Bakan Dinçer Açıklaması
Meltem Uzun - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yılda bir kez yapılan sınavın toplumda büyük bir baskı oluşturduğunu belirterek, ''Bu kadar gergin stres dolu bir imtihandan kurtulmamız lazım. YGS'yi yılda birden çok kez yaparak çocuklarımıza hayatın bir tek imtihana bağlı olmadığını anlatacağız. TOEFL'da olduğu gibi çocuk kendini hazır hissettiğinde yılda birden çok kez yapılan sınavlar için randevu alarak giriş yapacak ve hangisinde daha başarılıysa onu kullanabilecek. Yaptığımız şey bu. Bu bir sistem değişikliği değil'' diye konuştu.
Bakan Dinçer, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk moderatörlüğündeki AA Editör Masası'na konuk olarak, eğitime ilişkin soruları cevapladı. Soru ve cevaplar şöyle:
Soru: Yükseköğretime giriş sistemine ilişkin YÖK ile bir araya geldiniz mi- Tartışılmaya başlanan taslak metinle ilgili değerlendirmeniz nedir-
Cevap: Sadece YÖK ile değil, ÖSYM ve TÜBİTAK ile bir araya geldik. Artık ben düzenli olarak bu kurumlarla ve alınan kararları bizi etkileyebilecek her türlü kurumla toplantılar yapıyorum. Kavramsal olarak şunu ayırt etmekte fayda var; biz üniversiteye giriş sistemini henüz değiştirmiyoruz. Bu sistemi koruyoruz ancak sınavı birden çok tekrarlayacağız. Buna ne gerek var- Bu, uzun vadede sistemin değişmesinin de alt yapısını oluşturacak.
Şu anda sınavı yılda bir kere yapıyoruz. Tüm toplum, yani 1 milyon 800 bin öğrenci ve ailesi buna odaklanıyor. Bu sınav bir kez yapıldığı ve çocukların sınavdan sonraki hayatını belirgin bir şekilde etkilediği için toplumda büyük bir gerilim oluşturuyor. Daha da önemlisi herkes o sınava kendini hazırlanacağı için bu kez sınav kendisinden önceki süreci de olumsuz etkiliyor. Sınav o kadar çok baskın durumdaki şu anda hem kendisinden önceki, hem kendisinden sonraki süreci etkiliyor. Bu kadar gergin ve stres dolu bir imtihandan kurtulmamız lazım. Önce çocuklarımızı ve toplumu rahatlatalım istedik.
Şimdi yapacağımız şey bu. Yani YGS'yi yılda birden çok kez yaparak çocuklarımıza hayatın bir tek imtihana bağlı olmadığını anlatacağız. TOEFL'da olduğu gibi çocuk kendini hazır hissettiğinde yılda birden çok kez yapılan sınavlar için randevu alarak giriş yapacak ve hangisinde daha başarılıysa onu kullanabilecek. Yaptığımız şey bu. Bu bir sistem değişikliği değil. Üniversiteye girişte merkezi sınav sistemini değiştirirseniz o sistemi değiştirmiş olursunuz. Kabul sistemine geçersiniz mesela. Ama sınavı birden çok yaparsınız bu değişikliği eleştirmenin bir manası yok ki. Bu, var olan bir uygulamanın yarattığı sorunları çözmeye dair bir şeydir.
-''Soru bankasını oluşturmak için birkaç yıla ihtiyacımız var''-
Soru: Önümüzdeki sene uygulayacak mısınız-
Cevap: Hayır, 2014'te uygulamaya başlayacağız. Ulusal düzeyde bir bilişim altyapısına ihtiyacımız var. Ayrıca insanların şüphe duymayacağı sayıda çok sorunun depolanması, bir soru bankasının oluşturulmasına ihtiyaç var. Öğrencilerin hepsi bir seferde girmeyecek olsa bile, 500-600 bin kişi girecek olsa bile birbirini tekrar etmeyen ve bilgisayardan seçtiğinde kopya unsurunu bünyesinde barındırmayacak türden çok sayıda -diyelim ki 10 milyon, 20 milyon- soruya ihtiyaç var.
Türkiye'de şimdiye kadar 30-40 yıllık süreçte oluşturulmuş bir soru bankası var ama bu sorular kamuoyuyla paylaşıldığı için artık kullanılma ihtimalini kaybetmiş vaziyette. O yüzden bundan sonraki sınavlarda soruların kamuoyuyla paylaşılmasını önleyeceğiz. Oluşturmaya başlayacağımız soru bankası için de bizim birkaç yıla ihtiyacımız var. O sınavı da yapma şansımız olacak.
Aslında bu daha büyük bir stratejinin paylaşılmış boyutlarını taşıyor ve hepimiz ortak bir stratejiyle bu işi yapıyoruz.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm
Kaynak: AA
Soru: Yükseköğretime giriş sistemine ilişkin YÖK ile bir araya geldiniz mi- Tartışılmaya başlanan taslak metinle ilgili değerlendirmeniz nedir-
Cevap: Sadece YÖK ile değil, ÖSYM ve TÜBİTAK ile bir araya geldik. Artık ben düzenli olarak bu kurumlarla ve alınan kararları bizi etkileyebilecek her türlü kurumla toplantılar yapıyorum. Kavramsal olarak şunu ayırt etmekte fayda var; biz üniversiteye giriş sistemini henüz değiştirmiyoruz. Bu sistemi koruyoruz ancak sınavı birden çok tekrarlayacağız. Buna ne gerek var- Bu, uzun vadede sistemin değişmesinin de alt yapısını oluşturacak.
Şu anda sınavı yılda bir kere yapıyoruz. Tüm toplum, yani 1 milyon 800 bin öğrenci ve ailesi buna odaklanıyor. Bu sınav bir kez yapıldığı ve çocukların sınavdan sonraki hayatını belirgin bir şekilde etkilediği için toplumda büyük bir gerilim oluşturuyor. Daha da önemlisi herkes o sınava kendini hazırlanacağı için bu kez sınav kendisinden önceki süreci de olumsuz etkiliyor. Sınav o kadar çok baskın durumdaki şu anda hem kendisinden önceki, hem kendisinden sonraki süreci etkiliyor. Bu kadar gergin ve stres dolu bir imtihandan kurtulmamız lazım. Önce çocuklarımızı ve toplumu rahatlatalım istedik.
Şimdi yapacağımız şey bu. Yani YGS'yi yılda birden çok kez yaparak çocuklarımıza hayatın bir tek imtihana bağlı olmadığını anlatacağız. TOEFL'da olduğu gibi çocuk kendini hazır hissettiğinde yılda birden çok kez yapılan sınavlar için randevu alarak giriş yapacak ve hangisinde daha başarılıysa onu kullanabilecek. Yaptığımız şey bu. Bu bir sistem değişikliği değil. Üniversiteye girişte merkezi sınav sistemini değiştirirseniz o sistemi değiştirmiş olursunuz. Kabul sistemine geçersiniz mesela. Ama sınavı birden çok yaparsınız bu değişikliği eleştirmenin bir manası yok ki. Bu, var olan bir uygulamanın yarattığı sorunları çözmeye dair bir şeydir.
-''Soru bankasını oluşturmak için birkaç yıla ihtiyacımız var''-
Soru: Önümüzdeki sene uygulayacak mısınız-
Cevap: Hayır, 2014'te uygulamaya başlayacağız. Ulusal düzeyde bir bilişim altyapısına ihtiyacımız var. Ayrıca insanların şüphe duymayacağı sayıda çok sorunun depolanması, bir soru bankasının oluşturulmasına ihtiyaç var. Öğrencilerin hepsi bir seferde girmeyecek olsa bile, 500-600 bin kişi girecek olsa bile birbirini tekrar etmeyen ve bilgisayardan seçtiğinde kopya unsurunu bünyesinde barındırmayacak türden çok sayıda -diyelim ki 10 milyon, 20 milyon- soruya ihtiyaç var.
Türkiye'de şimdiye kadar 30-40 yıllık süreçte oluşturulmuş bir soru bankası var ama bu sorular kamuoyuyla paylaşıldığı için artık kullanılma ihtimalini kaybetmiş vaziyette. O yüzden bundan sonraki sınavlarda soruların kamuoyuyla paylaşılmasını önleyeceğiz. Oluşturmaya başlayacağımız soru bankası için de bizim birkaç yıla ihtiyacımız var. O sınavı da yapma şansımız olacak.
Aslında bu daha büyük bir stratejinin paylaşılmış boyutlarını taşıyor ve hepimiz ortak bir stratejiyle bu işi yapıyoruz.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm