Tarikatlar ve Tekkeler Kitabı Yayımlandı

Osmanlı Cihan Devleti’nden günümüze kadar Bursa’da kurulan tekke ve dergahlarla alakalı bir kitap yayınlamdı.

Tarikatlar ve Tekkeler Kitabı Yayımlandı
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kara’nın ilk baskısını 1977 yılında yaptığı Tarikatlar ve Tekkeler Kitabı yeniden yayınlandı. Seyid Usül Dergahı’ndaki tanıtım toplantısında konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep altep, Bursa’da büyük medeniyetlerin izleri olduğuna dikkat çekerek, “Bursa kültüründe, tasavvufi hayat geçmişimizin önemli bir parçasıdır. Tekkeler ve dergahlar ibadetlerin yapıldığı mekanlardır. Çok değişik maksatlarla kullanılan mekanlardır. Bazı zaman yolcular için birer sığınak, bazı zaman kültürel faaliyetlerin yapıldığı merkezdir. Tekkeler, bazen manevi ihtiyaçların, sosyal faaliyetlerin yapıldığı önemli müesseselerdir. Bu tekkeler 1925 yılına kadar bu fonksiyonlarını ifa etmişler. Bu konuda bizde belediye olarak Bursa’daki tekkelerle ilgili restorasyon çalışmalarımızı gerçekleştirdik ve devam ediyoruz. Karabaş-i Veli Dergahı, Emirsultan Dergahı, İsmail Hakkı Dergahı, Üftade Dergahı gerçekleştirilen restorasyonlarla, ilk günkü orijinal haline getirdik. Bu binalar kültürel faaliyetlerin yapıldığı önemli merkezler oldu. Bu mekanlar, sevgi ve bilginin paylaşıldığı yüzyıllar sonra gelecek nesillerin de kullanacağı mekanlar oldu. Bugün değerli hocamız Mustafa Kara’nın manevi hazinelerimizin gün yüzüne çıkartılması adına yaptığı çalışmayı paylaşıyoruz. Soyut mirasımızın, geçmişle alakalı belgelerin toparlanması ile geleceğe güzel bir eser bırakılmış oluyor. Bu eseririmizin Bursa sevdalılarına yeni ufuklar açacak” dedi.

İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara’da, Bursa’nın tasavvufi derinliğini anlattı. Bu eserle şehirde yaşamış insanların hayatını yeniden gündeme taşımayı hedeflediklerini anlatan Kara, “Eski dönemlerde yazılan kitaplara ulaşamayan dostlarımıza, bunu yeni harflerle ve anlayabilecekleri bir üslupla yeniden sunuyoruz. Yaptığımız şey, güzel insanlarımızı yeniden hatırlamaktır. Bu insanlar bu şehrin manevi dokusunu temsil ediyorlar. İnsan gibi şehirlerin de bir bedeni ve ruhu var. Bursa gibi tarihi şehirlerdeki ruh çok daha bariz ve çok daha derinlerdedir. İnsan ruha bedenle birlikte ulaşıyor. Yani maddi bir şeyin yardımı ile manaya ulaşıyor. İnsanın ruhuna da maddesi ile gidiyoruz. İbadetlerimizde böyledir. Namazımızın bir şekildir ama biz o şekille biz başka bir yere ulaşmayı hedefliyoruz. Orucumuzu bir şekildir, aç kalmak gibi gözükür, ama biz başka bir manaya ulaşıyoruz. Şehirlerde böyledir. Şehirlerin camisi, kalesi ve eserleri vardır. Ama o şekille birlikte biz şehrin ruhuna gideriz. Madde ile manaya doğru yürümek. Bizim ilgi alanımızda mana boyutudur. Bazı dostlarımız mutlaka madde boyutu ile ilgileniyor. Bizim konumuz gönül adamlarıdır. Gönül adamları ile ilgileniyoruz. 1977 yılında Bursa’ya gelmiştim. Şubatından beri bu konuyla ilgileniyorum. Bu kitabımızda yeniden ilavelerle basılara tekrar yeni neslin hizmetinde olacaktır” dedi.

İnsanların vitrinde olana takıldığını belirten Altepe, “Vitrine takılırız, arka planda olanları görmeyiz. Bir başka ifade ile mutfakta çalışanları da görmeliyiz. Bu eserin vitrininde Mustafa Kara gözüküyor, ama mutfakta çok emeği olanlar var. Bu eseri basan belediyemiz var. Belediyemizin çalışmaları ile kitap konusunda bir ivme kazandığımız kesindir. İnşallah bu kitapların yardımı ile bu şehrin hem bedenine, hem ruhuna nüfuz etmenin yolları açılır. Bu kitaplar ile ruha yolculuk yapacağız. Bizim peşinde olduğumuz şey, bu şehrin hem manasını hem maddesini tanımaktır. Dünü okuyarak, dünden daha iyi şeyler üretmektir. Dünü hayran bir şekilde seyretmek değildir. Düne iyi bakarak yarınki sıkıntılarımıza aşmaktır. Bu kitabı daha önce Bursa’nın kitaplarını yazanların kitapları ile yazdık. 500 yıldır bu şehrin tarihini yazanlar var. Onları da şükranla yad ediyoruz” diye konuştu.

Kaynak: İHA