Bingöllü İşadamlarının Terör Kaygısı

Bingöl`de son dönemlerde artan terör olayları ve buna bağlı olarak birçok işin durması kamuoyunda olduğu gibi iş dünyasında da ciddi rahatsızlıklar oluşturmaya başladı.

Bingöllü İşadamlarının Terör Kaygısı
Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Bozan, gelinen süreçte bölgenin ciddi yaralar aldığını belirterek, "İşadamları bölgeden çekiliyor, gelmek isteyenler de vazgeçiyor" dedi.

Bingöl`de PKK`nın adam kaçırması, iş makinelerini yakması ve yol kesip propaganda yapması en çok iş dünyasını rahatsız ediyor. Bingöl Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kemal Bozan, gelinen süreçte bölgenin ciddi yaralar aldığını söyledi. İşadamlarının bölgeden çekildiğini ve gelmek isteyenlerin de vazgeçtiğini ifade eden Bozan, "Hükümetin yapmak isteyip de yapmadığı işler varken, örgütün de yapılabilecek işleri bozma çabası var. Aslında ortada bir rant var. Dış güçlerin desteklediğine inandığımız bu rantınnet olarak kim tarafından desteklendiği ve sürdürülebilir kılındığı araştırılıp kamuoyuyla paylaşılmalı. Hükümet başlattığı işleri tamamlayamıyor. Yıllardır bu kan akıyor ama bir türlü durdurulamıyor. Onlarca genç göz göre göre toprağa veriliyor. Çocuklar yetim, eşler dul kalıyor. Annelerin gözyaşı üzerinden siyasi söylemler sarf ediliyor ama her girişim neticesiz kalıyor. Devletin buna bir `dur` demesi lazım. İlla silahla olması gerekmiyor. Zaten silahla yıllardır bitirilemediğini gördük. Madem silahlaçözülemiyor bu mesele, o zaman farklı bir yöntem bulunmalı, demokratik bir barış ortamı oluşturulmalı. Örgütün son dönemlerdeki eylemleri, yıllardır savunduklarını söyledikleri Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkına zarar veriyor. Bu insanların hizmete, işe, aşa ihtiyacı var. Yıllardır mücadele veriyoruz, birileri gelip yatırım yapsın diye. Tam bir şeyler olacakken örgütün eylemleri yüzünden herkes bahane bulup kaçıyor. Kimsenin can güvenliği yok. SÜTAŞ gibi dev bir marka gelip yatırımyapacaktı, yüzlerce insanımıza iş olanağı sunacaktı ama şu anda geri çekilme yoluna gidiliyor. Neden? Güvenlik gerekçesiyle. Bakan Bey ikna etmeye çalışıyor, inşallah başarılı olur. Yazıktır, günahtır. Bu insanlar huzur ve güven istiyor. Ama bir rant var ortada ve yıllardır bu oyunu kimse bozamıyor. Devlet de örgüt de artık barış için elini taşın altına koymalı, aksi halde bu bölge daha çok kaybedecektir" dedi. "90`LI YILLARA DÖNÜYORUZ" 23. dönem Bingöl milletvekili Kazım Ataoğlu ise, olaylardan bölgenin ekonomisinin etkilendiğini, huzur ve güven ortamının kalmadığını ifade ederek, "Bir nevi 90`lı yıllara dönüyoruz. Gidişat iyi değil. İnsanlar tekrar şehirlerarası yolculuklarda ciddi bir huzursuzluk yaşıyor. Her bakımdan olumsuz bir tablo görünüyor. Terör, bölgenin yatırımını engelliyor. Kim için yapılıyor bu hizmet? Bölge insanı için. Bölge insanı hizmete açken planlanmış hizmetlerin hayata geçirilememesi ya da yarım kalması çokolumsuz. Bu işlerin nasıl programa alındığını bizler çok yakından biliyoruz. Güney-Karadeniz bağlantı yolunun yapımında 500 trilyonluk ödenek çıkarıldı ama şimdilerde bu işler durma noktasına geldi. Kim için yapılıyor bu hizmetler? Bölge halkı için, onların huzur ve refahı için. Bölge halkı hizmete muhtaç durumda. Bu eylemlerin kime ne faydası var? Kürt halkına faydası olmadığı aşikardır. Bilakis bölge halkına maksimum zararı var. Geçen yıl, hiçbir özel sektördeki iş makineleri boş değildi. Kamyonlar arıgibi çalışıyordu. Bu işler durunca bu insanlar ne yapacak? İş makinesi almak için kredi çekiyor. Nasıl ödeyecek bu kredisini? Bu durum istihdamı da ekonomiyi de ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Bizler de üzülüyoruz tabii. Çözümden bahsediliyor. Herkese göre çözüm değişiyor. AK Parti`nin iktidarda olduğu 10 yıl içerisinde bu meselenin çözümü için ciddi adımlar atıldı. Demokratikleşme ve hukuk alanında, cezaevlerinde mahkumların yakınlarıyla Kürtçe konuşabilmesi ve dahası. Devlet kanalında bile Kürtçe yayınyapılıyor. Sanki bunların hiç biri yapılmamış gibi hareket ediliyor. Kürt meselesi için bir şey yapılmadığını söylemek haksızlık olur. Ciddi adımlar atıldı ama terör durmuyor. Demek ki amaç başka. Bölgede yol olmasın, elektrik olmasın, iyi de ne olsun? Sen ne istiyorsan onu söyle ama bölge halkına neden müdahale ediyorsun? Okulun, sağlık ocağının, yolun ne zararı var? Sormazlar mı, Kürt meselesi için onlar ne yaptılar? Onlar hangi adımı attılar? Sen ne yaptın da benden ne istiyorsun? Barış eli uzattığınısöylüyorsun ama yumruğun sıkılı. Gerçekten kucaklaşalım ama bu böyle olmaz. Kanı kanla kimse temizleyemez. Barış için herkesin ciddi adımlar atması lazım. Onlar adam kaçıracak, iş makinelerini yakacak, hizmeti engelleyecek, sonra barıştan söz edecek. Böyle barış sağlayabilen gördünüz mü? Bu eylemlerin durması, bölgenin huzurlu günlere kavuşması ve yarım kalan işlerin yeniden başlayıp mutlu günlerin gelmesi en büyük temennimizdir" diye konuştu.

"ÖRGÜT BASKI KURUYOR, DEVLET DE ŞEFKATİNİ ESİRGİYOR" Bingöl Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Ali Bayram, herkesin ortadaki tabloyu gayet iyi gördüğünü belirterek, "Böyle bir ortamda esnafın, işadamının rahat olduğu nasıl söylenebilir ki? Adam yatırım yapıyor ya da hizmetin hayata geçmesini sağlıyor, örgüt gelip iş makinesini yakıyor. Bu adam nasıl çalışsın? Can güvenliği olmadan nasıl çalışacak? Aklım da almıyor, onca olaya rağmen neden bir önlem alınmıyor? Devletin askeri, polisi, istihbaratı ne iş yapıyor? Yönetici sıfatını taşıyan kişilerneden bu kadar sessiz? İnsanlar şehrin içinde bile huzursuz, tedirgin. Devlet-vatandaş kopukluğu da her geçen gün giderek büyüyor. Öyle ki, insanlar bu ortamda örgütten çekindikleri gibi devletten de korkuyor. Devlet nezdinde insanlar siyasi görüşlerine göre sınıflandırılmış, sahip oldukları isim ve mevkilere göre ayrı ayrı kefelere konulmuş. Örgüt baskı kuruyor, devlet de şefkatini esirgiyor. Vatandaş arada kalmış. Devlet, vatandaşına öcü gibi bakmamalı. Barış mı isteniyor, o zaman karanlık güçodaklarından arınılmış, samimi bir ortamda herkes üzerine düşeni yapmalı. Artık bu insanların da tahammülü kalmadı" ifadelerini kullandı. "YA KAÇACAĞIZ YA DA DİK DURACAĞIZ" TÜMSİAD Bingöl Şube Başkanı İbrahim Alimoğlu da son zamanlarda artan terör olayları karşısında izlenecek iki yol olduğunu belirterek, "Birincisi, iş dünyası olarak yaşanan bu tedirginliklerden dolayı yapılması planlanan yatırımların askıya alınması; ikincisi de yaşanan bu tüm olumsuzluklar karşısında güçlü, kararlı ve istikrarlı bir şekilde dik duruş sergileyerek yatırım adına aldığımız ve alacağımız tüm kararların arkasında durarak çalışmalarımıza devam etmek olacaktır. Türkiye`nin siyasi ve ekonomikanlamda yakalamış olduğu istikrarlı gidişatına yardımcı olmak ve 2023 hedeflerine doğru hep beraber yılmadan yorulmadan yolumuza devam etmek lazım. TÜMSİAD olarak bizler de bunu yapmaya çalışacağız. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın" açıklamasını yaptı. "KÜRT OLDUKLARINA DA KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ OLDUKLARINA DA İNANMIYORUZ" Bingöl Girişimci İşadamları Derneği Başkanı Medeni Arifoğlu ise, terörün amacının Bingöl gibi sağduyulu insanların yoğunlukta olduğu bir şehrin insanlarının huzurunu kaçırmak olduğunu belirterek, "Terörün amacı, buraya gelecek yatırımları sekteye uğratmaktır. Bunları yapanların Kürt olduğuna da Kürtlerin temsilcisi olduklarına da inanmıyoruz. Sırtlarını karanlık güçlere dayayıp yaptıkları eylemlerle bölgedeki huzuru ortadan kaldırıyorlar. Bölge üzerinden kendi çıkarlarına kazanç sağlıyorlar.İşadamlarımız kesinlikle bu baskı politikalarına karşı direnmelidir, yatırımlarını her ne pahasına olursa olsun sürdürmelidir. Güvenliği gerekçe gösterip geri çekilmemeliler, bu baskılara karşı daha kararlı adımlar atmalılar. Devletimiz işadamlarının yanındadır. Ayrıca terör örgütlerinin yaptığı bu eylemlerin de Bingöl`ümüzle ilişkilendirilmemesini istiyoruz. Bingöl halkı devletinin yanındadır. Bingöl; huzur, güven ve mutluluğu isteyen bir ildir. Kimse buradaki eylemlerin sorumlusu olarak daburadaki vatandaşlarımızı hedef göstermemeli" dedi.
Kaynak: İHA