Yunanistan'a Yapılacak Yeni Yardımlar Almanya'nın Huzurunu Kaçırdı

Ekonomi uzmanları Yunanistan'a yapılacak yardımlarda Almanya'nın payına düşen 10,5 milyar euronun yaşanan krizi çözmeye yetmeyeceğine dikkat çekiyor.

AB maliye bakanlarının Brüksel'de kararlaştırdığı son mali yardım paketi bir yandan Alman siyasetini karıştırırken, koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hıristiyan Demokratik Birlik'in (CDU) önde gelen isimleri, Yunanistan'ın borçlarının bir kısmının silinmesinin artık kaçınılmaz hale geldiğini ifade ediyor.Avrupa Birliği ülkelerinin maliye bakanları dün Brüksel'de bir araya gelerek Yunanistan'a yapılacak yeni yardımların hacmini belirledi. Almanya'nın yeni yardımlarda 10,5 milyar euroya varan payı ülke içinde “Yine mi biz bedel ödeyeceğiz?” yönündeki tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu. AB maliye bakanları, Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileriyle gerekleştirdikleri 12 saatlik pazarlık maratonu neticesinde, Atina'ya gönderilecek yeni yardımların hacminin 43,7 milyar euro olmasına karar verdi. Böylelikle Yunanistan'ın 2010 yılının mayıs ayından bu yana AB'den aldığı kredi ve teminatların toplamı 190 milyar euroya ulaşmış olacak. Yeni yardımlar üzerinde uzlaşmaya varılması üzerine rahatlamış görünen Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras, “İşler yolunda gitti.” şeklinde açıklamada bulundu. Ancak Samaras'ın rahatlamış olması Alman basınında olumlu karşılanmadı. Ülkenin en çok satan bulvar gazetesi Bild bu ifadeyi, “İşler bir kez daha ve yine yolunda gitti.” şeklinde yorumladı. Yunanistan son yardımlarla birlikte sadece mali rahatlama değil, daha fazla zaman da kazanmış oldu. Böylelikle Atina'nın tasarruf tedbirlerini hayata geçirmek için 2014 yılı yerine 2016'ya kadar vakti olacak. Ayrıca geri ödemelerini daha düşük faizle yapacak olan Yunanistan'ın bütçe açığını kapatmak için de daha fazla zamanı olacak. Buna ek olarak borç geri alım programı da Yunan hükümetinin elini rahatlatacak.

EFSF İLE IMF KREDİYİ BÖLÜŞECEK

Yunanistan'a yapılacak 44 milyar euroluk kredi yardımının 38,6 milyar euroya varan kısmı AB'nin daimi istikrar mekanizması EFSF üzerinden temin edilecek ve geriye kalan kısmı da IMF tarafından karşılanacak. Atina 10,6 milyar euro tutarındaki ilk yardım 14 Aralık 2012 tarihinde alacak. İlk yardımın önemli bir bölümü Yunan Merkez Bankası'nda açılan özel hesaba aktarılacak. Almanya'nın verilecek kredilerde 10,5 milyar euroyu bulan payı, vergi mükellefleri açısından ciddi bir yük olarak değerlendiriliyor. Çünkü Federal Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin (CDU) gelecek yıl bütçede sağlanacak krediler nedeniyle ilk etapta oluşacak 730 milyon euroluk bir açığı kapatması gerekecek. Oluşacak açıkta faiz oranlarının düşük tutulması büyük rol oynuyor. Koalisyon hükümetinin küçük ortağı Hür Demokrat Parti'nin (FDP) maliye uzmanlarından Frank Schaeffler Almanya'yı gelecek yıllarda 4,5 milyar euroya varan bir kaybın beklediği öngörüsünde bulundu.FEDERAL MECLİS OYLAMASI BELİRSİZ

Almanya'nın yeni yardımlardaki payının akıbetini Federal Meclis'te yapılacak olan oylama belirleyecek. Koalisyon ortağı CDU/CSU ile FDP bünyesinde hayır oyu kullanmayı düşünenlerin oranı yüzde 25'i buluyor. Buna göre ortakların yeni yardımları meclisten ancak kıl payı geçirebileceği tahmin ediliyor. Yardım paketi için yapılan görüşmelerin süresini çok kısa bulan SPD'nin oylamadaki tutumunun ne olacağı ise henüz öngörülemiyor. AB maliye bakanlarının ise bunu takiben gelecek hafta pazartesi günü yeni yardımlara yeşil ışık yakması bekleniyor.

SCHAEUBLE'NİN KORKTUĞU BAŞINA GELECEKAlman basınında Yunanistan'a yapılacak yardımlara getirilen en büyük eleştiri ise bunun ne ilk ne de son yardım paketi olarak kalacak olmasından kaynaklanıyor. Çünkü Atina'nın 2014 yılına kadar yaklaşık 45 milyar euroya ve devamında ise 32 milyar euroya daha ihtiyacı olacak. FDP'nin Federal Meclis Grup Başkanı Rainer Brüderle bu çerçevede Yunanistan'ın borçlarında kesintiye gidilmesinin artık ihtimal dahilinde olduğunu açıkladı.

Federal Maliye Bakanı Schaeuble bu adımın atılmasına kesinlikle karşı çıktığı için Fransız IMF Başkanı Christine Lagarde ile karşı karşıya gelmişti. Schaeuble'nin açık tavrına rağmen yine kendi partisi CDU'nun tanınmış uzmanlarından Norbert Brachmann, Wolfgang Bosbach ve Klaus-Peter Willsch borçların bir bölümünün silinmesini artık kaçınılmaz olarak görüyor. Willsch yaptığı son açıklamada, “Borçların silinmemesi ihtimal dahilinde bile değil.” dedi.