'Polis Orantısız Güç Kullanmak Zorunda Değil'
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı V.Mehmet Altuntaş, “Polis, gidip de gösteri yapıp o hakkını yerine getiren insana cop vurmak ya da aşırı güç kullanmak zorunda değil. Kendisine karşı bir şiddet hareket varsa ona karşı koyabilir” dedi.
Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde düzenlenen Demokrasi ve İnsan Hakları Fotoğraf ve Karikatür Sergisi açılışının ardından konferansa geçildi. Konferansta Vali Mustafa Taşkesen ve GOÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin’in konuşmasından sonra Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı V. Mehmet Altuntaş, “İnsan Haklarının Kurumsallaşmasında Gelinen Son Durum” konusunda sunum yaptı. Altuntaş, son istatistiklere göre Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda Türkiye’nin Rusya’dan sonra 2’nci sırada olduğunu söyledi.
Sunumun ardından soruları yanıtlayan Altuntaş, polisin şuan hak ve özgürlüklerin korunması için çalışırken Ankara’daki gösteride de olduğu gibi şiddet muamele görür hale geldiğini ifade ederek, “Bize yapılan başvurularda 18 saat çalıştırılan polislerin şikayetini biz emniyete gönderdik. Bunların aileleri, çocukları var. Eşi hamile izin almak istiyor, izin verilmiyor. Trabzon İnsan Hakları Kurulu bu konuyla ilgili bir karar aldı ‘insan hakları ihlalidir’ diye. Polisin hakkı diye bir şey yok. Polis hakları diye bir kategori yok. Polisin görevleri vardır, polis görevini yapacak. Polis gidip de gösteri yapıp o hakkını yerine getiren insana cop vurmak ya da aşırı güç kullanmak zorunda değil. Kendisine karşı bir şiddet hareket varsa ona karşı koyabilir. Bundan dolayı zarar görüyorsa muhtemelen görevlerini tam yerine getirmediği içindir. Ama polis görevini yerine getiriyorsa diğer insanların da toplantı, gösteri, yürüyüş hakkının da ötesine geçerek şiddet uygulaması polise zarar vermesi kabul edilemez” diye konuştu
Anadille ilgili yazılı bir soruya Altuntaş, “Anadil bence bir insanının annesinin sütü gibi helal olan bir konudur. Ama şu var; bu ülkenin bir resmi dili olması lazım. Bir insanını kendi ana dilini unutmaması, çocuğuna unutturmaması onun hakkıdır diye düşünüyorum. Bununla ilgili devlet ne tedbir varsa yapıyor. Televizyon kanalı açıyor, dershaneler açık. Yani artık her şey serbest. Bunu artık ana dilde eğitim hakkı ya da daha ileri boyutta son yargıda savunma hakkı konusunda da düzenlemeler yapıyor. Benim kanaatim daha iyiye gidiyoruz” şeklinde cevap verdi .
Kaynak: İHA
Sunumun ardından soruları yanıtlayan Altuntaş, polisin şuan hak ve özgürlüklerin korunması için çalışırken Ankara’daki gösteride de olduğu gibi şiddet muamele görür hale geldiğini ifade ederek, “Bize yapılan başvurularda 18 saat çalıştırılan polislerin şikayetini biz emniyete gönderdik. Bunların aileleri, çocukları var. Eşi hamile izin almak istiyor, izin verilmiyor. Trabzon İnsan Hakları Kurulu bu konuyla ilgili bir karar aldı ‘insan hakları ihlalidir’ diye. Polisin hakkı diye bir şey yok. Polis hakları diye bir kategori yok. Polisin görevleri vardır, polis görevini yapacak. Polis gidip de gösteri yapıp o hakkını yerine getiren insana cop vurmak ya da aşırı güç kullanmak zorunda değil. Kendisine karşı bir şiddet hareket varsa ona karşı koyabilir. Bundan dolayı zarar görüyorsa muhtemelen görevlerini tam yerine getirmediği içindir. Ama polis görevini yerine getiriyorsa diğer insanların da toplantı, gösteri, yürüyüş hakkının da ötesine geçerek şiddet uygulaması polise zarar vermesi kabul edilemez” diye konuştu
Anadille ilgili yazılı bir soruya Altuntaş, “Anadil bence bir insanının annesinin sütü gibi helal olan bir konudur. Ama şu var; bu ülkenin bir resmi dili olması lazım. Bir insanını kendi ana dilini unutmaması, çocuğuna unutturmaması onun hakkıdır diye düşünüyorum. Bununla ilgili devlet ne tedbir varsa yapıyor. Televizyon kanalı açıyor, dershaneler açık. Yani artık her şey serbest. Bunu artık ana dilde eğitim hakkı ya da daha ileri boyutta son yargıda savunma hakkı konusunda da düzenlemeler yapıyor. Benim kanaatim daha iyiye gidiyoruz” şeklinde cevap verdi .