Tasd: Çin'den Gelen Ayakkakabılara Kansorejen Denetimi Yapılmalı

Çin ve Vietnam orijinli ürünlerin sektöre büyük darbe vurduğundan dert yanan ayakkabı üreticileri, bu ülkelerden gelen ayakkabıların fiyat ile güvenilirlik adına denetlenmesini talep ediyor.

Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı İslam Şeker, Çin’den sıhhi olmayan ürünler geldiğini ileri sürerken, “Bütün dünya ülkeleri gibi ithal ayakkabıların kanserojen madde içerip içermediği denetlenmeli.” diyor. Yenilikçi ürünleri ile tanınan King Paolo’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Turan, ayakkabının önemli bölümünü teşkil eden sayada da gereken tedbirlerin alınmasını istiyor. 48. AYMOD Ayakkabı Moda Fuarı, sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi. 7-10 Kasım tarihlerini kapsayan fuarda 300’e yakın ayakkabı markası yer aldı. Fuarda, sektörün son durumunu Cihan'a değerlendiren TASD Başkanı İslam Şeker, Çin’den gelen ithal ürünlerin sektöre büyük darbe vurduğunu belirtiyor. Türkiye ayakkabı sektörünün 400 milyon çift ayakkabı üretebileceğini aktaran Şeker, “Ama biz, bu kapasitenin yüzde 57’sini kullanabiliyoruz. 230 milyon çift ayakkabı üretebiliyoruz. Artan ithalattan dolayı güçlüklerle karşılaşıyoruz. Maalesef Çin ve Vietnam gibi ülkelerde kayıt dışı ekonomi şartlarında üretilen ayakkabılar ile kayıt içinde mücadele etmek kolay değil.” ifadelerini kullanıyor. Artık tedarikçilerin ve tüketicilerin markalı ürünler satın aldığını anlatan Şeker, şöyle devam ediyor: “Bir dönem Uzak Doğu’dan gelen ve ayak sıhhatini tehdit eden ürünler fiyatlarından dolayı alınıp giyiliyordu. Ama 2012-2013 döneminden itibaren fiyatın yanında kalite, ayak sıhhati, çevre duyarlılığı gibi kriterler öne çıktı. Artık Türkiye Çin’i hedef alan ya da rakip gören bir ülke değil. Avrupa’da gerileyen imalatın yerini alma; boşalan markaların yerini alma ve kalifiye ürünler üretme derdinde. Çin bir dönem sektöre güç günlerle karşı karşıya bıraktı. Piyasayı bozdu. Türkiye kalifiye olmayan ayakkabılar ile doldu. Ama bu eğilim döndü.”Şeker, 400 milyon çifti bulan ayakkabı üretiminde Çin rekabetinin yanında ABD ve Avrupa’yı vuran ekonomik bunalımların ve böge ülkelerde tırmanan siyasi gerilimin önemli rol oynadığını dile getiriyor. Marka ayakkabılar ortaya koymak, moda üssü olmak için tasarım ve Ar-Ge’ye odaklanılması gerektiğini de vurguluyor. Bu arada Çin ve Vietnam’dan gelen ayakkabılar için devleti önlem almaya çağıran İslam Şeker, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Söz konusu ülkelerden kalifiye olmayan, sıhhi olmayan ürünler geliyor. Menşei nereden olursa olsun devletten talebimiz olaya ticari olarak bakılmamalı. Bütün dünya ülkeleri gibi gelen mallar denetlenmeli. Ayakkabıların boyalarının kanserojen madde içerip içermediği kontrol edilmeli. En önemli talebimiz ürünlerin doğru fiyatlandırılması. Kalifiye olmayan ve rekabet edilemeyecek fiyatlarla satılan; Türkiye’yi ayakkabı çöplüğüne çevirecek ithalatı reddediyoruz.”AYAKKABICILAR, BÖLGESEL DEĞİL, SEKTÖREL TEŞVİK İSTİYOR Ar-Ge ürünü klimalı ayakkabıları ile anılan King Paolo’nun Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Turan ise Çin’den ithal edilen ürünlerin sektöre kan kaybettirmeye devam ettiğine işaret ediyor. Kan kaybının vergilerle bir miktar telafi edildiğini anlatan Hüseyin Turan, “Ama bitmiş saya ile Çin rekabeti tehdidi devam ediyor. Bu sektöre darbe vurabilir. Tedbir alınırsa Çin rekabetinin önü alınır. Saya maliyetin yoğun olduğu bir yer. Dışarıdan geliyor ve monte ediliyor. Saya bir ayakkabının yüzde 50’sine denk geliyor. Onun için Çin’e karşı tedbir alınmalı. Tırmanan ithalatın önü alınmalı.” uyarısında bulunuyor. Turan, devletin teşvikler bağlamında otomobil ve ayakkabı sektörünü aynı çatı altında ele alamayacağını savunuyor. Türkiye’nin istihdam sorunu olduğuna işaret eden Turan, bu anlamda iktidardan şu temennilerde bulunuyor: “Bu sorunu aşmak için bir kere ayakkabı gibi sektörlere ayrıcalık tanınmalı. Kayıt altında sektör iyi bir yol aldı. Ama şu an sigorta primleri ve elektrik giderlerinden dolayı bırakın Çin’i kendimizle rekabet edemiyoruz. Artık Türkiye’nin ihracat hedefleri arttı. Bu şekilde bu hedefler yakalanamaz. Artık satmak için katma değerli ürünler üretmeliyiz. Bunun için ayakkabı firmalarına teşvik verilmeli. Sigorta primleri ve elektrikte ayrıcalık tanınması ile sektör ayağa kaldırılabilir." Ayakkabı firmaları için bölgesel değil sektörel teşviklerin ardında duran Hüseyin Turan, şu tespitlerde bulunuyor: "Ayakkabı sektöründe ‘şuraya teşvik verdim, oraya taşın’ olmuyor. Bakın İtalya, ayakkabı ve tekstilde moda üssü. İtalya’da üretim ve tasarım büyük şehirlerin etrafında kümeleniyor. Türkiye’de de ‘siz belli bölgelere taşının’ demekle olmuyor. Eğer siz bunu bu tür sektörlerde talep ederseniz katma değeri olmayan, gelir getirmeyecek ürün üretimine neden olursunuz. Türkiye’nin buna ihtiyacı yok. Ayakta kalabilmek için katma değerli ürün üretmeliyiz. Onun için ayakkabı sektörüne ayrı bir kategoride bakılmalı."