Başbakan Erdoğan'dan Muhalefete Yerel Yönetim Eleştirisi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini yerel yönetimler konusunda eleştirerek, “Muhalefete ‘Büyükşehir nedir’ diye sorun inanın anlatamazlar.
Bunların idaresinde olan partilerin büyük şehirlerinde başarı göremezsiniz. İdeolojinin deli gömleği bir kenara konsa bunlar aslında bir dönemden fazla belediyecilik de yapamazlar” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Boğaz’dan Haliç’e Deniz Suyu Aktarımı” projesinin açılışını gerçekleştirdi. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katıldığı açılışta konuşan Başbakan Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde halici adeta bir bataklık olarak teslim aldıklarını söyledi.
Kasımpaşa’da doğup büyüyen biri olarak Halic’in eski halini çok iyi bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Meşhur haczedilmiş gemiler vardı. Kokudan geçilemeyen bir haliç vardı. Biz o zamanlar sandallarla bazen haliçteki vapurlarımızla karşıdan karşıya geçerdik. Bugünleri görmenin de hayalini hep taşırdık. Mevla böyle bir operasyonu yapma imkanını bize nasip etti. Gün geldi çattı biz bunları konuşmaya başladık” dedi.
Haliç’teki su derinliğinin 1995 yılında 52 cm’ye kadar düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Pek çok kişi Haliç’ten umudunu kesmişti. Bu işi bildiğini söyleyenler, akademisyenler bize hep bunu söylüyorlardı. Bize Haliç’i toprakla doldurmamızı tavsiye ediyorlardı. Eğer halici boşaltılsanız iki yaka bir araya gelir diyorlardı. Biz çalışmalarımızı başlattık. İnanmıştık. ‘Biz halici kurtaracağız, yeniden eski ihtişamlı günlerine döndüreceğiz, altın boynuz haline getireceğiz’ demiştik. Kolları sıvadık. Atalarımızın güzel bir sözü var. ‘İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır’ O azimle, kararlılıkla bu yola girdik, Halicin çamurunu taş ocaklarına götürdük. Olmaz denilen oldu. Bir boru gidiş bir boru geliş o adeta petrol hatları gibi sıvılaştırılmış çamuru oraya taşıyoruz. Çamurunu orada bırakıyoruz suyunu tekrar halice pompalıyoruz. O günkü yüklenici firmayı da kutluyorum çünkü azimle onlar da çalıştılar. Şimdi orada büyük bir eğlence merkezi hazırlanıyor. 23 Nisan 2013’de orayı da açacağız” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan Haliç çevresinin güzelleşmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerinin altını çizerek, “Kasımpaşa’da Hasköy istikametine doğru gelirken orada bir tünel kazılıyor. Artık oradaki trafiği rahatlatacağız. Çift gidiş çift geliş iki tünel. Tersaneler bu noktada artık modern bir projenin uygulandığı yer olacak. Hasbahçe artık çok daha farklı bir işleve girecek. Bunları AK Parti iktidarı İstanbul’a kazandırdı. Bu tünel bittiğinde artık benim vatandaşım buradan aracı ile duble yoldan gidecek. Bu azmin işaretidir. Şimdi kuzey deniz saha komutanlığı restore ediliyor. Çevresi güzelleştiriliyor. Halici çok daha farklı göreceğiz bunun gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
Haliç’te şu an 48 çeşit balık görüldüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sirkülasyon arttıkça süreç çok daha farklı hale gelecek. Bununla birlikte mevcut adacıklar tarih oldu. Bir tane tapulu ada var şuracıkta. İnşallah o adayı da belediye başkanımıza sordum. Orada Leonardo Da Vinci köprüsü projesi var. Şu anda hazırlıkların sürdüğünü söyledi.
Köprü tamamlandığında Haliç’in bir tarafından diğerine yaya olarak geçmek mümkün olacak. Piyerloti’ye çıktık. Piyerloti olmaz dediler. İnanın oradaki tek tek gecekondu sahipleri ile pazarlık yaptık. Kamulaştırma için. Piyerloti ile ilgili pazarlıkları bitirdik. O binaları kaldırarak şu andaki Piyerloti’yi yaptık. İstanbul kirli havaya mahkumdu. O kirli havadan da doğalgaz ile kurtardık İstanbul’u. Gazeteler maske dağıtıyorlardı İstanbul’da. Hava kirliliği kalktı İstanbul tertemiz oldu. Çöp dağları vardı. Çöp dağlarından da İstanbul’umuzu kurtardık. Dünya sayılı temiz şehirlerden bir tanesi haline getirdik. Susuzluk almış başını gidiyordu. Banyolardaki küvetler kullanma suyu için dolduruluyordu. Istıranca dağlarından İstanbul’umuza tünellerle su getirdik. Artık İstanbul’un su sorunu da yok” “RAMİ KIŞLASI TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KÜLTÜR MERKEZİ OLACAK” Erdoğan, Boğaz’dan Haliç’e su pompalama projesinin 44 milyara mal olduğunu ancak 1995 yılından bu yana Haliç’e harcanan paranın 758 milyon dolara ulaştığını kaydetti.
“İstanbul’un bu en güzel bölgesini kurtarmakla şehre kattığımız değerin karşılığını hesaplamanın mümkün olmadığına inanıyorum” diyen Erdoğan, “İstanbul’u bir dünya markasına dönüştürmek için çabalarını süreceğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, Rami Kışlası’nın Türkiye’nin en büyük kültür merkezine dönüştürüleceğini müjdeleyerek, “En önemli hedefimiz bu. Orada en büyük kütüphaneyi de kuracağız. Orada çeşitli sanatçılar yetiştirilecek. Böyle bir imkanı rami kışlasında inşallah gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
“MUHALEFET İDARESİNDEKİ BÜYÜKŞEHİRLERDE BAŞARI GÖREMEZSİNİZ” Konuşmasında mevcut uygulanana belediye sistemine de değinen Erdoğan, şunları söyledi: “İstanbul büyük bir şehir. Maalesef öyle bir muhalefet ile karşı karşıyayız ki Büyükşehir nedir diye sorun inanın anlatamazlar. Çünkü bunların dünyasında büyük şehir tanımı diye bir şey yok. Bir mesele yaşanarak olur. Yaşanmadan olmaz. Onun için de bunların idaresinde olan partilerin büyük şehirlerinde başarı göremezsiniz. İdeolojinin deli gömleği bir kenara konsa bunlar aslında bir dönemden fazla belediyecilik de yapamazlar. Biz diyoruz ki Büyükşehir belediyesi ile mülki sınırları belediyenin tasarruf alanı içine alalım ve bir imar bütünlüğü sağlayalım. Yani merkezde farklı bir imar, kenarda farklı bir imar anlayışı ile şehirleri güzelleştiremeyiz. Efendim il özel idareleri var. Şu anda bu il özel idareleri başbakana bağlı değil mi. Biz niye o zaman Büyükşehir belediyelerine kurmak istiyoruz. Daha önce İstanbul’un kenarındaki köylere doğru dürüst hizmet gidemez iken Büyükşehir sınırlarına girince buralar hizmet görmeye başladı.
Bunu Türkiye’nin geneline yayalım ve 16 şehrin tamamında yapalım. Şimdi 13 il daha 750 bin nüfusun üzerine çıktığı için Büyükşehir olma hakkını kazandı. Dolayısıyla 29 Büyükşehir’de mülki sınırları Büyükşehir yapalım. Muhalefet ‘siz federal bir yapıya geçmek istiyorsunuz diyorlar’ Bizim derdimiz bu ülkeyi daha güzel hale getirmek. İmar planı diyorsun. Bu planları bir belde belediyesi yapabilir mi. Kaç mimar var elinde. Yapamadığı için orada başarıyı bulmak mümkün değil. Oralarda yapılanmalara baktığınız zaman şehrin güzelliğini ortadan kaldırıyor. Fakat Büyükşehir elemanları ve gücüyle farklı imkanlara sahip. Bunun başarılması lazım diyoruz. Çünkü büyük düşünmeye mecburuz. ‘Büyükşehir belediye olduğu andan itibaren yüzlerce kilometre ötedeki köye hizmet nasıl gidecek diyorlar’ Sayın Kılıçdaroğlu, sayın bahçeli siz bu işlerle haşır neşir olmadınız. Damdan düştünüz. Oralarda ilçe belediyesi var. İlçe belediyesine düşen görevler var. Bu yeni yasayla o köyle o belediyenin mahallesi konumuna gelecek. O belediye kendi görevlerini mahallesinde yapacak. Siz kendinize güvenemiyorsanız ‘biz yapamıyoruz’ deyin biz yaparız Bugüne kadar hizmetin gitmediği yerlere biz o hizmeti götürürüz. Bu Büyükşehir anlayışı ile artık İl Genel Meclisi kalmayacak. Büyükşehir Belediye Meclisi Olacak. İl Genel Meclisi’nin bütün işlevlerini üstlenecek. Valiliklere farklı işlevler getiriyoruz” .
Kaynak: İHA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Boğaz’dan Haliç’e Deniz Suyu Aktarımı” projesinin açılışını gerçekleştirdi. Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın katıldığı açılışta konuşan Başbakan Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde halici adeta bir bataklık olarak teslim aldıklarını söyledi.
Kasımpaşa’da doğup büyüyen biri olarak Halic’in eski halini çok iyi bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Meşhur haczedilmiş gemiler vardı. Kokudan geçilemeyen bir haliç vardı. Biz o zamanlar sandallarla bazen haliçteki vapurlarımızla karşıdan karşıya geçerdik. Bugünleri görmenin de hayalini hep taşırdık. Mevla böyle bir operasyonu yapma imkanını bize nasip etti. Gün geldi çattı biz bunları konuşmaya başladık” dedi.
Haliç’teki su derinliğinin 1995 yılında 52 cm’ye kadar düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Pek çok kişi Haliç’ten umudunu kesmişti. Bu işi bildiğini söyleyenler, akademisyenler bize hep bunu söylüyorlardı. Bize Haliç’i toprakla doldurmamızı tavsiye ediyorlardı. Eğer halici boşaltılsanız iki yaka bir araya gelir diyorlardı. Biz çalışmalarımızı başlattık. İnanmıştık. ‘Biz halici kurtaracağız, yeniden eski ihtişamlı günlerine döndüreceğiz, altın boynuz haline getireceğiz’ demiştik. Kolları sıvadık. Atalarımızın güzel bir sözü var. ‘İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır’ O azimle, kararlılıkla bu yola girdik, Halicin çamurunu taş ocaklarına götürdük. Olmaz denilen oldu. Bir boru gidiş bir boru geliş o adeta petrol hatları gibi sıvılaştırılmış çamuru oraya taşıyoruz. Çamurunu orada bırakıyoruz suyunu tekrar halice pompalıyoruz. O günkü yüklenici firmayı da kutluyorum çünkü azimle onlar da çalıştılar. Şimdi orada büyük bir eğlence merkezi hazırlanıyor. 23 Nisan 2013’de orayı da açacağız” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan Haliç çevresinin güzelleşmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerinin altını çizerek, “Kasımpaşa’da Hasköy istikametine doğru gelirken orada bir tünel kazılıyor. Artık oradaki trafiği rahatlatacağız. Çift gidiş çift geliş iki tünel. Tersaneler bu noktada artık modern bir projenin uygulandığı yer olacak. Hasbahçe artık çok daha farklı bir işleve girecek. Bunları AK Parti iktidarı İstanbul’a kazandırdı. Bu tünel bittiğinde artık benim vatandaşım buradan aracı ile duble yoldan gidecek. Bu azmin işaretidir. Şimdi kuzey deniz saha komutanlığı restore ediliyor. Çevresi güzelleştiriliyor. Halici çok daha farklı göreceğiz bunun gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
Haliç’te şu an 48 çeşit balık görüldüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sirkülasyon arttıkça süreç çok daha farklı hale gelecek. Bununla birlikte mevcut adacıklar tarih oldu. Bir tane tapulu ada var şuracıkta. İnşallah o adayı da belediye başkanımıza sordum. Orada Leonardo Da Vinci köprüsü projesi var. Şu anda hazırlıkların sürdüğünü söyledi.
Köprü tamamlandığında Haliç’in bir tarafından diğerine yaya olarak geçmek mümkün olacak. Piyerloti’ye çıktık. Piyerloti olmaz dediler. İnanın oradaki tek tek gecekondu sahipleri ile pazarlık yaptık. Kamulaştırma için. Piyerloti ile ilgili pazarlıkları bitirdik. O binaları kaldırarak şu andaki Piyerloti’yi yaptık. İstanbul kirli havaya mahkumdu. O kirli havadan da doğalgaz ile kurtardık İstanbul’u. Gazeteler maske dağıtıyorlardı İstanbul’da. Hava kirliliği kalktı İstanbul tertemiz oldu. Çöp dağları vardı. Çöp dağlarından da İstanbul’umuzu kurtardık. Dünya sayılı temiz şehirlerden bir tanesi haline getirdik. Susuzluk almış başını gidiyordu. Banyolardaki küvetler kullanma suyu için dolduruluyordu. Istıranca dağlarından İstanbul’umuza tünellerle su getirdik. Artık İstanbul’un su sorunu da yok” “RAMİ KIŞLASI TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KÜLTÜR MERKEZİ OLACAK” Erdoğan, Boğaz’dan Haliç’e su pompalama projesinin 44 milyara mal olduğunu ancak 1995 yılından bu yana Haliç’e harcanan paranın 758 milyon dolara ulaştığını kaydetti.
“İstanbul’un bu en güzel bölgesini kurtarmakla şehre kattığımız değerin karşılığını hesaplamanın mümkün olmadığına inanıyorum” diyen Erdoğan, “İstanbul’u bir dünya markasına dönüştürmek için çabalarını süreceğini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, Rami Kışlası’nın Türkiye’nin en büyük kültür merkezine dönüştürüleceğini müjdeleyerek, “En önemli hedefimiz bu. Orada en büyük kütüphaneyi de kuracağız. Orada çeşitli sanatçılar yetiştirilecek. Böyle bir imkanı rami kışlasında inşallah gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
“MUHALEFET İDARESİNDEKİ BÜYÜKŞEHİRLERDE BAŞARI GÖREMEZSİNİZ” Konuşmasında mevcut uygulanana belediye sistemine de değinen Erdoğan, şunları söyledi: “İstanbul büyük bir şehir. Maalesef öyle bir muhalefet ile karşı karşıyayız ki Büyükşehir nedir diye sorun inanın anlatamazlar. Çünkü bunların dünyasında büyük şehir tanımı diye bir şey yok. Bir mesele yaşanarak olur. Yaşanmadan olmaz. Onun için de bunların idaresinde olan partilerin büyük şehirlerinde başarı göremezsiniz. İdeolojinin deli gömleği bir kenara konsa bunlar aslında bir dönemden fazla belediyecilik de yapamazlar. Biz diyoruz ki Büyükşehir belediyesi ile mülki sınırları belediyenin tasarruf alanı içine alalım ve bir imar bütünlüğü sağlayalım. Yani merkezde farklı bir imar, kenarda farklı bir imar anlayışı ile şehirleri güzelleştiremeyiz. Efendim il özel idareleri var. Şu anda bu il özel idareleri başbakana bağlı değil mi. Biz niye o zaman Büyükşehir belediyelerine kurmak istiyoruz. Daha önce İstanbul’un kenarındaki köylere doğru dürüst hizmet gidemez iken Büyükşehir sınırlarına girince buralar hizmet görmeye başladı.
Bunu Türkiye’nin geneline yayalım ve 16 şehrin tamamında yapalım. Şimdi 13 il daha 750 bin nüfusun üzerine çıktığı için Büyükşehir olma hakkını kazandı. Dolayısıyla 29 Büyükşehir’de mülki sınırları Büyükşehir yapalım. Muhalefet ‘siz federal bir yapıya geçmek istiyorsunuz diyorlar’ Bizim derdimiz bu ülkeyi daha güzel hale getirmek. İmar planı diyorsun. Bu planları bir belde belediyesi yapabilir mi. Kaç mimar var elinde. Yapamadığı için orada başarıyı bulmak mümkün değil. Oralarda yapılanmalara baktığınız zaman şehrin güzelliğini ortadan kaldırıyor. Fakat Büyükşehir elemanları ve gücüyle farklı imkanlara sahip. Bunun başarılması lazım diyoruz. Çünkü büyük düşünmeye mecburuz. ‘Büyükşehir belediye olduğu andan itibaren yüzlerce kilometre ötedeki köye hizmet nasıl gidecek diyorlar’ Sayın Kılıçdaroğlu, sayın bahçeli siz bu işlerle haşır neşir olmadınız. Damdan düştünüz. Oralarda ilçe belediyesi var. İlçe belediyesine düşen görevler var. Bu yeni yasayla o köyle o belediyenin mahallesi konumuna gelecek. O belediye kendi görevlerini mahallesinde yapacak. Siz kendinize güvenemiyorsanız ‘biz yapamıyoruz’ deyin biz yaparız Bugüne kadar hizmetin gitmediği yerlere biz o hizmeti götürürüz. Bu Büyükşehir anlayışı ile artık İl Genel Meclisi kalmayacak. Büyükşehir Belediye Meclisi Olacak. İl Genel Meclisi’nin bütün işlevlerini üstlenecek. Valiliklere farklı işlevler getiriyoruz” .