Mehmet Ali Birand, Darbeleri Araştırma Komisyonu'na Bilgi Verdi
Gazeteci Mehmet Ali Birand, “Darbelerde hiçbirimiz masum değiliz, herkesin belirli oranlarda suçu vardır” dedi.
TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 28 Şubat Alt Komisyonu’na bilgi veren gazeteci Mehmet Ali Birand, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Andıç olayının çocukça bir olay olduğunu söyleyen Birand, “Andıç olayından sonra TSK’nın hep bir kurum değil, bir grup olduğu izlenimi bende doğdu. Çünkü esaslı kurumlarda böyle şeyler olmazdı. Andıç olayı çok çocukça, ilkokul müsameresi gibi bir olaydı. Ben bunun nasıl çıktığını hiçbir zaman anlayamadım. Ama çıkmış. Andıç açıklandığı zaman gazetelerde, Nazlı Ilıcak’ın sütununda yazıldığı zaman ‘Bu doğru olamaz, Nazlı hanımı galiba birileri yanıltıyor’ dedim. Halbuki doğruymuş, doğru olduğu sonradan ortaya çıktı. Onun için görüşüm değişti. Ama bundan sonra gerçekten TSK’nın bir kurum olmasına tekrar geri dönmesini sağlamaktır, başka bir şey değil” diye konuştu.
Darbelerde asker ile birlikte rol alındığını ifade eden Birand, “Hiçbir zaman ekserin telefonu açıp ta ‘şöyle bir haber yapın’ demesine gerek yok. Zaten biz hazırlıklıydık, yapıyorduk. Asker ile birlikte darbelerde rol alındı. ‘Devlet elden gidiyor’, ‘Türkiye parçalanıyor.’ Her birinde bir gerekçe vardı. Onun için çok fazla askerin baskısı olmasına gerek yoktu. Darbenin hiçbir zaman tek bir gerekçesi olmuyor. Ben dört darbeyi de inceledim, dört darbede de hangi unsurların etkili olduğunu araştırdım. Şu çıkıyor; istikrarsızlık, ekonomik bozukluk, önce sağ-sol çatışmaları, sonra Kürt sorunu. Bu olaylar birbirinin içine giriyor ve lobilerin büyük etkisi oluyor. Lobiler dediğimiz zaman yargının, askerin, polisin emekli lobileri. Bazı darbeleri de dış etken körüklüyor” şeklinde konuştu .
Kaynak: İHA
Andıç olayının çocukça bir olay olduğunu söyleyen Birand, “Andıç olayından sonra TSK’nın hep bir kurum değil, bir grup olduğu izlenimi bende doğdu. Çünkü esaslı kurumlarda böyle şeyler olmazdı. Andıç olayı çok çocukça, ilkokul müsameresi gibi bir olaydı. Ben bunun nasıl çıktığını hiçbir zaman anlayamadım. Ama çıkmış. Andıç açıklandığı zaman gazetelerde, Nazlı Ilıcak’ın sütununda yazıldığı zaman ‘Bu doğru olamaz, Nazlı hanımı galiba birileri yanıltıyor’ dedim. Halbuki doğruymuş, doğru olduğu sonradan ortaya çıktı. Onun için görüşüm değişti. Ama bundan sonra gerçekten TSK’nın bir kurum olmasına tekrar geri dönmesini sağlamaktır, başka bir şey değil” diye konuştu.
Darbelerde asker ile birlikte rol alındığını ifade eden Birand, “Hiçbir zaman ekserin telefonu açıp ta ‘şöyle bir haber yapın’ demesine gerek yok. Zaten biz hazırlıklıydık, yapıyorduk. Asker ile birlikte darbelerde rol alındı. ‘Devlet elden gidiyor’, ‘Türkiye parçalanıyor.’ Her birinde bir gerekçe vardı. Onun için çok fazla askerin baskısı olmasına gerek yoktu. Darbenin hiçbir zaman tek bir gerekçesi olmuyor. Ben dört darbeyi de inceledim, dört darbede de hangi unsurların etkili olduğunu araştırdım. Şu çıkıyor; istikrarsızlık, ekonomik bozukluk, önce sağ-sol çatışmaları, sonra Kürt sorunu. Bu olaylar birbirinin içine giriyor ve lobilerin büyük etkisi oluyor. Lobiler dediğimiz zaman yargının, askerin, polisin emekli lobileri. Bazı darbeleri de dış etken körüklüyor” şeklinde konuştu .