Türkiye’nin İlk 4 Sedyeli Ambulans Uçağı Görücüye Çıktı

Sağlık Bakanlığı, ambulans uçak filosuna 4 sedyeli uçak ambulansını da dahil etti.

Türkiye’nin ilk 4 sedyeli ambulans uçağı konforuyla dikkat çekti. Ambulans uçağın tanıtımını yapan Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Ali Coşkun, Türk ambulanslarının jandarma ve güvenlik güçlerinin talepleri üzerine Suriye sınırından yaralı getirdiklerini belirterek, bir üst merkezde tedavisine devam edilecek hastaların getirildiğini, bunun da insani bir yardım olduğunu söyledi.

Türkiye’nin ilk 4 sedyeli ambulans uçağını Ankara Esenboğa Havalimanı’nda tanıtan Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Ali Coşkun, Türkiye’nin 2001 yılı itibariyle komuta kontrol merkezlerine acil vaka talebinde bulunan 82 milyon 600 bin üzerinde çağrı geldiğini ve bu çağrıların yaklaşık yüzde 10’unu olan 8 milyon 260 bininin acil hizmetlere yönelik olduğunu kaydetti.

2011 yılı için 2 milyon 680 bininin karşılandığını belirten Coşkun, her sene önemli gelişme kaydettiklerini ve gelecek yıl 3 milyon 300 binin üzerinde vakayı taşımayı beklediklerini ifade etti.

Ambulans filosunu çok hızlı bir şekilde artırdıkları ve bunlara sürekli yenilerini eklediklerinin altını çizen Coşkun, bin 800 üzerinde istasyonda 2 bin 800 ambulansla bu hizmeti sunduklarını belirtti.

“OBEZLERE YENİ AMBULANSLAR GELİYOR”
Yeni araç filosuna 224 kar paletli ambulans, 20 tane karı küreyerek açan ambulans, 52 adet motosiklet ambulans ve 35 adette aynı anda birden fazla yaralıyı taşıyabilen ambulansı eklediklerini ifade eden Coşkun, “Bu sene için bu alımları arttırdık ve 454 civarında bir sağlık aracı da guruba dahil edilecek. Bunlar yaklaşık 300 civarında ambulans, 75 paletli, 20 adet çok yaralı taşıyabilen ambulansla birlikte çok daha güncel olan, günümüzde çok sık yaşadığımız ve yurt dışında da ülkemize getirdiğimiz, sağlık turizmi anlamında da giderek önem kazanan, yoğun bakımdan hariç obez ambulans tanımında giderek yaygınlaştırıyoruz. Ülkemizde Sayın Bakanımızın da (Sağlık Bakanı Recep Akdağ) sık sık bahsettiği gibi ayaktan gıda tüketimiyle hızla kilo alan obeziteye giden hareketsiz bir toplum olmaya başladık. Aslında bunun tedbiri bunu önlemek. Bakanlığımızın ilgili birimleri bununla ilgili çalışıyor. Bizim de vazifemiz bütün bunlara rağmen obez olanları taşıyacak ambulans ve donanım kapasitesi oluşturmak. Bu amaçla da yeni obez ambulansları oluşturmaya çalışıyoruz. Yut dışından ülkemize obez vakası getireceğimiz zaman bu obez vakaları bir yerden bir yere taşıyacak o yükü ve ağırlı yaklaşık 400-300 kilo civarında bu insanlar, onu kaldıracak sedye yapısı bile henüz mümkün olmuyor. Bu yüzden ülke olarak keşke olmasa dediğimiz obez vatandaşlarımız ve obezliği önleme adına acil sağlık hizmetlerinde tedbir alıyoruz. Bütün acil sağlık ambulanslarını da giderek yaygın bir şekilde ülke hizmetine sokacağız” diye konuştu.

“HELİKOPTER AMBULANSLARLA 13 BİN 114 VAKA TAŞINDI”
Hava ambulanslar hakkında da bilgi veren Coşkun, hava ambulans sistemine ilk olarak helikopterlerle başladıklarını kaydetti.

28 Ekim 2008’de başlanan helikopter ambulans uygulamasında 13 bin 114 vaka taşındığını belirten Coşkun, konuşmasına şöyle devam etti: “Helikopterler 84 vakada organ nakli için görev almıştır. Bu vakada birinci sırada kalp ve damar sistemini ilgilendiren hastalıklar, ikinci sırada travma ve üçüncü sırada yüzde 11’le yeni doğan yer almıştır. Uçaklara baktığımızda bu oran bir miktar değişmektedir. Birinci ve ikinci sıra değişmemekle birlikte yine birinci sırada yüzde 42’yle uçaklarda kalp ve damar sistemi hastalıkları, ikinci sırada travmalar ve üçüncü sırada yüzde 11’le yanık almaktadır. Yani uçaklarımız açıkçası yanık vaka taşımada biraz daha ön plana çıkmış durumda. Uçak ambulanslarımız ilk kez 16 Nisan 2010’da göreve başlamıştır. İlk göreve başlamada bir adet pervaneli, ikincisi ise jet motoru ile çalışan olmuştur. Toplam iki uçakla göreve başlanmıştır. Bu süreç içerisinde 4 yaralı taşıyan ambulans uçağımız hizmete girdi. 27 Ağustos 2012’de göreve başlamıştır. Bu ambulansımız 122 vaka, 9 organ nakli gerçekleştirdik bu kısa süre içerisinde. Patlama sonucunda sol bacağından yaralanmış olan bir güvenlik görevlimiz tedavisine devam edilmek üzere Ankara’ya getirildi. Bununla birlikte 123 seferimizi bu vaka ile tamamlamış olduk.”

“YURT DIŞINDAN 146 VAKA AMBULANS UÇAKLA TÜRKİYE’YE GETİRİLDİ”
Türkiye’nin dünyanın birçok ülkesinde çalışan vatandaşı olan bir ülke olduğunu ve geçmişte buradaki hastalanan vatandaşlarını almakta zorlandığını belirten Coşkun, “Türkiye geçmiş yıllarda birçok ülkede çalışan insanı olan bir ülkedir. Girişimci insanımız hakikaten Afrika kıtasından tutun Amerika kıtasına kadar gitmiştir. Burada yaşayan hastalarımızı almakta çok zorlanıyorduk. Şuan biz ülke vatandaşımız dünyanın neresinde olursa olsun gidiyoruz ve alıp tedavisini ülkemizde yaptırıyoruz. Hatta gelişmiş ülkelerde dahi olsa bu onuru ve gururu o vatandaşımız ile birlikte yaşıyoruz. Yurt dışından bu anlamda 146 adet vaka getirdik bugüne kadar. Birinci sırada Suudi Arabistan, Kıbrıs, Irak, Azerbaycan ve diğerleri diye gidiyor. Bunun dışında Amerika kıtası da dahil olmak üzere Afrika kıtasından bile hasta getirdik. En azından şu güvenceyi veriyoruz. Yurt dışındaki ülkelere de insani yardımda bulunan bir ülkeyiz. Sağlıkçılarımızı gönderiyoruz. Ticaret yapan personelimiz ve vatandaşlarımız gidiyor. Oralara gitseniz dahi orada başınıza bir iş gelse bile bu ülke size oradan alır getirir. Oranın tıbbi tedavisi yetersizse, tedavinizin devamı ülkenizde gerekiyorsa bu devlet buna hazırdır diyoruz” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN İLK 4 SEDYELİ UÇAĞINDA 4 PERSONEL GÖREV YAPIYOR
Yeni hizmete giren 4 sedyeli ambulans uçağın 6 bin 600 metre bir menzile sahip olduğunu kaydeden Coşkun, uçaklarda menzil ne kadar uzarsa maliyetlerin o kadar çok arttığını, ancak güçlü ülke olmanın bununla mümkün olduğunu ifade etti.

Yeni uçağın uzun mesafelerde yakıt almadan vakayı alıp gelebilme özelliğine sahip olduğunu belirten Coşkun, uçağın 6 bin 600 metre içerisinde tek seferde 4 yaralıyı aynı anda yoğun bakım hizmeti alacak şekilde getirebileceğini söyledi.

Uçakta bulunan her bir yatağın üzerinde hastanın gerektiğinde suni solunum yapabilecek ventilatör, gerektiğinde bu hastaya ilaç vermesini sağlayacak enjektörler ve monitörler bulunduğunun altını çizen Coşkun, bu tip uçakların transfer ve transfer sırasında tedavi sağlamak amaçlı dizayn edildiğini belirtti.

Bu uçaklarda ameliyat yapma donanımının olmadığını kaydeden Coşkun, bu uçakların 4 sedyenin yanında 6 koltuğun da bulunduğunu ve bu uçaklara hastalara müdahale edilebilmek üzere 4 sağlık görevlisi çalıştığını ifade etti

“YIL SONUNDA İKİ AMBULANS UÇAK DAHA GÖREVE BAŞLAYACAK”
16 Nisan 2010’da başlayan hava ambulans uygulamasında 2 uçakla başladıklarını ve sonradan bir uçağın daha göreve başladığını belirten Coşkun, üç uçaktan bir uçağın hizmet süresinin dolduğunu kaydetti.

Şuan iki uçakla hizmet sunduklarının söyleyen Coşkun, konuşmasına şöyle devam etti: “Uçaklar çok yoğun bir görev alıyor. Uçaklar Türkiye’nin çok önemli açığını ve ihtiyacını kapattı. Coğrafyamız geniş ve ülke insanımız birçok yerde yurt dışında kalıyor. Bu yüzden sık sık onarıma ve bakıma kontrole girmesi gerekiyor. Elimizde kalan iki tane dedik. Genellikle bir tanesi bakım veya onarımda oluyor. Kasım ayı itibariyle iki uçağın daha göreve başlamasını bekliyoruz ve sözleşmesini imzaladık. İlerleyen dönemde iki uçağımız daha göreve başlayacak. Toplam 5 uçağımız elimizde olacak. Ortalama olarak 5 ambulans uçak, yaklaşık olarak yüzde 40 bakım ve onarım ile geçeceği için havada her an 3 uçağımız olacak. Diğer uçaklar tadilat ve onarımda olacak.” Suriye’den doğrudan vaka almadıklarını ve daha önce de basında bazı konuların yer aldığını belirten Coşkun, Türkiye’nin ambulanslarının, jandarma ve güvenlik güçlerinin sınırı geçerek yaralıları aldığını söyledi.

Yaralılardan orada tedavileri yapılan, daha sonrasında bir üst merkezde tedavi ihtiyacı gören vakaları insani olarak alıp getirdiklerini ve ama bunların rutin bir hizmette kullanmadıklarının altını çizen Coşkun, “Onların içerisinden binde bir ve yüzde bir vaka olursa, adam bacağından yaralanmış, bacağı kesilecek seviyeye geliyor. Bulunduğu yerde de bu tedavisi yapılamıyor ve bir üst merkezde damar cerrahisi gerekecek. Bunları da taşıyoruz. Herhalde bundan insani bir yardım olamaz. İhtiyaç sahibi bir yardım etmedir. Sınır ötesine ait bir şeydir” diye konuştu.

Kaynak: İHA