Vali Al: Kop Yeni Kitabesi Tarih Bilincinin Oluşmasına Önemli Bir Katkıdır

Bayburt Valisi Kerem Al, 2010`da yazısı hazırlanarak yapımına başlanan, birkaç gün önce de Kop Şehitleri Abidesi’nin bulunduğu tepenin kuzeybatısına dikilen `Bayburt ve Kop Savunması` isimli kitabenin tarih bilincinin oluşmasında önemli bir katkı olduğunu söyledi.

Vali Al: Kop Yeni Kitabesi Tarih Bilincinin Oluşmasına Önemli Bir Katkıdır


Bayburtlu Şair ve Yazar Ahmet Aker, Bayburt Valisi Kerem Al’ı ziyaret ederek Bayburt ve Kop Savunması kitabesini takdim etti. Kitabeyle ilgili bir değerlendirme yapan Vali Al, tarih bilincinin öneminin üzerinde durdu. Vali Al şunları dile getirdi: “Tarih bilincinin oluşmasında önemli bir katkıdır bu yapılanlar. Tarihini bilmeyen milletler büyük milletler olamazlar. Biz mazimizi, tarihimizi bilmek ve gelecek kuşaklara bunu doğru dürüst aktarmak zorundayız. Kop’un yurt savunmasında, tarihimizde çok önemli bir yeri var. Hep söylenir. Rahmetli Fevzi Çakmak’ın deyimiyle 2. Plevne`dir Kop. Burada daha önce yapılan bir anıtımız vardı; ama anıt hakkında gerekli bilgiler yoktu. Sağ olun sizler Ahmet Aker kardeşimizle birlikte önemli bir hizmet gördünüz. Bu açığı kapadınız. Ben sizlere teşekkür ediyorum. Bu anıtımız hayırlı olsun. Daha doğrusu bu kitabemiz hayırlı olsun.”

BAYBURT VE KOP SAVUNMASI
Bayburt ve Kop Savunması Kitabesi’nde şu bilgilere yer veriliyor:
“Birinci Dünya Savaşı’nda (1914-1918) Osmanlı Devleti, Çanakkale, Suriye, Irak ve Şark (Kafkas) cephelerinde savaşmıştır.
Bayburt’tan savunmayı yöneten Mareşal Fevzi Çakmak’a göre Şark Cephesi’nde savaşan 3. Ordu’nun en mühim harekatı Bayburt Mıntıkası’nda cereyan etmiştir. 3. Ordu’nun ağırlık noktasını teşkil eden 3. Mıntıka Bahtlı, Kop, Ziyarettepe Çoruh ve Masat Deresi arasındaki Kaladere Tepesi, Kaçkar, Kırklar, Soğanlı, Yamalı, Kemer ve Zigana Dağı’na kadar olan mıntıkadır.

Şark cephesinde Ruslar; 16 Şubat 1919’da Erzurum, 6 Mart 1916’da Rize, 15 Mart 1916’da Tercan ve 26 Mart 1916’da Of’u almak suretiyle Bayburt’un çevresini işgal ettiler.(1)
18 Mart 1916’da Danzut (Darıca), 26 Mart’ta Ahpunus (Çamlıkoz), 27 Mart’ta Çoruh Cephesi ve Masat’ta şiddetli çatışmalar başladı. Binbaşı Halit Bey’in hemen hemen tümü Bayburt ve çevresinden toplanan gönüllü milis ve Teşkilat-ı Mahsusa erlerinden oluşan üç alaylı Çoruh Müfrezesi (2) bu çarpışmalarda üstün fedakarlıklar göstermişlerdir.

16 Temmuz 1916 gününe kadar devam eden bu savunmayı 5.Ordu Komutanı Vehip Paşa ve 5. Kolordu Komutanı Mareşal Fevzi Çakmak ‘Muvaffak Olmuş İkinci Plevne Savunması’ olarak şanlı tarihimize altın harflerle kaydetmiştir. Milis Kuvvetleri hariç resmi kayıp 9700 Şehit, 15.000 yaralıdır. Başkomutan Grandük Nikola, Bayburt’un düşüşünü Çar’a büyük bir sevinç haberi olarak vermiş ve Rusya’da şenlikler yapılmıştır. (3)

“Turnalar çığlık atar Kop Dağı’nda uçarken,
Bir hüzünlü hal olur zirvede su içerken,
Şehitler ağıt yakar Kop Lalesi açarken,
Diller Fatiha okur, bu dağlardan geçerken.

Tüm Şehitlerimizin Ruhu Şad Olsun.

2010
KAYNAKLAR:
1-Büyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri, M. F. ÇAKMAK As. Mat. 1935
2- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi Kafkas Cephesi 3.ncü Ordu Harekâtı Clt II Genelkurmay Basımevi 1993.

3- Rusların Gümüşhane İlini İşgali Sabri Özcan San. MEB 1991"

15 Mayıs 15 Ağustos 1963 tarihinde yapılan zirvedeki küçük anıtta ise şunlar yazılıdır:
"EY YOLCU!
“Ey Yolcu! Bu anıt 1916 yılında Kop Geçitleri’nde ve Çoruh Havzası’nda altı ay en çetin şartlar altında savaşarak kanları ve canları ile İkinci Plevne sayısız Türk şehidinin aziz hatıralarına ithaf edilmiştir. Bu dağları geçerken her karış toprağında bir şehidin mübarek kanı ve her adımında bir kahramanın saygıya değer kemiğinin yattığını unutma Onlar içimizde ülkü, dilimizde türkü, imanımızda rehber ve hayatımızda gururdur.

ANIT
Köylü ve şehirli bütün Bayburt halkı ile askerî garnizon ve onun değerli kumandanı Kurmay Albay Bedrettin Demirel tarafından yaptırılmıştır.”

Yola bakan şehit anıtında ise şunlar yazılı bulunmaktadır:
BİR YOLCUYA
“Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın bir toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, bu tümsek Anadolu’nda istiklal uğrunda, namus yolunda can veren Mehmet’in yattığı yerdir.”