Kktc Cumhurbaşkanı Eroğlu`nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay`dan Kıbrıslı Rumlara Mesajlar

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu`nun Özel Temsilcisi ve sürdürülen görüşmelerde en önde gelen kurmaylardan Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının İsviçre modelinde egemenliği kabul ettiğini belirterek, çözümün doğalgaz için feda edilmemesi çağrısında bulundu.

Özersay, Güney Kıbrıs`taki Politis gazetesine söyleşi verdi. Gazete, söyleşiyi "Kudret Özersay İle Söyleşi* `Düºman De?iliz`* `Doğalgaz İçin Çözümü Feda Etmeyelim`* İsviçre Modelinde Egemenlik" başlığıyla sürmanşetten yansıttı.

Gazete, Özersay`ın bu söyleşi çerçevesinde Kıbrıslı Rumlara; Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs`ın yeniden birleşmesi için Rum tarafının elini sıkmaya hazır olduğuna dair pek çok mesaj verdiği gözlemini öne çıkardı ve Kıbrıs Türk tarafının, her türlü ayrılığı hariç tutan bir uzlaşı imzalamaya hazır olduğuna vurgu yaptığını yazdı.

Gazeteye göre, Özersay, Kıbrıs Türk tarafının, birleşmiş Kıbrıs`ın İsviçre modelinde, tek uluslararası temsiliyeti olmasını kabul ettiğini söyledi. Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Türk oluşturucu devletçiğinde ikameti konusunda ise 21`inci yüzyılda daha farklısının olamayacağı görüşünü ortaya koyan Özersay ancak iki kesimlilik ilkesi nedeniyle bu ikamete belli bir sınırın eşlik etmesi gerektiğine dikkat çekti.

Özersay`a, Türkiye`deki seçimlerden sonra müzakerelerde bir şeylerin değişmiş göründüğü gözlemi belirtilerek TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan`ın KKTC ziyareti sırasında Güzelyurt ve Karpaz`la ilgili sözleri hatırlatıldı

Cumhurbaşkanı Eroğlu`nu ve Kıbrıs Türk tarafını temsil etmekte olduğu için Erdoğan`ın sözlerini yorumlamak istemediğini söyleyen Kudret Özersay şunları dile getirdi: "Ancak herkesin; bir çözüm bulunması halinde Türkiye`nin yükümlülüklerini üstlenmeye ve iki bölgeli iki toplumlu bir anlaşmaya saygı göstermeye hazır olduğu da dâhil, Erdoğan`ın Kıbrıs`ta olduğu süre içerisinde yaptığı bütün açıklamaları dikkatle incelemesini söylemek isterim. Başka bir şey söylemek istemiyorum." BM Genel Sekreteri`nin iki liderden, halka çözümle ilgili olumlu mesajlar vermelerini istediği hatırlatılarak "Siz Kıbrıslı Rumları, geri dönüşlerini kabul ettiğiniz konusunda ikna etmeye hazır mısınız" sorusuna muhatap olan Özersay, "BM`nin iki taraftan istediği esasa ilişkin olumlu mesajlar vermeleri değildi" dedi, şöyle devam etti: "Biliyorsunuz, bir tarafa ilişkin böyle bir mesaj belki öteki taraf için olumsuz olur. Vermek istediğim olumlu mesaj, çözüm istemeye de hazır olduğumuzdur. Kıbrıslı Türkler olarak başkaları tarafından yönetilmek veya egemenlikleri (otoriteleri) altında olmak istemiyoruz Kıbrıslı Rumların bizi anlamasını istiyoruz. Talep ettiklerimizin Türkiye ile bir alakası yoktur. Türkiye olmasa bile biz haklarımızı talep edecektik. Ancak size, Kıbrıslı Rumların çözümden sonra öteki devletçiğe geri dönüşleri veikametleri konusunda şunu söyleyeyim: Biz Kıbrıslı Türkler olarak Kuzey`de etnik açıdan saf oluşturucu devletçik hayal etmiyoruz. Bir devletçikten kişilerin öteki devletçikte daimi ikameti mümkündür. Ancak iki bölgelilik nedeniyle belli bir sınır olmalı. Ancak şurası kesindir ki etnik açıdan temiz bir Kıbrıs Türk devletçiği aramıyoruz çünkü 21`nci yüzyılda yaşadığımızı biliyoruz." "YANLIŞ ANLAMA VAR. ÇÖZÜM DAYATILMASINI BİZ DE İSTEMİYORUZ" Müzakerelere yıllardır katılmakta olduğu hatırlatılarak "çözüme yakın mıyız" sorusu sorulması üzerine, müzakerelere 1`inci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş zamanında başladığını, 2`nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat zamanında ve şimdi Cumhurbaşkanı. Derviş Eroğlu ile devam etmekte olduğunu söyleyen Özersay bunca yıllık deneyimi ile eksik olan tek şeyin istek olduğunu samimiyetle ifade edebileceğini vurguladı. Kudret Özersay, şöyle devam etti: "Şunu söyleyeyim; Kıbrıs Türk tarafı konusunda pek çok yanlış anlama var. Mesela, takvim gerekli dediğimizde birilerinin aklına hemen, hakemlik gibi başka seçenekler getirmek istediğimiz görüntüsü geliyor. Çözüm dayatılmasını biz de istemiyoruz. Kıbrıs Türk tarafı olarak oluşturucu devletçiklerin, elbette federal anayasa sınırları içerisinde egemen olmasını istiyoruz. Egemenliği ile bir devlet olan İsviçre örneğinde olduğu gibi. Oluşturucu devletçikler her istediklerini yapamayabilirler. Yine KıbrıslıTürkler olarak ayrılık olanağı olmamasını da istedik. Kıbrıs Rum korkularından birinin de bu olduğunu biliyoruz. Öte yandan, Kıbrıslı Rumlar da bizim korkularımızı; bir tarafın birleşik Kıbrıs`ın tamamını tek başına temsil etmesi korkumuzu anlamalı. Bu, bir çözüm çerçevesinde yasaklanmalıdır." Çözüme şu anda, öncekinden çok daha mı yakın olunduğu, çözüm yörüngesinde mi olunduğu sorusu üzerine Cenevre`de alınan kararlarla Cenevre öncesine nazaran doğru istikamette hareket edilmeye başlandığı görüşünü ortaya koyan Özersay, "Bu nedenle sondajlar gibi konular için ilefrden, halka çözümle ilgilrlemenin feda edilmemesi gerekir, biz bunda kararlıyız. Nihai aşamaya kadar gitmeye çalışmalıyız. Dolayısıyla Ekim ayındaki görüşme bu çerçevede çok daha önemli olacak" yanıtını verdi

İki liderin BM Genel Sekreteri`ne Ekim`de üçlü görüşme yapılacağı konusunda söz verdiklerini, somut bir tarih olmadığını ancak Ekim sonu için söz verdiklerini söyleyen Kudret Özersay, "yeni üçlü görüşmenin Camp David tipi mi olacağı" sorusuna karşılık "Böyle bir soruya cevap verebileceğimi mi sanıyorsunuz" dedi.

Özersay, Politis muhabiri Vangelis Vasiliu`nun "Ancak Cenevre`de anlaşma vardı" şeklinde üstelemesi üzerine ise şunları söyledi: "SİYASİ EŞİTLİĞE KARŞI ÇIKANLARIN TEK SEÇENEĞİ VAR: KIBRISLI TÜRKLERLE AYRI ÜNİTER KIBRIS RUM DEVLETİNİ MÜZAKERE ETMEK*" "Dediğim gibi, iki lider BM Genel Sekreteri`ne ekim ayında New York`ta görüşme sözü verdi. Sadece bunu söyleyebilirim. Ancak vurgulamak isterim ki mevcut müzakere prosedürünün yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için son fırsat olduğuna inanıyorum. Biliyorsunuz, göçmen olarak, çok sayıda kaybı olan bir ailenin ferdi olarak, çoğu Kıbrıslı Rumun endişelerini hissedebilirim. Benim için Kıbrıslı Rumlar düşman değildir. Ancak siyasi eşitliğe karşı çıkan ve Kıbrıslı Türkler üzerinde otorite kurmak isteyen KıbrıslıRumlara tolerans göstermeyeceğim. Böyle bir şey isteyen Kıbrıslı Rumların tek bir seçeneği var. Kıbrıslı Türklerle ayrı üniter Kıbrıs Rum devleti müzakere etmek. Çözüm, karşılıklı tavizlerle mümkündür. Bu fırsatı yitirmeyelim. Ömür boyu müzakere etmemiz mümkün değildir. Bu söyleşi vesilesiyle Mari`deki patlamada hayatını kaybedenlerin ailelerine ve yakınlarına samimi taziyelerimi iletmek isterim. Acılarını paylaştığımızı bilsinler." Özersay`a, Kıbrıs Türk tarafının; ifade ettiği çözüm niyetinde samimi ise, Rum tarafı doğal zenginliğin bütün yasal vatandaşlarına ait olduğunu söylerken doğalgaz araştırmalarına neden itiraz ettiği soruldu, Cumhurbaşkanı Eroğlu`nun Özel Danışmanı Özersay şu cevabı verdi: "Kıbrıslı Rumlardan, şunu sormalarını istiyorum: Kıbrıslı Türklerin de çıkarına olacağına ve Kıbrıslı Türklerin de söz hakkı olduğuna inanıyorlarsa Kıbrıslı Türklerin oturup gelişmelerini izlemesini mi bekliyorlar? Biz de ülkenin unsuruyuz. İkinci nokta, bir hakimiyet yaklaşımının ortaya çıktığıdır. Bunu söylemekten üzgünüm. Yalnız birine değil her ikisine de ait olan bir şey için kararları birinin tek başına alması gerektiğine mi inanıyorsunuz?" Politis Özersay`a "Ancak egemenlik konularını etkilediğini söyleyerek Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarının belirlenmesi konusuna tepki gösterdiniz. Ancak aynı zamanda, sizin de söylediğiniz gibi, Kıbrıslı Rumlara sormadan bir devlet kurdunuz" sorusunu yöneltti, şu cevfrden, halka çözümle ilgilabı aldı: "Aynı konu mu ? Öncelikle, Ada`daki normal olmayan durumu kronolojik olarak incelersek, iki toplumlu hükümete 1964 itibarıyla Kıbrıslı Rumların hükmettiğini görürüz. Kıbrıslı Rumlar tarafından gasp edilmiştir. Bana sorarsanız, onca yıldan sonra Kıbrıslı Türklerin başka seçeneği yoktu. Bugün bile Kıbrıs Rum tarafına, KKTC`nin bağımsızlık bildirisini incelemesini öneriyorum çünkü o metinde, bu devletin başka hiçbir devletle birleşmesinin söz konusu olmadığı söyleniyor. Ancak aynı zamanda bu metinde,federal çözüm bulunması çabaları dışarıda bırakılmıyor." "İKİ SEÇENEK VAR" Rum tarafının Kıbrıs sorununun çözülmesine kadar beklemesini mi önerdiği sorusuna muhatap olan Özersay "İki seçenek var" dedi, şunları ekledi: "Ya bu faaliyetler ertelenir ve Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs sorununun çözümünün 2012`nin ikinci yarısından önce, mümkün olan en kısa zamanda mümkün olduğunu açıklar. Gerçekçi olun. İki ay içerisinde doğalgaz veya petrol bulunup çıkartılması söz konusu mu? Bu bir seçenek olabilir. İkinci seçenek de Kıbrıs Rum tarafının Lübnan ve Türkiye gibi bütün bölge ülkelerini davet edebilir ve bir çıkış yolu bulmaya çalışır." Rum tarafının sondajda ısrar etmesi halinde KKTC`nin de ilgili anlaşmalar imzalayacağını söylediği hatırlatılan Özersay`a "Tanınmış bir devlet olmadığınıza göre bu nasıl olacak" sorusu yöneltildi. Cumhurbaşkanı`nın Özel Temsilcisi şu yanıtı verdi: "KKTC`nin yasadışı ve tanınmamış olmasından dolayı, bir çözüm bekleyerek haklarımızı talep etmekten vazgeçeceğimiz teziyle düşünüyorsunuz. Hayır, elbette. Mesela, Kıbrıslı Türklerden tanınmamış oldukları için kimliklerini kullanmamalarını mı bekliyorsunuz? Yani seçimlerimizi de mi yapmayalım? Çözüm olmadığı sürece, biz devlet olarak hareket etmeye devam edeceğiz." Kudret Özersay, "enerji araştırmaları nedeniyle sıcak bir sonbahara doğru gidildiğini mi düşündüğü" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Sadece, Cenevre üçlü görüşmesi sonrasında olumlu bir momentumun ortaya çıktığı bir dönemde, kara sularına ilişkin tartışmalar çıkmasının gerçekten talihsiz olduğuna vurgu yapmak istiyorum. Araştırmalar konusunda geniş bir açıklama yaptığımı biliyorsunuz, kendimi tekrar etmek veya petroller konusuna daha fazla girmek istemiyorum. Sonuç olarak bu tür Ada`mızda gerginlik tırmandırma çabaları ile müzakere prosedürünü feda etmeyeceğimizi vurgulamak isterim."
Kaynak: İHA