Kılıçdaroğlu`ndan Başbakan Erdoğan`a: "adam Gibi Adam Ol"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti, batının egemen güçlerinin Orta Doğu`daki taşeronluğunu yapmakla suçlayarak, "Ben senin maskeni indirmek zorundayım, indireceğim ve o maskeyi bütün millet görecek.
Halka yalan söylediğin için senin bu millete özür borcun var. Çık adam gibi bu milletten özür dile. Sen Gazze`ye savaş filosu gönderecek misin, göndermeyecek misin? Adam gibi adam ol, soruma adam gibi yanıt ver" dedi.
Üsküdar`da Petrol-İş Sendikası`nın 26. Olağan Genel Kurulu`na katılan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada sendikalaşmada birliğin önemine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Ben, özü sözü bir olmayı seven bir insanım. Kapalı kapılar ardında başka, öbür türlü başka konuşmayı sevmem. Çıkar, ne düşünüyorsam onu söylerim. `Susma, sustukça sıra sana gelecek` şeklinde bir sloganınız var. Bölünüyorsanız, birileri gelip sizi daha çok parçalar. Sırtını iktidara dayamış, işçinin hakkını sonuna kadar savunan birsendikacılık anlayışı mı? Hangisini savunacağız. Biz, ücret sendikacılığına karşıyız. Bir fabrikanın yaşaması lazım, ayakta durması lazım ama emeğin uluslararası alanda kabul görmüş haklarının Türkiye`de kabul görmemesini içimize sindiremiyoruz" dedi.
Emeğe saygı duydukları için taşeronlaşmanın kaldırılmasını savunduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Hakkınızı arayamıyorsanız o ülkede demokrasi yok demektir. Taşeronlaşmanın bu kadar yaygın olduğu bir toplumda hangi haktan bahsediyorsunuz. Taşeronlaşma hem demokrasi hem sendikalaşmanın önünde ciddi bir engeldir. Taşeronlaşmayı kaldırmak CHP`nin boynunun borcudur" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasilerde bedel ödenmeden arzu edilen sonuçların elde edilemeyeceğini söyledi. Geçmişte büyük bedeller ödendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz 1 Mayıs`ı İşçi Bayramı olarak kutluyoruz fakat 1 Mayıs`ın tarihinde, bedel ödeyen insanların dramı vardır. Yola çıkarken, bedel ödemeyi göze aldığınız zaman başarıyı yakalarsınız. Siyasette özgürlük ve demokrasi önemli" açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Adnan Menderes`in idam edilişinin yıl dönümünü hatırlatarak, "Bugün toplumun hemen hemen tüm kesimleri o idamların yanlış olduğunu söylüyor. Rahmetli İsmet İnönü, dönemin başkanına bir mektup yazar, `Bu idamları yapmayın, doğru değildir` der. Siyasal idamlar hiçbir zaman doğru değil. Aynı şey Deniz Gezmiş ve arkadaşları için de geçerli. Onlar, Türkiye bağımsız ve güçlü olsun istediler. Siyasal idamlar, demokrasi tarihimizin iyi olmayan sayfalarıdır" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son dönemde sık sık kullanılan "Türkiye büyüyor" ifadesine tepki göstererek şunları söyledi: "Doğru, Türkiye büyüyor. Türkiye Cumhuriyeti dış kaynağa dayalı olarak büyümesini sağlıyor. Bu, rant ekonomisini gündeme getiriyor. Rant ekonomisi mi, üretim ekonomisi mi? Tercihimizi koyacağız. Biz muhalefet partisiyiz. Temel görevlerimizden birisi muhalefetin varlığıdır. İktidar her ülkede vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Muhalefetin temel işlevi iktidar partisini eleştirmek. `Terör tırmanıyor` diyelim, bir şey söyleyeceğiz, `Bir dakika` diyorlar. `Pazarlık yapıyorsunuz` arkadaşlardiyoruz. `Bunu söyleyenler şerefsizdir` diye en ağır hakaretlerle karşı karşıya kalıyoruz. `Niye görüştünüz?` demiyoruz, `Niye halka yalan söylediniz?` diyoruz. Bir siyasetçinin temel görevi halka doğruları söylemektir. `O konuda soru sormayın` dersiniz, biter. `Bunu söyleyenler ispat edemezlerse şerefsizdirler` derseniz, o zaman haklı bir soruyu sorma hakkını elde ediyorum. Söylüyorum. Halka yalan söylediğin için senin bu millete özür borcun var. Çık adam gibi bu milletten özür dile." Sözleri salondakiler tarafından uzun süre alkışlanan Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırının ardından izlediği politikayı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Konuyu Birleşmiş Milletlere taşıyacağız dediler. Birleşmiş Milletlerin raporu çıktı. İsrail, uluslar arası avukatlarla anlaşsaydı böyle bir raporu çıkaramazdı, bu hükümetin sayesinde çıkardı. `Biz Gazze`ye gerekirse savaş gemilerini, yardım gemilerini göndereceğiz` dediler. `Tebrik ederim, gönderirsen alnından öperim` dedim.`Dudakların kirli, alnım temiz` dedi. Sen Gazze`ye savaş filosu gönderecek misin göndermeyecek misin? Adam gibi adam ol, soruma adam gibi yanıt ver. Medyası özgür olmayan bir toplum özgür olamaz. `Bıçak kemiğe dayandı` demek nedir? Anlamı açık. Olaylar oluyor, yapıyor musun bir şey. Bir şey yapmıyorum. Biz, sadece Suriye`de değil, Suudi Arabistan`da da, Libya`da da, Mısır`da da demokrasinin olmasını, doğruluğun olmasını savunan bir ülkeyiz. Yönetim aynı, ülke aynı bir ay önce kankaydın, şimdi bu durumageldin. Hangi güçler düğmeye bastı da, şimdi onların taşeronluğunu yapıyorsunuz. Biz kimsenin avukatı olmayız, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının avukatıyım, işçilerin avukatıyım. Kendi ülkemin insanının avukatlığını yaparım ama sen batının egemen güçlerinin Orta Doğu`daki taşeronluğunu yapıyorsun, ben senin maskeni indirmek zorundayım, indireceğim ve o maskeyi bütün millet görecek" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Üsküdar`da Petrol-İş Sendikası`nın 26. Olağan Genel Kurulu`na katılan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada sendikalaşmada birliğin önemine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Ben, özü sözü bir olmayı seven bir insanım. Kapalı kapılar ardında başka, öbür türlü başka konuşmayı sevmem. Çıkar, ne düşünüyorsam onu söylerim. `Susma, sustukça sıra sana gelecek` şeklinde bir sloganınız var. Bölünüyorsanız, birileri gelip sizi daha çok parçalar. Sırtını iktidara dayamış, işçinin hakkını sonuna kadar savunan birsendikacılık anlayışı mı? Hangisini savunacağız. Biz, ücret sendikacılığına karşıyız. Bir fabrikanın yaşaması lazım, ayakta durması lazım ama emeğin uluslararası alanda kabul görmüş haklarının Türkiye`de kabul görmemesini içimize sindiremiyoruz" dedi.
Emeğe saygı duydukları için taşeronlaşmanın kaldırılmasını savunduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Hakkınızı arayamıyorsanız o ülkede demokrasi yok demektir. Taşeronlaşmanın bu kadar yaygın olduğu bir toplumda hangi haktan bahsediyorsunuz. Taşeronlaşma hem demokrasi hem sendikalaşmanın önünde ciddi bir engeldir. Taşeronlaşmayı kaldırmak CHP`nin boynunun borcudur" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasilerde bedel ödenmeden arzu edilen sonuçların elde edilemeyeceğini söyledi. Geçmişte büyük bedeller ödendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz 1 Mayıs`ı İşçi Bayramı olarak kutluyoruz fakat 1 Mayıs`ın tarihinde, bedel ödeyen insanların dramı vardır. Yola çıkarken, bedel ödemeyi göze aldığınız zaman başarıyı yakalarsınız. Siyasette özgürlük ve demokrasi önemli" açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Adnan Menderes`in idam edilişinin yıl dönümünü hatırlatarak, "Bugün toplumun hemen hemen tüm kesimleri o idamların yanlış olduğunu söylüyor. Rahmetli İsmet İnönü, dönemin başkanına bir mektup yazar, `Bu idamları yapmayın, doğru değildir` der. Siyasal idamlar hiçbir zaman doğru değil. Aynı şey Deniz Gezmiş ve arkadaşları için de geçerli. Onlar, Türkiye bağımsız ve güçlü olsun istediler. Siyasal idamlar, demokrasi tarihimizin iyi olmayan sayfalarıdır" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, son dönemde sık sık kullanılan "Türkiye büyüyor" ifadesine tepki göstererek şunları söyledi: "Doğru, Türkiye büyüyor. Türkiye Cumhuriyeti dış kaynağa dayalı olarak büyümesini sağlıyor. Bu, rant ekonomisini gündeme getiriyor. Rant ekonomisi mi, üretim ekonomisi mi? Tercihimizi koyacağız. Biz muhalefet partisiyiz. Temel görevlerimizden birisi muhalefetin varlığıdır. İktidar her ülkede vardır ama muhalefet sadece demokrasilerde vardır. Muhalefetin temel işlevi iktidar partisini eleştirmek. `Terör tırmanıyor` diyelim, bir şey söyleyeceğiz, `Bir dakika` diyorlar. `Pazarlık yapıyorsunuz` arkadaşlardiyoruz. `Bunu söyleyenler şerefsizdir` diye en ağır hakaretlerle karşı karşıya kalıyoruz. `Niye görüştünüz?` demiyoruz, `Niye halka yalan söylediniz?` diyoruz. Bir siyasetçinin temel görevi halka doğruları söylemektir. `O konuda soru sormayın` dersiniz, biter. `Bunu söyleyenler ispat edemezlerse şerefsizdirler` derseniz, o zaman haklı bir soruyu sorma hakkını elde ediyorum. Söylüyorum. Halka yalan söylediğin için senin bu millete özür borcun var. Çık adam gibi bu milletten özür dile." Sözleri salondakiler tarafından uzun süre alkışlanan Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırının ardından izlediği politikayı eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Konuyu Birleşmiş Milletlere taşıyacağız dediler. Birleşmiş Milletlerin raporu çıktı. İsrail, uluslar arası avukatlarla anlaşsaydı böyle bir raporu çıkaramazdı, bu hükümetin sayesinde çıkardı. `Biz Gazze`ye gerekirse savaş gemilerini, yardım gemilerini göndereceğiz` dediler. `Tebrik ederim, gönderirsen alnından öperim` dedim.`Dudakların kirli, alnım temiz` dedi. Sen Gazze`ye savaş filosu gönderecek misin göndermeyecek misin? Adam gibi adam ol, soruma adam gibi yanıt ver. Medyası özgür olmayan bir toplum özgür olamaz. `Bıçak kemiğe dayandı` demek nedir? Anlamı açık. Olaylar oluyor, yapıyor musun bir şey. Bir şey yapmıyorum. Biz, sadece Suriye`de değil, Suudi Arabistan`da da, Libya`da da, Mısır`da da demokrasinin olmasını, doğruluğun olmasını savunan bir ülkeyiz. Yönetim aynı, ülke aynı bir ay önce kankaydın, şimdi bu durumageldin. Hangi güçler düğmeye bastı da, şimdi onların taşeronluğunu yapıyorsunuz. Biz kimsenin avukatı olmayız, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının avukatıyım, işçilerin avukatıyım. Kendi ülkemin insanının avukatlığını yaparım ama sen batının egemen güçlerinin Orta Doğu`daki taşeronluğunu yapıyorsun, ben senin maskeni indirmek zorundayım, indireceğim ve o maskeyi bütün millet görecek" ifadelerini kullandı.