5 Yıldızlı Otele Usulsüz Ruhsat
Sapanca Gölü kenarında bulunan bir otele usulsüz ruhsat verildiği iddiası ile içlerinde Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu’nun da bulunduğu yetkililer hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma izni verildi.
İçişleri Bakanlığı, 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Sapanca Gölü Mutlak Koruma Alanı içerisinde otel yapımı için Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından izin verilerek onaylanan mimari projenin daha sonra değiştirildiği halde, kurul izni alınmadan yapı tadilat ruhsatı düzenleyerek ilgili kişilere haksız menfaat sağlandığı iddiası ile Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu, İmar Müdürü Erdinç Sözer ve Yapı Kontrol Şefi Suat Balkaya hakkında soruşturma izni verdi.
2011 Mayıs ayında Murat Albaş isimli şahıs söz konusu otele ait ruhsatın kanun ve yönetmeliklere aykırı olduğu iddiası ile suç durusunda bulundu. Albaş’ın başvurusu üzerine harekete geçen Sapanca Cumhuriyet Savcılığı iddiaları araştırmak için İçişleri Bakanlığı’ndan izin istedi. 2011 Aralık ayında Cumhuriyet Savcılığı’nın talebini değerlendiren İçişleri Bakanlığı, iddiaları ciddi bulmayarak Bakan İdris Naim Şahin’in de oluru ile herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığını belirtti.
Albaş, İçişleri Bakanlığı’nın kararı üzerine Danıştay Birinci Dairesine itiraz ederek otele verilen ruhsatın ve söz konusu yapının geçerli olan kanun ve hükümlere uygun olmadığını belirtti.
Albaş’ın itirazını 2012 Nisan ayında karara bağlayan Danıştay Birinci Dairesi, şikayetin 4483 sayılı kanunun 4'ncü maddesi kapsamında ön inceleme yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğunu belirterek, ilgili kanun hükümleri uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesine, İçişleri Bakanlığının “işlem yapılmasına gerek olmadığı" kararının da kaldırılmasına karar verdi.
Danıştay Birinci Dairesi’nin kararı üzerine İçişleri Bakanlığı Sapanca ilçesine mülkiye müfettişi gönderdi. Görevlendirilen mülkiye müfettişi söz konusu Richmond Nua Wellness Spa Otel'de yaptığı teknik inceleme sonucunda, otelin toplam inşaat alanı olarak izin verilen 7 bin 438 metrekareden 11 bin 595 metrekareye, izin verilen 6 katın ise 8 kata çıkarıldığını, projede gözüken ve yapılması zorunlu sığınak alanının kaldırıldığını, göl kıyısının kıyı kanununa göre vatandaş kullanımına açık olması gerektiği halde usulsüz bir şekilde kapatıldığını, Sit alanı olan bu yerde otel bahçesine kaçak olarak yüzme havuzu ve restoran olarak kullanılan tek katlı yapı yapıldığını, tüm bunlara Sapanca Belediyesi görevlilerinin izin verdiğini veya göz yumduğunu ve ilgili kişilere haksız menfaat sağlandığını tespit ederek rapor düzenledi.
Müfettiş raporu, 2012 Temmuz ayında İçişleri Bakanlığı’na teslim edildi. Bu rapor üzerine ilk aşamada iddiaları ciddi bulmayan İçişleri Bakanlığı, Bakan İdris Naim Şahin’in imzaladığı karar ile belediye görevlileri Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu, İmar Müdürü Erdinç Sözer, Yapı Kontrol Şefi Suat Balkaya hakkında soruşturma izni vererek sorumluların yargılanmasının önünü açtı.
Savcılığa suç duyurusunda bulunarak süreci başlatan Murat Albaş, şöyle konuştu: “Sapanca Richmond Otel hukuksuz bir zeminde hukuksuz bir temel üzerine yapılmış bir oteldir. 2883 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu kararlarına, Sapanca Gölü Koruma, İSKİ, imar kanunlarına aykırı bir yapıdır. Biz bununla ilgili yasal suç duyurumuzu yaptık. Sakarya Valiliği komisyon kurdu. Komisyon yaptığı araştırma sonucunda soruşturmama kararı verdi. Bu yanlı bir karardı bizde belgelerimizle Danıştay’a itirazımızı yaptık. Belgeleri inceleyen Danıştay Birinci Dairesi bizim bu talebimizi yerinde gördü ve İçişleri Bakanlığı’ndan konunun incelenmesini istedi. İçişleri Bakanlığı’ndan gelen müfettiş, raporunu tamamlamış, olması gerektiği gibi bu hukuksuz durumu vurgulamış ve Sapanca Richmond Otel’in yapımına izin verenler hakkında soruşturma izni vermiştir. Bundan sonraki süreçte Bölge İdare Mahkemesine bu otelin ruhsat iptali için ayrı bir dava açacağız”
Sapanca havzasında vatandaşın barınma amaçlı temel ihtiyacı olan ev yapımına Büyükşehir ve Sapanca Belediyesi tarafından müdahale edildiğini belirten Albaş, şunları söyledi: “Bu merciler vatandaşın bahçesine ektiği bitkilere, meyvelere bile gölü kirletecek diye izin vermezken, göle sıfır bir bölgede böyle devasa bir otelin yapımına, Bayındırlık Bakanlığı’nın olumsuz görüşüne rağmen izin vermiştir. Ben bu şikayeti yaparken Sapanca’ya yatırım yapacak girişimcilere engel olmak için yapmadım. Burada belediye, milli serveti ve girişimciyi zarara uğratmıştır. Biz otel yapılmaması veya yapılan bir otelin yıkılması taraftarı değiliz. Fakat Sapanca’ya yapılması düşünülen böyle tesislerin hukuki zemini ve altyapısı olan yerlere yapılmasından yanayız. Sapanca Richmond Otel ayrıca kıyı koruma kanununa da muhalefet edilerek yapılmıştır. Şu an otelin her tarafı duvar ve telle çevirilidir. O kıyı, o havza vatandaşa kapalıdır. Bununla ilgilide başvurumuzu yaptık.” Geçen günlerde göle 200 metre mesafede bulunan yaşlı bir teyzenin koruma amaçlı yaptığı evin 2. Koruma kuşağında olmasına rağmen Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldığını söyledi.
O gün orada olduğunu anlatan Albaş, sözlerine şöyle devam etti: "teyzemizin ağlamasını feryatlarını dinledim. Büyük üzüntü duydum. Buranın insanlarına farklı muamele, yatırımcıya farklı muamele yapılması düşündürücüdür. Bizim mücadelemiz yatırımcının doğru temellere yönlendirilmesi, hukuksuz işlerin durdurulması ve vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi yönünde bir çalışmaydı. Yüksek yargıya teşekkür ediyorum.’’
Kaynak: İHA
2011 Mayıs ayında Murat Albaş isimli şahıs söz konusu otele ait ruhsatın kanun ve yönetmeliklere aykırı olduğu iddiası ile suç durusunda bulundu. Albaş’ın başvurusu üzerine harekete geçen Sapanca Cumhuriyet Savcılığı iddiaları araştırmak için İçişleri Bakanlığı’ndan izin istedi. 2011 Aralık ayında Cumhuriyet Savcılığı’nın talebini değerlendiren İçişleri Bakanlığı, iddiaları ciddi bulmayarak Bakan İdris Naim Şahin’in de oluru ile herhangi bir işlem yapılmasına gerek olmadığını belirtti.
Albaş, İçişleri Bakanlığı’nın kararı üzerine Danıştay Birinci Dairesine itiraz ederek otele verilen ruhsatın ve söz konusu yapının geçerli olan kanun ve hükümlere uygun olmadığını belirtti.
Albaş’ın itirazını 2012 Nisan ayında karara bağlayan Danıştay Birinci Dairesi, şikayetin 4483 sayılı kanunun 4'ncü maddesi kapsamında ön inceleme yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğunu belirterek, ilgili kanun hükümleri uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesine, İçişleri Bakanlığının “işlem yapılmasına gerek olmadığı" kararının da kaldırılmasına karar verdi.
Danıştay Birinci Dairesi’nin kararı üzerine İçişleri Bakanlığı Sapanca ilçesine mülkiye müfettişi gönderdi. Görevlendirilen mülkiye müfettişi söz konusu Richmond Nua Wellness Spa Otel'de yaptığı teknik inceleme sonucunda, otelin toplam inşaat alanı olarak izin verilen 7 bin 438 metrekareden 11 bin 595 metrekareye, izin verilen 6 katın ise 8 kata çıkarıldığını, projede gözüken ve yapılması zorunlu sığınak alanının kaldırıldığını, göl kıyısının kıyı kanununa göre vatandaş kullanımına açık olması gerektiği halde usulsüz bir şekilde kapatıldığını, Sit alanı olan bu yerde otel bahçesine kaçak olarak yüzme havuzu ve restoran olarak kullanılan tek katlı yapı yapıldığını, tüm bunlara Sapanca Belediyesi görevlilerinin izin verdiğini veya göz yumduğunu ve ilgili kişilere haksız menfaat sağlandığını tespit ederek rapor düzenledi.
Müfettiş raporu, 2012 Temmuz ayında İçişleri Bakanlığı’na teslim edildi. Bu rapor üzerine ilk aşamada iddiaları ciddi bulmayan İçişleri Bakanlığı, Bakan İdris Naim Şahin’in imzaladığı karar ile belediye görevlileri Sapanca Belediye Başkanı İbrahim Uslu, İmar Müdürü Erdinç Sözer, Yapı Kontrol Şefi Suat Balkaya hakkında soruşturma izni vererek sorumluların yargılanmasının önünü açtı.
Savcılığa suç duyurusunda bulunarak süreci başlatan Murat Albaş, şöyle konuştu: “Sapanca Richmond Otel hukuksuz bir zeminde hukuksuz bir temel üzerine yapılmış bir oteldir. 2883 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulu kararlarına, Sapanca Gölü Koruma, İSKİ, imar kanunlarına aykırı bir yapıdır. Biz bununla ilgili yasal suç duyurumuzu yaptık. Sakarya Valiliği komisyon kurdu. Komisyon yaptığı araştırma sonucunda soruşturmama kararı verdi. Bu yanlı bir karardı bizde belgelerimizle Danıştay’a itirazımızı yaptık. Belgeleri inceleyen Danıştay Birinci Dairesi bizim bu talebimizi yerinde gördü ve İçişleri Bakanlığı’ndan konunun incelenmesini istedi. İçişleri Bakanlığı’ndan gelen müfettiş, raporunu tamamlamış, olması gerektiği gibi bu hukuksuz durumu vurgulamış ve Sapanca Richmond Otel’in yapımına izin verenler hakkında soruşturma izni vermiştir. Bundan sonraki süreçte Bölge İdare Mahkemesine bu otelin ruhsat iptali için ayrı bir dava açacağız”
Sapanca havzasında vatandaşın barınma amaçlı temel ihtiyacı olan ev yapımına Büyükşehir ve Sapanca Belediyesi tarafından müdahale edildiğini belirten Albaş, şunları söyledi: “Bu merciler vatandaşın bahçesine ektiği bitkilere, meyvelere bile gölü kirletecek diye izin vermezken, göle sıfır bir bölgede böyle devasa bir otelin yapımına, Bayındırlık Bakanlığı’nın olumsuz görüşüne rağmen izin vermiştir. Ben bu şikayeti yaparken Sapanca’ya yatırım yapacak girişimcilere engel olmak için yapmadım. Burada belediye, milli serveti ve girişimciyi zarara uğratmıştır. Biz otel yapılmaması veya yapılan bir otelin yıkılması taraftarı değiliz. Fakat Sapanca’ya yapılması düşünülen böyle tesislerin hukuki zemini ve altyapısı olan yerlere yapılmasından yanayız. Sapanca Richmond Otel ayrıca kıyı koruma kanununa da muhalefet edilerek yapılmıştır. Şu an otelin her tarafı duvar ve telle çevirilidir. O kıyı, o havza vatandaşa kapalıdır. Bununla ilgilide başvurumuzu yaptık.” Geçen günlerde göle 200 metre mesafede bulunan yaşlı bir teyzenin koruma amaçlı yaptığı evin 2. Koruma kuşağında olmasına rağmen Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldığını söyledi.
O gün orada olduğunu anlatan Albaş, sözlerine şöyle devam etti: "teyzemizin ağlamasını feryatlarını dinledim. Büyük üzüntü duydum. Buranın insanlarına farklı muamele, yatırımcıya farklı muamele yapılması düşündürücüdür. Bizim mücadelemiz yatırımcının doğru temellere yönlendirilmesi, hukuksuz işlerin durdurulması ve vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi yönünde bir çalışmaydı. Yüksek yargıya teşekkür ediyorum.’’