Başbakan Yardımcısı Atalay Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ''Bugün itibariyle Türkiye'de bulunan, sığınmacı olarak gelmiş Suriye vatandaşı sayısı 102 bin 350'dir. Değişik zamanlarda daha fazla geliş olmuş, ama bunların bir kısmı geri dönmüştür. Bugüne kadar 145 bin 718 kişi sığınmacı olarak gelmiş, bunların 43 bin 368'i geri ülkesine dönmüştür'' dedi.
Atalay, Hatay Havaalanı'nda Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, sığınmacı olarak gelen Suriyeliler ile ilgili bazen gereksiz değerlendirmeler yapıldığını, mevcut bilgileri tam olarak paylaşıp, kamuoyuna duyurulmasını istediğini ifade etti.
Türkiye'nin Suriye ile 910 kilometrelik sınırı bulunduğunu, ve Suriye'nin, Türkiye'nin en uzun sınırı olan komşusu olduğunu belirten Atalay, ''Maalesef Suriye içerisinde sürüp giden bir mücadele var. İç olaylar sebebiyle de ülkeden kaçıp başka ülkelere sığınmak durumunda kalan insanlar var. Devletin güvenlik birimleri vatandaşlarına karşı silahlı saldırılarını sürdürüyor. Çok sayıda vatandaş hayatını kaybetti. İçerde büyük bir devlete, mevcut yönetime muhalif organizasyon var. Onlar da karşı mücadelelerini sürdürüyorlar'' diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye'deki olaylardan en çok etkilenen ülke konumunda olduğunu dile getiren Atalay, şunları söyledi:
''Ürdün'e de, Lübnan'a da sığınmacılar gitmiş durumda. Ama en uzun sınır bizimle ve şuanda en büyük sayı da bizde. Bugün itibariyle Türkiye'de bulunan, sığınmacı olarak gelmiş Suriye vatandaşı sayısı 102 bin 350'dir. Değişik zamanlarda daha fazla geliş olmuş, ama bunların bir kısmı geri dönmüştür. Bugüne kadar 145 bin 718 kişi sığınmacı olarak gelmiş, bunların 43 bin 368'i geri ülkesine dönmüştür. Bizim 14 kampımız var. Bunlardan 5'i, Altınözü'ünde 2, Yayladağı'nda 2 ve Apaydın'da 1 olmak üzere Hatay'dadır. 12 bin 69 kişi Hatay ilimizdeki bu 5 kampta kalmaktadır. Gaziantep'te 3 tane kampımız vardır. Islahiye, Karkamış ve Nizip'te, bunların 3'ü de çadır kenttir. 17 bin 731 kişi Gaziantep'te kalmaktadır. Kilis Öncüpınar, şuandaki faal tek konteyner kentimizdir ve burada 12 bin 813 kişi kalmaktadır. Şanlıurfa'da Ceylanpınar ve Akçekale'de iki çadır kentimiz var, burada da 31 bin 254 kişi kalmaktadır. Kahramanmaraş'ta merkez çadır kentinde 15 bin 99 kişi, Osmaniye Cevdetiye çadır kentinde 8 bin 197 kişi, Adıyaman merkez çadır kentinde de 4 bin 500 kişi kalmaktadır.''
Üç kampın daha hazırlık safhasında olduğunu, bunların üçünün de konteyner kent olacağını bildiren Atalay, ''Van'da 30 bin civarında konteyner değerlendirmiştik. Depremzedeler artık konutlarına taşınıyorlar. Önümüzdeki salı günü konutların tamamı teslim edilmiş olacak. Oradan konteynerlerin bir miktarını bu bölgeye taşıyacağız'' diye konuştu.
Bugüne kadar değişik yıllarda, komşu ülkelerden veya başka ülkelerden Türkiye'ye gelen sığınmacıların ağırlandığını belirten Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bulgaristan'dan soydaşlarımız geldi. Bosna Hersek'ten gelenler oldu. Körfez Savaşı yıllarında Kuzey Irak'tan çok sayıda sığınmacılar geldi. Bütün bunlarda Türkiye kendi imkanlarını sonuna kadar kullanmış, hem uluslararası hukuk çerçevesinde, hem komşuluk ve kardeşlik ilişkileri çerçevesinde insani bakışla elinden geleni yapmıştır. Bugün de, ülkemize gelen Suriyeli vatandaşlar için BM'nin uluslararası hukukunda öngördüğü 'Açık Kapı' politikasını uyguladık. Yani bu politika şu, insani ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla buraya sığınan vatandaşları asla sınırdan geri göndermedik. Özel durumlar, buradaki bazı soruşturmalar sebebiyle çok sınırlı sayıda belki insan iade edilmiştir. Ama genelde hiçbir Suriye vatandaşını biz geri göndermedik ve sınırdan geri çevirmedik. Bu uluslararası hukukun da öngördüğüdür.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği İcra Komitesi sonuçları çerçevesinde ülkemizce Suriye vatandaşlarına geçici koruma statüsü verilmiştir. Bunlara da riayet ediyoruz.''
Türkiye'ye sığınan Suriyeliler için ciddi harcama yapıldığını da dile getiren Başbakan Yardımcısı Atalay, ''Suriye'den gelen vatandaşlar için şuana kadar yaklaşık 380 milyon liralık harcama yaptık. Uluslararası yardım kabul çağrısında da bulunduk. Geçen nisan ayında Dışişleri Bakanlığımız bu çağrıyı yaptı, ama uluslararası camiadan ve kuruluşlardan çok ciddi bir katkı veya yardım aldığımızı söyleyemeyiz. Yani bir miktar çadır, battaniye, mutfak seti gibi yardım yapıldı, ama çok paylaşıcı bir yardım aldığımızı söyleyemeyiz'' dedi.
Muhabir: İsmihan Özgüven-Volkan Kaşık
Yayıncı: Tevfik Işık
Kaynak: AA
Türkiye'nin Suriye ile 910 kilometrelik sınırı bulunduğunu, ve Suriye'nin, Türkiye'nin en uzun sınırı olan komşusu olduğunu belirten Atalay, ''Maalesef Suriye içerisinde sürüp giden bir mücadele var. İç olaylar sebebiyle de ülkeden kaçıp başka ülkelere sığınmak durumunda kalan insanlar var. Devletin güvenlik birimleri vatandaşlarına karşı silahlı saldırılarını sürdürüyor. Çok sayıda vatandaş hayatını kaybetti. İçerde büyük bir devlete, mevcut yönetime muhalif organizasyon var. Onlar da karşı mücadelelerini sürdürüyorlar'' diye konuştu.
Türkiye'nin Suriye'deki olaylardan en çok etkilenen ülke konumunda olduğunu dile getiren Atalay, şunları söyledi:
''Ürdün'e de, Lübnan'a da sığınmacılar gitmiş durumda. Ama en uzun sınır bizimle ve şuanda en büyük sayı da bizde. Bugün itibariyle Türkiye'de bulunan, sığınmacı olarak gelmiş Suriye vatandaşı sayısı 102 bin 350'dir. Değişik zamanlarda daha fazla geliş olmuş, ama bunların bir kısmı geri dönmüştür. Bugüne kadar 145 bin 718 kişi sığınmacı olarak gelmiş, bunların 43 bin 368'i geri ülkesine dönmüştür. Bizim 14 kampımız var. Bunlardan 5'i, Altınözü'ünde 2, Yayladağı'nda 2 ve Apaydın'da 1 olmak üzere Hatay'dadır. 12 bin 69 kişi Hatay ilimizdeki bu 5 kampta kalmaktadır. Gaziantep'te 3 tane kampımız vardır. Islahiye, Karkamış ve Nizip'te, bunların 3'ü de çadır kenttir. 17 bin 731 kişi Gaziantep'te kalmaktadır. Kilis Öncüpınar, şuandaki faal tek konteyner kentimizdir ve burada 12 bin 813 kişi kalmaktadır. Şanlıurfa'da Ceylanpınar ve Akçekale'de iki çadır kentimiz var, burada da 31 bin 254 kişi kalmaktadır. Kahramanmaraş'ta merkez çadır kentinde 15 bin 99 kişi, Osmaniye Cevdetiye çadır kentinde 8 bin 197 kişi, Adıyaman merkez çadır kentinde de 4 bin 500 kişi kalmaktadır.''
Üç kampın daha hazırlık safhasında olduğunu, bunların üçünün de konteyner kent olacağını bildiren Atalay, ''Van'da 30 bin civarında konteyner değerlendirmiştik. Depremzedeler artık konutlarına taşınıyorlar. Önümüzdeki salı günü konutların tamamı teslim edilmiş olacak. Oradan konteynerlerin bir miktarını bu bölgeye taşıyacağız'' diye konuştu.
Bugüne kadar değişik yıllarda, komşu ülkelerden veya başka ülkelerden Türkiye'ye gelen sığınmacıların ağırlandığını belirten Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bulgaristan'dan soydaşlarımız geldi. Bosna Hersek'ten gelenler oldu. Körfez Savaşı yıllarında Kuzey Irak'tan çok sayıda sığınmacılar geldi. Bütün bunlarda Türkiye kendi imkanlarını sonuna kadar kullanmış, hem uluslararası hukuk çerçevesinde, hem komşuluk ve kardeşlik ilişkileri çerçevesinde insani bakışla elinden geleni yapmıştır. Bugün de, ülkemize gelen Suriyeli vatandaşlar için BM'nin uluslararası hukukunda öngördüğü 'Açık Kapı' politikasını uyguladık. Yani bu politika şu, insani ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla buraya sığınan vatandaşları asla sınırdan geri göndermedik. Özel durumlar, buradaki bazı soruşturmalar sebebiyle çok sınırlı sayıda belki insan iade edilmiştir. Ama genelde hiçbir Suriye vatandaşını biz geri göndermedik ve sınırdan geri çevirmedik. Bu uluslararası hukukun da öngördüğüdür.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği İcra Komitesi sonuçları çerçevesinde ülkemizce Suriye vatandaşlarına geçici koruma statüsü verilmiştir. Bunlara da riayet ediyoruz.''
Türkiye'ye sığınan Suriyeliler için ciddi harcama yapıldığını da dile getiren Başbakan Yardımcısı Atalay, ''Suriye'den gelen vatandaşlar için şuana kadar yaklaşık 380 milyon liralık harcama yaptık. Uluslararası yardım kabul çağrısında da bulunduk. Geçen nisan ayında Dışişleri Bakanlığımız bu çağrıyı yaptı, ama uluslararası camiadan ve kuruluşlardan çok ciddi bir katkı veya yardım aldığımızı söyleyemeyiz. Yani bir miktar çadır, battaniye, mutfak seti gibi yardım yapıldı, ama çok paylaşıcı bir yardım aldığımızı söyleyemeyiz'' dedi.
Muhabir: İsmihan Özgüven-Volkan Kaşık
Yayıncı: Tevfik Işık