BBP, Cumhurbaşkanı Gül'den 'büyükşehir Yasası'nı Onaylamamasını İstedi

Meclis'te yasalaşan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayı için Köşk'e gönderilen Büyükşehir Belediye Kanunu'na Büyük Birlik Partisi'nden itiraz geldi.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Gül'e gönderdiği mektupta, yasanın terör örgütünün işine yarayacağını savundu.

13 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, 12 Kasım'da Meclis Genel Kurulu tarafından kabul edilerek yasallaşmıştı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayı için Köşk'e gönderilen yasayla ilgili BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir üst yazıyla müracaat ederek, endişelerini dile getirdi. Yasanın onaylanması durumunda çok ciddi anayasal sıkıntıların doğabileceğini iddia eden Mustafa Destici, kanun genel olarak değerlendirildiğinde, toplumun büyük kısmında geleceğe yönelik kaygıları beraberinde getirdiğinin görüldüğünü söyledi.

Kanunun, Anayasanın 2. maddesinde düzenlenen ‘Milli dayanışma-toplumun huzuru’ temel ilkesine ters düşeceğini ileri süren Destici, art niyetli kesimlerin yasayı fırsata dönüştürme çabalarının şimdiden görüldüğünü ifade etti.

"ADALET VE EŞİTLİK İLKELERİNE AYKIRI"

Kanunla amaçlananın 'etkin hizmet' olarak dillendirildiğini hatırlatan Destici, büyükşehirler tespit edilirken ekonomik gelişmişlik, coğrafi yapı, nüfus vs. gibi objektif kriterlerin değerlendirilmesinde bir kısım illerin büyükşehir yapılmaması ve kanun koyucunun etkin hizmet ilkesinin bu illere verilmemesinin, Anayasanın adalet ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu savundu. Kanunun kendi içinde çelişkiler barındırdığını, diğer yasaların uygulanmasında oluşacak ikili yapı ve idarenin bütünlüğünü ihlal eden nedenler olacağını iddia eden Destici, "Bu durum, Kanunların anayasaya aykırı olamayacağını düzenleyen 13. maddede açıkça ilan edilmiştir" dedi.

Destici, Türkiye'nin idari yapısı ile ilgili, 'İdarenin Bütünlüğü' başlığı altında düzenlenen 123. maddede, 'il, belediye veya köy halkının' şeklindeki düzenlendiğini ve bu minvalde 'köy' kavramını kaldırılmasının 126. maddeye, orman köyleri ve orman köylüsünü koruma altına alan 169. ve 170. maddelerine aykırı olduğunu savunan Destici, bütün bu çalışmaların 'yetki genişliği' ilkesine aykırı olduğunun görüldüğünü söyledi.

"KANUNUN DOĞURACAĞI HUKUKİ SORUNLAR"

Kanunun, Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanması halinde, köylerle ilgili müeyyidelerin ülkenin bir kısım illerinde uygulanacağını, büyükşehirlerde ise uygulanmayacağını dile getiren Destici, "Dolayısıyla, İl Özel İdareleri büyükşehir olmayan illerde devam edecek, büyükşehirlerde lağvedilecek, Aynı nüfusa sahip ve gelişmişliği daha ileri derece olan illerde, seçmenler il genel meclisi üyesi seçerken, büyükşehirlerde sadece belediye meclisi üyesi seçeceklerdir. Ve ayrıca, Köy Kanunu’na göre ‘Yabancı uyruklular köylerde mülk edinemezler’ hükmü var. Bu durumda, Köy tüzel kişiliği sona eren büyükşehirlerde bu hususta nasıl bir sistem uygulanacaktır?" dedi.

Destici, mektubunda, kanunla birlikte, anayasal açıdan idarenin bütünlüğü ilkesinin zedeleneceğini, yerinden yönetim tartışmalarının, yerel yönetim tartışmalarına dönüşeceğini ya da bir kısım çevrelerin, bu tartışmayı gündemde tutacaklarını savundu. "Yerinden yönetim adına verilen tavizler, yerel yönetime geçişte basamak olarak kullanılacaktır" diyen Destici, kanunun imzalanması halinde doğuracağı sonuçları anlattı. Büyükşehir Yasası'nın Türkiye'nin idari yapısını değiştireceğini ve bunun köklü bir değişiklik olduğunu iddia eden Destici, Kanunun imzalanması ile birlikte Türkiye'yi eyaletlere bölecek uygulamalara adım adım gidileceğini ileri sürdü.

"BU YASA İLE BİRLİKTE BİRÇOK İLÇENİN NÜFUSUNU GEÇTİĞİ HALDE ONLAR DA KAPATILIYOR"

Destici, Cumhurbaşkanı Gül'e gönderdiği mektubunda şunları kaydetti: "Kanun, Güneydoğu'da özerkliğin altyapısını oluşturacak bir yerel yönetimler yasasıdır.Bu yasa ile terör örgütünün talep ettiği özerklik ve federatif sistemin yolunun açılmasının yanı sıra, ancak, dünyada sorunsuz bir şekilde sadece ABD'de uygulanabilen 'Başkanlık Sitemini'nin yolu açılmış olacak. Mahalle olarak düzenlenen yeni yerleşim birimlerinde ‘Köy Kanunu’ uygulanmayacağına/uygulanamayacağına göre, muhtemel hukuki sorunlarla karşılaşılacağı ihtimal dahilindedir. Orman köyleri ve orman köylüsü korumasız bırakılmaktadır. Tek ölçüt olarak nüfusun dikkate alındığı yasada, coğrafi uygunluk ve ekonomik gelişmişliğin göz ardı edildiği görülüyor. Bu yasa ile ülkemizin belirli bir bölgesinde yeni bir etnik bölge ve terör örgütünün hakimiyetinde 'ayrılıkçı' bir yönetim oluşturuluyor. Eğitim, kültürel ve ekonomik yönden henüz olgunlaşmasını tamamlayamamış coğrafyaya uygunluğu olmayan il ve ilçelerimizde konunun oturmayacağı göz ardı edilemez. Hükümet, nüfusu az olan beldelerin belediye yönetimlerinin külfet oluşturduğunu iddia ediyor. Bu yasa ile çoğu beldenin nüfusu birçok ilçenin nüfusunu geçtiği halde onlar da kapatılıyor. Yine, 28 yıldır terörle mücadele eden ülkemizde devletin atadığı valilerin yetkileri azaltılıp özellikle sandık hakimiyetinin olmadığı bazı bölgelerdeki belediye başkanlarının yetkileri arttırılıyor. Bu tasarı ile güya adem-i merkeziyetten uzaklaşıp yerinden hizmet yapılacağı iddia edilmektedir. Oysa, bir büyükşehir belediyesinin sınırları mülki idare sınırları olmaktadır. Bazı illerde bazı yerleşim merkezlerinin şehir merkezine uzaklığı 150 kilometreyi bulabilmektedir. Bu da, hükümetin iddia ettiği, yerinden hizmet anlayışı ile çelişmektedir. Geri dönüşü olmayan, faturaları ağır olacak bu yasa için, BBP olarak, halka sorulmasından ve referandum yapılmasından yanayız. "
Kaynak: İHA