Bilim Olimpiyatlarının Şampiyonları Madalyalarını Aldı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “Ceketimizi satacağız ve çocuklarımızı okutacağız” dedi.
20. Ulusal Bilim Olimpiyatları, 17. Ulusal İlköğretim Matematik Olimpiyatları'nın şampiyonları ile 2012 Uluslararası Bilim Olimpiyatları'nda Türkiye'ye madalya kazandıran öğrencilere madalyaları düzenlenen törenle verildi.
Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda düzenlenen törene Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak ve diğer davetliler katıldı.
Törende yaptığı konuşmada başarılı öğrencileri kutlayan Bakan Ergün, “Onların bu marifetini yeterince dile getirmemiz lazım. Tabi bu sadece 'Aferin, iyi yaptınız' diyerek değil, daha somut şeylerin de olması gerekir. 'Nasıl ki, spor olimpiyatlarında başarılı olanlar göğsümüzü kabartıyorlarsa, bu gençlerimizin de başarıları toplumda aynı karşılığı görmelidir. Fiziki gücünü veya teknik başarısını ortaya koyan bir gencimiz gibi zihinsel gücünü ortaya koyan bir gencimizin başarısı da aynı derecede önem taşımaktadır. Şimdi bir halterci, olimpiyatlara hazırlanıyor ve bir ağırlık kaldırıyor, gücünü gösteriyor. Nihayetinde fiziki bir güç gösterisidir değil mi? kaç kilo kaldırdı? 150, 200. İstiklal Marşımız çalındı, bayrağımız göndere çekildi. Sonra ne yapıyoruz? Bu kardeşimize, 'Büyük bir başarı elde ettin, göğsümüzü kabarttın' diyoruz. 2 bin Cumhuriyet Altını ödül veriyoruz. 10 kilogram altın yapıyor bu. Ödül yönetmeliklerimizin de bir gözden geçirilmesi lazım. Eğer takım halinde bir başarıysa, her birine 10 kilogram altın veriliyor. Peki bilimde ne oluyor? 10 bin lira mı, 20 bin lira mı? 10 bin lira, 20 bin lira, sonra bursu iki katına çıkaralım. Bu iltifat yeterli değildir. Bu iltifatı daha üst boyutlara çıkarmamız lazım. Çünkü spor olimpiyatlarında, halterde şampiyon olan kardeşimizin toplumun geleceğine etkisi ile bilim olimpiyatlarında başarılı olan arkadaşımızın bu toplumun geleceğine etkisi aynı değil. Onun için neye önem vermemiz gerektiğini yeniden gözden geçirmemiz lazım” dedi.
“CEKETİMİZİ SATACAĞIZ VE ÇOCUKLARIMIZI OKUTACAĞIZ”
2023 yılında Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını söyleyen Bakan Ergün, “Gençlerimize daha fazla imkan sunabildiğimiz zaman bu ülke, yeni fikirlerin, yeni bilgilerin, yeni teknolojilerin adresi olacaktır. Akıl ve zeka olarak herhangi bir toplumdan zerre kadar eksiğimiz yok. Gelişmiş ülkelerde daha fazla bilim insanlarının, teknoloji firmalarının çıkmasının nedeni, o ülkelerin o insanlara gereken ortamı sunmuş olmalarıdır. Bizim de bunu sunmamız lazım. Steve Jobs'un babası Suriyeliydi. Amerikalı bir hanımla evlenmişti. Amerika'da doğmuş, bir araba garajında bu teknoloji işleriyle haşır neşir olmuş, üniversite tahsilini bile bitirmemiş. Steve Jobs, Suriye'de doğsaydı Steve Jobs olur muydu? Aynı adam nasıl oluyor da Suriye'de olsaydı bu yaptıklarını yapamazdı? Muhtemelen orada kan dökücülerin eylemine, cinayetlerine maruz kalırdı, bir sürü kabiliyetlerin maruz kaldığı gibi. Onun için ortam, iklim son derece önemlidir. Biz bu ortamı, iklimi oluşturduğumuz sürece bizim gençlerimizin kabiliyetleri her şeyi ortaya koyabilecek niteliktedir. Biz gençlerimizi güveniyoruz. Biz de devlet olarak, millet olarak tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz, etmeliyiz de. Eskiden babalarımızın, dedelerimizin söylediği güzel sözler vardı. 'Ceketimi satarım, kızımı, oğlumu okuturum' diyordu ya, ceketimizi satacağız ve bunu yapacağız. O zamanlar ceket önemli bir şeymiş demek ki. Adamın 1 tane elbisesi varmış zaten. Şimdi ceket o kadar önemli değil ama önemli bir sembol. Ceketimizi satacağız ve çocuklarımızı okutacağız. Neyimiz para ediyorsa bunu harcayacağız. En değerli şeylerimizi bu iş için harcamamız lazım. Adamın o zaman en değerli şeyi ceketiymiş. 'Ceketimi starım, bunu yaparım' dediğine göre, bizim de en değerli şeyimiz neyse bu işe harcamamız gerekiyor” diye konuştu.
“KENDİNİZE GÜVENİN”
TBMM’de üstün yetenekli öğrenciler için kurulan komisyon tarafından çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak, bu çalışmalardan üstün yeteneklilerin nüfusun zeka olarak en üstteki yüzde 2'si demek olduğunu öğrendiğini söyledi.
Öğrencilere seslenen Altunbaşak, “Yapmanız gereken kendinize güvenmek. Allah vergisi bir zekanız var. Ama burada bırakmayıp kendinizi geliştirin. O zaman bu kadro içinden Nobel ödülü alacaklar çıkacağını düşünüyorum. Her şey iki çarpı iki eşittir dörttür, ancak sosyal bilimlerde öyle değildir. Bilim adamı olsanız da burayı ıskalamayın” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda düzenlenen törene Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak ve diğer davetliler katıldı.
Törende yaptığı konuşmada başarılı öğrencileri kutlayan Bakan Ergün, “Onların bu marifetini yeterince dile getirmemiz lazım. Tabi bu sadece 'Aferin, iyi yaptınız' diyerek değil, daha somut şeylerin de olması gerekir. 'Nasıl ki, spor olimpiyatlarında başarılı olanlar göğsümüzü kabartıyorlarsa, bu gençlerimizin de başarıları toplumda aynı karşılığı görmelidir. Fiziki gücünü veya teknik başarısını ortaya koyan bir gencimiz gibi zihinsel gücünü ortaya koyan bir gencimizin başarısı da aynı derecede önem taşımaktadır. Şimdi bir halterci, olimpiyatlara hazırlanıyor ve bir ağırlık kaldırıyor, gücünü gösteriyor. Nihayetinde fiziki bir güç gösterisidir değil mi? kaç kilo kaldırdı? 150, 200. İstiklal Marşımız çalındı, bayrağımız göndere çekildi. Sonra ne yapıyoruz? Bu kardeşimize, 'Büyük bir başarı elde ettin, göğsümüzü kabarttın' diyoruz. 2 bin Cumhuriyet Altını ödül veriyoruz. 10 kilogram altın yapıyor bu. Ödül yönetmeliklerimizin de bir gözden geçirilmesi lazım. Eğer takım halinde bir başarıysa, her birine 10 kilogram altın veriliyor. Peki bilimde ne oluyor? 10 bin lira mı, 20 bin lira mı? 10 bin lira, 20 bin lira, sonra bursu iki katına çıkaralım. Bu iltifat yeterli değildir. Bu iltifatı daha üst boyutlara çıkarmamız lazım. Çünkü spor olimpiyatlarında, halterde şampiyon olan kardeşimizin toplumun geleceğine etkisi ile bilim olimpiyatlarında başarılı olan arkadaşımızın bu toplumun geleceğine etkisi aynı değil. Onun için neye önem vermemiz gerektiğini yeniden gözden geçirmemiz lazım” dedi.
“CEKETİMİZİ SATACAĞIZ VE ÇOCUKLARIMIZI OKUTACAĞIZ”
2023 yılında Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını söyleyen Bakan Ergün, “Gençlerimize daha fazla imkan sunabildiğimiz zaman bu ülke, yeni fikirlerin, yeni bilgilerin, yeni teknolojilerin adresi olacaktır. Akıl ve zeka olarak herhangi bir toplumdan zerre kadar eksiğimiz yok. Gelişmiş ülkelerde daha fazla bilim insanlarının, teknoloji firmalarının çıkmasının nedeni, o ülkelerin o insanlara gereken ortamı sunmuş olmalarıdır. Bizim de bunu sunmamız lazım. Steve Jobs'un babası Suriyeliydi. Amerikalı bir hanımla evlenmişti. Amerika'da doğmuş, bir araba garajında bu teknoloji işleriyle haşır neşir olmuş, üniversite tahsilini bile bitirmemiş. Steve Jobs, Suriye'de doğsaydı Steve Jobs olur muydu? Aynı adam nasıl oluyor da Suriye'de olsaydı bu yaptıklarını yapamazdı? Muhtemelen orada kan dökücülerin eylemine, cinayetlerine maruz kalırdı, bir sürü kabiliyetlerin maruz kaldığı gibi. Onun için ortam, iklim son derece önemlidir. Biz bu ortamı, iklimi oluşturduğumuz sürece bizim gençlerimizin kabiliyetleri her şeyi ortaya koyabilecek niteliktedir. Biz gençlerimizi güveniyoruz. Biz de devlet olarak, millet olarak tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz, etmeliyiz de. Eskiden babalarımızın, dedelerimizin söylediği güzel sözler vardı. 'Ceketimi satarım, kızımı, oğlumu okuturum' diyordu ya, ceketimizi satacağız ve bunu yapacağız. O zamanlar ceket önemli bir şeymiş demek ki. Adamın 1 tane elbisesi varmış zaten. Şimdi ceket o kadar önemli değil ama önemli bir sembol. Ceketimizi satacağız ve çocuklarımızı okutacağız. Neyimiz para ediyorsa bunu harcayacağız. En değerli şeylerimizi bu iş için harcamamız lazım. Adamın o zaman en değerli şeyi ceketiymiş. 'Ceketimi starım, bunu yaparım' dediğine göre, bizim de en değerli şeyimiz neyse bu işe harcamamız gerekiyor” diye konuştu.
“KENDİNİZE GÜVENİN”
TBMM’de üstün yetenekli öğrenciler için kurulan komisyon tarafından çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak, bu çalışmalardan üstün yeteneklilerin nüfusun zeka olarak en üstteki yüzde 2'si demek olduğunu öğrendiğini söyledi.
Öğrencilere seslenen Altunbaşak, “Yapmanız gereken kendinize güvenmek. Allah vergisi bir zekanız var. Ama burada bırakmayıp kendinizi geliştirin. O zaman bu kadro içinden Nobel ödülü alacaklar çıkacağını düşünüyorum. Her şey iki çarpı iki eşittir dörttür, ancak sosyal bilimlerde öyle değildir. Bilim adamı olsanız da burayı ıskalamayın” şeklinde konuştu.