AK Parti Meclis Grup Toplantısı…(5)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in, ‘Dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir’ sözlerine sert tepki göstererek, “Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamadık, ağlamayız.
Yerimizi iyi bileceğiz; siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın, herkes kendi görevini yapacak” dedi.
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında, terör konusuna da değindi. Terör örgütünün son aylarda yaptığı saldırılardan sonuç alamayacağını bir kez daha gördüğünü belirterek, “Türkiye’nin gücü ve kararlılığı karşısında bölücü terör örgütü yine hüsrana uğradı. Ülkemizin terör belasından bir an önce kurtulup barış, huzur içinde yoluna devam etmesi hedefinden zerre kadar sapmış değiliz” dedi.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in, ‘Dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir’ sözlerine de isim vermeden tepki gösteren Erdoğan, şunları kaydetti: “Elinde silah olan, kan döken, can alan, tehdidi, tedhişi yöntem olarak benimsemiş hiç kimseye en küçük müsamahamız yoktur, olamaz. Eline silah alıp masum insanları katleden teröristlere karşı ‘iyi çocuklardı’ açıklaması yapan katilleri masum, terörü mazur göstermeye çalışan hiçbir anlayışa prim vermedik, vermeyiz. Onları da savunamayız. Onlarla da el ele olamayız. Şunu açık net söylüyorum; biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamadık, ağlamayız. Bu bizim hem insani hem vicdani görevimizidir. Bunu böyle bileceğiz, bunu böyle bilmeye de mecburuz. Biz kalkıp birilerini memnun etmek için bazı ifadeleri kullanamayız. Yerimizi iyi bileceğiz; siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın, herkes kendi görevini yapacak. Terör örgütü ile mücadelemiz hukuk ve demokrasi için aynı kararlılıkla devam edecek.”
“BU MİLLİYETÇİ SÖYLEMSE, MİLLİYETÇİYİZ”
Başbakan Erdoğan, dağa çıkışları engellemek için, örgütün kandırarak dağa götürmek istediği çocukları kazanmak için her türlü sosyal projeyi hayata geçirdiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Allah aşkına, Güneydoğu Anadolu’da, Doğu Anadolu’da Cumhuriyet tarihinde bizim yaptıklarımıza benzer en ufak birşey oldu mu? Ne yapıldıysa biz yaptık. Ret, inkar, asimilasyon ortadan politikalarını biz kaldırdık. Kürt kelimesini ağzına alamayanların olduğu bu ülkede ‘Kürt kardeşlerim’ ifadesini ağzına alan ilk iktidar biz olduk. Bu mudur ret politikası, inkar politikası soruyorum size.” Anamuhalefet partisinin bunları yapamadığını belirten Erdoğan, “Biz her doğanı doğduğu gibi kabul eden bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu Türk de olur, Kürt de olur, Arap da olur, Çerkez de, Gürcü de olur, Roman da olur. Hepsi bizim canımız ciğerimizdir. Anne babaların da yardımıyla yaşatmayı ve şefkati esas alan bir politikayı biz izliyoruz. Nerede ne olursa, her yerde şahsım teşkilatım hep orada olduk. Ancak örgütün piyonu haline gelen ölüm makinelerine karşı da devletin kahhar yüzünü göstermekten çekinmiyoruz. İnsanımızın can güvenliğine kastedenleri etkisizleştirmek için gereken bütün adımları atıyoruz” dedi.
Bugünlerde şen şakrak oynayan bazı gazetelerin, bu açıklamalarının ardından hemen, ‘Erdoğan’dan milliyetçi söylem’ diye yazacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, “Evet, bu milliyetçi söylemse, milliyetçiyiz” dedi.
“ANADİLDE EĞİTİM…YOK ÖYLE BİR ŞEY”
Türkiye’nin tüm sorunlarını milletle birlikte çözdüklerini belirten Erdoğan, Kürtlerin sorunlarını da başka hiçbir kimse ve hiçbir yerle değil, bizatihi Kürtlerle çözeceklerini söyledi.
Erdoğan, BDP belediyelerinin olduğu il ve ilçelerdeki Kürtlere seslenen seslenerek, şunları söyledi: “Güllük gülistanlık yerlerde mi yaşıyorsunuz, yoksa pislik içinde mi yaşıyorsunuz? Sizi insan yerine koyup da hizmet veren bir yerel yönetim anlayışı var mı? Yok. Çünkü onların derdi başka. Biz yapılan tahsislerin nasıl değerlendirildiğini de çok iyi biliyoruz. KCK operasyonlarının nedeni Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu farklı yerlere gönderenlere karşı yapılmıştır. Belediye başkanları belediye başkanlığı yapmıyor; yanlarına gönderilen malum elemanlarla belediyeler yönetiliyor.” Bugüne kadar beklenti olarak ifade edilen, ekonomik, sosyal, kültürel birçok meseleyi çözdüklerini belirten Başbakan Erdoğan, bunları bir lütuf olarak ve terörle bağlantılı olarak yapmadıklarını söyledi.
Erdoğan, “Bu talepleri Kürt kardeşlerimizin en tabii, en insani hakları olarak gördüğümüz için karşıladık, gereğini yerine getirdik. Ama bunlar utanmadan sıkılmadan, ‘biz tehdit ettik de iktidar onun için bunları yaptı’ diyor” dedi.
Terör örgütünün bazı istismar başlıkları olduğunu ve bu istismar başlıklarına da gelmeyeceklerini belirten Erdoğan, “Anadilde eğitim öğretim; yok böyle bir şey ya. Bizim ülkemizin resmi dili Türkçedir. ‘Bu bir haktır’ iddiasında bulunanlara sesleniyorum; bu bir hak değildir. Öğrenmesi haktır, bunun zeminini hazırlamak da bizim görevimiz ve bunu yaptık. Okullarda Kürtçeyi seçmeli ders olarak getirdik. Üniversitelerde bölümler açtık, buyursunlar öğrensinler. Konuşmak cezaevlerinde yasaktı, onun önünü açtık. Bunları biz yaptık, bu adımları attık. Yani belediyenin içinde sadece müdürün kapısına ‘müdür’ yerine Kürtçe ‘müdür’ demenin anlamı yok. Kamuoyu araştırmalarının neticeleri elimizde, kimseyi aldatmaya gerek yok. Şu anda Kürtçe seçmeli derse müracaat sayısı ortada. Kürt kardeşim de bazı gerçekleri biliyor. Bu işin Avrupa’da tahrikini yapan ülkelerde Türkçe, -azınlık hukukuna tabi olduğumuz halde- anadil olarak verilmiyor. Bunu bazı arkadaşlarım bilsin. Ama onlar, buraya gelince hemen tahrik ediyorlar. Tahriklere gelmememiz lazım. Birilerinin ağzıyla da konuşmanın anlamı yok. Türkiye bir devlet olarak, kamuoyu olarak terörün bitirilmesi için tam bir kararlılık içindedir. Eksik olan muhalefet partilerinin bu konuda ortak bir duruş takınması, sorumlu ve planlı hareket etmesidir” dedi
Kaynak: İHA
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında, terör konusuna da değindi. Terör örgütünün son aylarda yaptığı saldırılardan sonuç alamayacağını bir kez daha gördüğünü belirterek, “Türkiye’nin gücü ve kararlılığı karşısında bölücü terör örgütü yine hüsrana uğradı. Ülkemizin terör belasından bir an önce kurtulup barış, huzur içinde yoluna devam etmesi hedefinden zerre kadar sapmış değiliz” dedi.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in, ‘Dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir’ sözlerine de isim vermeden tepki gösteren Erdoğan, şunları kaydetti: “Elinde silah olan, kan döken, can alan, tehdidi, tedhişi yöntem olarak benimsemiş hiç kimseye en küçük müsamahamız yoktur, olamaz. Eline silah alıp masum insanları katleden teröristlere karşı ‘iyi çocuklardı’ açıklaması yapan katilleri masum, terörü mazur göstermeye çalışan hiçbir anlayışa prim vermedik, vermeyiz. Onları da savunamayız. Onlarla da el ele olamayız. Şunu açık net söylüyorum; biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için de ağlamadık, ağlamayız. Bu bizim hem insani hem vicdani görevimizidir. Bunu böyle bileceğiz, bunu böyle bilmeye de mecburuz. Biz kalkıp birilerini memnun etmek için bazı ifadeleri kullanamayız. Yerimizi iyi bileceğiz; siyaseti bırakın siyasetçiler yapsın, herkes kendi görevini yapacak. Terör örgütü ile mücadelemiz hukuk ve demokrasi için aynı kararlılıkla devam edecek.”
“BU MİLLİYETÇİ SÖYLEMSE, MİLLİYETÇİYİZ”
Başbakan Erdoğan, dağa çıkışları engellemek için, örgütün kandırarak dağa götürmek istediği çocukları kazanmak için her türlü sosyal projeyi hayata geçirdiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Allah aşkına, Güneydoğu Anadolu’da, Doğu Anadolu’da Cumhuriyet tarihinde bizim yaptıklarımıza benzer en ufak birşey oldu mu? Ne yapıldıysa biz yaptık. Ret, inkar, asimilasyon ortadan politikalarını biz kaldırdık. Kürt kelimesini ağzına alamayanların olduğu bu ülkede ‘Kürt kardeşlerim’ ifadesini ağzına alan ilk iktidar biz olduk. Bu mudur ret politikası, inkar politikası soruyorum size.” Anamuhalefet partisinin bunları yapamadığını belirten Erdoğan, “Biz her doğanı doğduğu gibi kabul eden bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu Türk de olur, Kürt de olur, Arap da olur, Çerkez de, Gürcü de olur, Roman da olur. Hepsi bizim canımız ciğerimizdir. Anne babaların da yardımıyla yaşatmayı ve şefkati esas alan bir politikayı biz izliyoruz. Nerede ne olursa, her yerde şahsım teşkilatım hep orada olduk. Ancak örgütün piyonu haline gelen ölüm makinelerine karşı da devletin kahhar yüzünü göstermekten çekinmiyoruz. İnsanımızın can güvenliğine kastedenleri etkisizleştirmek için gereken bütün adımları atıyoruz” dedi.
Bugünlerde şen şakrak oynayan bazı gazetelerin, bu açıklamalarının ardından hemen, ‘Erdoğan’dan milliyetçi söylem’ diye yazacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, “Evet, bu milliyetçi söylemse, milliyetçiyiz” dedi.
“ANADİLDE EĞİTİM…YOK ÖYLE BİR ŞEY”
Türkiye’nin tüm sorunlarını milletle birlikte çözdüklerini belirten Erdoğan, Kürtlerin sorunlarını da başka hiçbir kimse ve hiçbir yerle değil, bizatihi Kürtlerle çözeceklerini söyledi.
Erdoğan, BDP belediyelerinin olduğu il ve ilçelerdeki Kürtlere seslenen seslenerek, şunları söyledi: “Güllük gülistanlık yerlerde mi yaşıyorsunuz, yoksa pislik içinde mi yaşıyorsunuz? Sizi insan yerine koyup da hizmet veren bir yerel yönetim anlayışı var mı? Yok. Çünkü onların derdi başka. Biz yapılan tahsislerin nasıl değerlendirildiğini de çok iyi biliyoruz. KCK operasyonlarının nedeni Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu farklı yerlere gönderenlere karşı yapılmıştır. Belediye başkanları belediye başkanlığı yapmıyor; yanlarına gönderilen malum elemanlarla belediyeler yönetiliyor.” Bugüne kadar beklenti olarak ifade edilen, ekonomik, sosyal, kültürel birçok meseleyi çözdüklerini belirten Başbakan Erdoğan, bunları bir lütuf olarak ve terörle bağlantılı olarak yapmadıklarını söyledi.
Erdoğan, “Bu talepleri Kürt kardeşlerimizin en tabii, en insani hakları olarak gördüğümüz için karşıladık, gereğini yerine getirdik. Ama bunlar utanmadan sıkılmadan, ‘biz tehdit ettik de iktidar onun için bunları yaptı’ diyor” dedi.
Terör örgütünün bazı istismar başlıkları olduğunu ve bu istismar başlıklarına da gelmeyeceklerini belirten Erdoğan, “Anadilde eğitim öğretim; yok böyle bir şey ya. Bizim ülkemizin resmi dili Türkçedir. ‘Bu bir haktır’ iddiasında bulunanlara sesleniyorum; bu bir hak değildir. Öğrenmesi haktır, bunun zeminini hazırlamak da bizim görevimiz ve bunu yaptık. Okullarda Kürtçeyi seçmeli ders olarak getirdik. Üniversitelerde bölümler açtık, buyursunlar öğrensinler. Konuşmak cezaevlerinde yasaktı, onun önünü açtık. Bunları biz yaptık, bu adımları attık. Yani belediyenin içinde sadece müdürün kapısına ‘müdür’ yerine Kürtçe ‘müdür’ demenin anlamı yok. Kamuoyu araştırmalarının neticeleri elimizde, kimseyi aldatmaya gerek yok. Şu anda Kürtçe seçmeli derse müracaat sayısı ortada. Kürt kardeşim de bazı gerçekleri biliyor. Bu işin Avrupa’da tahrikini yapan ülkelerde Türkçe, -azınlık hukukuna tabi olduğumuz halde- anadil olarak verilmiyor. Bunu bazı arkadaşlarım bilsin. Ama onlar, buraya gelince hemen tahrik ediyorlar. Tahriklere gelmememiz lazım. Birilerinin ağzıyla da konuşmanın anlamı yok. Türkiye bir devlet olarak, kamuoyu olarak terörün bitirilmesi için tam bir kararlılık içindedir. Eksik olan muhalefet partilerinin bu konuda ortak bir duruş takınması, sorumlu ve planlı hareket etmesidir” dedi