Yrd. Doç. Dr. Kaleci: Zeytin Veriminde Düşüş Var
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr. Nilüfer Kaleci, Türkiye’de zeytin ağaçlarında artış olmasına rağmen verimde düşüş yaşandığını söyledi.
Kaleci, son yıllarda artan sağlıklı ve uzun yaşama bilincinin, ülkelerin beslenme politikalarında belirleyici rol oynamaya başlamasıyla zeytin ve zeytinyağının teşvik edilmesini değerlendirdi. Yrd. Doç. Dr. Kaleci, yatığı açıklamada şunları kaydetti: “Türkiye, içinde bulunduğu konum itibariyle zeytin yetiştiriciliğinde önemli ülkeler arasında yer alıyor. Ülkemiz, dünya zeytin üretim alanı içinde yüzde 7,5 değerle İspanya, Tunus ve, İtalya’dan, dane zeytin üretiminde ise yüzde 7,4 değerle İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra yer almaktadır. Dünya zeytinyağı üretimi içindeyse 2008/09 ile 2011/12 dönemi üretim ortalamalarına göre 155 bin tonla İspanya, İtalya, Yunanistan ve Suriye’nin arkasından yüzde 5,4' lük payla beşinci sıradadır. Türkiye’nin zeytin üretimi, 2010 yılı istatistiklerine göre yaklaşık 826 bin hektar alanda bin 415 bin tondur. Üretilen zeytinlerin yüzde 30,8'i sofralık olarak işlem görürken yüzde 69,2'lik kısmı yağlığa ayrılıyor.
İller bazında yağlık zeytin üretiminde İzmir. yüzde 24'lük payla çok önemlidir. Diğer önemli illerimiz ise Muğla, Aydın ve Hatay’dır. Toplam ağaç varlığının en yüksek olduğu iller Aydın ve Muğla olarak karşımıza çıkıyor. Sofralık zeytin üretiminde ise Aydın, Manisa, İçel ve Bursa ön plandadır. Türkiye genelinde en yüksek ağaç varlığına sahip illerde özellikle domat, uslu ve Gemlik çeşitlerinin üretimi ön plana çıkıyor. Yine de üretim de düşüklük var. Önceki yıllara göre ağaç sayısı çok, verimli arazi fazla fakat üretim düşük.”
'ÇANAKKALE’DE POTANSİYEL DEĞERLENDİRİLMİYOR'
Çanakkale'nin de gerek iklim gerekse toprak özellikleriyle iyi bir zeytin üretim potansiyeline sahip gibi görünmekle birlikte bunun yeterince değerlendirilemediğine dikkat çeken Nilüfer Kaleci, üretim düşüklüğünün sebeplerini şöyle açıkladı: “Temel nedeni, ağaçlardaki verim ve kalitenin düşük olması. Bu ikisi de hem bahçe hem de hasattan sonra işleme aşamasında yapılan yanlışlıklardan kaynaklanıyor. Özellikle ürünün miktar ve kalitesini etkileyen en önemli husus, zeytin için kritik kabul edilen dönemlerde sulama uygulamalarının mutlaka yapılması gereğinin bilinmemesidir. Bu nedenle üreticilerin sulama çalışmaları konusunda bilinçlendirilmesi, çok önemli bir husus olarak görülmektedir. Benzer şekilde hastalık ve zararlılarla mücadelenin zamanında ve düzenli yapılması da verim ve kaliteyi etkileyen önemli bir etken. Bunun yanısıra kullanılan ilaçlar ve dozları konusunda üreticilerin daha dikkatli olmaları hususunda uyarılması, insan sağlığı ve çevre kirliliği konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor.”
İller bazında yağlık zeytin üretiminde İzmir. yüzde 24'lük payla çok önemlidir. Diğer önemli illerimiz ise Muğla, Aydın ve Hatay’dır. Toplam ağaç varlığının en yüksek olduğu iller Aydın ve Muğla olarak karşımıza çıkıyor. Sofralık zeytin üretiminde ise Aydın, Manisa, İçel ve Bursa ön plandadır. Türkiye genelinde en yüksek ağaç varlığına sahip illerde özellikle domat, uslu ve Gemlik çeşitlerinin üretimi ön plana çıkıyor. Yine de üretim de düşüklük var. Önceki yıllara göre ağaç sayısı çok, verimli arazi fazla fakat üretim düşük.”
'ÇANAKKALE’DE POTANSİYEL DEĞERLENDİRİLMİYOR'
Çanakkale'nin de gerek iklim gerekse toprak özellikleriyle iyi bir zeytin üretim potansiyeline sahip gibi görünmekle birlikte bunun yeterince değerlendirilemediğine dikkat çeken Nilüfer Kaleci, üretim düşüklüğünün sebeplerini şöyle açıkladı: “Temel nedeni, ağaçlardaki verim ve kalitenin düşük olması. Bu ikisi de hem bahçe hem de hasattan sonra işleme aşamasında yapılan yanlışlıklardan kaynaklanıyor. Özellikle ürünün miktar ve kalitesini etkileyen en önemli husus, zeytin için kritik kabul edilen dönemlerde sulama uygulamalarının mutlaka yapılması gereğinin bilinmemesidir. Bu nedenle üreticilerin sulama çalışmaları konusunda bilinçlendirilmesi, çok önemli bir husus olarak görülmektedir. Benzer şekilde hastalık ve zararlılarla mücadelenin zamanında ve düzenli yapılması da verim ve kaliteyi etkileyen önemli bir etken. Bunun yanısıra kullanılan ilaçlar ve dozları konusunda üreticilerin daha dikkatli olmaları hususunda uyarılması, insan sağlığı ve çevre kirliliği konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor.”