Bağış: “ab, Aldığı Barış Ödülü Sayesinde 21. Yüzyılla Hesaplaşabilme Cesaretini Bulmalı”
Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Küresel Forumu kapsamında düzenlenen '20. Yüzyılla Hesaplaşmak ve Adil Bir Gelecek' konulu panele katıldı.
Panelde konuşan Bağış, “Umarım Avrupa Birliği aldığı barış ödül sayesinde 21. yüzyılla hesaplaşabilme cesaretini bulur” dedi.
20. Yüzyılla Hesaplaşmak ve Adil Bir Gelecek konulu panelde konuşan AB Bakanı Egemen Bağış, “Bütün dünyada yankı bulan çok ciddi mesajlar verdi. Hem adalet duygusunun dünyada tartışılmasına vesile oldu hem de dünyanın önde gelen uluslar arası kuruluşların kendilerini yeniden hesaba çekebilmek, iç mekanizmalarını gözden geçirebilmeleri sağlayacak bir tartışma sürecini İstanbul’da fitillemiş oldu. İstanbul böyle bir toplantının yapılması için doğru bir yer. On yılı aşkın bir süredir İstanbul milletvekili olmanın gururunu taşıyarak özellikle bunu vurgulamak istiyorum. İstanbul’un coğrafi güzelliği kadar, İstanbul farklı kültürel zenginlikleriyle birlikte aslında dünyanın en adil şehirlerinden biri olmuştur. Bu şehirde dünyanın farklı şehirlerinde farklı baskılar yaşanırken camiler, kiliseler, havralar insanlığa huzur vermişlerdir. Bu şehirde devirler açılmış, devirler kapanmıştır. Bu şehirde bütün bu gelişmeler yaşanırken insanların gerçekten dilediğince yaşayabilmesi için hoşgörünün çok güzel örnekleri yaşanmıştır. O yüzden İstanbul’u ben çok adil bir şehir olarak görüyorum. Sonuçta iki kıta üzerine adil bir şekilde yerleştirilmiş bir şehirden bahsediyorum. İçinden nehir geçen birçok şehir vardır ancak içinden deniz geçen tek şehir olması buraya farklı bir özellik katmıştır. İstanbul’da adalet duygusunu tartışmaya açmayı ben çok anlamlı buluyorum. Bunu yaptığımız dönemde farklı gelişmelerde yaşanıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasındaki engellerden biri olan Fransa’ya seslenen Bağış, “Türkiye’ye neden arıza çıkarıyorsunuz. Hangi savaşımız İngilizlerle olan savaşlarınız kadar uzun sürmüştür ya da kanlı olmuştur diyorum. Hak veriyorlar. İngilizlerle Fransızların, Almanlarla İtalyanların, Hollandalılarla Belçikalıların huzur içinde birlikte yaşamalarına fırsat yaratmış önemli bir barış projesi ama bütün bu başarısına rağmen AB kıtasal bir projedir. İşte Türkiye’nin üyeliğini o adalet duygusunu küreselleştirecek AB’yi de küresel bir barış projesi haline getirecek bir süreç. Çünkü Türkiye Batı’nın en doğusu, doğunun en batılı ülkesi. İstanbul Asya’nın en batılı, Batı’nın en Asyalı şehri konumunda” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu’daki etkinliğine dikkat çeken Bağış, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Mısır’a gittiğinde neden sabahın ikisinde 20 bin kişi tarafından karşılanıyor. Libya’da bir Cuma namazı sonrası kendi düşüncelerini paylaşmak istediğinde neden 30 bin kişi T.C Başbakanını dinlemek istiyor. Çünkü Türkiye onların uğruna hayatlarını riske attıkları demokratik standartlarını, serbest pazar ekonomilerini, insan haklarını, ifade özgürlüğünü, kendi değerlerinden taviz vermeden benimsemiş , özümsemiş bir ülke olduğu için. Hep söylüyorum Libya’da bir Cuma namazını eda edebilecek birçok Müslüman lider var. Aynı şekilde Libya’ya, Tunus’a, Mısır’a demokrasi ve laikliğin önemini anlatabilecek birçok Batılı lider de vardır. Ama ikisini birden yapabilecek küresel bir lider yok. İşte T.C Başbakanı hem oraya gidip Libya’daki kardeşiyle namazını eda edip, namaz çıkışında meydanda toplanan 30 bin kişiye de Laiklikten korkmayın , Anayasanızda Laikliğe muhakkak yer tanıyın çünkü laik olmak demek dinsiz olmak demek değildir. Tam aksine dileyenin dilediği inanca dilediği kadar inanabilmesinin güvencesidir dediğinde orada çok güçlü bir mesaj veriyor. İşte adalet duygusunu tartışırken aslında ülkelerin potansiyellerine adil yaklaşılması gerektiğini belki hatırlamamız gerekir” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin yardımına ihtiyacı olduğunu ifade eden Bağış, “Bugün AB bir taraftan çok önemli bir barış projesi. Bu son aldığı ödüllü bunu teyit etti. Ama o adalet duygusunu küreselleştirebilmek farklı coğrafyalara taşıyabilmek için Türkiye’nin katkısına ihtiyacı var. Avrupa’nın bu ödül sayesinde beklide kuruluş felsefesine kendi prensiplerine değerlerine dönmesi için çok önemli bir vesile olur umudunu taşımamızın ne kadar yerinde olduğunu görürüz. Ümit ediyoruz ki AB kuruluşu ne kadar iddialı olduysa ne kadar cesur ve başarılı bir adım olarak tarihe geçtiyse, ki bunun arkasında 20. Yüzyılla hesaplaşabilmesi vardır. Umarım bu ödül sayesinde 21. yüzyılla hesaplaşabilme cesaretini bulur” dedi.
Son olarak adalet duygusuna vurgu yapan Bağış, “İnsanlığın bu adalet duygusunu sadece kendisi için değil kendi adaleti gölgelendiği zaman değil başkalarının adaleti de gölgelendiğinde önemsemesi gerektiğini bu vesileyle hep birlikte İstanbul’dan haykırmamız gerek” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
20. Yüzyılla Hesaplaşmak ve Adil Bir Gelecek konulu panelde konuşan AB Bakanı Egemen Bağış, “Bütün dünyada yankı bulan çok ciddi mesajlar verdi. Hem adalet duygusunun dünyada tartışılmasına vesile oldu hem de dünyanın önde gelen uluslar arası kuruluşların kendilerini yeniden hesaba çekebilmek, iç mekanizmalarını gözden geçirebilmeleri sağlayacak bir tartışma sürecini İstanbul’da fitillemiş oldu. İstanbul böyle bir toplantının yapılması için doğru bir yer. On yılı aşkın bir süredir İstanbul milletvekili olmanın gururunu taşıyarak özellikle bunu vurgulamak istiyorum. İstanbul’un coğrafi güzelliği kadar, İstanbul farklı kültürel zenginlikleriyle birlikte aslında dünyanın en adil şehirlerinden biri olmuştur. Bu şehirde dünyanın farklı şehirlerinde farklı baskılar yaşanırken camiler, kiliseler, havralar insanlığa huzur vermişlerdir. Bu şehirde devirler açılmış, devirler kapanmıştır. Bu şehirde bütün bu gelişmeler yaşanırken insanların gerçekten dilediğince yaşayabilmesi için hoşgörünün çok güzel örnekleri yaşanmıştır. O yüzden İstanbul’u ben çok adil bir şehir olarak görüyorum. Sonuçta iki kıta üzerine adil bir şekilde yerleştirilmiş bir şehirden bahsediyorum. İçinden nehir geçen birçok şehir vardır ancak içinden deniz geçen tek şehir olması buraya farklı bir özellik katmıştır. İstanbul’da adalet duygusunu tartışmaya açmayı ben çok anlamlı buluyorum. Bunu yaptığımız dönemde farklı gelişmelerde yaşanıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasındaki engellerden biri olan Fransa’ya seslenen Bağış, “Türkiye’ye neden arıza çıkarıyorsunuz. Hangi savaşımız İngilizlerle olan savaşlarınız kadar uzun sürmüştür ya da kanlı olmuştur diyorum. Hak veriyorlar. İngilizlerle Fransızların, Almanlarla İtalyanların, Hollandalılarla Belçikalıların huzur içinde birlikte yaşamalarına fırsat yaratmış önemli bir barış projesi ama bütün bu başarısına rağmen AB kıtasal bir projedir. İşte Türkiye’nin üyeliğini o adalet duygusunu küreselleştirecek AB’yi de küresel bir barış projesi haline getirecek bir süreç. Çünkü Türkiye Batı’nın en doğusu, doğunun en batılı ülkesi. İstanbul Asya’nın en batılı, Batı’nın en Asyalı şehri konumunda” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu’daki etkinliğine dikkat çeken Bağış, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Mısır’a gittiğinde neden sabahın ikisinde 20 bin kişi tarafından karşılanıyor. Libya’da bir Cuma namazı sonrası kendi düşüncelerini paylaşmak istediğinde neden 30 bin kişi T.C Başbakanını dinlemek istiyor. Çünkü Türkiye onların uğruna hayatlarını riske attıkları demokratik standartlarını, serbest pazar ekonomilerini, insan haklarını, ifade özgürlüğünü, kendi değerlerinden taviz vermeden benimsemiş , özümsemiş bir ülke olduğu için. Hep söylüyorum Libya’da bir Cuma namazını eda edebilecek birçok Müslüman lider var. Aynı şekilde Libya’ya, Tunus’a, Mısır’a demokrasi ve laikliğin önemini anlatabilecek birçok Batılı lider de vardır. Ama ikisini birden yapabilecek küresel bir lider yok. İşte T.C Başbakanı hem oraya gidip Libya’daki kardeşiyle namazını eda edip, namaz çıkışında meydanda toplanan 30 bin kişiye de Laiklikten korkmayın , Anayasanızda Laikliğe muhakkak yer tanıyın çünkü laik olmak demek dinsiz olmak demek değildir. Tam aksine dileyenin dilediği inanca dilediği kadar inanabilmesinin güvencesidir dediğinde orada çok güçlü bir mesaj veriyor. İşte adalet duygusunu tartışırken aslında ülkelerin potansiyellerine adil yaklaşılması gerektiğini belki hatırlamamız gerekir” şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin yardımına ihtiyacı olduğunu ifade eden Bağış, “Bugün AB bir taraftan çok önemli bir barış projesi. Bu son aldığı ödüllü bunu teyit etti. Ama o adalet duygusunu küreselleştirebilmek farklı coğrafyalara taşıyabilmek için Türkiye’nin katkısına ihtiyacı var. Avrupa’nın bu ödül sayesinde beklide kuruluş felsefesine kendi prensiplerine değerlerine dönmesi için çok önemli bir vesile olur umudunu taşımamızın ne kadar yerinde olduğunu görürüz. Ümit ediyoruz ki AB kuruluşu ne kadar iddialı olduysa ne kadar cesur ve başarılı bir adım olarak tarihe geçtiyse, ki bunun arkasında 20. Yüzyılla hesaplaşabilmesi vardır. Umarım bu ödül sayesinde 21. yüzyılla hesaplaşabilme cesaretini bulur” dedi.
Son olarak adalet duygusuna vurgu yapan Bağış, “İnsanlığın bu adalet duygusunu sadece kendisi için değil kendi adaleti gölgelendiği zaman değil başkalarının adaleti de gölgelendiğinde önemsemesi gerektiğini bu vesileyle hep birlikte İstanbul’dan haykırmamız gerek” şeklinde konuştu.