Dünya Ehl-i Beyt Vakfı’nın Geleneksel Muharrem Ayı İftarı

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, "Tekke ve Zaviyeler Kanunu kaldırılmazsa, belki açlık grevine gideceğiz" dedi.

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı tarafından düzenlenen Geleneksel Muharrem ayı iftar programı, Rixos Otel'de gerçekleştirildi.

İftar programına Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, DSP Genel Başkanı Masum Türker, MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın, AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu ve eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ile birçok davetli katıldı.

İftar yemeğinde tasavvuf müziği korosu tarafından Hz. Hüseyin mersiyesi okundu, daha sonra Kur'an tilaveti yapıldı. Programda ayrıca tasavvuf müziği eşliğinde semah gösterisi yapılırken, yemek öncesinde de iftar duası gerçekleştirildi.

Törende bir konuşma yapan Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun, tekke ve zaviyelere yönelik yasakları içeren kanunun kaldırılmasını, aksi takdirde açlık grevine gidebileceklerini söyledi.

Altun, "90 yıl önce, o günün şartlarında yapılmış olabilir ama yanlışların giderilmesi gerekiyor. Yapılacak şey, yeni Anayasa'da, Tekke ve Zaviyeler Kanunu'nun mutlaka kaldırılması. Kaldırılmazsa biz Türkiye genelinde belki açlık grevi yapacağız. Çünkü başka çaremiz yok. 'Seyidim' demek yasak, 'müridim' demek yasak. Giyim kuşamlar vesaire yasak. Tasavvuf yasak, nefesler yasak. Muhabbet yasak yasak. Muhabbeti yasaklamışız" dedi.

"İSLAM’I KUR’AN’DA ANLATILDIĞI GİBİ ÖĞRENMEK MECBURİYETİNDEYİZ"
İftarda bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, muharrem ayının Müslüman kültür hayatının en önemli ayları arasında yer aldığını söyleyerek, "O Muharrem, tüm Müslümanların saygıyla tecil ettikleri ay olmakla birlikte Alevi vatandaşlarımız arasındaki anlam ve değeri daha kıymetlidir. Hz. Ali ve onun etrafında şekillenen Ehl-i Beyt, bize Peygamber Efendimizin mirasıdır, emanetidir" dedi.

Kerbela'da bir avuç hak ve adalet arayıcısının karşılaştığı baskıların ve Hz. Hüseyin'in şehadetinin kuru bir anma toplantısı olarak asla geçiştirilemeyeceğini belirten Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Muharrem ayı sıradan seremoniye hapsedilerek hatırlanamaz, yaşanamaz" diye konuştu.

Herkesin kendi ideolojisine göre tarikat ve mezhep arayışında olduğu zaman başka meselelerin ortaya çıktığını savunan Bozdağ, "Öyleyse biz İslam'ı Kur'an'da nasıl anlatılıyorsa öyle anlamak, öğrenmek, öğretmek gibi bir mecburiyet içindeyiz. Aynı zamanda tarikatları da, Hacı Bektaş-ı Veli'nin yolunu da, anlayışını da, o yolun ana sultanları, ana belirleyicileri, ana karakterleri nasıl anlattıysa öyle anlamak öyle öğrenmek ve odan mesajları alıp bugünlere iletmek zorundayız" ifadelerini kullandı.

"YİNE ADIMLARI BİRLİKTE ATACAĞIZ"
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Türkiye'de önyargılar bizi teslim almış durumda. Sünni kardeşlerimizde bazı kabuller, yargılar var. Bazı konular konuşulurken ön kabul duvarı gelip duruyor. Alevi kardeşim değerlendirme yaparken başka önyargılar gelip duruyor. Biz duvarların arkasından birbirimizle konuşamayız. Artık duvarları yıkacağız, birlikte konuşacağız, birlikte en iyi, en doğruları asli kaynaklarından, asıl yerlerinden alıp bugünün kandilleri haline getireceğiz. Biz bunu yaptığımız zaman dana iyi noktalara giderebiliriz" diye konuştu.

Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun'un 'Tekke ve Zaviyeler Kanunu kaldırılsın' talebine cevap veren Bozdağ, şunları söyledi: "Tarikatlar yasaklandı, yok oldu mu tarikatlar? Tekkeler, zaviyeler kapandı, bitti mi dergahlar? Zikirler olmuyor mu, ayinler olmuyor mu, başka işler yapılmıyor mu? Hepsi yapılıyor, hiçbirisi yok olmadı. Hepsi varlığını devam ettiriyor. Peki devlet bunu bilmiyor mu, biliyor. Öyleyse niye biz birbirimize karşı muhasara yapalım? Vatandaşların ihtiyacını karşılamak devletin birinci vazifesidir. Biz ihtiyaçları görüp onu gidermekle mesulüz. Vatandaş bize bu noktada yetki veriyor. Sorunları göreceğiz ve bu sorunlara beraber çözümler arayacağız. İnşallah diyorum, önümüzdeki zaman içerisinde bu noktalarda da önemli adımları birlikte atma imkanını yine beraber yakalayacağız, yine beraber adımları atacağız." Alevi Çalıştayları ile ilk defa konunun taraflarının aynı masada etrafında bir araya gelerek yüz yüze konuştuklarını söyleyen Bozdağ, "Önemli bir bariyeri yıktık böylelikle. Bir araya gelmeyi engelleyen duvarları kaldırdık, devlet katında ilk defa resmi bir muhatap kabul edilip beraber masanın etrafında 'bu dert bizim derdimiz' demeyi başardık" dedi.

Bozdağ konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dert bizimse devamızı beraber arayacağız. Ve ben devayı beraber aradığımızda, çözümü de beraber bulacağımıza yürekten inanıyorum. Oldu mu, oldu. İşte dert edindik orta orta öğretimdeki müfredatta Alevi anlayışını anlatan kısımları yine sizin değer verdiğiniz, Alevi önderleri yazdılar. Onlar bir araya geldiler, yazdılar ve onların anlatımıyla kitaplara ilk defa koyduk. Bugün sahih bir Alevilik anlatımı varsa, bu masaya oturmanın somut bir sonucudur."

"ÖNÜMÜZDEKİ ZAMANLAR İÇİNDE YENİ ADIMLARIMIZ OLACAK"
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Sivas olaylarını hatırlatarak, Madımak Oteli konusunun bir türlü çözülemediğini fakat bunu da kendilerinin muhataplarla masaya oturarak çözdüklerini söyledi.

Alevi klasiklerinden 17 tanesini Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Türkçe'ye çevirdiğini belirten Bozdağ, "Bu noktada desteklerimiz devam edecektir. Bu kaynakların günümüzün Türkçesi'ne kazandırılması, bütün insanlarımızın okumasına, araştırmasına, yazmasına sunulmasını son derece önemli görüyorum. Bu noktada önümüzdeki zamanlar içerisinde bu talepler konusunda da yine adımlarımız olacaktır, yapacaklarımız olacaktır. Bundan sonra da biz hükümet olarak bu konuyu dert edindik, dert edinmeye ve bu derdin çözümünü aramaya beraber devam edeceğiz diyorum ve Hazreti Hüseyin Efendimizin şehadetinin yıl dönümünde, Hazreti Hüseyin Efendimizi ve birlikte şehit olan bütün şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle, şükran ve dua ile yad ediyorum. Onların yolu bizim yolumuzdur. Ve biz o yoldan yürümeye devam edeceğiz" dedi.

Kaynak: İHA