Malatya'da Aile Planlaması Yöntemleriyle İlgili Araştırma Yapıldı
Malatya il merkezinde yaşayan evli kadınların kullandıkları aile planlaması yöntemleri ve seçme nedenlerinin incelenmesiyle ilgili araştırmada, modern aile planlaması yöntemlerinin daha çok eğitimli ve genç grup kadınlar tarafından uygulandığı belirlendi.
İnönü Üniversitesi’nde görevli Hatice Oltuluoğlu ve Erciyes Üniversitesi’nde görevli Mürüvvet Başer tarafından Malatya il merkezinde yaşayan 15-49 yaş grubu evli kadınların kullandıkları aile planlaması yöntemleri ve seçme nedenlerini belirlemek amacıyla yapılan araştırma, 25 sağlık ocağı bölgesinde yaşayan bin 600 kadın üzerinden gerçekleştirildi.
Araştırma sonucuna göre, yaş ortalaması 34,5 olan kadınların yüzde 62,3’ünün modern, yüzde 37,7’sinin ise geleneksel aile planlaması yöntemi kullandığı belirlendi. Modern aile planlaması yöntemlerini; genç yaş grubu, eğitimli çiftler, memur, gebeliği, doğumu ve çocuk sayısı az olan kadınların kullandıkları saptanırken, çalışmada herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanan kadınların büyük çoğunluğunun modern yöntemleri tercih ettiği, geleneksel yöntemleri kullanan kadınların ise daha çok geri çekme yöntemini kullandığı ortaya çıktı. Kadınların yöntem seçiminde yaş, eğitim ve eşlerin önemli birer belirleyici olduğu belirlendi.
Her yıl yarım milyondan fazla kadının gebelik ve doğuma bağlı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü ve bir kısmının da ciddi ve yaşam boyu süren sağlık sorunları ile karşılaştıklarının aktarıldığı araştırma raporunda, "Ülkemizde Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2008 verilerine göre toplam doğurganlık hızının 2.16, kaba doğum hızının binde 18.6’i olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde evli kadınların yüzde 34.4’ünün son 5 yılda doğumlarını planlamadıkları belirlenmiştir. Bu durum Türkiye’de gebeliklerin önemli bir kısmının istenmeden ve planlanmadan meydana geldiğini göstermektedir" denildi.
Araştırma sonucu hakkında şu bilgiler de aktarıldı: "Türkiye genelinde, evli kadınların yüzde 46’sı modern, yüzde 27'si de geleneksel bir yöntem olmak üzere toplam yüzde 73'ü gebeliği önleyici bir yöntem kullanmaktadır. En fazla kullanılan modern yöntemler arasında yüzde 17 ile rahim içi araç (RIA), geleneksel yöntemler arasında yüzde 26 ile geri çekme yöntemi olduğu saptanmıştır. Bu da Türkiye’de hala kadınların yarısının doğum kontrol yöntemi kullanmadığını veya gebe kalma riskli yüksek olan yöntemleri tercih ettiğini göstermektedir. Ülkemizde genel sağlık göstergelerimizin istenen düzeyde olabilmesi için hemşirelere/ebelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Hemşire, ebeler toplumun değer yargılarını ve inançlarını göz önünde bulundurarak bu sorumluluklarını eğitici ve danışmanlık rolleri ile gerçekleştirebilirler. Böylece aşırı doğurganlık ve riskli gebelikler önlenerek, anne ve bebek sağlığına olumlu yönde katkı sağlanabilir."
"EĞİTİM DÜZEYİ MODERN AİLE PLANLAMASINI ARTTIRIYOR"
Eğitim düzeyinin artması ile birlikte modern aile planlaması yönetmelerini kullananlarda artış olduğunun belirtildiği araştırmada, "Bu çalışmada 18-25 yaş grubunda, yüksek okul mezunu ve memur olan kadınlarla, eşi yüksek okul mezunu ve memur olan kadınların modern aile planlaması yöntemlerini daha fazla kullandığı belirlendi. Ekonomik durum ile aile yapısının yöntem seçiminde bir etkisinin olmadığı saptandı. Gerek kadınların gerekse eşlerinin eğitim düzeyi yükseldikçe, modern aile planlaması yöntem kullanımının arttığı belirlenmiştir. Eğitim düzeyinin yükselmesi ile birlikte genel kullanım oranının artmasının yanı sıra, eğitim düzeyinin kadınları daha çok modern yöntem kullanmaya yönelttiği de görülmektedir. 30 yıl ve daha uzun süre evli olan kadınların yarısından fazlasının (yüzde 61.9), istemeden gebelik deneyimi olanların yüzde 39.2’sinin geleneksel aile planlaması yöntemi kullandığı görüldü.
Kadınların modern yöntem seçiminde istemsiz gebeliklerin etkisinin olmadığı saptandı. Yapılan çalışmalarda daha az gebeliği, doğumu ve çocuğu olan, son iki gebelik arası 2 yıl ve daha üstü olan kadınlar modern aile planlaması yöntemlerini kullanırken, daha fazla gebeliği, doğumu ve çocuğu olanların geleneksel aile planlaması yöntemlerini kullandıkları belirlenmiştir. Bu çalışma da modern aile planlaması yöntemlerinin geleneksel yöntemlere göre daha fazla kullanılması kadınların daha az ve istendik sayıda, istendik zamanda çocuk sahibi olduklarını göstermektedir" şeklinde bilgi verildi .
Kaynak: İHA
Araştırma sonucuna göre, yaş ortalaması 34,5 olan kadınların yüzde 62,3’ünün modern, yüzde 37,7’sinin ise geleneksel aile planlaması yöntemi kullandığı belirlendi. Modern aile planlaması yöntemlerini; genç yaş grubu, eğitimli çiftler, memur, gebeliği, doğumu ve çocuk sayısı az olan kadınların kullandıkları saptanırken, çalışmada herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanan kadınların büyük çoğunluğunun modern yöntemleri tercih ettiği, geleneksel yöntemleri kullanan kadınların ise daha çok geri çekme yöntemini kullandığı ortaya çıktı. Kadınların yöntem seçiminde yaş, eğitim ve eşlerin önemli birer belirleyici olduğu belirlendi.
Her yıl yarım milyondan fazla kadının gebelik ve doğuma bağlı komplikasyonlar nedeniyle öldüğü ve bir kısmının da ciddi ve yaşam boyu süren sağlık sorunları ile karşılaştıklarının aktarıldığı araştırma raporunda, "Ülkemizde Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) 2008 verilerine göre toplam doğurganlık hızının 2.16, kaba doğum hızının binde 18.6’i olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde evli kadınların yüzde 34.4’ünün son 5 yılda doğumlarını planlamadıkları belirlenmiştir. Bu durum Türkiye’de gebeliklerin önemli bir kısmının istenmeden ve planlanmadan meydana geldiğini göstermektedir" denildi.
Araştırma sonucu hakkında şu bilgiler de aktarıldı: "Türkiye genelinde, evli kadınların yüzde 46’sı modern, yüzde 27'si de geleneksel bir yöntem olmak üzere toplam yüzde 73'ü gebeliği önleyici bir yöntem kullanmaktadır. En fazla kullanılan modern yöntemler arasında yüzde 17 ile rahim içi araç (RIA), geleneksel yöntemler arasında yüzde 26 ile geri çekme yöntemi olduğu saptanmıştır. Bu da Türkiye’de hala kadınların yarısının doğum kontrol yöntemi kullanmadığını veya gebe kalma riskli yüksek olan yöntemleri tercih ettiğini göstermektedir. Ülkemizde genel sağlık göstergelerimizin istenen düzeyde olabilmesi için hemşirelere/ebelere büyük sorumluluklar düşmektedir. Hemşire, ebeler toplumun değer yargılarını ve inançlarını göz önünde bulundurarak bu sorumluluklarını eğitici ve danışmanlık rolleri ile gerçekleştirebilirler. Böylece aşırı doğurganlık ve riskli gebelikler önlenerek, anne ve bebek sağlığına olumlu yönde katkı sağlanabilir."
"EĞİTİM DÜZEYİ MODERN AİLE PLANLAMASINI ARTTIRIYOR"
Eğitim düzeyinin artması ile birlikte modern aile planlaması yönetmelerini kullananlarda artış olduğunun belirtildiği araştırmada, "Bu çalışmada 18-25 yaş grubunda, yüksek okul mezunu ve memur olan kadınlarla, eşi yüksek okul mezunu ve memur olan kadınların modern aile planlaması yöntemlerini daha fazla kullandığı belirlendi. Ekonomik durum ile aile yapısının yöntem seçiminde bir etkisinin olmadığı saptandı. Gerek kadınların gerekse eşlerinin eğitim düzeyi yükseldikçe, modern aile planlaması yöntem kullanımının arttığı belirlenmiştir. Eğitim düzeyinin yükselmesi ile birlikte genel kullanım oranının artmasının yanı sıra, eğitim düzeyinin kadınları daha çok modern yöntem kullanmaya yönelttiği de görülmektedir. 30 yıl ve daha uzun süre evli olan kadınların yarısından fazlasının (yüzde 61.9), istemeden gebelik deneyimi olanların yüzde 39.2’sinin geleneksel aile planlaması yöntemi kullandığı görüldü.
Kadınların modern yöntem seçiminde istemsiz gebeliklerin etkisinin olmadığı saptandı. Yapılan çalışmalarda daha az gebeliği, doğumu ve çocuğu olan, son iki gebelik arası 2 yıl ve daha üstü olan kadınlar modern aile planlaması yöntemlerini kullanırken, daha fazla gebeliği, doğumu ve çocuğu olanların geleneksel aile planlaması yöntemlerini kullandıkları belirlenmiştir. Bu çalışma da modern aile planlaması yöntemlerinin geleneksel yöntemlere göre daha fazla kullanılması kadınların daha az ve istendik sayıda, istendik zamanda çocuk sahibi olduklarını göstermektedir" şeklinde bilgi verildi .