Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Işık Gökkaya:
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Işık Gökkaya, konut sektöründe 2005-2010 arasında 2,5 milyar dolar yabancı sermaye girişi olduğunu belirterek, ''Hedefimiz, 2013'ten sonra 3-4 milyar dolara çıkması. Orta vadede oturma müsaadesi ve krediyle ilgili birtakım çalışmalar tamamlanır ve biraz daha kendimizi tanıtırsak, 10 milyar dolara çok rahat bir şekilde çıkabilir'' dedi.
Anadolu Ajansı'nın İstanbul'da Finans Editörlüğü bünyesinde başlattığı AA Finans Masası'na konuk olan GYODER Başkanı Işık Gökkaya, ''Halka arz seferberliğinde gayrimenkul şirketlerini biraz uzak durduğu görülüyor, bu yönde teşvik edici adımlarınız oluyor mu, yeni halka arzlar bekleyebilir miyiz-'' sorusu üzerine kesinlikle beklendiğini belirterek, ''SPK Başkanı Vedat Akgiray ile çok yakın temastayız. Geçen yıl SPK ile bir konferans düzenledik. İnşaat firmalarının borsaya uzak durmalarının nedeni sadece denetim değildi. Haklarını yemeyelim. Kat karşılığı hasılat paylaşımı projelerini portföyünüze alamıyordunuz. Onu SPK ile görüştük bu konuda bize yardımcı oldu. Bu çerçevede artık inşaat firmaları, proje geliştiren firmalar hasılat paylaşmaya, kat karşılığı projeleri de portföyüne alabiliyor. 2013'te halka arzlarda GYO açısından en az 2-3 firmanın halka açılacağını düşünüyoruz. Eğer istikrarımız devam eder ve etrafımızdaki siyasi sıkıntılar olmazsa. Bu sayı 2 yılın içinde 30'un üzerine çıkacaktır. GYO dediğiniz zaman yurt dışında da finansman imkanınız doğuyor. Finansal enstrümanlar da yapabiliyorsunuz. Yabancı yatırımcıyla çok rahat aynı dilden konuşabiliyorsunuz. Hem gayrimenkul, hem de borsaya yatırım yapmış oluyorlar'' diye konuştu.
SPK ve İMKB ile birlikte Londra'da bir roadshow düzenleyeceklerini vurgulayan Gökkaya, şöyle konuştu:
''Türkiye'deki gayrimenkul sektörünün potansiyelini anlatacağız. Artık biz yabancının ayağına gidip Türkiye'yi anlatmak istiyoruz. Bu artık kaçınılmaz. Londra bütün fonların merkezi. Oradan başlayacağız, Katar, Singapur ve Malezya'da da bu roadshowlarımızı devam ettireceğiz. Türkiye, alt ve üst yapısını tamamlamamış bir ülke. Son dönemde ağırlıklı olarak Körfez, Asya ve Ortadoğu çok sıcak bakıyor fonlara. Eğer Türkiye'nin notu bir kademe daha artarsa, yatırım yapılabilir ülke statüsüne gelecek. İşte o zaman gayrimenkul sektörüne de çok önemli bir fon akışı olacağına inanıyoruz. Mütekabiliyet yasasının birtakım çıkan, eksik demeyelim de bize göre tamamlanması gereken bir-iki tane maddesi vardı. Oturma izni ve Türkiye'deki bankacılık sektöründen kredi kullandırılması... Bu konuyla ilgili İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı çalışma yapıyor. Bunlar yapılabilirse yazlık ev statüsünde yabancıların gelebileceği bölgelere hem de metropollerde İstanbul ve Bursa'da çok önemli bir yabancı sermaye girişi olur diye düşünüyoruz.''
Gökkaya, ''Mütekabiliyetten beklenti nedir-'' sorusu üzerine, öncelikle bir özeleştiri yapılması gerektiğini ifade ederek, ''Biz projemizi yapalım insanlar gelsin alsın, öyle değil. Biz kendi hedefimizi, profil müşterimizi tespit edip o bölgeye yönelik proje geliştirmemiz lazım. Bodrum'da 35-40 bin konut satışa hazır bekliyor, yabancılara satarız diye. Ama bir araştırma yapılmadı. Biraz kurumsal çalışmalar sonrasında konut yapılması lazım. 2005-2010 arasında 2,5 milyar dolar yabancı sermaye girişi oldu. Hedefimiz, 2013'ten sonra 3-4 milyar dolara çıkması. Orta vadede oturma müsaadesi ve krediyle ilgili birtakım çalışmalar tamamlanır ve biraz daha kendimizi tanıtırsak, 10 milyar dolara çok rahat bir şekilde çıkabilir. 2008'e kadar İspanya'ya 10-15 yıl içerisinde 500 milyar dolar ikinci el pazarından yabancı sermaye girişi oldu. 'İspanya ondan sonra krize girdi' diyeceksiniz. İşte o bize bir örnek oldu. Orada yaşananları biz yaşamak istemiyoruz. Onun için GYODER olarak çalışmalar yapıyoruz'' şeklinde konuştu.
-''Kurumsallaşmış bir yapıyla pazar araştırması yaparak bu işi gerçekleştirmeliyiz''-
Gökkaya, Yatırım Ajansı ve diğer gruplarla çalışarak belli bölgelerde profesyonel pazarlama sistemleri kurmak istediklerini vurgulayarak, ''2-3 tane broker dediğimiz emlak komisyoncusu bu işi götüremeyiz. Markalı konut üreten büyük firmaların kurumsallaşmış bir yapıyla pazar araştırması yaparak bu işi gerçekleştirmemiz lazım. Uluslararası fuarlara katılmamız lazım. Roadshowda Türkiye'deki potansiyeli anlatmak istiyoruz. Sadece ikinci el pazarı değil altyapı projelerine de gelebilecek fonlar var'' dedi.
İstanbul'da 3. köprü, 3. havaalanı ve iki adet yeni şehir gibi çok büyük projeler olduğun dile getiren Gökkaya, ''Bunların planlı ve düzenli olması lazım, koordineli olması lazım, o zaman biz büyüyebiliriz. Bir de sektör içinde birtakım kriterleri getirmemiz lazım. Türkiye'de 40 bin müteahhit var. Almanya'nın nüfusu bizden daha fazla, 5 bin müteahhit var. Bir kriter yok, ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı o konuda da çalışıyor. Bir berber dükkanı açarken bile kalfalık belgesi istiyorlar, ama müteahhitlikte böyle bir şey yok. Biraz paranız varsa hemen müteahhit olabiliyorsunuz. Bir kritere ihtiyaç var'' ifadelerini kullandı.
-''Maketten satışı kaldırırken ona bir alternatif getirmemiz lazım''-
Maketten konut satışına da değinen Gökkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tüketiciyi koruma adına maketten satışı kaldırıyoruz. Türkiye'de zaten sermaye yetersizliği var. Proje maliyetleri çok yüksek. Zaten bankacılık sektörü de gayrimenkul sektörüne çok sıcak değil. Proje geliştiriciler ön satış dediğimiz lansmanla satış yapıyorlar. Projenin ortalama yüzde 25'ini lansmanda satıyorlar ve o nakit akışıyla o projenin nakit akışını sağlamış oluyorlar. Burada sadece proje geliştiricinin finansmanı sağlaması önemli değil. Yatırım yapan kişi de proje karına ortak oluyor. çünkü maketten satarken metrekaresini 2 bin liradan satıyorsunuz. Proje belli bir safhaya geldiği zaman bu 2 bin 250, proje bittiğinde 3 bin lira oluyor. Burada projenin karlılığından da kazanmış oluyor. Ancak maketten satışı kaldırırken ona bir alternatif getirmemiz lazım. Sayın Bakanımız dün yaptığı açıklamada, 'temel üstü ruhsat alındıktan sonra satılabilir' diye bir kriter getireceklerini söyledi.
Bunu biraz daha yumuşatarak yapmak lazım. Lansmanı yaptığımız zaman zaten her şeyimiz hazır. Tüketiciyi koruyacağız ve konutun ayrı bir kanununun olması lazım. Bir-iki kötü örnekten dolayı bütün sektörü sıkıntıya sokacak yapıyı kurmak yanlış olur.''
Işık Gökkaya, SPK'nın denetimi konusunda da sıkıntılar olacağına dikkati çekerek, ''Her firma izahname nasıl hazırlayacak- Biz GYODER olarak tecrübeliyiz ama diğer proje geliştireceklerin böyle bir çalışma yapması pratikte zor gibi görünüyor. Çünkü SPK'nın öyle bir personel altyapısı yok. Onun için konuk sektörüyle ilgili yeni bir kanunun hazırlanıp yürürlüğe girmesi lazım'' dedi.
Muhabir: Semra Orkan
Yayıncı: Affan Kulunyar
Kaynak: AA
SPK ve İMKB ile birlikte Londra'da bir roadshow düzenleyeceklerini vurgulayan Gökkaya, şöyle konuştu:
''Türkiye'deki gayrimenkul sektörünün potansiyelini anlatacağız. Artık biz yabancının ayağına gidip Türkiye'yi anlatmak istiyoruz. Bu artık kaçınılmaz. Londra bütün fonların merkezi. Oradan başlayacağız, Katar, Singapur ve Malezya'da da bu roadshowlarımızı devam ettireceğiz. Türkiye, alt ve üst yapısını tamamlamamış bir ülke. Son dönemde ağırlıklı olarak Körfez, Asya ve Ortadoğu çok sıcak bakıyor fonlara. Eğer Türkiye'nin notu bir kademe daha artarsa, yatırım yapılabilir ülke statüsüne gelecek. İşte o zaman gayrimenkul sektörüne de çok önemli bir fon akışı olacağına inanıyoruz. Mütekabiliyet yasasının birtakım çıkan, eksik demeyelim de bize göre tamamlanması gereken bir-iki tane maddesi vardı. Oturma izni ve Türkiye'deki bankacılık sektöründen kredi kullandırılması... Bu konuyla ilgili İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı çalışma yapıyor. Bunlar yapılabilirse yazlık ev statüsünde yabancıların gelebileceği bölgelere hem de metropollerde İstanbul ve Bursa'da çok önemli bir yabancı sermaye girişi olur diye düşünüyoruz.''
Gökkaya, ''Mütekabiliyetten beklenti nedir-'' sorusu üzerine, öncelikle bir özeleştiri yapılması gerektiğini ifade ederek, ''Biz projemizi yapalım insanlar gelsin alsın, öyle değil. Biz kendi hedefimizi, profil müşterimizi tespit edip o bölgeye yönelik proje geliştirmemiz lazım. Bodrum'da 35-40 bin konut satışa hazır bekliyor, yabancılara satarız diye. Ama bir araştırma yapılmadı. Biraz kurumsal çalışmalar sonrasında konut yapılması lazım. 2005-2010 arasında 2,5 milyar dolar yabancı sermaye girişi oldu. Hedefimiz, 2013'ten sonra 3-4 milyar dolara çıkması. Orta vadede oturma müsaadesi ve krediyle ilgili birtakım çalışmalar tamamlanır ve biraz daha kendimizi tanıtırsak, 10 milyar dolara çok rahat bir şekilde çıkabilir. 2008'e kadar İspanya'ya 10-15 yıl içerisinde 500 milyar dolar ikinci el pazarından yabancı sermaye girişi oldu. 'İspanya ondan sonra krize girdi' diyeceksiniz. İşte o bize bir örnek oldu. Orada yaşananları biz yaşamak istemiyoruz. Onun için GYODER olarak çalışmalar yapıyoruz'' şeklinde konuştu.
-''Kurumsallaşmış bir yapıyla pazar araştırması yaparak bu işi gerçekleştirmeliyiz''-
Gökkaya, Yatırım Ajansı ve diğer gruplarla çalışarak belli bölgelerde profesyonel pazarlama sistemleri kurmak istediklerini vurgulayarak, ''2-3 tane broker dediğimiz emlak komisyoncusu bu işi götüremeyiz. Markalı konut üreten büyük firmaların kurumsallaşmış bir yapıyla pazar araştırması yaparak bu işi gerçekleştirmemiz lazım. Uluslararası fuarlara katılmamız lazım. Roadshowda Türkiye'deki potansiyeli anlatmak istiyoruz. Sadece ikinci el pazarı değil altyapı projelerine de gelebilecek fonlar var'' dedi.
İstanbul'da 3. köprü, 3. havaalanı ve iki adet yeni şehir gibi çok büyük projeler olduğun dile getiren Gökkaya, ''Bunların planlı ve düzenli olması lazım, koordineli olması lazım, o zaman biz büyüyebiliriz. Bir de sektör içinde birtakım kriterleri getirmemiz lazım. Türkiye'de 40 bin müteahhit var. Almanya'nın nüfusu bizden daha fazla, 5 bin müteahhit var. Bir kriter yok, ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı o konuda da çalışıyor. Bir berber dükkanı açarken bile kalfalık belgesi istiyorlar, ama müteahhitlikte böyle bir şey yok. Biraz paranız varsa hemen müteahhit olabiliyorsunuz. Bir kritere ihtiyaç var'' ifadelerini kullandı.
-''Maketten satışı kaldırırken ona bir alternatif getirmemiz lazım''-
Maketten konut satışına da değinen Gökkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tüketiciyi koruma adına maketten satışı kaldırıyoruz. Türkiye'de zaten sermaye yetersizliği var. Proje maliyetleri çok yüksek. Zaten bankacılık sektörü de gayrimenkul sektörüne çok sıcak değil. Proje geliştiriciler ön satış dediğimiz lansmanla satış yapıyorlar. Projenin ortalama yüzde 25'ini lansmanda satıyorlar ve o nakit akışıyla o projenin nakit akışını sağlamış oluyorlar. Burada sadece proje geliştiricinin finansmanı sağlaması önemli değil. Yatırım yapan kişi de proje karına ortak oluyor. çünkü maketten satarken metrekaresini 2 bin liradan satıyorsunuz. Proje belli bir safhaya geldiği zaman bu 2 bin 250, proje bittiğinde 3 bin lira oluyor. Burada projenin karlılığından da kazanmış oluyor. Ancak maketten satışı kaldırırken ona bir alternatif getirmemiz lazım. Sayın Bakanımız dün yaptığı açıklamada, 'temel üstü ruhsat alındıktan sonra satılabilir' diye bir kriter getireceklerini söyledi.
Bunu biraz daha yumuşatarak yapmak lazım. Lansmanı yaptığımız zaman zaten her şeyimiz hazır. Tüketiciyi koruyacağız ve konutun ayrı bir kanununun olması lazım. Bir-iki kötü örnekten dolayı bütün sektörü sıkıntıya sokacak yapıyı kurmak yanlış olur.''
Işık Gökkaya, SPK'nın denetimi konusunda da sıkıntılar olacağına dikkati çekerek, ''Her firma izahname nasıl hazırlayacak- Biz GYODER olarak tecrübeliyiz ama diğer proje geliştireceklerin böyle bir çalışma yapması pratikte zor gibi görünüyor. Çünkü SPK'nın öyle bir personel altyapısı yok. Onun için konuk sektörüyle ilgili yeni bir kanunun hazırlanıp yürürlüğe girmesi lazım'' dedi.
Muhabir: Semra Orkan
Yayıncı: Affan Kulunyar