündüzlerimiz gelir geçer. Onların bizden haberi olur ama bizim onlardan haberimiz olmaz. Hayatımızı böyle devam ettiririz. Miladi yılın ilk ayı olan ocak ayı ile miladi yılın başı olan aralık ayını ocak ayına bağlayan zaman dilimi hakkındaki uyanıklığı ve takibi, maalesef Hicri yılbaşımız olan Muharrem'de gösteremiyoruz.''
-Kerbela her türlü belanın mevcut olduğu mahal demektir''
Taş, Kerbela'da yaşanan üzücü olayların yarasının hala taze olduğunu ve Kerbela'nın, ''her türlü belanın mevcut olduğu yer'' anlamına geldiğini söyledi.
Kerbela olayına tanık olanların susuz kaldığını, şehit olduğunu dile getiren Taş, şunları kaydetti:
''Hazreti Hüseyin, kucağındaki 3 yaşındaki oğlu Abdullah, susuzluktan çatlamak üzereyken 'Ne olur, bir yudum su verin bu sabiye' diye yalvarmasına rağmen, kucağındaki oğlu oklarla şehit ediliyor ve 73 şehidin hepsinin başı kesiliyor. Özellikle Hazreti Hüseyin'in mübarek naaşı üzerinde defalarca, onlarca at tepiştiriliyor. Tarihçilerin ifade ettiğine göre dünya, böyle menfur bir katliamı hiç yaşamamış. Hazreti Peygamber, bir gün kızı Fatıma'ya, 'Ya Fatıma, biliyor musun sana niye Fatıma dedim- Fatıma demek, kesilen, ayrılan, yasak edilen demektir. Senin zürriyetine de Cehennem yasak olduğu için adın Fatıma oldu. Senin izinden gidenlere de Cehennem haram olduğu için senin adın Fatıma oldu' demiştir.''
Bilecik Din Görevlileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Mehmet Ali Kaya da bu etkinlikle Muharrem ayı ile Kerbela'nın önemini insanlara hissettirmeye çalıştıklarını belirterek, etkinliğin düzenlenmesine katkı sağlayanlara teşekkür etti.
Etkinlikte, Kur'an-ı Kerim'den ayetler okundu, din görevlileri tarafından tasavvuf musikisi konseri verildi, dualar edildi ve aşure ikramında bulunuldu.
Muhabir: Mesut Tankulu - Mehmet Candikmen
Yayıncı: Sedat Gök