Datça 4. Öykü Günleri Sona Erdi
Datça Belediyesi ile Kanguru Yayınlarının ortaklaşa düzenlediği "4. Datça Öykü Günleri" düzenlen ödül gecesiyle sona erdi.
4-5-6 Ekin tarihlerini kapsayan; panel, öykü okumu, şiir dinletisi, dans gösterisi ,söyleşi, edebi tartışmalar gibi konuları içeren "Datça Öykü Günleri", Bülent Ecevit Kültür Merkezi'nde Grup Günyüzü'nün verdiği konser ile son buldu Datça Öykü Günleri Jüri Başkanı ve Kanguru Yayınları sahibi Aydın Şimsek, 4 yıldan bu yana süren etkinliğe öykü dalında 500'den fazla dosyanın katıldığını, bununsa öykücülüğümüz adına ümit verici bir gelişme olduğunu kaydetti.
Aydın Şimşek şöyle dedi: "Kanguru yayınlarının amacı; yerel kültürlerin ve yerel türkülerin yeniden yaşatılması üzerine bir hedef koydu kendine Bu hedeflerden biri Datça'da gerçekleşiyor. Datça'nın yerel tarih çalışmalarını yapan Nihat Akkaraca adına koyduğumuz bu öykü yarışması 3. yılında yaklaşık 500 kişilik bir katılımla ulusal bir düzeye sıçramıştır. Bu bağlamda Kanguru yayınları kültür hayatına dair sorumluğu yerine getirmiş görünüyor. Bundan sonra bu çabamız süre gidecektir" Yarışmanın Türk öykücülüğüne katkısı konusundaki düşüncelerini de dile getiren Şimşek; "Öykücülüğümüze derin bir katkısının olduğunu düşünüyorum. Çünkü artık kent modellerde, kent insanının anlatılması üzerine daha çok dramatik olaylar sınırlandırılmış olan hayatlarımız ve karakterimizin yerine gerçekten hayatın içinde ve gündelik zamanı elinde tutan karakterlerin ortaya çıkarılması bu tür yönüyle anlamlı geliyor. Yani yeniden gerçek hayatın similasyon hayatta; sahte hayata karşı gerçek hayatın karakterleri buradan ortaya çıkıyor. Bu bağlamda; Orhan Kemal geleneği, Sait Faik geleneği yeniden bu topraklardan yeşerecek gibi görünüyor" diye konuştu.
Yarışma birincisi ve Nihat Akkaraca ödülünün sahibi Hüseyin Peker ise duygularını şöyle dile getirdi: "Öncelikle Datça'da bulunmak çok onur verici bir olay. Aynı zamanda böyle bir ödülü almak ve birinci olmak insana onur kazandırıyor, heyecan veriyor. Güzel Eylül sonlarında ve Ekim ayına girdiğimiz ilk günlerde güneşin bu güzel ışığında ve denizin köpükleri arasında Can Yücel'in oturduğu bu kahvede bulunmak onuruma onur katıyor." Yarışma birincisi Peker, geleceğe yönelik düşüncelerini şu sözlerle özetledi: "Ben öncelikle öykü yazarak başlamıştım. Sonra şiirde karar kıldım ama şu anda bir öykü kitabı ile ve kazandığım bir öykü ödülü ile tekrar öyküye dönüş yapıyorum. 2 ay sonra bir öykü kitabım çıkacak. Ne kadar güzel.. hem şiir, hem öykü, hem de roman ile iç içe olmak. Daha doğrusu sanatın her dalı ile uğraşmak..." Yarışmanın jüri üyelerinden ve öykü yazarı Emine Azboz ise bu tür yarışmaların edebiyatımızı zenginleştirdiği kanısında. Azboz şöyle konuştu: "Öykü yarışmaları genelde edebiyatımızı zenginleştirmek, edebiyatımıza yeni yazarlar kazandırmak bakımından çok önemsiyorum. Ama memleketimizin pek çok yerinde bu tür yarışmaların açılması edebiyatta büyük bir ivme kazandırdığını düşünüyorum. Seçici kurulların bu konuda çok titiz çalıştıkları da bilinen bir gerçek. Tabi bu yerel bazdaki bu çalışmaların dışında bir de ulusal ve uluslararası bazda yarışmalarımız var. Orda da Türk yazarları görmek Türk edebiyatı açısından çok sevindirici olmaktadır. Hele ki Datça'da böyle bir yarışmanın düzenlenmesi, bu yarışmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkes çok çalışmakta ve de çok mutluluk duymaktayız ve Datça'da böyle bir yarışmanın düzenlenmesinden. Birçok genç yazar adını ilk kez adını edebiyat dünyasına duyuruyor. Bizde bir Datçalı olarak bundan gerçekten mutluluk duyuyoruz." Datça Öykü Günlerine katılan edebiyatçılar, ödül töreninden sonra topluca Can Yücel'in anıt mezarını ziyaret etti. Geçen yıl bir ve ya birkaç meczup tarafından saldırıya uğrayan anıt mezarını başında toplanan edebiyatçılar, Yücel Ailesinin Can Yücel'in ölüm yıldönümü nedeniyle aldığı tavrı onayladıklarını dile getirdiler ve Can Yücel'in anıt mezarına saldıranların bir an önce hak ettikleri cezayı almalarını istedi .