Stk`lardan, "operasyonlar Durdurulsun" Çağrısı

Diyarbakır`da 205 sivil toplum kuruluşu, son günlerde çıkan çatışmalar ve sınır ötesi hava harekatına "dur" demek için bir araya gelirken, Baro Başkanı M.

Stk`lardan, 'operasyonlar Durdurulsun' Çağrısı
Emin Aktar, "Yarın çok geç olmadan bu gidişata `dur` demek için devletin operasyonları durdurması, PKK`nın da silahları susturması gerekir" dedi.

Diyarbakır`da bir araya gelen 205 sivil toplum kuruluşu, son zamanlarda artan çatışmalar ve sınır ötesi hava harekatına "dur" demek amacıyla açıklama yaptı. Yenişehir ilçesi Sümer Park`ta bir araya gelen sivil toplum kuruluşu temsilcileri adına açıklama yapan Baro Başkanı M. Emin Aktar, silahların susması gerektiğini söyledi. Aktar, açıklamasında sivil toplum örgütlerinin söz söyleme hakkı olduğunu belirterek, "Türkiye`de son günlerde yaşanan çatışma ortamı; toplumsal yaşamda umutsuzluk, karamsarlık vebölünmüşlüğü derinleştirmekte, barışı, kardeşliği, geleceğimizi tehdit etmektedir. Kürt meselesinde çözüm üretilmemesinden, çözüme olanak verilmemesinden kaynaklı yaşanan şiddet ortamı, akıl tutulmasına yol açmaktadır. 12 Haziran seçimlerinin ertesinde Türkiye, Kürt meselesinde demokratik bir çözüme yaklaşmış, müzakere ve demokratik çabaların da katkı sağlayacağı barış ortamı ve çoğulcu, özgürlükçü, katılımcı, demokratik, sivil bir anayasa beklentisi oluşmuştu. Bugün ise Türkiye ciddi bir sarsıntı vesavrulma yaşıyor. Barış dili yerini savaş diline bırakıyor, bu da çözüme dair umutları azaltıyor. Her şeyden önce ölümlere, kan ve gözyaşlarına yol açan silahlara `dur` demek, `Bu ülke hepimizin` demek, `Hepimiz aynı gemideyiz`in bilincinde olmak gerekmektedir. Bugün hayatını kaybeden her insanımız bizi biraz daha çözümden uzaklaştırmaktadır" dedi.

Baro Başkanı Aktar, siyasal iktidarın soğukkanlı olmasına en çok ihtiyaç duyulduğu günler olduğunu belirterek, "Siyasilerin, iktidar ve muhalefetin, TBMM`nin, basının, akil insanların, herkesin öncelikle akan kanın durması için yapabileceklerini esirgememesi lazım. Başta siyasal iktidar olmak üzere, siyasi sorumluluk sahibi tüm aktörler, her kesim barışın inşasına katkıda bulunmalı, ortamı geren tutum ve açıklamalardan uzak durmalı, çözüm için çaba harcamalıdır. Medya organları, toplumda kin ve öfkeninartmasına sebebiyet verecek tarzda yayın yapmaktan uzak durmalı, haber ve yorumlarında basın ilke ve ahlak kurallarına uygun yayın yapmalıdır. Bu kapsamda TBMM, tatilini yarıda bırakıp acilen üye tam sayısı ile toplanmalı ve BDP de dahil olmak üzere TBMM çatısı altında soruna çözüm aranmalıdır. Kürt meselesi, bir asayiş meselesi değildir. İnsani olduğu kadar sosyal ve siyasal bir meseledir. Türkiye insanının, Türkiye vatandaşlarının meselesidir. Bu mesele, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarıekseninde çözülebilir. Toplumsal hafızamız, çatışma ve operasyonların çözüm olmadığını, çözümü ötelediğini, engellediğini, Türkiye`nin kaynaklarını, geleceğimizi ve umutlarımızı yok etmeye yaradığını bize yeterince göstermiştir" ifadelerini kullandı. "YENİ BİR DİL BULUNMASI LAZIM" Baro Başkanı M. Emin Aktar, yeni bir dilin bulunması gerektiğini ve bu dilin barış dili olması gerektiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "1990`lı yıllarda denenen ve derde deva olmayan `olağanüstü valiler`in ve özel timlerin ihdasına, sınır ötesi harekatlara, talimatla yönlendirilen haksız tutuklama ve gözaltılara, öç almaya, sivil siyasetin dışında sorunu asayiş eksenli gören politikalara dönülmesi, geçmişte de görüldüğü gibi, daha çok kan ve gözyaşı, daha çok hukuksuzluk, daha çok ayrışmademektir. Evet, Türkiye`nin bu meselesinin çözülmeyişi diğer tüm sorunların çözülmesi önünde de engel oluşturmaktadır. Yıllardır tüm liderlerin, `Bıçak kemiğe dayandı` söylemi ile başlayan uygulamaların çözüme hizmet etmediği hafızalarımızda tazedir. Yeni bir dil lazım. Ancak bu dil savaş dili değil, barış dili olmalıdır. Bugünün savaş naraları, geleceğin yıkımı ve yarının utancı olacaktır. Gelecek nesillere karşı sorumluluğumuz olduğunu unutmamalıyız. Türkiye`de başta iktidar ve muhalefetten beklenen;kalıcı bir barış ve kardeşlik ortamının, huzur ve güvenin, demokrasi ve insan haklarının, adaletin, çağın gereklerine uygun tarzda inşası ve Kürt meselesi için çözüm üretilmesidir. Bunun ilk adımı da operasyonların durması ve silahların susmasını sağlamaktır." Aktar, devletin operasyonları durdurması, PKK`nın ise silahları susturması gerektiğini belirtip, "Bizler aşağıda imzası bulunan sivil toplum kuruluşları olarak bu gidişattan endişe duymaktayız. Her çatışma ve her ölüm çözümsüzlüğü daha çok derinleştirmekte, Türkiye`yi karanlığa doğru sürüklemektedir. Herkesi aklıselime davet ediyoruz. Yarın çok geç olmadan bu gidişata `dur` demek için devletin operasyonları durdurması, PKK`nın da silahları susturması gerekir" diyerek sözlerine son verdi.
Kaynak: İHA