Hakim Haşıloğlu'ndan Özel Harekatçı Polislere, 'performans' Sorusu
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen İkinci Ergenekon davasının 133'üncü duruşmasına CHP Milletvekili Gazeteci Mustafa Balbay, Gazeteci Tuncay Özkan ve İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu 17 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve Ersin Gönenci ise duruşmaya gelmedi. Davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük ise Oda TV'ye yönelik operasyona ilişkin davadan tutuklu bulunduğu için tutuksuz sanıklar arasında yer aldı. Küçük'ün de aralarında yer aldığı toplam 10 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen özel harekat polisi Bülent Güngördü'nün savunmasının alınmasına başlandı. Tutuklu olarak 10 ay yargılandıktan sonra tahliye edildiğini belirten Güngördü, terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediğini söyledi. Sanık İbrahim Şahin'in evinde yapılan aramada ele geçirilen S1 suikast listesinde adı geçen Güngördü, savcılık soruşturması sırasında İbrahim Şahin'i tanımadığı, telefonda bile görüşmediği şeklindeki ifadesini kabul ettiğini söyledi. Sanık Güngördü, aynı aramada Alevi Bektaşi Federasyonu yöneticileri Ali Balkız ve Kazım Genç ile Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'a yönelik suikast planlarının yer aldığı Tedhiş planlarından haberi olmadığı, suikast yapılacak kişileri de tanımadığı, şeklinde verdiği ifadenin de doğru olduğunu söyledi.
İddia edilen yapılanma içinde yer almak için kendisine herhangi bir teklifte bulunulmadığını belirten Güngördü, "Bir dönem amirim olan aynı zamanda davada sanık olan Servet Kaynak beni telefonla arayarak bir görev olduğunu çalışıp çalışamayacağımı sordu. Ben de bir dönem birlikte Hakkari'de çalıştığım, güvendiğim ve mesleki anlamda saygı duyduğum için Servet Kaynak'ın teklifini kabul ettim. Benden görev için istediği kimlik bilgi ve belgelerini Servet Kaynak'a verdim. Ben terörle mücadele için kurulacak müsteşarlıkla ilgili olduğunu düşündüğüm için bilgilerimi verdim." dedi.
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel sanığa, "Kimlik bilgilerinizi neden Servet Kaynak'a verdiniz? Size görevle ilgili bir resmi yazı geldi mi?' diye sordu. Resmi bir yazı gelmediğini belirten sanık Güngördü, "Ancak Servet Kaynak, resmi yazı geleceğini söyledi." dedi. Savcı Pekgüzel "Çalıştığınız birimin amirlerine 'Böyle bir görev var bilgilerimi vereyim mi?' diye sordunuz mu?" şeklindeki soruya ise sanık Güngördü, "Hayır sormadım. Resmi yazı geldikten sonra görev ile ilgili bilgi verecektim." diye cevap verdi.
Cumhuriyet Savcılarının ardından tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan, "Servet Kaynak size, kurulması planlanan bu müsteşarlık için görev teklifinde bulunmuş olabilir?" diye sordu. Önce Hakkari'de birlikte çalıştıkları için olabileceğini belirten Güngördü, "Vatanımı milletimi sever, gerekirse uğruna canımı veririm." dedi. Ancak Güngördü, bu konudaki soruya verdiği cevaba "Tabii maddi artıları da vardı." ifadesini eklemesi de dikkat çekti.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun, iddianamede tutuklu sanık İbrahim Şahin ile irtibatı gösterilen ve Özel Harekat polisi sanıkların çapraz sorguları sırasında sorduğu sorular dikkat çekti. Haşıloğlu önce sanıklara "Sizi, görev yaptığınız diğer özel harekat polislerinden ayıran temel bir özelliğiniz var mı?" diye sordu. Sanıklardan bu konu hakkında bilgi almaya çalışan Haşıloğlu, konuşmaları esnasında "Sizin başarı performansınızla ilgili sorduk ve elimizdeki bilgilere göre sporda ya da atışta sizle diğer arkadaşlarınız arasında önemli bir fark yok. Yani siz, atışlarında 10'da 10 vuran ya da sporda diğer arkadaşlarını çok gerilerde bırakan kişiler değilmişsiniz." ifadesini kullandı. Haşıloğlu, bu sorularından sonra da "İbrahim Şahin'in başına geçeceği yeni 'terörle mücadele müsteşarlığı'na sizin seçilme nedeniniz, diğer arkadaşlarınızdan belli özellikleriniz açısından çok ileride olduğunuz şeklinde görülmüyor." ifadesini kullandığı gözlendi.
Haşıloğlu, sanık Güngördü'ye, Hakkari'de görev yaptığı sürede kırsalda ya da şehirde operasyonlara katılıp katılmadığını da sordu. Dağda ya da kırsalda operasyona katılmadığını belirten Güngördü, şehir merkezinde operasyona katıldığını ancak bu operasyonda da sıcak çatışmaya katılmadığını ifade etti. Güngördü'nün bu cevapları, kurulması planlanan ve içinde polis ile askerlerin yer aldığı özel bir birime seçilmesi için özel bir vasfı olmadığını, hatta tecrübesinin de bölgede görev yapan diğer Özel Harekatçı polislerden daha az olduğunu ortaya koydu.
Duruşmada, bir süre tutuklu yargılandıktan sonra tahliye edilen özel harekat polisi Bülent Güngördü'nün savunmasının alınmasına başlandı. Tutuklu olarak 10 ay yargılandıktan sonra tahliye edildiğini belirten Güngördü, terör örgütü üyeliği suçlamasını kabul etmediğini söyledi. Sanık İbrahim Şahin'in evinde yapılan aramada ele geçirilen S1 suikast listesinde adı geçen Güngördü, savcılık soruşturması sırasında İbrahim Şahin'i tanımadığı, telefonda bile görüşmediği şeklindeki ifadesini kabul ettiğini söyledi. Sanık Güngördü, aynı aramada Alevi Bektaşi Federasyonu yöneticileri Ali Balkız ve Kazım Genç ile Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'a yönelik suikast planlarının yer aldığı Tedhiş planlarından haberi olmadığı, suikast yapılacak kişileri de tanımadığı, şeklinde verdiği ifadenin de doğru olduğunu söyledi.
İddia edilen yapılanma içinde yer almak için kendisine herhangi bir teklifte bulunulmadığını belirten Güngördü, "Bir dönem amirim olan aynı zamanda davada sanık olan Servet Kaynak beni telefonla arayarak bir görev olduğunu çalışıp çalışamayacağımı sordu. Ben de bir dönem birlikte Hakkari'de çalıştığım, güvendiğim ve mesleki anlamda saygı duyduğum için Servet Kaynak'ın teklifini kabul ettim. Benden görev için istediği kimlik bilgi ve belgelerini Servet Kaynak'a verdim. Ben terörle mücadele için kurulacak müsteşarlıkla ilgili olduğunu düşündüğüm için bilgilerimi verdim." dedi.
Duruşma savcısı Mehmet Ali Pekgüzel sanığa, "Kimlik bilgilerinizi neden Servet Kaynak'a verdiniz? Size görevle ilgili bir resmi yazı geldi mi?' diye sordu. Resmi bir yazı gelmediğini belirten sanık Güngördü, "Ancak Servet Kaynak, resmi yazı geleceğini söyledi." dedi. Savcı Pekgüzel "Çalıştığınız birimin amirlerine 'Böyle bir görev var bilgilerimi vereyim mi?' diye sordunuz mu?" şeklindeki soruya ise sanık Güngördü, "Hayır sormadım. Resmi yazı geldikten sonra görev ile ilgili bilgi verecektim." diye cevap verdi.
Cumhuriyet Savcılarının ardından tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan, "Servet Kaynak size, kurulması planlanan bu müsteşarlık için görev teklifinde bulunmuş olabilir?" diye sordu. Önce Hakkari'de birlikte çalıştıkları için olabileceğini belirten Güngördü, "Vatanımı milletimi sever, gerekirse uğruna canımı veririm." dedi. Ancak Güngördü, bu konudaki soruya verdiği cevaba "Tabii maddi artıları da vardı." ifadesini eklemesi de dikkat çekti.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun, iddianamede tutuklu sanık İbrahim Şahin ile irtibatı gösterilen ve Özel Harekat polisi sanıkların çapraz sorguları sırasında sorduğu sorular dikkat çekti. Haşıloğlu önce sanıklara "Sizi, görev yaptığınız diğer özel harekat polislerinden ayıran temel bir özelliğiniz var mı?" diye sordu. Sanıklardan bu konu hakkında bilgi almaya çalışan Haşıloğlu, konuşmaları esnasında "Sizin başarı performansınızla ilgili sorduk ve elimizdeki bilgilere göre sporda ya da atışta sizle diğer arkadaşlarınız arasında önemli bir fark yok. Yani siz, atışlarında 10'da 10 vuran ya da sporda diğer arkadaşlarını çok gerilerde bırakan kişiler değilmişsiniz." ifadesini kullandı. Haşıloğlu, bu sorularından sonra da "İbrahim Şahin'in başına geçeceği yeni 'terörle mücadele müsteşarlığı'na sizin seçilme nedeniniz, diğer arkadaşlarınızdan belli özellikleriniz açısından çok ileride olduğunuz şeklinde görülmüyor." ifadesini kullandığı gözlendi.
Haşıloğlu, sanık Güngördü'ye, Hakkari'de görev yaptığı sürede kırsalda ya da şehirde operasyonlara katılıp katılmadığını da sordu. Dağda ya da kırsalda operasyona katılmadığını belirten Güngördü, şehir merkezinde operasyona katıldığını ancak bu operasyonda da sıcak çatışmaya katılmadığını ifade etti. Güngördü'nün bu cevapları, kurulması planlanan ve içinde polis ile askerlerin yer aldığı özel bir birime seçilmesi için özel bir vasfı olmadığını, hatta tecrübesinin de bölgede görev yapan diğer Özel Harekatçı polislerden daha az olduğunu ortaya koydu.