Başbakan Erdoğan: Terör Örgütü, Kürt Kardeşimi Benim Kadar Sevemez
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde artan terör olayları ve sınır ötesine yapılan operasyonla ilgili açıklamalar yaptı.
"Kürt kardeşimi PKK’lılardan mukayese edilemeyecek kadar seviyorum." diyen Erdoğan, TBMM’yi boykot ederek yemin etmeyen BDP’lileri de isim vermeden eleştirdi. Erdoğan, "Terörle mücadele konusunda tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğiz." diye konuştu. Başbakan, Somali’ye Ramazan ayı sonuna kadar yaklaşık 250 milyon dolar değerinde yardım edilmesini umduğunu söyledi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı WOW Otel’de iftar yemeği düzenledi. Programda konuşan Başbakan Erdoğan, bölücü terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlara değindi.
Başbakan Erdoğan, "Bu devran böyle gitmeyecek. Adaletten demokrasiden ve hukuktan geri adım atmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm vatandaşların huzur ve güveni için bu yola girdik. Yapılması gerekeni yapacağız. Her türlü ayrımcılığa karşı mücadele edeceğiz. İnkârı, asimilasyon politikasını biz bitirdik. Kardeşlik siyasetimiz ibra edildi. Bunun içindir ki 3 genel, 2 yerel seçim ve 2 referandum kazanıldı." ifadelerini kullandı.
"Aklımızı, vicdanımızı, ruhumuzu koltuğa ve makama feda etmedik." diyen Başbakan Erdoğan, "Hiçbir zaman meşruiyet yolundan ayrılmadık. Meşruiyetin TBMM olduğunu herkes biliyor. Sayısız haksızlığa maruz kaldık; ama meşruiyet dairesinden ayrılmayı aklımızdan geçirmedik." diye konuştu.
Terör gruplarının birbirlerini nasıl desteklediğinin bir bir ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, "Suyun başı tutulunca, sular temiz akmaya başladı. Barış ve huzurun ülkemize neler kazandırdığını her insan hissetti. Türkiye hiç konuşulmadığı kadar konuşuluyor. Demokratik kanallar açıldı. Açılıyor. Tüm oyunlar, tezgâhlar boşa çıktı.
Türkiye demokrasi ile birlikte büyüdü. Dünyanın en saygın ülkeleri arasına girdik. Artık Türkiye yeni bir Türkiye oldu. Türkiye ne zaman kalkınsa, demokrasiye pusu koyanlar oldu. Demokrasinin genişlemesi terör örgütlerinin alanını daraltıyordu. AK Parti hükümeti tüm insanları kucaklamaya devam etti. Devam edecek. Türkiye’de hiçbir vatandaşın kalbinin kırık olmasına izin vermeyeceğiz. Şartlar ne olursa olsun hiçbir sorunu halının altına süpürmeyeceğiz. Hiçbir vatandaşımızın şiddet ve terör tarafından rehin alınmasına müsaade etmeyeceğiz." şeklinde konuştu.
"OPERASYONLARIN HALKI TACİZ EDECEĞİNİ SÖYLEYENLER YANILIYOR"
Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik hava harekâtı nedeniyle yürütülen kara propagandayı izlediğini kaydeden Erdoğan, "Terör örgütüyle aynı dili kullananlar, operasyonların masum halkı taciz edeceğini söylüyorlar. Terör ile masum vatandaşı sadece siz birbirinden ayıramazsınız. Biz değil vatandaşın malının zarar görmesini, tırnağına zarar gelsin istemeyiz. Faili meçhuller geride kaldı. Bizim dönemimizde faili meçhul cinayetler yok. Bizler tüm kuruluşlarla bu işin peşine koşmak suretiyle 9 yıldır mücadele veriyoruz. Eksiklerimiz olabilir. `Yüzde 100 netice alırız` demiyorum. Ölümle tehdit edildiği için kepenklerini kapatmak zorunda kalan vatandaşlar bizi iyi anlıyor.” ifadelerini kullandı.
"PARTİLERE ‘ANAYASAYI BERABER YAPALIM’ DİYECEĞİZ"
30 yıldır yürürlükte olan anayasayı değiştirmeye çalışacaklarını vurgulayan Erdoğan, bunun için ana muhalefet partilerinden ve diğer partilerden randevu talep edeceklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizi kabul ederler. Ya da etmezler. Bu partilere anayasa teklifiyle gitmeyeceğiz. `Yeni anayasayı birlikte hazırlayalım` diyeceğiz. Bizim partimizin 336 vekili var. Daha fazla üyeye sahip olma teklifiyle gitmeyeceğiz. Bir araya gelelim çalışmayı yürütelim. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzümü yemek olacağız. Demokrasiye pusu kuranlara gelince onlar hak ettiklerini bulacaktır. Kimse cinayet işleyenle, kan dökenle, polise, askere ensesinden silah sıkanla, silah doğrultanla, masum vatandaşları karıştıramaz. Hiçbir masum vatandaşın bu korkuya kapılmasına izin vermeyiz. Huzura kast edenler, vatandaş ile devletin arasına giremez."
"MEŞRU YOLLARLA TERÖR ÖRGÜTÜNE İZİN VERMEYECEĞİZ"
"Devlet, adalete ve hukuka tabidir." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Devletin adaletinin hissedilmediği zaman hangi bedeller ödendi? Unutmadık. Milletim bunu unutmadı. Bedelden kasıt maddi bedel değil. Biz sönen hiç kimseyi, bir vatandaşın kanını milyar dolara değişmeyiz. Herkes bilsin ki Türkiye, terörle çekilmek istenen girdaba düşmeyecek. Terörle mücadelede sadece güvenlik boyutlu değildir. Bunun diplomatik, iletişim, sosyolojik, psikolojik boyutu olacaktır. Tüm sorun alanlarını kapatmaya devam edeceğiz. Bu memleketin tüm evlatları bundan emin olsunlar. Geleceğe güven içerisinde baksınlar. Biz, meşruiyet hakkını işgal etmeden terör örgütüne izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
"ESKİ GÜNLERİN GERİ GELMESİNİ BEKLEYENLER BOŞA BEKLER"
Hiç kimsenin devlet operasyonları durdursun deme hakkına sahip olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Huzurun ve güvenliğin sağlanması için operasyon yapılması gerekiyorsa, devletin görevidir, yapılır. En tabii ki, devletin operasyondan bir çıkarı yok. Devletin can ve mal güvenliğini tesis etmesi lazım. Bunları yapmak için ne gerekiyorsa, yapacağız. Cinayet tasarımcılarla mücadelede devlet asla geri adım atmayacak. Terörle mücadele konusunda tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğiz. Eski günleri geri gelmesini bekleyenler boşa bekler. Biz demokrasiden, adaletten feragat etmeden kardeşliği geliştirmeye çalışacağız." dedi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KUTSALA SAYGISI YOK"
Ramazan ayının ilk gününde artan terör saldırıları karşısında "Ramazan diye sabrediyoruz, artık bıçak kemiğe dayandı." şeklindeki açıklaması hakkında konuşan Erdoğan, "Recep, Şaban ve Ramazan ayında cahiliye döneminde bile kabileler silah kullanmazdı. Mübarek Ramazan ayında sözde teravih namazı kılan terör örgütü uzantıları, sivil asker demeden insan öldürüyor. Vatandaşa kurşun sıkıyor. Arktık biz Ramazan’ın bitmesini bekleyemeyiz. Ne yapılması gerekiyorsa sonuna kadar yapılacaktır. Bu sivil halka yönelik değil, terör örgütünün Kandil’den tutun, içerideki olanaklarına kadardır." diye konuştu.
"VATANDAŞI HARACA BAĞLAYANLARI İNİNDEN ÇIKARACAĞIZ"
Hakkari’deki Kürt vatandaşı PKK’ya haraç vermekten kurtarmanın görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Vatandaşlarımıza bu belgeleri imzalatanları bulup, ininden çıkarmak bizim görevimiz değil mi? Bunun yolu neyse, bu adımı atarak bunu meydana çıkarmak durumundayız. Aksi takdirde bunun hesabını ne vatandaşa ne tarihe verebiliriz. Eski kanlı oyunlarını oynamak isteyenler umduklarına nail olamayacaklar Allahın izniyle doğudan batıya daha fazla kenetleneceğiz." dedi.
"KÜRT’Ü TÜRK KADAR, LAZ KADAR, ÇERKEZ KADAR SEVİYORUM"
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Kürt kardeşlerimi PKK’lılarla mukayese edilemeyecek kadar seviyorum. Türk, Boşnak, Laz kardeşimi sevdiğim kadar seviyorum. Çünkü yaratılanı Yaratan’dan ötürü seviyorum. Onların böyle bir derdi yok. Bir insanın ölümüne neden olmak tüm âlemin ölümüne neden olmak gibidir. Bir insana iyilik yapmak tüm âlemin doğumu gibidir. Bu terör örgütünün lügatinde yok. Gayrı meşru ile aranıza mesafe koymazsanız, oy aldığınız vatandaşa ihanet edersiniz. Meşruiyet zeminin TBMM olduğunu söylememe bilmem gerek var mı? Siyaset yapılacak tek bir yer var. Orası da TBMM’dir."
"MECLİSE GELECEKLER"
Ergenekon tutuklularının TBMM’ye girememesi durumunda Meclis`i boykot edeceklerini söyleyen daha sonra ise bu kararından vazgeçen ana muhalefet partisinden bahseden Erdoğan, "Birileri de ‘Arkadaşlarımız gelene kadar Meclis`e gelmeyeceğiz` dediler. Bir hafta içinde geldiler. Bunlar da gelecek. Başka bir seçenek yok. Meşruiyet zemininden ayrılanlara sadece ‘Siz bilirsiniz.’ deriz." ifadelerini kullandı.
"TERÖRLE MÜCADELE ETMEMİZ LİBYA’DA BULUNMAMIZA MANİ DEĞİL"
Terörle mücadeleyle birlikte, Libya’da, Tunus’ta, Açe’de bulunacaklarını anlatan Erdoğan, "Büyük devlet olmak bunu gerektirir. Biz Osmanlı`nın mirasçılarıyız. Böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. Allah dirlik ve dirayetimizi daim etsin." dedi.
Geçtiğimiz günlerde Somali’ye yaptığı ziyaretten bahseden Erdoğan, İslam ülkelerinde olan çelişkilerin daha fazla canını sıktığını belirtti.
Türkiye’nin Somali’ye yardım için seferber olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Orada gördüğümüz acı anlatılamayacak kadar büyük. O ülkede bir kampa gittik. Kampın içinde ölümle boğuşan yavru vardı. Doktor iğneyi vuramıyor. Deri ile kemik yapışmış vaziyette. Yavru sadece feryat ediyor. İşte onlardan en küçüğü hastaneye sevk edilirken, arkamızdan haber geldi. Çocuk vefat etmiş. Bu sadece o andaki örnekti." dedi.
ERDOĞAN, BUSH İLE DARFUR HAKKINDA YAPTIĞI KONUŞMADAN BAHSETTİ
ABD’nin eski Devlet Başkanı George W. Bush ile yaptığı bir görüşmeden de bahseden Erdoğan, "Daha önce Darfur’a gitmiştim. O kamp da aynen benzer kamptı. O kamp bu kamptan daha iyiydi. Bir jiletle 3 sünnet yapıldığını gördüm. Hijyen söz konusu değildi. Ertesi günlerde ABD ziyaretim vardı. Bush ile görüşmemde ABD Başkanı `Darfur’a gitmişsin tebrik ederim` dedi. Ben de ‘ABD yardım etmemiş` dedim. Bunun üzerine Bush, Darfur’a 800 milyon dolar gönderdiğini söyledi. Darfur Valisi`ne sorduğumda ise, `Hiçbir yardım gelmedi` yanıtını verdi. İşini kontrol etmeyen patronlar gibi. Gönderdin de, kime gönderdin? Nereye harcandın? Böyle bir şey yok. Giden paralar zırhlı arabalara harcanıyor. Buraya Türk’ün eli farklı uzanacak. Bir numaralı sorun güvenlik. İç barış için bir çalışma başlatacağız. Seyyar Hastane kuruyoruz ama kalıcı hastane de kuruyoruz." diye konuştu.
Konuşmasının sonunda İHH, Kimse Yok Mu?, TİKA, Can Suyu, Kızılay gibi sivil toplum ve yardım kuruluşlarına teşekkür eden Erdoğan, bu ülkede kalıcı eserler bırakacaklarını vurguladı.
Programa; Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan’ın yanı sıra Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, milletvekili Nimet Çubukçu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Star Gazetesi Yazarı Fehmi Koru, Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Habertürk Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut, Karikatürist Salih Memecan, Show Haber Genel Yayın Yönetmeni Ali Kırca, Gazeteci Reha Muhtar, eski Galatasaray Başkanı Adnan Polat, iş adamı Ali Ağaoğlu, sanatçı Metin Şentürk, dini cemaat ve azınlık temsilcileri, Türk-Musevi cemaatinden İshak Haleva,Türk Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan ve çok sayıda davetli katıldı.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı WOW Otel’de iftar yemeği düzenledi. Programda konuşan Başbakan Erdoğan, bölücü terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlara değindi.
Başbakan Erdoğan, "Bu devran böyle gitmeyecek. Adaletten demokrasiden ve hukuktan geri adım atmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm vatandaşların huzur ve güveni için bu yola girdik. Yapılması gerekeni yapacağız. Her türlü ayrımcılığa karşı mücadele edeceğiz. İnkârı, asimilasyon politikasını biz bitirdik. Kardeşlik siyasetimiz ibra edildi. Bunun içindir ki 3 genel, 2 yerel seçim ve 2 referandum kazanıldı." ifadelerini kullandı.
"Aklımızı, vicdanımızı, ruhumuzu koltuğa ve makama feda etmedik." diyen Başbakan Erdoğan, "Hiçbir zaman meşruiyet yolundan ayrılmadık. Meşruiyetin TBMM olduğunu herkes biliyor. Sayısız haksızlığa maruz kaldık; ama meşruiyet dairesinden ayrılmayı aklımızdan geçirmedik." diye konuştu.
Terör gruplarının birbirlerini nasıl desteklediğinin bir bir ortaya çıktığını anlatan Erdoğan, "Suyun başı tutulunca, sular temiz akmaya başladı. Barış ve huzurun ülkemize neler kazandırdığını her insan hissetti. Türkiye hiç konuşulmadığı kadar konuşuluyor. Demokratik kanallar açıldı. Açılıyor. Tüm oyunlar, tezgâhlar boşa çıktı.
Türkiye demokrasi ile birlikte büyüdü. Dünyanın en saygın ülkeleri arasına girdik. Artık Türkiye yeni bir Türkiye oldu. Türkiye ne zaman kalkınsa, demokrasiye pusu koyanlar oldu. Demokrasinin genişlemesi terör örgütlerinin alanını daraltıyordu. AK Parti hükümeti tüm insanları kucaklamaya devam etti. Devam edecek. Türkiye’de hiçbir vatandaşın kalbinin kırık olmasına izin vermeyeceğiz. Şartlar ne olursa olsun hiçbir sorunu halının altına süpürmeyeceğiz. Hiçbir vatandaşımızın şiddet ve terör tarafından rehin alınmasına müsaade etmeyeceğiz." şeklinde konuştu.
"OPERASYONLARIN HALKI TACİZ EDECEĞİNİ SÖYLEYENLER YANILIYOR"
Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik hava harekâtı nedeniyle yürütülen kara propagandayı izlediğini kaydeden Erdoğan, "Terör örgütüyle aynı dili kullananlar, operasyonların masum halkı taciz edeceğini söylüyorlar. Terör ile masum vatandaşı sadece siz birbirinden ayıramazsınız. Biz değil vatandaşın malının zarar görmesini, tırnağına zarar gelsin istemeyiz. Faili meçhuller geride kaldı. Bizim dönemimizde faili meçhul cinayetler yok. Bizler tüm kuruluşlarla bu işin peşine koşmak suretiyle 9 yıldır mücadele veriyoruz. Eksiklerimiz olabilir. `Yüzde 100 netice alırız` demiyorum. Ölümle tehdit edildiği için kepenklerini kapatmak zorunda kalan vatandaşlar bizi iyi anlıyor.” ifadelerini kullandı.
"PARTİLERE ‘ANAYASAYI BERABER YAPALIM’ DİYECEĞİZ"
30 yıldır yürürlükte olan anayasayı değiştirmeye çalışacaklarını vurgulayan Erdoğan, bunun için ana muhalefet partilerinden ve diğer partilerden randevu talep edeceklerini ifade etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizi kabul ederler. Ya da etmezler. Bu partilere anayasa teklifiyle gitmeyeceğiz. `Yeni anayasayı birlikte hazırlayalım` diyeceğiz. Bizim partimizin 336 vekili var. Daha fazla üyeye sahip olma teklifiyle gitmeyeceğiz. Bir araya gelelim çalışmayı yürütelim. Derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzümü yemek olacağız. Demokrasiye pusu kuranlara gelince onlar hak ettiklerini bulacaktır. Kimse cinayet işleyenle, kan dökenle, polise, askere ensesinden silah sıkanla, silah doğrultanla, masum vatandaşları karıştıramaz. Hiçbir masum vatandaşın bu korkuya kapılmasına izin vermeyiz. Huzura kast edenler, vatandaş ile devletin arasına giremez."
"MEŞRU YOLLARLA TERÖR ÖRGÜTÜNE İZİN VERMEYECEĞİZ"
"Devlet, adalete ve hukuka tabidir." ifadelerini kullanan Erdoğan, "Devletin adaletinin hissedilmediği zaman hangi bedeller ödendi? Unutmadık. Milletim bunu unutmadı. Bedelden kasıt maddi bedel değil. Biz sönen hiç kimseyi, bir vatandaşın kanını milyar dolara değişmeyiz. Herkes bilsin ki Türkiye, terörle çekilmek istenen girdaba düşmeyecek. Terörle mücadelede sadece güvenlik boyutlu değildir. Bunun diplomatik, iletişim, sosyolojik, psikolojik boyutu olacaktır. Tüm sorun alanlarını kapatmaya devam edeceğiz. Bu memleketin tüm evlatları bundan emin olsunlar. Geleceğe güven içerisinde baksınlar. Biz, meşruiyet hakkını işgal etmeden terör örgütüne izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
"ESKİ GÜNLERİN GERİ GELMESİNİ BEKLEYENLER BOŞA BEKLER"
Hiç kimsenin devlet operasyonları durdursun deme hakkına sahip olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Huzurun ve güvenliğin sağlanması için operasyon yapılması gerekiyorsa, devletin görevidir, yapılır. En tabii ki, devletin operasyondan bir çıkarı yok. Devletin can ve mal güvenliğini tesis etmesi lazım. Bunları yapmak için ne gerekiyorsa, yapacağız. Cinayet tasarımcılarla mücadelede devlet asla geri adım atmayacak. Terörle mücadele konusunda tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğiz. Eski günleri geri gelmesini bekleyenler boşa bekler. Biz demokrasiden, adaletten feragat etmeden kardeşliği geliştirmeye çalışacağız." dedi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KUTSALA SAYGISI YOK"
Ramazan ayının ilk gününde artan terör saldırıları karşısında "Ramazan diye sabrediyoruz, artık bıçak kemiğe dayandı." şeklindeki açıklaması hakkında konuşan Erdoğan, "Recep, Şaban ve Ramazan ayında cahiliye döneminde bile kabileler silah kullanmazdı. Mübarek Ramazan ayında sözde teravih namazı kılan terör örgütü uzantıları, sivil asker demeden insan öldürüyor. Vatandaşa kurşun sıkıyor. Arktık biz Ramazan’ın bitmesini bekleyemeyiz. Ne yapılması gerekiyorsa sonuna kadar yapılacaktır. Bu sivil halka yönelik değil, terör örgütünün Kandil’den tutun, içerideki olanaklarına kadardır." diye konuştu.
"VATANDAŞI HARACA BAĞLAYANLARI İNİNDEN ÇIKARACAĞIZ"
Hakkari’deki Kürt vatandaşı PKK’ya haraç vermekten kurtarmanın görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Vatandaşlarımıza bu belgeleri imzalatanları bulup, ininden çıkarmak bizim görevimiz değil mi? Bunun yolu neyse, bu adımı atarak bunu meydana çıkarmak durumundayız. Aksi takdirde bunun hesabını ne vatandaşa ne tarihe verebiliriz. Eski kanlı oyunlarını oynamak isteyenler umduklarına nail olamayacaklar Allahın izniyle doğudan batıya daha fazla kenetleneceğiz." dedi.
"KÜRT’Ü TÜRK KADAR, LAZ KADAR, ÇERKEZ KADAR SEVİYORUM"
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Kürt kardeşlerimi PKK’lılarla mukayese edilemeyecek kadar seviyorum. Türk, Boşnak, Laz kardeşimi sevdiğim kadar seviyorum. Çünkü yaratılanı Yaratan’dan ötürü seviyorum. Onların böyle bir derdi yok. Bir insanın ölümüne neden olmak tüm âlemin ölümüne neden olmak gibidir. Bir insana iyilik yapmak tüm âlemin doğumu gibidir. Bu terör örgütünün lügatinde yok. Gayrı meşru ile aranıza mesafe koymazsanız, oy aldığınız vatandaşa ihanet edersiniz. Meşruiyet zeminin TBMM olduğunu söylememe bilmem gerek var mı? Siyaset yapılacak tek bir yer var. Orası da TBMM’dir."
"MECLİSE GELECEKLER"
Ergenekon tutuklularının TBMM’ye girememesi durumunda Meclis`i boykot edeceklerini söyleyen daha sonra ise bu kararından vazgeçen ana muhalefet partisinden bahseden Erdoğan, "Birileri de ‘Arkadaşlarımız gelene kadar Meclis`e gelmeyeceğiz` dediler. Bir hafta içinde geldiler. Bunlar da gelecek. Başka bir seçenek yok. Meşruiyet zemininden ayrılanlara sadece ‘Siz bilirsiniz.’ deriz." ifadelerini kullandı.
"TERÖRLE MÜCADELE ETMEMİZ LİBYA’DA BULUNMAMIZA MANİ DEĞİL"
Terörle mücadeleyle birlikte, Libya’da, Tunus’ta, Açe’de bulunacaklarını anlatan Erdoğan, "Büyük devlet olmak bunu gerektirir. Biz Osmanlı`nın mirasçılarıyız. Böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. Allah dirlik ve dirayetimizi daim etsin." dedi.
Geçtiğimiz günlerde Somali’ye yaptığı ziyaretten bahseden Erdoğan, İslam ülkelerinde olan çelişkilerin daha fazla canını sıktığını belirtti.
Türkiye’nin Somali’ye yardım için seferber olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Orada gördüğümüz acı anlatılamayacak kadar büyük. O ülkede bir kampa gittik. Kampın içinde ölümle boğuşan yavru vardı. Doktor iğneyi vuramıyor. Deri ile kemik yapışmış vaziyette. Yavru sadece feryat ediyor. İşte onlardan en küçüğü hastaneye sevk edilirken, arkamızdan haber geldi. Çocuk vefat etmiş. Bu sadece o andaki örnekti." dedi.
ERDOĞAN, BUSH İLE DARFUR HAKKINDA YAPTIĞI KONUŞMADAN BAHSETTİ
ABD’nin eski Devlet Başkanı George W. Bush ile yaptığı bir görüşmeden de bahseden Erdoğan, "Daha önce Darfur’a gitmiştim. O kamp da aynen benzer kamptı. O kamp bu kamptan daha iyiydi. Bir jiletle 3 sünnet yapıldığını gördüm. Hijyen söz konusu değildi. Ertesi günlerde ABD ziyaretim vardı. Bush ile görüşmemde ABD Başkanı `Darfur’a gitmişsin tebrik ederim` dedi. Ben de ‘ABD yardım etmemiş` dedim. Bunun üzerine Bush, Darfur’a 800 milyon dolar gönderdiğini söyledi. Darfur Valisi`ne sorduğumda ise, `Hiçbir yardım gelmedi` yanıtını verdi. İşini kontrol etmeyen patronlar gibi. Gönderdin de, kime gönderdin? Nereye harcandın? Böyle bir şey yok. Giden paralar zırhlı arabalara harcanıyor. Buraya Türk’ün eli farklı uzanacak. Bir numaralı sorun güvenlik. İç barış için bir çalışma başlatacağız. Seyyar Hastane kuruyoruz ama kalıcı hastane de kuruyoruz." diye konuştu.
Konuşmasının sonunda İHH, Kimse Yok Mu?, TİKA, Can Suyu, Kızılay gibi sivil toplum ve yardım kuruluşlarına teşekkür eden Erdoğan, bu ülkede kalıcı eserler bırakacaklarını vurguladı.
Programa; Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan’ın yanı sıra Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, milletvekili Nimet Çubukçu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Star Gazetesi Yazarı Fehmi Koru, Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Habertürk Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut, Karikatürist Salih Memecan, Show Haber Genel Yayın Yönetmeni Ali Kırca, Gazeteci Reha Muhtar, eski Galatasaray Başkanı Adnan Polat, iş adamı Ali Ağaoğlu, sanatçı Metin Şentürk, dini cemaat ve azınlık temsilcileri, Türk-Musevi cemaatinden İshak Haleva,Türk Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan ve çok sayıda davetli katıldı.