Chp’li Vekillerden Redhack Davasına Tepki
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Redhack davasında silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanan gençlerin evlerinde ele geçen klavyelerin silah, mouseların da el bombası gibi değerlendirildiğini belirterek, “Fazlasıyla ironik olan bu durum ileri demokrasi savcılarının eseridir” dedi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ile birlikte Redhack davası ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Ağbaba, 20 Mart 2012 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitesinin hacklenmesi üzerine başlatılan soruşturma ile gözaltına alınan 15 kişiden 7’sinin savcılık sorgusunun ardından tutuklu yargılanmaya başladığını, bu 7 kişiden 4’ünün 3. yargı paketi düzenlemesinin ardından salıverildiğini hatırlattı. Ancak halen 3 gencin, Duygu Kerimoğlu, Alaittin Karagenç ve Uğur Cihan Okutulmuş’un 8 ayı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu belirten Ağbaba, ilk duruşmaları 26 Kasım 2012 Pazartesi günü görülecek olan sanıkların hiçbir kuvvetli delil olmadan silahlı terör örgütüne üye olmaktan yargılandıklarını söyledi.
AK Parti yargısı ve emniyetinin 70 polisle evini bastığı, ‘biraz muhalifse ‘terörist olarak etiketle ve hapse tık’ uygulamalarının mağdurlarından biri olan Duygu Kerimoğlu’nun yalnızca Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yapmış olduğu yorumlar aleyhine delil olarak gösterilerek 8 aydır Sincan Cezaevi’nde tutulduğunu belirten Ağbaba, Uğur Cihan Okutulmuş’un da Redhack lideri olduğu ileri sürülen ‘manyak’ kullanıcı adlı kişi ile chat üzerinden sohbet ettiği için suçlandığını, tekstil atölyesinde işçi olan Alaittin Karagenç’in de yalnızca Redhack sitesine girmek ve bu sitede yapmış olabileceği konuşmalar Kanıt gösterilerek tutuklu bulunduğunu savundu. Ayrıca sanıkların bilgisayarlarından çıkan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kalpakkaya fotoğraflarının da aleyhlerinde delil gösterildiğini belirten Ağbaba, şunları kaydetti: “Bu durum hukukun, iktidarın elinde oyuncak olduğunun Kanıtıdır. Muhalefetinden hoşnut olmadığı kişi ve grupları bir örgüt uydurarak hapishanelere tıkan zihniyetin en açık göstergesidir. Şimdi şu soru ciddiyetle sorulmalıdır; silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanan bu gençlerin eylemlerinde silaha herhangi bir araç olarak rastlanılmış mıdır? Yoksa Facebook, Twitter gibi sitelerde yapılan paylaşımlar, playstation CD’leri, kitaplar ve internet üzerinden yapılan birkaç sohbet konuşması terör örgütü kurmak için yeterli şartlar mıdır? Fazlasıyla ironik olan bu durum ileri demokrasi savcılarının eseridir. Bu dava ile ilgili hukuksuzluklar bunlarla da sınırlı değildir. Tutuklanan gençlerin örgüt liderliği ile suçlanıyor olmalarına karşın Redhack adlı oluşumun Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesinden sonra başka pek çok devlet kurumunun internet sitesine yönelik eylemlerinin devam etmiş olması göstermektedir ki bu iddialarla masum insanlardan suçlular yaratıp, böylelikle kaybedilen prestijin geri kazanılması amaçlanmaktadır.” Dünyada bu tür suçları terör örgütü üyeliği olarak yargılayan başka bir ülke olup olmadığını soran Ağbaba, tüm kamuoyunu 26 Kasım’da görülecek davayı izlemeye davet etti. BABA KERİMOĞLU: “BİZİ TERÖRİZE ETMEK İSTİYORLAR, OLMAYACAĞIZ” Tutuklu yargılanan Duygu Kerimoğlu’nun babası Adnan Kerimoğlu ise, evlerine yapılan polis baskınının ancak Irak’ta yapılabilecek bir operasyon olduğunu belirterek, kar maskeli çok sayıda polisin evlerine girdiğini söyledi.
Evinde kendisine ait bir masaüstü bilgisayarla, uzaktan eğitimde okuyan kızına ait dizüstü bilgisayar bulunduğunu belirten Kerimoğlu, “Polis ‘neden korkmadınız, neden bayılmadınız, neden ağlamıyorsunuz?’ diyor. Neden ağlayalım? Alnımız açık. Kızım açık üniversitede okuyor, bilgisayar zorunlu. 9 ayı doldurduk, araştırmalara rağmen hiçbir suç bulunmadı. Mahir Çayan’ın resmi varmış, bende de var, Çayan’ın, Deniz Gezmiş’in resmi yasak değildir. Eğer yasaksa baba-kız bizi alabilirler” dedi
Redhack için ‘silahlı terör örgütü’ denildiğini belirten Kerimoğlu, “Duygu kızımda hangi silah bulunmuştur? Bizi terörize etmek istiyorlar, olmayacağız. Sol görüşlü olabiliriz ama bu Türkiye Cumhuriyeti’ni yok edeceğimiz anlamına gelmez. Ben CHP delegesiyim, kızım Ankara delegesi. Bize yardımcı olun, kızımızı alalım” diye konuştu.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel de, Duygu Kerimoğlu ile cezaevinde konuştuklarını belirterek, “Redhack’i internetten takip ediyormuş. Emniyetin internet sitesi hacklendiğinde ‘tüzüğümüze göre emniyet sitesini çökerttik’ diye yorum yapılmış. Duygu de ‘Tüzüğünüze göre hareket ettiğiniz için sizi kutluyorum’ diye yazmış, iddia bu. İddianamede ‘Tüzüğüne hakim olacak kadar bu örgütün içindedir’ diyorlar” dedi.
Konuşmaların ardından Ağbaba ve Özel, Duygu Kerimoğlu’nun evinde ele geçen klavyenin uzun menzilli silah, mouseun da el bombası olarak değerlendirildiğini belirterek, klavye, dizüstü bilgisayar ve mouseu silah gibi tutarak davaya tepkilerini dile getirdiler
Kaynak: İHA
Ağbaba, 20 Mart 2012 tarihinde Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitesinin hacklenmesi üzerine başlatılan soruşturma ile gözaltına alınan 15 kişiden 7’sinin savcılık sorgusunun ardından tutuklu yargılanmaya başladığını, bu 7 kişiden 4’ünün 3. yargı paketi düzenlemesinin ardından salıverildiğini hatırlattı. Ancak halen 3 gencin, Duygu Kerimoğlu, Alaittin Karagenç ve Uğur Cihan Okutulmuş’un 8 ayı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu belirten Ağbaba, ilk duruşmaları 26 Kasım 2012 Pazartesi günü görülecek olan sanıkların hiçbir kuvvetli delil olmadan silahlı terör örgütüne üye olmaktan yargılandıklarını söyledi.
AK Parti yargısı ve emniyetinin 70 polisle evini bastığı, ‘biraz muhalifse ‘terörist olarak etiketle ve hapse tık’ uygulamalarının mağdurlarından biri olan Duygu Kerimoğlu’nun yalnızca Facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde yapmış olduğu yorumlar aleyhine delil olarak gösterilerek 8 aydır Sincan Cezaevi’nde tutulduğunu belirten Ağbaba, Uğur Cihan Okutulmuş’un da Redhack lideri olduğu ileri sürülen ‘manyak’ kullanıcı adlı kişi ile chat üzerinden sohbet ettiği için suçlandığını, tekstil atölyesinde işçi olan Alaittin Karagenç’in de yalnızca Redhack sitesine girmek ve bu sitede yapmış olabileceği konuşmalar Kanıt gösterilerek tutuklu bulunduğunu savundu. Ayrıca sanıkların bilgisayarlarından çıkan Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kalpakkaya fotoğraflarının da aleyhlerinde delil gösterildiğini belirten Ağbaba, şunları kaydetti: “Bu durum hukukun, iktidarın elinde oyuncak olduğunun Kanıtıdır. Muhalefetinden hoşnut olmadığı kişi ve grupları bir örgüt uydurarak hapishanelere tıkan zihniyetin en açık göstergesidir. Şimdi şu soru ciddiyetle sorulmalıdır; silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanan bu gençlerin eylemlerinde silaha herhangi bir araç olarak rastlanılmış mıdır? Yoksa Facebook, Twitter gibi sitelerde yapılan paylaşımlar, playstation CD’leri, kitaplar ve internet üzerinden yapılan birkaç sohbet konuşması terör örgütü kurmak için yeterli şartlar mıdır? Fazlasıyla ironik olan bu durum ileri demokrasi savcılarının eseridir. Bu dava ile ilgili hukuksuzluklar bunlarla da sınırlı değildir. Tutuklanan gençlerin örgüt liderliği ile suçlanıyor olmalarına karşın Redhack adlı oluşumun Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesinden sonra başka pek çok devlet kurumunun internet sitesine yönelik eylemlerinin devam etmiş olması göstermektedir ki bu iddialarla masum insanlardan suçlular yaratıp, böylelikle kaybedilen prestijin geri kazanılması amaçlanmaktadır.” Dünyada bu tür suçları terör örgütü üyeliği olarak yargılayan başka bir ülke olup olmadığını soran Ağbaba, tüm kamuoyunu 26 Kasım’da görülecek davayı izlemeye davet etti. BABA KERİMOĞLU: “BİZİ TERÖRİZE ETMEK İSTİYORLAR, OLMAYACAĞIZ” Tutuklu yargılanan Duygu Kerimoğlu’nun babası Adnan Kerimoğlu ise, evlerine yapılan polis baskınının ancak Irak’ta yapılabilecek bir operasyon olduğunu belirterek, kar maskeli çok sayıda polisin evlerine girdiğini söyledi.
Evinde kendisine ait bir masaüstü bilgisayarla, uzaktan eğitimde okuyan kızına ait dizüstü bilgisayar bulunduğunu belirten Kerimoğlu, “Polis ‘neden korkmadınız, neden bayılmadınız, neden ağlamıyorsunuz?’ diyor. Neden ağlayalım? Alnımız açık. Kızım açık üniversitede okuyor, bilgisayar zorunlu. 9 ayı doldurduk, araştırmalara rağmen hiçbir suç bulunmadı. Mahir Çayan’ın resmi varmış, bende de var, Çayan’ın, Deniz Gezmiş’in resmi yasak değildir. Eğer yasaksa baba-kız bizi alabilirler” dedi
Redhack için ‘silahlı terör örgütü’ denildiğini belirten Kerimoğlu, “Duygu kızımda hangi silah bulunmuştur? Bizi terörize etmek istiyorlar, olmayacağız. Sol görüşlü olabiliriz ama bu Türkiye Cumhuriyeti’ni yok edeceğimiz anlamına gelmez. Ben CHP delegesiyim, kızım Ankara delegesi. Bize yardımcı olun, kızımızı alalım” diye konuştu.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel de, Duygu Kerimoğlu ile cezaevinde konuştuklarını belirterek, “Redhack’i internetten takip ediyormuş. Emniyetin internet sitesi hacklendiğinde ‘tüzüğümüze göre emniyet sitesini çökerttik’ diye yorum yapılmış. Duygu de ‘Tüzüğünüze göre hareket ettiğiniz için sizi kutluyorum’ diye yazmış, iddia bu. İddianamede ‘Tüzüğüne hakim olacak kadar bu örgütün içindedir’ diyorlar” dedi.
Konuşmaların ardından Ağbaba ve Özel, Duygu Kerimoğlu’nun evinde ele geçen klavyenin uzun menzilli silah, mouseun da el bombası olarak değerlendirildiğini belirterek, klavye, dizüstü bilgisayar ve mouseu silah gibi tutarak davaya tepkilerini dile getirdiler