TBMM Başkanı Çiçek'in Açıklaması
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, milletin içine ekilen etnik, bölücü ve mezhepçi tohumların parçalayıcı etkiler yaptığını belirterek, ''Türkiye geçmişten çıkardığı derslerle bu tür sinsi planların hayata geçmesine elbette fırsat vermeyecektir. Dost görünümlü düşmanların işbirlikçilerine haddini bildirmeyi elbette başaracaktır'' dedi.
Çiçek, bir otelde düzenlenen ve Onur Kurulu'nda yer aldığı 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de tarihe ilginin son zamanlarda artmaya başladığını söyledi.
Tarihe ilginin artmasında televizyon dizilerinin çok önemli rolü olduğunu düşündüğünü ifade eden Çiçek, diziler sayesinde Türk tarihine yurt dışında da büyük ilgi olduğunu belirtti.
Çiçek, ''Hatta yurt dışında katıldığım bir uluslararası toplantıda bir ülke parlamento başkanı, 'Biz Kanuni Sultan Süleyman'ı zaferden zafere koşan bir padişah olarak biliyorduk, saraydan hiç çıkmıyor' dedi.
Ben de 'Neticede bu bir filmdir, senaryodur. Tarihle ne kadar örtüştüğü başka değerlendirme konusu' dedim. Ama tarihe ilginin arttığı ortada'' diye konuştu.
Toplumun tarihteki belli zaferlerle övündüğünü ya da senaryolar itibarıyla magazin kısmıyla uğraştığını ifade eden Çiçek, esas öğrenilmesi gereken konuların yeterince üzerinde durulmadığını söyledi.
Ankara Savaşı'nda iki büyük imparatorluğun karşı karşıya geldiğini, Yıldırım Bayezid'in yenilmesiyle Osmanlı'da Fetret Devri'nin başladığını anlatan Çiçek, Anadolu'da istikrarsız döneme girildiğini ve imparatorluğun gelişiminin yarım asırdan daha fazla geciktiğini söyledi.
Çiçek, ''büyük trajik olay'' diye nitelediği Ankara Savaşı'nda iki büyük imparatorluğun karşılaştığını, sonuçları ve etkilerinin de yıkıcı olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin büyük bir tarihi geçmişe sahip olduğunu belirten Çiçek, şöyle konuştu:
''Tarihimizde zaferler de var, mağlubiyetler de var. Sevinç de var, hüzün de var. Şah İsmail ve Yavuz'un karşı karşıya gelmesi gibi Timur ve Bayezid de karşı karşıya gelmiş, ikisinden biri yenilmiştir. Savaşın kötü bir şey olduğunu, büyük acılar yaşattığını, aslında kazananı da kaybedeni de olmadığını tarihten en çok bilen biziz. O savaşı iki hükümdarın kişisel hırslarıyla izah edenler olabilir. Her iki hükümdar da uzak görüşlü olmamakla eleştirilebilir. Ne şekilde anlatılırsa anlatılsın bu savaşın kaybedeni Türk milleti olmuştur. Bu savaş, Anadolu ve Asya Türklüğünün arasına bıçak gibi girmiş, savaşın kazananı Timur olsa da Türk tarihinde büyük kırılmaya yol açmıştır. 610 yıl önce yapılan bu savaştan çıkarmamız gereken dersler var, bizi siyasetçi olarak ilgilendiren de budur.''
-''Timur'un Türk tarihine etkisi tartışılır''-
TBMM Başkanı Çiçek, Ankara Savaşı sonucunda Osmanlı Devleti'nin Anadolu'daki topraklarının önemli bölümünü yitirdiğini, Yıldırım Bayezid'in kurduğu statükonun dağıldığını ve devletin, kardeşlerin iktidar savaşına sahne olduğunu ifade ederek, ''Hani 'yapmak zor, yıkmak kolaydır' deriz; Ankara Savaşı bunun somut bir şekilde örneğini ortaya koymuştur. 100 yılda oluşturulan düzen 14 saatlik savaş sonucunda tarumar edilmiş ve Anadolu büyük bir belirsizliğe sürüklenmiştir'' diye konuştu.
Timur'un büyük bir hükümdar ve savaş dehası olduğunda tarihçilerin hemfikir olduğunu dile getiren Çiçek, Timur'un savaşçı karakterinin Türk tarihinde nasıl sonuçlar doğurduğu konusunun ise tartışmaya açık olduğunu söyledi.
Bu bölgenin savaşlardan, kavgalardan çok çektiğini vurgulayan Çiçek, ''Ankara Savaşı gibi trajik olayların bir daha olmaması, tarihte bir ibret örneği olarak kalması temel arzumuzdur. Tarih de bunun için ibretler ve dersler vesikasıdır. İbret almayan toplumların başına çok şeyler geleceği açıktır'' diye konuştu.
-''Tarihten aldığımız en önemli ders''
Cemil Çiçek, Ankara Savaşı'nın Türklerin Anadolu'daki varlığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığının altını çizerek, ''Ankara Savaşı'na getiren sürecin tekrar etmemesi ve kurduğumuz devletin bir daha parçalanmaması için önemli tedbirler aldık. Biliyoruz ki tarih boyunca kurduğumuz bütün devletleri yıkan da kendimiz olduk. Övündüğümüz kadar düşünmemiz gereken noktalardan biri de budur'' dedi.
Fetret Devri'nden sonra alınan tedbirlerin en önemlisinin devletin kurumsallaştırılması olduğunu, savaşın tahribatından alınan derslerle Yıldırım Bayezid döneminde başlanan devleti merkezileştirme çalışmalarının tamamlandığını anlatan Çiçek, ''Böylece herhangi bir kriz anında devletin içeriden gelen tehditle yıkılmasının önüne geçilmiştir. Belki de tarihten aldığımız en önemli derslerden biri de budur'' diye konuştu.
Geçmişten ders alarak geleceği inşa etmek zorunda olduklarını dile getiren Çiçek, Türkiye'nin bugün Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu, Afrika ve Avrupa ile işbirliği içinde olduğunu söyledi.
Buralarla kalıcı işbirlikleri ve kültürel beraberlik oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Çiçek, tarihi ve kültürel bağları geliştirmek ve kökleştirmek için çaba harcadıklarını belirtti.
Çiçek, ''Bu ortak tarih ve kültür bize büyük imkanlar ve fırsatlar sunmaktadır. Avrupa Birliği üyeliği ise Türkiye'nin gelecek tasavvurudur. Olsa da olur, olmasa da olur. Biz doğulu ve batılı, Asyalı ve Avrupalıyız. Bütün medeniyet havzalarının birikimlerini önemsiyor ve yararlanmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
-''Çoğu kez içeride işbirlikçi buldular''-
Çiçek, Türkiye'nin Atatürk'ün de işaret ettiği gibi yurtta ve cihanda sulhten yana olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
''Barış ve istikrar temel amacımızdır. Dolayısıyla barış, bizim için erdemlidir ve kutsaldır. Bölgemizi demokrasinin ve özgürlüklerin hakim olduğu barış ve istikrar odağı haline getirmenin gayreti içindeyiz. Fakat biliyoruz ki burası, sorunların odağında, Osmanlı'nın dağılmasının ardından bir türlü istikrar ve huzuru bulamamış bölgedir. Bugün Ortadoğu toplumları demokrasiye geçiş sürecinin sancılarını yaşıyor. İnşallah arzu edilen olur. Geçiş döneminin sorunsuz olması, bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştırmaması, can ve mal kaybına sebep olmaması temel arzumuzdur.
Türkiye'nin kendisine yönelik tehditlere karşılık vereceği unutulmamalıdır. Türkiye'nin iyi niyetine güvenilmeli fakat düşmanlığı sınanmamalıdır. Bizim Ankara Savaşı'ndan çıkardığımız derslerden biri aynı dini ve inancı paylaştığımız Müslüman kardeşlerimizle iyi geçinmek, gerginlikten kaçınmaktır. Bu bölgede Müslüman kanı dökülmesi en fazla bizi üzmektedir. Suriye'de yaşanan sorunun bir an evvel bitmesi de en büyük arzumuzdur.
Anadolu güçlülerin ayakta kalabildiği bir coğrafyadır. Bu coğrafyada zaafa yer yoktur, zayıfların ise hiç yaşama şansı yoktur. Burada sadece güçlüler ayakta kalabilmiştir, herhalde bundan sonra da böyle olacaktır. Bu nedenle bu coğrafya zaman zaman doğudan, zaman zaman batıdan, çoğu kez de batıdan tehditlere maruz kalmış bir bölgedir. Yönelen bu tehditler, her zaman kendine içeriden işbirlikçiler aramış ve çoğu kez de bulmuştur. Bu yönüyle de mümbit bir arazidir. Günümüzde de bu tehditler söz konusudur. Geçmişten farklı olarak günümüzdeki tehditler örtülü faaliyetler olarak yürütülmektedir. Milletin içine sokulan ihtilaflar da benzer tehditlerdendir. Ankara Savaşı'nda yönelen büyük tehdidin içerideki işbirlikçileri nasıl ki kendi mahalli çıkarları için bir devletin istikrarını feda etmekten çekinmemişlerse günümüzde de benzer örtülü faaliyetler yürütülmektedir. Milletin içine ekilen etnik, bölücü, mezhepçi tohumlar parçalayıcı etkiler yapmaktadır. Ankara Savaşı'nın 14 saatte yaptığı tahribatı 30 yıldır yapmak isteyen işbirlikçiler halen içimizde vardır. Osmanlı Devleti Ankara Savaşı'ndan 100 yıllık birikimini kaybederek çıktı. Osmanlı Devleti'nin günümüzdeki varisi Türkiye Cumhuriyeti de 30 yıldır yürütülen örtülü bir savaşla 100 yıllık birikimini yitirme tehdidiyle karşı karşıyadır. Türkiye geçmişten çıkardığı derslerle bu tür sinsi planların hayata geçmesine elbette fırsat vermeyecektir. Biriken enerjisinin heba edilmesine fırsat vermeyecektir. Dost görünümlü düşmanların işbirlikçilerine haddini bildirmeyi elbette başaracaktır. Kurduğu modern devleti ilelebet yaşatacaktır.''
-Kongre-
Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın düzenleme kurulu başkanlığını yaptığı uluslararası kongre, 12 Ekim'e kadar devam edecek. Türk Tarih Kurumu, Gazi Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Ankara Stratejik Araştırmalar Vakfı ve Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı'nın işbirliğinde düzenlenen kongre, Anadolu Ajansı, THY, TRT, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Türk Metal Sendikası sponsorluğunda gerçekleşiyor.
Kongrede, Yıldırım Bayezid ve Timur'un hükümdarlıkları ve savaşçı kişilikleri, Ankara Savaşı'nın doğu ve batı kaynaklarına göre değerlendirilmesi, Ankara Savaşı'nın Osmanlıya etkileri, tarihin sanat ve dile etkileri gibi konularda Türkiye ve yurt dışından 80'e yakın tarihçi sunumlar yapacak.
Muhabir: Ali Hakan Der
Yayıncı: Selçuk Aval
Kaynak: AA
Tarihe ilginin artmasında televizyon dizilerinin çok önemli rolü olduğunu düşündüğünü ifade eden Çiçek, diziler sayesinde Türk tarihine yurt dışında da büyük ilgi olduğunu belirtti.
Çiçek, ''Hatta yurt dışında katıldığım bir uluslararası toplantıda bir ülke parlamento başkanı, 'Biz Kanuni Sultan Süleyman'ı zaferden zafere koşan bir padişah olarak biliyorduk, saraydan hiç çıkmıyor' dedi.
Ben de 'Neticede bu bir filmdir, senaryodur. Tarihle ne kadar örtüştüğü başka değerlendirme konusu' dedim. Ama tarihe ilginin arttığı ortada'' diye konuştu.
Toplumun tarihteki belli zaferlerle övündüğünü ya da senaryolar itibarıyla magazin kısmıyla uğraştığını ifade eden Çiçek, esas öğrenilmesi gereken konuların yeterince üzerinde durulmadığını söyledi.
Ankara Savaşı'nda iki büyük imparatorluğun karşı karşıya geldiğini, Yıldırım Bayezid'in yenilmesiyle Osmanlı'da Fetret Devri'nin başladığını anlatan Çiçek, Anadolu'da istikrarsız döneme girildiğini ve imparatorluğun gelişiminin yarım asırdan daha fazla geciktiğini söyledi.
Çiçek, ''büyük trajik olay'' diye nitelediği Ankara Savaşı'nda iki büyük imparatorluğun karşılaştığını, sonuçları ve etkilerinin de yıkıcı olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin büyük bir tarihi geçmişe sahip olduğunu belirten Çiçek, şöyle konuştu:
''Tarihimizde zaferler de var, mağlubiyetler de var. Sevinç de var, hüzün de var. Şah İsmail ve Yavuz'un karşı karşıya gelmesi gibi Timur ve Bayezid de karşı karşıya gelmiş, ikisinden biri yenilmiştir. Savaşın kötü bir şey olduğunu, büyük acılar yaşattığını, aslında kazananı da kaybedeni de olmadığını tarihten en çok bilen biziz. O savaşı iki hükümdarın kişisel hırslarıyla izah edenler olabilir. Her iki hükümdar da uzak görüşlü olmamakla eleştirilebilir. Ne şekilde anlatılırsa anlatılsın bu savaşın kaybedeni Türk milleti olmuştur. Bu savaş, Anadolu ve Asya Türklüğünün arasına bıçak gibi girmiş, savaşın kazananı Timur olsa da Türk tarihinde büyük kırılmaya yol açmıştır. 610 yıl önce yapılan bu savaştan çıkarmamız gereken dersler var, bizi siyasetçi olarak ilgilendiren de budur.''
-''Timur'un Türk tarihine etkisi tartışılır''-
TBMM Başkanı Çiçek, Ankara Savaşı sonucunda Osmanlı Devleti'nin Anadolu'daki topraklarının önemli bölümünü yitirdiğini, Yıldırım Bayezid'in kurduğu statükonun dağıldığını ve devletin, kardeşlerin iktidar savaşına sahne olduğunu ifade ederek, ''Hani 'yapmak zor, yıkmak kolaydır' deriz; Ankara Savaşı bunun somut bir şekilde örneğini ortaya koymuştur. 100 yılda oluşturulan düzen 14 saatlik savaş sonucunda tarumar edilmiş ve Anadolu büyük bir belirsizliğe sürüklenmiştir'' diye konuştu.
Timur'un büyük bir hükümdar ve savaş dehası olduğunda tarihçilerin hemfikir olduğunu dile getiren Çiçek, Timur'un savaşçı karakterinin Türk tarihinde nasıl sonuçlar doğurduğu konusunun ise tartışmaya açık olduğunu söyledi.
Bu bölgenin savaşlardan, kavgalardan çok çektiğini vurgulayan Çiçek, ''Ankara Savaşı gibi trajik olayların bir daha olmaması, tarihte bir ibret örneği olarak kalması temel arzumuzdur. Tarih de bunun için ibretler ve dersler vesikasıdır. İbret almayan toplumların başına çok şeyler geleceği açıktır'' diye konuştu.
-''Tarihten aldığımız en önemli ders''
Cemil Çiçek, Ankara Savaşı'nın Türklerin Anadolu'daki varlığını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığının altını çizerek, ''Ankara Savaşı'na getiren sürecin tekrar etmemesi ve kurduğumuz devletin bir daha parçalanmaması için önemli tedbirler aldık. Biliyoruz ki tarih boyunca kurduğumuz bütün devletleri yıkan da kendimiz olduk. Övündüğümüz kadar düşünmemiz gereken noktalardan biri de budur'' dedi.
Fetret Devri'nden sonra alınan tedbirlerin en önemlisinin devletin kurumsallaştırılması olduğunu, savaşın tahribatından alınan derslerle Yıldırım Bayezid döneminde başlanan devleti merkezileştirme çalışmalarının tamamlandığını anlatan Çiçek, ''Böylece herhangi bir kriz anında devletin içeriden gelen tehditle yıkılmasının önüne geçilmiştir. Belki de tarihten aldığımız en önemli derslerden biri de budur'' diye konuştu.
Geçmişten ders alarak geleceği inşa etmek zorunda olduklarını dile getiren Çiçek, Türkiye'nin bugün Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu, Afrika ve Avrupa ile işbirliği içinde olduğunu söyledi.
Buralarla kalıcı işbirlikleri ve kültürel beraberlik oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Çiçek, tarihi ve kültürel bağları geliştirmek ve kökleştirmek için çaba harcadıklarını belirtti.
Çiçek, ''Bu ortak tarih ve kültür bize büyük imkanlar ve fırsatlar sunmaktadır. Avrupa Birliği üyeliği ise Türkiye'nin gelecek tasavvurudur. Olsa da olur, olmasa da olur. Biz doğulu ve batılı, Asyalı ve Avrupalıyız. Bütün medeniyet havzalarının birikimlerini önemsiyor ve yararlanmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
-''Çoğu kez içeride işbirlikçi buldular''-
Çiçek, Türkiye'nin Atatürk'ün de işaret ettiği gibi yurtta ve cihanda sulhten yana olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
''Barış ve istikrar temel amacımızdır. Dolayısıyla barış, bizim için erdemlidir ve kutsaldır. Bölgemizi demokrasinin ve özgürlüklerin hakim olduğu barış ve istikrar odağı haline getirmenin gayreti içindeyiz. Fakat biliyoruz ki burası, sorunların odağında, Osmanlı'nın dağılmasının ardından bir türlü istikrar ve huzuru bulamamış bölgedir. Bugün Ortadoğu toplumları demokrasiye geçiş sürecinin sancılarını yaşıyor. İnşallah arzu edilen olur. Geçiş döneminin sorunsuz olması, bölgeyi daha fazla istikrarsızlaştırmaması, can ve mal kaybına sebep olmaması temel arzumuzdur.
Türkiye'nin kendisine yönelik tehditlere karşılık vereceği unutulmamalıdır. Türkiye'nin iyi niyetine güvenilmeli fakat düşmanlığı sınanmamalıdır. Bizim Ankara Savaşı'ndan çıkardığımız derslerden biri aynı dini ve inancı paylaştığımız Müslüman kardeşlerimizle iyi geçinmek, gerginlikten kaçınmaktır. Bu bölgede Müslüman kanı dökülmesi en fazla bizi üzmektedir. Suriye'de yaşanan sorunun bir an evvel bitmesi de en büyük arzumuzdur.
Anadolu güçlülerin ayakta kalabildiği bir coğrafyadır. Bu coğrafyada zaafa yer yoktur, zayıfların ise hiç yaşama şansı yoktur. Burada sadece güçlüler ayakta kalabilmiştir, herhalde bundan sonra da böyle olacaktır. Bu nedenle bu coğrafya zaman zaman doğudan, zaman zaman batıdan, çoğu kez de batıdan tehditlere maruz kalmış bir bölgedir. Yönelen bu tehditler, her zaman kendine içeriden işbirlikçiler aramış ve çoğu kez de bulmuştur. Bu yönüyle de mümbit bir arazidir. Günümüzde de bu tehditler söz konusudur. Geçmişten farklı olarak günümüzdeki tehditler örtülü faaliyetler olarak yürütülmektedir. Milletin içine sokulan ihtilaflar da benzer tehditlerdendir. Ankara Savaşı'nda yönelen büyük tehdidin içerideki işbirlikçileri nasıl ki kendi mahalli çıkarları için bir devletin istikrarını feda etmekten çekinmemişlerse günümüzde de benzer örtülü faaliyetler yürütülmektedir. Milletin içine ekilen etnik, bölücü, mezhepçi tohumlar parçalayıcı etkiler yapmaktadır. Ankara Savaşı'nın 14 saatte yaptığı tahribatı 30 yıldır yapmak isteyen işbirlikçiler halen içimizde vardır. Osmanlı Devleti Ankara Savaşı'ndan 100 yıllık birikimini kaybederek çıktı. Osmanlı Devleti'nin günümüzdeki varisi Türkiye Cumhuriyeti de 30 yıldır yürütülen örtülü bir savaşla 100 yıllık birikimini yitirme tehdidiyle karşı karşıyadır. Türkiye geçmişten çıkardığı derslerle bu tür sinsi planların hayata geçmesine elbette fırsat vermeyecektir. Biriken enerjisinin heba edilmesine fırsat vermeyecektir. Dost görünümlü düşmanların işbirlikçilerine haddini bildirmeyi elbette başaracaktır. Kurduğu modern devleti ilelebet yaşatacaktır.''
-Kongre-
Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'ın düzenleme kurulu başkanlığını yaptığı uluslararası kongre, 12 Ekim'e kadar devam edecek. Türk Tarih Kurumu, Gazi Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Ankara Stratejik Araştırmalar Vakfı ve Ankaralılar ve Ankara'yı Tanıtma Vakfı'nın işbirliğinde düzenlenen kongre, Anadolu Ajansı, THY, TRT, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Türk Metal Sendikası sponsorluğunda gerçekleşiyor.
Kongrede, Yıldırım Bayezid ve Timur'un hükümdarlıkları ve savaşçı kişilikleri, Ankara Savaşı'nın doğu ve batı kaynaklarına göre değerlendirilmesi, Ankara Savaşı'nın Osmanlıya etkileri, tarihin sanat ve dile etkileri gibi konularda Türkiye ve yurt dışından 80'e yakın tarihçi sunumlar yapacak.
Muhabir: Ali Hakan Der
Yayıncı: Selçuk Aval