Bakan Ergün: Euro Bölgesi'ndeki Kararsızlık Beklentileri Bozuyor
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik krizin etkisini sürdürdüğüne dikkat çekerek, Euro Bölgesi'ndeki karar almada görülen gecikme ve bu kararların uygulanmasındaki belirsizliğin beklentileri daha da bozduğuna vurgu yaptı.
Bakan Ergün, 2012 yılı Ağustos ayına ait sanayi üretim endeksini değerlendirdi. Ağustos ayında sanayi üretim endeksinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,5 oranında azaldığını belirten Ergün, takvim etkisinden arındırılmış endeks değerinin ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,2 oranında artış gösterdiğini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik krizin hala etkisini sürdürdüğünün altını çizen Ergün, şunları dile getirdi: "Özellikle Euro Bölgesi'nde karar almada görülen gecikme ve bu kararların uygulanmasındaki belirsizlik beklentileri daha da bozmaktadır. Dünya ekonomilerindeki görülen bozulma ve özellikle en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ülkelerinin krizden hala çıkamamış olması Türkiye üzerinde de etkilerini göstermektedir. Ülkemiz cari açık karşısında aldığımız önlemlerin de etkisiyle 2012 yılında ihracat kanalıyla büyümektedir. İhracatımızın yüzde 96’sına yakının sanayi ürünlerinden oluştuğu göz önüne alınırsa ihracat ile sanayi arasındaki ilişki daha da önem kazanmaktadır. Beklentilerin bozulması yurtiçi tüketimi ve yatırımları belirgin bir şekilde etkilemektedir."
Ergün, bugün açıklanan 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ile ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu: "Gelişmiş ülkelerin hala krizden kurtulamaması ve yurtiçinde beklentiler göz önüne alınarak, 2012 yılsonunda Türkiye büyümesi yüzde 3,2 olarak öngörülmüştür. Bu büyüme oranıyla Türkiye 2012 yılında Avrupa Bölgesinde en hızlı büyüyen ekonomilerden olacaktır. Türkiye büyümesinin anahtarı attığı adımların merkezinde güven ve istikrarın olmasıdır. Yeni açıklanan OVP’de kamu borç stokunun milli gelire oranının yüzde 36,5’a gerilemesi ve bu düşüşün devam etmesi planlanmaktadır. Ayrıca geçmiş yıllarda en büyük problemlerimizden olan cari açığın 2012 sonunda yüzde 7,3 gerilemesi öngörülmektedir. Türkiye sanayi üretiminin artırmayı amaçlarken üretim yapısında da yapısal dönüşümleri gerçekleştirmektedir. Daha fazla Ar-Ge ve yeniliğe dayalı, katma değeri yüksek bir üretim yapısına doğru Türkiye adım adım ilerlemektedir. Türkiye yakın coğrafyasında yaşanan siyasi ve ekonomik krizlere rağmen istikrarlı ve güvenilir büyümesini sürdürecektir. Sanayinin çarkları, dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen dönmeye devam edecektir."
Gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik krizin hala etkisini sürdürdüğünün altını çizen Ergün, şunları dile getirdi: "Özellikle Euro Bölgesi'nde karar almada görülen gecikme ve bu kararların uygulanmasındaki belirsizlik beklentileri daha da bozmaktadır. Dünya ekonomilerindeki görülen bozulma ve özellikle en büyük ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ülkelerinin krizden hala çıkamamış olması Türkiye üzerinde de etkilerini göstermektedir. Ülkemiz cari açık karşısında aldığımız önlemlerin de etkisiyle 2012 yılında ihracat kanalıyla büyümektedir. İhracatımızın yüzde 96’sına yakının sanayi ürünlerinden oluştuğu göz önüne alınırsa ihracat ile sanayi arasındaki ilişki daha da önem kazanmaktadır. Beklentilerin bozulması yurtiçi tüketimi ve yatırımları belirgin bir şekilde etkilemektedir."
Ergün, bugün açıklanan 2013-2015 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program ile ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu: "Gelişmiş ülkelerin hala krizden kurtulamaması ve yurtiçinde beklentiler göz önüne alınarak, 2012 yılsonunda Türkiye büyümesi yüzde 3,2 olarak öngörülmüştür. Bu büyüme oranıyla Türkiye 2012 yılında Avrupa Bölgesinde en hızlı büyüyen ekonomilerden olacaktır. Türkiye büyümesinin anahtarı attığı adımların merkezinde güven ve istikrarın olmasıdır. Yeni açıklanan OVP’de kamu borç stokunun milli gelire oranının yüzde 36,5’a gerilemesi ve bu düşüşün devam etmesi planlanmaktadır. Ayrıca geçmiş yıllarda en büyük problemlerimizden olan cari açığın 2012 sonunda yüzde 7,3 gerilemesi öngörülmektedir. Türkiye sanayi üretiminin artırmayı amaçlarken üretim yapısında da yapısal dönüşümleri gerçekleştirmektedir. Daha fazla Ar-Ge ve yeniliğe dayalı, katma değeri yüksek bir üretim yapısına doğru Türkiye adım adım ilerlemektedir. Türkiye yakın coğrafyasında yaşanan siyasi ve ekonomik krizlere rağmen istikrarlı ve güvenilir büyümesini sürdürecektir. Sanayinin çarkları, dünyadaki olumsuz gelişmelere rağmen dönmeye devam edecektir."