Sinemanın kokusu çıktı
Sinema artık hem izlenip hem koklanacak bir 'eğlence' oluyor. Sinema, teknoloji ile olan baş döndürücü ilişkisinde dördüncü boyuta (4D) geçti. Yarın gösterime girecek 'Çılgın Çocuklar 4' filminin sadece üç boyutu değil, kokusu da var.
Sinema, teknoloji ile olan baş döndürücü ilişkisinde dördüncü boyuta (4D) geçti. Yarın gösterime girecek 'Çılgın Çocuklar 4' filminin sadece üç boyutu değil, kokusu da var. Filme girerken gözlüklerin yanına koku kartları da verilecek. Filmin yönetmeni Robert Rodriguez'in "Aroma-Scope" olarak adlandırdığı 'kartlı sistem'in kullanımı kısaca şöyle: Seyircilere gösterim öncesinde 1'den 8'e kadar numaralanmış "kazı ve kokla" kartları dağıtılıyor. Perdede beliren numaralara göre bu kartları çıkartıp burunlarına yaklaştıran seyirciler, karakterlerle aynı kokuları alıyor. Rodriguez, seyircili ön gösterimlerde, çocukların ve anne-babalarının bu kartlarla iyi vakit geçirdiğini gözlemlediğini belirtiyor. Zaten aromalı kart fikri de interaktif oyunlar oynayan çocuklarını seyrederken gelmiş aklına. Quentin Tarantino'nun yakın arkadaşı olan Rodriguez, serinin dördüncü ayağında filmin boyutunu da dördüncü aşamaya taşımış. Yarın gösterime girecek 'Çılgın Çocuklar 4'te, yeni nesil casus çocuklar, dünyayı yok etmeye çalışan kötü adama karşı yeteneklerini keşfeder. Daha da önemlisi ise aileleriyle geçirdikleri zamanın kıymetini anlarlar.
Dün, Maçka'daki G-Mall Cinebonus'ta basına yapılan ön gösterimde ise renkli sahneler yaşandı. Türkiye için ilk olan bu durumu herkes heyecanla beklerken, kimi sinema yazarları çocuklarını da getirmişti. 'Orta kuşak' bazı eleştirmenler, koku kartlarını alınca parmak hesabına girişti. Çünkü kartlardaki her bir numarayı farklı bir parmakla ovmak gerekiyordu. Aksi halde aynı parmakta kokular birbirine karışacaktı. Yani, sekiz kokuya (numaraya) sekiz parmak! Hangi iki parmağın 'boşta' kalacağı konusu, çetrefilli bir matematik problemine dönüştü. Film izlerken perdede rakamlar belirdikçe numaralar sırasıyla ovuldu. Çocuklar için eğlenceli olan bu durum, büyükler için eleştiriyi de beraberinde getirdi. Numaraları kazıdıkça yayılan kokular arasındaki ayrım çok net olmadığı için hepsi birbirine benziyordu. Sanki sekiz koku da birbirinin farklı versiyonu gibiydi.
Film çıkışında çocuklar bu yeniliğin heyecanı içindeyken sinema yazarlarından teklifler gelmeye başladı. Kartlar ile değil de farklı bir sistemle bazı sahnelerde salona koku verilebilir diyerek dördüncü boyutun gelişimine katkıda bulunanlar olduğu gibi, "Bu işlerin kokusu çıktı; bana iki boyut yeter!" diyenler de vardı. Fakat her halükarda, sinemanın teknoloji ile olan işbirliği insanı heyecanlandırıyor. Anlaşılan bu birliktelik daha başka 'boyutlara' da geçecek gibi görünüyor.
Kokulu sinemanın tarihi
Aromalı kartlar fikrinin kökeni, 1981 yılına kadar uzanıyor. Çılgın yönetmen John Waters'ın "Polyester" adlı filmi "Odorama" adı verilen bir formatta gösterilmiş, seyircilere "Spy Kids 4D"de olduğu gibi "kazı ve kokla" kartları dağıtılmıştı. 2003 yılında gösterilen çizgi film "Rugrats Go Wild"da da benzer kartlardan kullanılmıştı.
Dün, Maçka'daki G-Mall Cinebonus'ta basına yapılan ön gösterimde ise renkli sahneler yaşandı. Türkiye için ilk olan bu durumu herkes heyecanla beklerken, kimi sinema yazarları çocuklarını da getirmişti. 'Orta kuşak' bazı eleştirmenler, koku kartlarını alınca parmak hesabına girişti. Çünkü kartlardaki her bir numarayı farklı bir parmakla ovmak gerekiyordu. Aksi halde aynı parmakta kokular birbirine karışacaktı. Yani, sekiz kokuya (numaraya) sekiz parmak! Hangi iki parmağın 'boşta' kalacağı konusu, çetrefilli bir matematik problemine dönüştü. Film izlerken perdede rakamlar belirdikçe numaralar sırasıyla ovuldu. Çocuklar için eğlenceli olan bu durum, büyükler için eleştiriyi de beraberinde getirdi. Numaraları kazıdıkça yayılan kokular arasındaki ayrım çok net olmadığı için hepsi birbirine benziyordu. Sanki sekiz koku da birbirinin farklı versiyonu gibiydi.
Film çıkışında çocuklar bu yeniliğin heyecanı içindeyken sinema yazarlarından teklifler gelmeye başladı. Kartlar ile değil de farklı bir sistemle bazı sahnelerde salona koku verilebilir diyerek dördüncü boyutun gelişimine katkıda bulunanlar olduğu gibi, "Bu işlerin kokusu çıktı; bana iki boyut yeter!" diyenler de vardı. Fakat her halükarda, sinemanın teknoloji ile olan işbirliği insanı heyecanlandırıyor. Anlaşılan bu birliktelik daha başka 'boyutlara' da geçecek gibi görünüyor.
Kokulu sinemanın tarihi
Aromalı kartlar fikrinin kökeni, 1981 yılına kadar uzanıyor. Çılgın yönetmen John Waters'ın "Polyester" adlı filmi "Odorama" adı verilen bir formatta gösterilmiş, seyircilere "Spy Kids 4D"de olduğu gibi "kazı ve kokla" kartları dağıtılmıştı. 2003 yılında gösterilen çizgi film "Rugrats Go Wild"da da benzer kartlardan kullanılmıştı.