20 Dolarlık Linyitten 2 Bin Dolarlık Endüstriyel Ürün Elde Edildi
Türkiye Kömür İşletmeleri(TKİ) düşük kalorili linyitlerin değerlendirmesi projesi kapsamında yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları ile tonu 20 dolarlık kömürden 2.000 dolarlık net katma değere sahip endüstriyel ürünler üretmeyi başardı.
Termit cinsi karıncalardan elde edilen bakterileri düşük kalorili linyitlerle bir araya getiren biyoteknoloji uygulaması ile; doğal gaz, tarımsal amaçlı gübre, suların arındırılması için tutucu madde ile patlayıcı ve ağır kokuların imhasında kullanılan maddeler elde edildi.Türkiye Kömür İşletmeleri yıllardır süren Ar-Ge çalışmalarının meyvelerini toplamaya başladı.
TKİ ile bir ABD şirketinin ortaklığında Gazi Üniversitesi Teknoparkta 3’üncü yılını dolduran çalışmalar amacına ulaştı. Türkiye’nin atıl durumda bulunan linyit yataklarından, yürütülen çalışma ile birlikte büyük bir katma değer sağlanacak.Konu ile ilgili bilgi veren TKİ ile ortak iş yürüten Arctech Co. firmasının Türkiye temsilcisi Sedat Susamlı, düşük kalorili kömürü öğüterek, bakterilerle bir araya getirdiklerini söyledi.
Bu bakterilerle etkileşimin ardından daha sonra Biyogaz elde ettiklerini anlattı. Susamlı Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu, doğal gazın bu sistemle sağlanabileceğini de kaydetti.
Metan gazından sonra geriye kalan sıvının hümik ve fulvik asit olduğunu kaydeden Susamlı, Hümik ve Fulvik asitin bir litresinin toprağa verdiği katkının 3 ton hayvan gübresine denk geldiğini belirtti ve şöyle devam etti: ''Bu ürünün uygulaması ile elde edilen tarım ürünlerinin veriminde yüzde 65’ lere varan oranda artış kaydedildi. Bu ürün, Türkiye’nin farklı coğrafyalarında ve farklı toprak yapılarında denendi. Buğdayda en az yüzde 25, pancarda yüzde 60 gibi verim artışları elde edildi. Toprak düzenleyici özelliği ile mevcut kullanılan endüstriyel gübreye bağımlılığımız da önemli oranda azaltacaktır.” “DÜNYADA İLK ORGANİK DÜZENLEYİCİYİ ÜRETTİK”Susamlı, Hümik asidin Linyitten üretim metodunun 1915’ten bu yana bilindiğini ve son yıllarda Türkiye de artan bir şekilde üretiminin yapıldığını ancak, bakterilerin katkısı ile dünyada ilk defa yeni bir türev olan 'Organik Toprak Düzenleyici' elde ettiklerini vurguladı. Elde edilen ürünlerin sertifika olarak dünyada organik ürün sertifikası almış tek ürün olacağını ileri süren Susamlı, ''Türkiye toprakları bu ürünle organik tarım pazarına güçlü bir şekilde açılacak.'' dedi.
Üretilen 'Humasorb' ile elde edilen katı ve sıvı tutucu maddelerle endüstriyel atıklardan yayılan ve çevreye zarar veren kimyasalların ve ağır metallerin de yüzde 99 oranında yok edildiğini kaydeden Sedat Susamlı, bu madde ile ağır metallerin ve sülfürün tutumu kolaylaştırılarak arıtma tesislerinde karşılaşılan büyük bir sorunun da bertaraf edileceğini dile getirdi. Susamlı, ''Bu ağır metallerin tutulması ile kullanılamayacak derecede kötü durumda olan sular tarımsal sulamaya kazandırılacak. Ürünü fark eden ASKİ ve İSKİ gibi kuruluşlarla da görüşmelerimiz söz konusu.'' diye konuştu.
“a-HAX İLE PATLAYICILAR GÜBRE OLUYOR”Hümik asitin türevi olarak üretilen 'a-HAX' isim patentli sıvı bir madde üretildiğini, TNT, nitro gliserin ve nitro selüloz gibi patlayıcıların bu sıvının içine konulduğunda 5-6 saat gibi bir sürede patlayıcı özelliklerinin kaybettiklerini aktaran Susamlı, şu bilgileri verdi: ''Patlayıcı madde bizim buluşumuz ile bir araya geldiğine patlayıcı özelliğini tamamen kaybedip, NPK' lı ve hümik asitli gübre oluyor. Askeri anlamda kullanımı mümkündür. Bu konu ile ilgili görüşmelerimiz de söz konusu. Makine Kimya, miyadı dolmuş patlayıcıları açıkta patlattığı zaman, çevreye gaz veriyor ve toksik maddelerin yeraltı sularına karışması söz konusu. Bu sistemi kullandığınız zaman, gazsız, gürültüsüz ve çevre dostu halletmiş oluyorsunuz. Ve yer altı suları korunmuş oluyor. Bu ürünle ilgili proje MKE, TÜBİTAK ve Enerji ve Tarım Bakanlıkları’nın ortak çalışması ile yürütülmüştür. Ve güvenlik sorunu yoktur.”“UÇUCU YAĞ ASİTLERİNE SON”Bu teknoloji ile ağır kokuları giderecek ürünler de elde ettikleri de ifade eden Sedat Susamlı, "Bu ürün, uçucu yağ asitlerini yani kokuyu yok ediyor. Mesela çevre problemi haline gelen tavuk atıklarını bu sıvıdan geçirdiğiniz zaman dakikalar içerisinde koku kayboluyor. Ayrıca, yıllar içerisinde gerçekleşecek yanma süresini de birkaç saat gibi kısa süreye indiriyorsunuz." dedi.
Bileşimden elde ettikleri bir diğer ürünün de 'fülvat' olduğunu belirten Susamlı, uygulanan biyoteknoloji sonucu hümik ve fulvik asidin birlikte elde edildiğini daha sonra ise fulvik asidin saflaştırılabildiğini kaydedetti. Susamlı, “Bu ürün, antioksidan ve anti-agingdir. Kanser tedavisine kadar bazı çalışmalarda kullanılması mümkün. Hümik asitten elde edilmiş kömürün yağı diyeceğimiz bu ürün ayrıca kozmetik sektörde de kullanılabilir. Şimdilik son ürün diyebileceğimiz geriye kalan 'saf kil' ise porselen sanayinin vazgeçilmez ham maddesidir.'' ifadelerini kullandı. “2014’TEN SONRA LİNYİTLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNE GEÇİLECEK”ABD’den getirilen mobil ünitelerle şu anda deneylerini yaptıklarını ve çok olumlu sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Susamlı, şunları söyledi: “Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile diğer kurumlarımızın, konu ile ilgili çalışmaları devam ediyor. Biz gerekli AR-GE çalışmalarını yaptık. Bundan sonraki süreçte, fabrika kurulması bekleniyor. Farklı illerde 2014’den itibaren linyitlerin değerlendirmesi uygulamasına geçilecek. Ayrıca, ithal ettiğimiz teknolojiyi ve patentleri ülkemizde de geliştirme ve üretme imkanımız olacak.”
Türkiye’de özellikle Bursa Keles bölgesinin hümik asit anlamında çok zengin olduğunu ifade eden Susamlı, bu tesisin Bursa, Muğla ve Afşin-Elbistan yöresine kurulabileceğini bildirdi."BİYOGAZ ELDESİ TÜBİTAK TARAFINDAN İNCELEMEYE ALINDI"Kurulan bu tesislerle Türkiye’nin enerji ve tarım üretimine ciddi katkılar sağlanacağını ifade eden Susamlı, şöyle devam etti: “Cari açığımızda büyük pay sahibi olan ithal doğal gaz talebinin az da olsa önem arz eden bir kısmı bu teknoloji ile karşılanabilecek. Yine bu teknolojinin devamı olarak yeraltı kömür gazlaştırmasında dünyada ilk defa Amerika Birleşik Devletlerinde deneyleri başlayan 'Yeraltı yataklarına bakteriler salınarak Biyogaz eldesi' projesi de TÜBİTAK tarafından incelemeye değer bulunmuştur, önümüzdeki günlerde TKİ-TÜBİTAK işbirliği ile yeraltı denemelerinin hayata geçirilebileceğini umuyoruz. Bu yolla elde edilecek Biyogaz ile Türkiye stratejik ürünlerde önemli bir avantaj sağlayacak. Ayrıca, atıl durumda olan linyit yataklarından yüksek katma değer elde ederek Türk ekonomisine katkı sağlanacak, kurulacak fabrikalarda çalıştırılacak işçiler ve ürünlerin Türkiye pazarına sevki ile de istihdama katkı sağlanacaktır.”
TKİ ile bir ABD şirketinin ortaklığında Gazi Üniversitesi Teknoparkta 3’üncü yılını dolduran çalışmalar amacına ulaştı. Türkiye’nin atıl durumda bulunan linyit yataklarından, yürütülen çalışma ile birlikte büyük bir katma değer sağlanacak.Konu ile ilgili bilgi veren TKİ ile ortak iş yürüten Arctech Co. firmasının Türkiye temsilcisi Sedat Susamlı, düşük kalorili kömürü öğüterek, bakterilerle bir araya getirdiklerini söyledi.
Bu bakterilerle etkileşimin ardından daha sonra Biyogaz elde ettiklerini anlattı. Susamlı Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu, doğal gazın bu sistemle sağlanabileceğini de kaydetti.
Metan gazından sonra geriye kalan sıvının hümik ve fulvik asit olduğunu kaydeden Susamlı, Hümik ve Fulvik asitin bir litresinin toprağa verdiği katkının 3 ton hayvan gübresine denk geldiğini belirtti ve şöyle devam etti: ''Bu ürünün uygulaması ile elde edilen tarım ürünlerinin veriminde yüzde 65’ lere varan oranda artış kaydedildi. Bu ürün, Türkiye’nin farklı coğrafyalarında ve farklı toprak yapılarında denendi. Buğdayda en az yüzde 25, pancarda yüzde 60 gibi verim artışları elde edildi. Toprak düzenleyici özelliği ile mevcut kullanılan endüstriyel gübreye bağımlılığımız da önemli oranda azaltacaktır.” “DÜNYADA İLK ORGANİK DÜZENLEYİCİYİ ÜRETTİK”Susamlı, Hümik asidin Linyitten üretim metodunun 1915’ten bu yana bilindiğini ve son yıllarda Türkiye de artan bir şekilde üretiminin yapıldığını ancak, bakterilerin katkısı ile dünyada ilk defa yeni bir türev olan 'Organik Toprak Düzenleyici' elde ettiklerini vurguladı. Elde edilen ürünlerin sertifika olarak dünyada organik ürün sertifikası almış tek ürün olacağını ileri süren Susamlı, ''Türkiye toprakları bu ürünle organik tarım pazarına güçlü bir şekilde açılacak.'' dedi.
Üretilen 'Humasorb' ile elde edilen katı ve sıvı tutucu maddelerle endüstriyel atıklardan yayılan ve çevreye zarar veren kimyasalların ve ağır metallerin de yüzde 99 oranında yok edildiğini kaydeden Sedat Susamlı, bu madde ile ağır metallerin ve sülfürün tutumu kolaylaştırılarak arıtma tesislerinde karşılaşılan büyük bir sorunun da bertaraf edileceğini dile getirdi. Susamlı, ''Bu ağır metallerin tutulması ile kullanılamayacak derecede kötü durumda olan sular tarımsal sulamaya kazandırılacak. Ürünü fark eden ASKİ ve İSKİ gibi kuruluşlarla da görüşmelerimiz söz konusu.'' diye konuştu.
“a-HAX İLE PATLAYICILAR GÜBRE OLUYOR”Hümik asitin türevi olarak üretilen 'a-HAX' isim patentli sıvı bir madde üretildiğini, TNT, nitro gliserin ve nitro selüloz gibi patlayıcıların bu sıvının içine konulduğunda 5-6 saat gibi bir sürede patlayıcı özelliklerinin kaybettiklerini aktaran Susamlı, şu bilgileri verdi: ''Patlayıcı madde bizim buluşumuz ile bir araya geldiğine patlayıcı özelliğini tamamen kaybedip, NPK' lı ve hümik asitli gübre oluyor. Askeri anlamda kullanımı mümkündür. Bu konu ile ilgili görüşmelerimiz de söz konusu. Makine Kimya, miyadı dolmuş patlayıcıları açıkta patlattığı zaman, çevreye gaz veriyor ve toksik maddelerin yeraltı sularına karışması söz konusu. Bu sistemi kullandığınız zaman, gazsız, gürültüsüz ve çevre dostu halletmiş oluyorsunuz. Ve yer altı suları korunmuş oluyor. Bu ürünle ilgili proje MKE, TÜBİTAK ve Enerji ve Tarım Bakanlıkları’nın ortak çalışması ile yürütülmüştür. Ve güvenlik sorunu yoktur.”“UÇUCU YAĞ ASİTLERİNE SON”Bu teknoloji ile ağır kokuları giderecek ürünler de elde ettikleri de ifade eden Sedat Susamlı, "Bu ürün, uçucu yağ asitlerini yani kokuyu yok ediyor. Mesela çevre problemi haline gelen tavuk atıklarını bu sıvıdan geçirdiğiniz zaman dakikalar içerisinde koku kayboluyor. Ayrıca, yıllar içerisinde gerçekleşecek yanma süresini de birkaç saat gibi kısa süreye indiriyorsunuz." dedi.
Bileşimden elde ettikleri bir diğer ürünün de 'fülvat' olduğunu belirten Susamlı, uygulanan biyoteknoloji sonucu hümik ve fulvik asidin birlikte elde edildiğini daha sonra ise fulvik asidin saflaştırılabildiğini kaydedetti. Susamlı, “Bu ürün, antioksidan ve anti-agingdir. Kanser tedavisine kadar bazı çalışmalarda kullanılması mümkün. Hümik asitten elde edilmiş kömürün yağı diyeceğimiz bu ürün ayrıca kozmetik sektörde de kullanılabilir. Şimdilik son ürün diyebileceğimiz geriye kalan 'saf kil' ise porselen sanayinin vazgeçilmez ham maddesidir.'' ifadelerini kullandı. “2014’TEN SONRA LİNYİTLERİN DEĞERLENDİRİLMESİNE GEÇİLECEK”ABD’den getirilen mobil ünitelerle şu anda deneylerini yaptıklarını ve çok olumlu sonuçlar elde ettiklerini ifade eden Susamlı, şunları söyledi: “Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile diğer kurumlarımızın, konu ile ilgili çalışmaları devam ediyor. Biz gerekli AR-GE çalışmalarını yaptık. Bundan sonraki süreçte, fabrika kurulması bekleniyor. Farklı illerde 2014’den itibaren linyitlerin değerlendirmesi uygulamasına geçilecek. Ayrıca, ithal ettiğimiz teknolojiyi ve patentleri ülkemizde de geliştirme ve üretme imkanımız olacak.”
Türkiye’de özellikle Bursa Keles bölgesinin hümik asit anlamında çok zengin olduğunu ifade eden Susamlı, bu tesisin Bursa, Muğla ve Afşin-Elbistan yöresine kurulabileceğini bildirdi."BİYOGAZ ELDESİ TÜBİTAK TARAFINDAN İNCELEMEYE ALINDI"Kurulan bu tesislerle Türkiye’nin enerji ve tarım üretimine ciddi katkılar sağlanacağını ifade eden Susamlı, şöyle devam etti: “Cari açığımızda büyük pay sahibi olan ithal doğal gaz talebinin az da olsa önem arz eden bir kısmı bu teknoloji ile karşılanabilecek. Yine bu teknolojinin devamı olarak yeraltı kömür gazlaştırmasında dünyada ilk defa Amerika Birleşik Devletlerinde deneyleri başlayan 'Yeraltı yataklarına bakteriler salınarak Biyogaz eldesi' projesi de TÜBİTAK tarafından incelemeye değer bulunmuştur, önümüzdeki günlerde TKİ-TÜBİTAK işbirliği ile yeraltı denemelerinin hayata geçirilebileceğini umuyoruz. Bu yolla elde edilecek Biyogaz ile Türkiye stratejik ürünlerde önemli bir avantaj sağlayacak. Ayrıca, atıl durumda olan linyit yataklarından yüksek katma değer elde ederek Türk ekonomisine katkı sağlanacak, kurulacak fabrikalarda çalıştırılacak işçiler ve ürünlerin Türkiye pazarına sevki ile de istihdama katkı sağlanacaktır.”