Leyla Zana'nın 'açlık grevi' eylemine hükümetten ilk tepki

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, BDP’li Leyla Zana’nın açlık grevine girmesini “Şov” olarak değerlendirirken, Fazıl Say’ın saçmaladığını söyledi.

Leyla Zana'nın 'açlık grevi' eylemine hükümetten ilk tepki
TRT Türk 'te ekrana gelen “Görüş Farkı” programına canlı yayın konuğu olan AB Bakanı Egemen Bağış, gazeteci Ömer Şahin 'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bağış, AB Bakanlığı'nın bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinde yaptığı konuşmada, AB Bakanlığı olarak, kendileri için en önemli hususun AB süreci sayesinde yaşanan sosyoekonomik dönüşüm ve siyasi reform süreci olduğunu belirtti.

Bağış, ''Bu çerçevede, aynı anda hem bu dönüşümün ülkemizdeki öncülüğünü üstleniyor hem de Avrupalı liderlere ve Avrupa kamuoyuna ülkemizin farklı alanlardaki haklı taleplerini iletme görevini layıkıyla ifa etmeye çabalıyoruz'' dedi.

Göreve geldikleri günden itibaren Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin haklı beklentilerini ve görüşlerini farklı ülkelerde ve farklı platformlarda anlatmaya özen gösterdiğini vurgulayan Bağış, bu çerçevede 44 ülkeye 148 ziyaret gerçekleştirdiğini bildirdi.

Bunlardan 120'sini AB üyesi ülkelere yaptığını belirten Bağış, sadece Brüksel'e 33 kez gittiğini ve AB kurumlarıyla temaslarda bulunduğunu kaydetti.

FAZIL SAY SAÇMALIYOR
Fazıl Say 'ın iyi bir müzisyen olduğunu ancak saçmaladığını kaydeden Bağış “İyi bir müzisyen ama müzik dışındaki fikirlerinde tabir-i caizse hep saçmalıyor. Ama müzisyenliğine bir lafım yok.” dedi.

ZANA 'NIN AÇLIK GREVİ “ŞOV”

Leyla Zana 'nın cezaevlerindeki açlık grevlerine destek için, Meclis 'teki odasında açlık gevine başlamasını “şov” olarak değerlendiren Bağış “ Bir siyasetçinin görevi hapishanelerde devam eden açlık grevlerini daha da çok provoke etmek mi olmalı, yoksa onları açlık grevinden vazgeçirip onları bir an önce yaşama sevinci verip, sonra da onların açlık grevine başlamalarına sebep olan sorunları çözmeye yönelik sözcülüklerini mi yapmak olmalı? Sayın Zana 'nın veya diğer parlamenterlerin açlık grevlerin bana çok bunlar medyatik.. Af edersiniz “Şov” gibi gelmeye başladı. Açlık yaparak değil, greve girerek değil, o insanların sorunlarına meclisin genel kurulunda dile getirerek, Başbakanımızla görüşerek çözmeliler.” dedi.

ZANA 'YA BASKI OLABİLİR

Leyla Zana 'nın açlık grevine girmesinin altında bir tehdit ve baskı mekanizması olabileceğine dikkat çeken Egemen Bağış “Sayın Zana Başbakanımızla görüştü diye başına gelmedik kalmadı. Kadıncağızı çok ürküttüler, korkuttular. O da belki kendi içinde bir imaj toparlama içerisine mi girdi, bilemiyorum. Ona bir baskı var mı, tehdit var mı onu da incelemek lazım. “ ifadelerini kullandı.


-Pozitif gündem-


Siyasi blokajlardan dolayı müzakere sürecinde yaşanılan tıkanıklığı aşmak için Avrupa Komisyonu ile işbirliğinin devam ettiğini ifade eden Bağış, komisyon ile siyasi blokajlı fasıllarda, çalışma gruplarıyla teknik açılış/kapanış kriterlerini en kısa sürede yerine getirmek ve vize, enerji, terörle mücadele gibi Türkiye-AB ilişkileri açısından önemli konularda işbirliği mekanizmalarını güçlendirmek amacıyla pozitif gündem adı altında geçici bir çalışma yöntemi geliştirdiklerini anımsattı.

Bağış, ''Müzakerelerdeki tıkanıklığa rağmen, özellikle pozitif gündem kapsamında, bazı fasılların kapanış kriterlerinin karşılanmış olması, Türkiye'nin AB üyelik yolundaki kararlılığının bir göstergesidir'' diye konuştu.

-Vize Meselesi-


Hükümetlerinin, vatandaşlara uygulanan Schengen vizesinin kaldırılması hedefi çerçevesinde, ilgili tüm kuruluşların koordineli ve azimli çalışmaları neticesinde önemli bir aşama kaydedildiğini belirten Bağış, ''Bundan iki üç yıl öncesine kadar vize serbestisi ifadesini bile telaffuz etmeyen AB'nin, bugün vize muafiyeti konusunda bir taslak yol haritası hazırlama noktasına gelmiş olması Türkiye'nin artan ekonomik gücünün de bir teyididir'' değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ''Türkiye'ye ilişkin Taslak Vize Muafiyeti Yol Haritası''nın 20 Temmuz 2012 tarihinde Konsey'e sunulduğunu anımsatan Bağış, şunları kaydetti:

''Bilindiği gibi, vize muafiyeti sürecinin en önemli unsurlarından biri Geri Kabul Anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu doğrultuda, Geri Kabul Anlaşması ülkemiz tarafından 21 Haziran 2012 tarihinde parafe edilmiştir. Anlaşmanın imzalanması ise ancak Yol Haritası üzerinde mutabık kalındıktan sonra gündeme gelecektir.

Bildiğiniz üzere, ülkemizce benimsenen tutum, Geri Kabul Anlaşması ile vize muafiyetinin eş zamanlı olarak hayata geçirilmesidir. Kararlılığımız, ilkeli duruşumuz ve haklılığımız sayesinde, eninde sonunda nihai hedefimiz olan vize muafiyetini elde edecek ve vatandaşlarımızın vize çilesine son vereceğiz.''

-Müktesebata uyum-


AB müktesebatına uyum çerçevesinde halihazırda 33 teknik fasıldan 13 tanesinin müzakerelere açıldığını, bunlardan 1 tanesinin geçici olarak kapatıldığını ifade eden Bağış, geriye kalan 20 fasıldan 17'sinin AB Konseyi veya bazı üye ülkelerin siyasi nitelikli, tek taraflı engellemeleri nedeniyle bloke edilmiş durumda olduğunu söyledi.

Bloke edilmemiş olan 3 faslın ise Rekabet Politikası, Kamu Alımları ve Sosyal Politika ve İstihdam olduğunu, ülke ekonomisini doğrudan etkiledikleri için, aday ülkelerin genellikle müzakerelerin son aşamasında ele aldıkları fasıllar olduğuna işaret eden Bağış, ''Oysa biz, diğer fasıllarda olduğu gibi, bu fasılların da kendi yararımıza olan alanlarında AB standartlarına ulaşmak için ilerleme kaydetmeye devam ediyoruz. Bazı üye ülkelerin uzlaşmaz tavırları, belki fasıl açılmasını engelleyebilmekte ama Türkiye'yi reform sürecini başarıyla sürdürmekten alıkoyamamaktadır'' diye konuştu.

-''GKRY'nin şımarık tavırları Kıbrıs'ta engel''-


Türkiye'nin son 4 yılda, siyasi blokajlara rağmen, mevzuat uyumundan, siyasi kriterlere, sivil toplum diyaloğundan, mali işbirliğine, her alanda, önemli adımlar attığına, atmaya da devam edeceğine dikkati çeken Bağış, şunları söyledi:

''Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sözde AB Dönem Başkanlığı da tüm spekülasyonlara rağmen, bu adımların atılmasına engel olamamıştır. Biz GKRY'ye ve onların dönem başkanlığına ilişkin olarak tutumumuzu korumakla birlikte başta Avrupa Komisyonu olmak üzere Avrupa Parlamentosu ve diğer AB kurumları ile mevcut ilişkilerimizi yakın bir işbirliği içinde devam ettirdik ve ettirmekteyiz.

Nitekim Pozitif Gündemi GKRY Dönem Başkanlığında devam ettirdik. Kıbrıs meselesinde hiçbir şekilde çözümden yana bir tutum sergilemeyen ve her vesilede konuyu Türkiye'nin AB üyeliğini istismar etmek için kullanan GKRY'nin şımarık ve statükocu tavırları Kıbrıs'ta çözümün önündeki temel engeldir. Rumların bu tavırlarına müsamaha gösterenlerin de kendilerini açıkça Ada'da çözümsüzlüğün tarafında konumlandırdıklarını her platformda dile getiriyoruz.''

-Türkiye İlerleme Raporu-


Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan 2012 Türkiye İlerleme Raporu'nun özellikle siyasi kriterler bölümünü büyük bir hayal kırıklığıyla karşıladıklarını ifade eden Bağış, diğer taraftan İlerleme Raporu'nun Türkiye'nin 33 teknik faslın 32'isinde ilerleme kaydettiğini teslim ettiğini söyledi.

Bağış, ''Bu da bizim tüm zorluklara ve siyasi blokajlara rağmen AB müktesebatına uyum konusundaki kararlılığımızın en açık ifadesidir. Bugün AB üye ülkelerinden herhangi birine İlerleme Raporu aynası tutulsa yansıması Türkiye'nin raporundan daha olumlu olmayacaktır'' diye konuştu.

BEYAZ GAZETE -AA